22 Mart 2011

14-24 Şubat, Chiang Mai...

[slideshow]

Chiang Mai'de kursa gidilir...

Yolculuğumuzun üçüncü durağı Chiang Mai… Pattaya’dan bir saatlik kara yoluyla Bangong’a dönüyoruz. Arkasından da bir saatlik uçuşla Chiang Mai’ye varıyoruz. Bangong’dan hemen hemen her saat başı bütün turistik bölgelere uçak bulmak mümkün. Kalacağınız otelleri de havaalanında ayarlayabiliyorsunuz. Chiang Mai bölgesinde oteller yaklaşık 800 baht civarı…( 100 baht= 5Tl)

Kuzeyin başkenti olarak bilinen Chiang Mai tam bir öğrenci şehri. Burada Tay dansı, yemekleri ve masajıyla ilgili kurslar bolca mevcut. Tabi ki en çok ilgi tay masajı kursuna. Avrupa’dan gelen birçok turist burada altı ay kadar kalıp masaj yapmasını öğreniyorlar. Sonrada , ülkelerinde meslek olarak bu işi yapmaya başlıyorlar. Doğunun felsefesini öğrenmek isteyenler, meditasyon ve savaş sanatlarına da ilgi duyanlar için de bir saat mesafedeki Chong Mong manastırını tavsiye ederim.

Chiang Mai şehrinde gidilmesi gereken üç tane büyük tapınak var… Akşamları bu tapınaklarda müzik ve dans gösterileri oluyor. Tapınaklarda ve yollarda turuncu kıyafetli rahipler görmek ilk başta ilginizi çekse de sonra onları görmeye alışıyorsunuz. Buraları dolaştıktan sonra haydi alışveriş zamanı diyorsanız Wua Lai sokağındaki pazarı tavsiye ederim. Pazar  en az 3 km uzunluğunda. Ayrıca sonuna kadar gidip ara bir yoldan caddeye çıkma şansınız yok. Mecbur aynı yolu tekrar yürümek zorundasınız. Bu bana yetmedi diyorsanız her akşam yediden sonra kurulan gece pazarına gitmelisiniz. Her iki pazar da inanılmaz kalabalık oluyor… Yetti gari yemek yemek istiyorum ,hem de bildiğim bir yemek istiyorum diyorsanız işte tam yerindesiniz…Chiang Mai’de her damak tadına hitap eden lokantalar, kafeler, fast food lokantaları var…

Her gittiğiniz lokantada, otelde, alışveriş yapacağınız tezgah önünde, ya da bineceğiniz tuk tuk da sizi ‘sodikha’ diyerek selamlıyorlar. Sodikha hoş geldiniz demek. Ayrıca bunu söylerken ellerini çene altında kavuşturup hafifçe eğiliyorlar. Yüzlerinde her daim bir gülümseme oluyor. Genelde herkes birkaç kelime İngilizce bildiği için anlaşmak çok kolay . Genel bir sükunet ve gülümseme ruhlarına yerleşmiş gibi…

Chiang Mai’de etrafı gezmek için bir sürü tur var. Bu turlardan özellikle üç tanesine gitmenizi öneririm. Birincisi kabile turu… Beş tane kabile geziyorsunuz… Bu kabilelerden özellikle      ‘ Uzun Boyunlu Kadınların ‘ yaşadığı kabile görülmeye değer… Beş yaşından itibaren kızların boynuna altın renkli bir halka takıyorlar. Ve yıllar bazında  bu halkalar  birer birer arttırılıyor. Sabahtan akşama bu halkalarla dolaşıyor kızlar… Sonuçta omuzları çöktüğü için, boyunları uzamış gözüküyor… 9-10 halkalı bir boyunluğu elime aldım yaklaşık iki kilo ağırlığındaydı… Bütün gün böyle bir yükle dolaşmak gözüme çok zor gözüktü… Kabile kızlarına halkalarını gösterip ‘ağır mı ? zor mu ?’  diye sorduğumda gülüşüp hayır diye cevap verdiler… Bir de bu halkaları boyunlarına nasıl takıp çıkardıklarını kimse bilmiyormuş… Bu büyük bir sırmış… Kabile inanışına göre bu boyunluklar onlara iyi şans getiriyormuş. Ayrıca kulaklarına da uzun halkalı küpeler takıyorlar. Küpeler ne kadar kulak memelerini uzatırsa o kadar uzun ömürlü olacaklarına inanıyorlar.

Diğer kabileleri de keyifle gezdik… Tahta evlerinde yaşayıp, fasulye ayıklayan bir çiftle işaret diliyle anlaştım… Çok güler yüzlü ve misafirperverdiler… Bana hemen Hindistan cevizi suyu ikram ettiler… Kabile’nin geçim kaynağı tamamen turizme dayalı olduğu için, bilezik, şapka ve  kolye yapan köylü kadınlar arkadaşlarımızdan birini esir aldı… Ve arkadaşımız  200 bahtlık bir alışveriş sonucu tekrar özgürlüğünü kazandı J

İkinci turumuz ise yörenin en kutsal tapınağına. Tapınağın adı Wat Phra That Doi Suthep… Bu tapınakla ilgili bir de küçük efsane var… 14 .yüzyılda kutsal beyaz bir fil tapınağın nereye kurulacağını arar… Ve sonunda bulduğu zaman üç kere hortumunu öttürür ve Buda’ya saygısından diz çöker… Tapınağın yapımına derhal başlanır… Bu tapınağa çıkmak için tam 300 basamak çıkmanız gerekiyor… Çıkarken en büyük eğlenceniz bu basamakları saymak olabilir… Ayrıca merdivenlerin sağına soluna kurulmuş tezgahlar ve yerel kıyafetlerdeki küçük çocuklar da sizi oyalayıp bu tırmanışı kolaylaştıracaktır… Tapınağın bahçesinde Tay dansları yapan kızları izleyebilirsiniz… Ayrıca  beyaz  fil heykelinin olduğu ayrı bir bölümü de gezme şansınız var…

Üçüncü ve son turumuza ise ‘Golden Tringle’ adı veriliyor. Burma, Laos ve Tayland sınırının kesiştiği üçgen alanı geziyorsunuz… Bu üçgen alanda tekne turu yapabiliyorsunuz. Laos’un ilk kilometresini gezebiliyorsunuz. Burma’ya da uzaktan bakabiliyorsunuz. Dönüş yolunda  muhteşem bir yapı olan Beyaz Manastırı gezip, sıcak su kaplıcalarında ayaklarınızı dinlendirebilirsiniz. Kaplıcalarda yaşlı teyzeler sizi sarıp, 50 bahta yumurta kaynattırabilirler… Aman hazırlı olun… 5 dakikada yumurtalarınız kaynak suyunda pişirilip size teslim ediliyor…

Bu güzel Chiang Mai anılarından sonra yolcu yolunda gerek diyerek dördüncü ve son durağımıza doğru yola çıkıyoruz…

Sağlıcakla,

Sözlü dövüş sanatı... Tongue fu...

dil Dövme resimleri

SÖZLÜ DÖVÜŞ SANATI (TONGUE FU)

Kung Fu'n un amacı fiziksel bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak, ya da caydırmaktır. TONGUE FU'nun amacı ise psikolojik bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmaktır.

 Sözlü dövüş sanatının asıl amacı kendinizi sözlü saldırılara hedef olmaktan koruyacak şekilde nasıl güven içinde davranacağınızı öğretmektir. 

 Tongue Fu sadece adil ya da dürüst olmayan davranışlara karşı koymakla ilgili değildir. Aynı zamanda bir yaşam felsefesi, hem işinizde hem de dışarıda herkesle daha iyi geçinmenize yardımcı olacak bir iletişim tarzıdır. Çatışmaları nasıl önleyebileceğinizi, nasıl işbirliği oluşturacağınızı ve başkalarına düşüncesiz ve kaba davrandıklarında nasıl nazik kalmayı tercih edebileceğinizi öğretir

Bana kendimi önemli hissettir...

  

Herkesin boynunda asılı görünmez bir levha vardır…
Üzerinde "Bana kendimi önemli hissettir" yazar….
İnsanlarla konuşurken  bu mesajı asla unutmayın…
Mary Kay Ash

bir kerede bir küçük değişiklik...

Uçurumda İp Üzerinde Yürüme

Hayatinizda degisikler yaratmak icin en guzel yol ne biliyor musunuz? Bir kerede bir kucuk pozitif degisiklik yapmayi bir aliskanlik haline getirmek. Buyuk degisikliklere niyet edip onlara takili kalmanin yerine, "bir kucuk pozitif degisiklik" kavrami cok iyi calisiyor.

Bir hayal edin...Eger su anda bir kucuk degisiklik yapar ve bu degisikligi
hayatinizda devam ettirirseniz, o zaman bir kac hafta icinde yeni bir olumlu
degisiklige hazir olabilirsiniz. Bu kucuk olumlu degisiklikleri duzenli ve artan bir sekilde devam ettirirseniz, sene sonuna kadar cok fazla degisikligi basarmis  olacaksiniz. Evet, belki kucuk yollarla ama cogunlukla sizi zorlayan ve bir turlu ilk adimi atip hakkinda birseyler yapmaya baslayamadiginiz, zaman icinde ilk heyecaninizi kaybettiginiz buyuk hedefler yerine en azindan bir seyler basarmis olacaksiniz.

Jeff Olson, yazdigi "The Slight Edge" adli kitabinda, hayatta en basarili insanlarin  yasamlarinda kucuk, erisilmesi kolay iyilestirmeler yapan ve boylelikle bunlari yapmaya devam eden insanlar oldugu ile ilgili cok ikna edici bir gercek durumu anlatmis.

Ornegin, diyetinizden o tek bir kotu seyi cikartip yerine saglikli bir sey koyarsaniz
gelecek seneye kadar cok daha saglikli olacaksiniz. Kitaplarinizdan, yeteneklerinizi arttirmak ve bilgi dagarciginiza birseyler eklemek icin her gun biraz okursaniz, gelecek seneye kadar konunuzda daha ehil hale gelmis olacaksiniz. Eger her gun kucuk bir spirituel calisma yapmayi aliskanlik haline getirirseniz, gelecek seneye daha ilham dolu ve yaratici olcaksiniz.

Kendinize zaman icinde cogalip artacak bir seyi yapmanin avantajini verin. Her gun kucuk bir sey yapmak cok az caba gerektirir. Bir yil sonra ise fark sasirtici bir sekilde gorunur olacaktir.