1 Kasım 2011
Arada sırada mola vermeli ve yaşamının ritmini değiştirmek için tamamıyla farklı bir şey yapmalısın...
Arada sırada mola vermeli ve yaşamının ritmini değiştirmek için tamamıyla farklı bir şey yapmalısın. Bunu yaptığında göreceksin ki, yapman gereken işe tamamen tazelenmiş olarak dönebilecek ve onu yeni bir yaşam sevinci ve keyifle yapabileceksin
Ispanaklı yumurta...
6 adet yumurta
3 çorba kaşığı margarin
Yarım kilo ıspanak
Ispanakları ayıklayıp bol suda güzelce yıkayın. İnce ince kıydığınız ıspanakların, sularını sıkarak süzüp bir kenara bırakın. Soğanı doğrayıp, bir tencerede margarini eritin ve soğan pembeleşene dek kavurun. Ispanakları, tuz ve karabiberi pembeleşen soğana ilave edin. Karıştırarak suyu çekinceye kadar kavurmaya devam
edin. Sonra bu karışımı geniş bir tavaya güzelce yerleştirin. Yumurta sarısına göre yuvalar açın ve yumurtaları kırın. Orta ateşte yumurtanın akları pişene kadar tutun. Karabiber gezdirerek servis yapın
3 çorba kaşığı margarin
Yarım kilo ıspanak
- 1 adet büyük boy soğan
- Tuz, karabiber
Ispanakları ayıklayıp bol suda güzelce yıkayın. İnce ince kıydığınız ıspanakların, sularını sıkarak süzüp bir kenara bırakın. Soğanı doğrayıp, bir tencerede margarini eritin ve soğan pembeleşene dek kavurun. Ispanakları, tuz ve karabiberi pembeleşen soğana ilave edin. Karıştırarak suyu çekinceye kadar kavurmaya devam
edin. Sonra bu karışımı geniş bir tavaya güzelce yerleştirin. Yumurta sarısına göre yuvalar açın ve yumurtaları kırın. Orta ateşte yumurtanın akları pişene kadar tutun. Karabiber gezdirerek servis yapın
İfade etmek, tartışmak kavga etmek değildir...
.İfade etmek, tartışmak kavga etmek değildir... Çok güzel sözlerle karşıdakini yaralamadan duygularımızı ifade edebiliriz, hatta bunu yapmak zorundayız...
Bilimsel verilere göre insanların bazı dönemlerinde kendilerini ifade edemedikleri ve içlerinde biriktirdikleri konular zamanla tiroit vb problemlere yol açıyor sürekli kadınlık gururu incinen bir kadında jinekolojik rahatsızlıklar var oluyor
..ya ruhumuz ruhumuzdaki etkileri…? Sürekli lekeleniyor , kirleniyor , yük alıyor , bizi yaralıyanlardan nefret ediyor ,kin duyuyor ve tüm bunları hissediyor , biriktiriyor sonuç mutsuz kendinden uzak hastalıklı bir yaşamı sürdürmek zorunda kalıyoruz…Bugün bir karar verelim ve sınırlarımızı belirleyelim , bizi rahatsız eden hiç bir şey o sınırlardan içeri giremesin ...
S. B. Başoğl
Havlucan... Birebirdir soğuk algınlıklarına...
Zencefilgiller familyasındandır. 1.5 metre boylarında, kırmızı çizgili beyaz çiçekleri olan, köksaplı (rizom), hoş kokulu, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Anayurdu Çin'in güneyidir. Doğu Asya'da, Endonezya'da, Malezya'da, Java'da, İran'da bulunur. Bileşiminde uçucu yağ ve nişasta, uçucu yağın içinde de sineol, pinen gibi maddeler bulunur.Diğer adı Küçük galangadır. "aplinol" ve "alpinin" gibi kimyasal maddeler sayesinde vücudu ısıtır. Ülkemizde yetişmez, Uzak Doğu'dan ithal edilir.Mutfakla hamur işlerinde, çikolata, dondurma, şekerleme, meşrubat yapımlarında kullanılır. Günümüzde en çok Malezya'da tüketilir.
Yararları
İştah açar.
Göğsü yumuşatır.
Mide Bağırsak gazını önler .
Mideyi kuvvetlendirir
Grip soğuk algınlığına birebirdir
Baş dönmesi,
Baş ağrısı şikâyetlerini dindirir.
Romatizma ve nikris ağrısın hafifletir.
Altını ıslatmaya son verir.
Kullanımı
Yarım litre (2.5 bardak) kaynar suya yarım kahve kaşığı havlıcan kökü konup demlenir, günde üç kez birer çorba kaşığı içilir.
Ya da 5 gr havlıcan toz , 10 gr zencefil toz , 10 gr tarçın toz, 5 gr karanfil, 50 gr balla karıştırılır, sabah akşam birer tatlı kaşığı yutulur
Not: Kullanmadan önce doktorunuza danışınız...
önemli olan,her olaydan ders çıkartmak…
Yaşamda
kimseyi yargılamayın.
Kendinizi de yargılamayın…
Sadece kendinizin farkına varın.
Eleştirilere üzülmeyin .
... Onlar değişim için bir fırsattır.
Onu yakalamaya çalışın.
Aynı hatayı bir daha tekrarlamayın.
Kendinize ve insanlara GÜLÜMSEYİN.
İnsanlar hata yapmadan tecrübe sahibi olamazlar
önemli olan,her olaydan ders çıkartmak…
Ve ne kendinize
ne de başkalarını yıkıcı bir şekilde eleştirmeyin.
Eğer bir insanı insafsızca eleştirdiğinizi fark ederseniz…
Telafi edin ondan özür dileyin..
Bir daha kimseyi ne eleştirin ne de yargılayın…
Çünkü…
Bunlar…
Negatif enerjilerdir…
Ve size pozitif olarak dönmez
kimseyi yargılamayın.
Kendinizi de yargılamayın…
Sadece kendinizin farkına varın.
Eleştirilere üzülmeyin .
... Onlar değişim için bir fırsattır.
Onu yakalamaya çalışın.
Aynı hatayı bir daha tekrarlamayın.
Kendinize ve insanlara GÜLÜMSEYİN.
İnsanlar hata yapmadan tecrübe sahibi olamazlar
önemli olan,her olaydan ders çıkartmak…
Ve ne kendinize
ne de başkalarını yıkıcı bir şekilde eleştirmeyin.
Eğer bir insanı insafsızca eleştirdiğinizi fark ederseniz…
Telafi edin ondan özür dileyin..
Bir daha kimseyi ne eleştirin ne de yargılayın…
Çünkü…
Bunlar…
Negatif enerjilerdir…
Ve size pozitif olarak dönmez
Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın...
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurla...mış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş. " Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş.
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış.
Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş:
"İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
Asla bilmeyenle tartışma
"İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
Asla bilmeyenle tartışma
Yaşanamamışlıklar biriktiriyoruz. Bir gün yaşarız ümidi ile...
Yaşanamamışlıklar biriktiriyoruz. Bir gün yaşarız ümidi ile.
Bir sürü kitap alıy...oruz. Bir gün okurum diye.
Bir sürü söz biriktiriyoruz. Bir gün söylerim diye.
Bir sürü susuyoruz. Uzun süre.
Sürü ile alıyoruz, almak da yetiyor, kullanmasak da olur, evde bulunsun işte canım diye.
Elde edilesi kadar mutluluklarımız.
Ruhu doyurmak mı? Gelecekte yaşıyoruz.
Seneye hallederim. Şu çocuklar büyüsün hele de bakarız.
Emekli olsaydım..
Facebookta sayfalar biriktiriyoruz. Beğen... Bir gün bakarım..
Raflarda kitaplar birikti. Ev eşya almaz oldu. Çocuklar büyüdü. Sanalda "beğenmek" le kültür-sanat yaptık.
Ruhumuz mu mutsuz?
Yarın bakarız ona da. İşimiz var biraz.
Her neyse, şu yaz bi geleydi.
Bir sürü kitap alıy...oruz. Bir gün okurum diye.
Bir sürü söz biriktiriyoruz. Bir gün söylerim diye.
Bir sürü susuyoruz. Uzun süre.
Sürü ile alıyoruz, almak da yetiyor, kullanmasak da olur, evde bulunsun işte canım diye.
Elde edilesi kadar mutluluklarımız.
Ruhu doyurmak mı? Gelecekte yaşıyoruz.
Seneye hallederim. Şu çocuklar büyüsün hele de bakarız.
Emekli olsaydım..
Facebookta sayfalar biriktiriyoruz. Beğen... Bir gün bakarım..
Raflarda kitaplar birikti. Ev eşya almaz oldu. Çocuklar büyüdü. Sanalda "beğenmek" le kültür-sanat yaptık.
Ruhumuz mu mutsuz?
Yarın bakarız ona da. İşimiz var biraz.
Her neyse, şu yaz bi geleydi.
Abdullah Kasay
Aşk, senin hiçbir zaman benim olmayacağını, o yüzden seni hiç kaybetmeyeceğimi öğretti...
Bir çiçeğe sahip olmak isteyen, onun güzelliğinin soluşunu seyretmek zorunda kalır. Ama bir tarladaki çiçeğe sadece bakmakla yetinirsen, o hep seninle olacaktır; çünkü çiçek akşamın ve günbatımının ve nemli toprağın ve ufuktaki bulutların bir parçasıdır..
Aşk, senin hiçbir zaman benim olmayacağını, o yüzden seni hiç kaybetmeyeceğimi öğretti... Bundan sonra aşk'ın özgürlük olduğunu hep hatırlayacağım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)