Nasrettin Hoca'ya sorarlar: - Hocam sen evliya mısın...?
- Evet, ben evliyayım. İsterseniz şu karşıdaki ağacı çağırayım yanıma gelsin..?
- Tamam Hocam, çağır görelim... Hoca üç kere ağacı çağırır, fakat ağaç gelmez...
- Gelmedi Hocam, derler.
Hoca: -O gelmezse biz gideriz o zaman, evliyada kibir olmaz...
25 Aralık 2011
Besinlerin Kalori Değerleri...
.:: Besinlerin Kalori Değerleri ::. | |||||
Sebzeler (100 gr) | Et ürünleri (100gr) | Meyveler (100gr) | |||
Ispanak | 26 | Tavuk | 215 | Mandalina | 46 |
Domates | 22 | Kuzu pirzola | 263 | Üzüm | 67 |
Mantar | 28 | Ördek | 404 | Armut | 61 |
Kuru soğan | 38 | Hindi | 160 | Ananas | 52 |
Bezelye | 84 | Dana eti | 223 | Elma | 58 |
Salatalık | 15 | Biftek | 156 | Kayısı | 51 |
Patates(haşlanmış) | 76 | Koyun eti(az yağlı) | 247 | Muz | 85 |
Patates(kızarmış) | 280 | Yağlı koyun eti | 310 | Kiraz | 70 |
Patates cipsi | 568 | Az yağlı sığır eti | 225 | Vişne | 58 |
Fasulye | 32 | Yağlı sığır eti | 301 | Şeftali | 38 |
Lahana | 24 | Erik | 75 | ||
Havuç | 42 | Portakal | 76 | ||
Karnabahar | 27 | Yağlar (100gr) | Limon | 27 | |
Kereviz | 40 | Margarin | 720 | İncir | 80 |
Taze mısır | 96 | Tereyağ | 717 | Çilek | 37 |
Biber | 22 | Sıvı yağ | 884 | Karpuz | 26 |
Pancar | 43 | İç yağı | 758 | Avokado | 147 |
Turp | 19 | Kavun | 33 | ||
Pırasa | 52 | Kuru sebze (100gr) | |||
Marul | 14 | Pirinç | 363 | ||
Maydanoz | 44 | Mercimek | 340 | ||
Enginar | 53 | Fasulye | 340 | ||
Patlıcan | 25 | Nohut | 360 | ||
Şarküteri (100gr) | Şekerli gıdalar (100gr) | Süt ürünleri (100gr) | |||
Jambon | 182 | Çikolata | 528 | Yoğurt | 62 |
Yumurta(haşlanmış) | 158 | Bal | 315 | İnek sütü | 61 |
Yumurta(beyaz) | 185 | Üzüm pekmezi | 293 | Ayran | 37 |
Salam | 450 | Kakao | 289 | Beyaz peynir | 235 |
Sosis | 322 | Şeker | 385 | Kaşar peynir | 404 |
Krema | 240 | Lor peyniri | 85 | ||
Sucuk | 452 | Unlular (100gr) | Krem peynir | 349 | |
Pastırma | 250 | Makarna | 369 | Tulum peyniri | 257 |
Zeytin (siyah) | 207 | Talaş böregi | 360 | Dil peyniri | 290 |
Zeytin(yeşil) | 144 | Beyaz un | 368 | ||
Mısır unu | 368 | İçecekler (100ml) | |||
Kuruyemişler (100gr) | Elmalı tart | 276 | Kakao (süt & şeker) | 91 | |
Yer fıstığı | 582 | Kepek | 213 | Kahve (sade) | 0 |
Patlamış mısır | 386 | Yufka | 152 | Kolalı içecek | 39 |
Badem | 598 | Beyaz ekmek | 68 | Şekersiz çay | 0 |
Fındık | 634 | Çavdar ekmeği | 55 | Ice tea | 30 |
Kestane (haşlanmış) | 131 | Çikolatalı pasta | 300 | Portakal suyu | 45 |
Kestane(kavrulmuş) | 245 | Bisküvi | 418 | Elma suyu | 47 |
Şam fıstığı | 594 | Pandispanya | 280 | ||
Ceviz | 651 |
“Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?”
Vaktiyle bir derviş, nefsle mücadele makamının sonuna gelir. Bunun gereği olarak her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir.Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir.Saç, sakal, bıyık,kaş ne varsa hepsinden.Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır. “Vur usturayı berber efendi” der. Berber, dervişin saçlarını kazımaya başlar.
Derviş, aynada kendini takip etmektedir.Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.Doğruca dervişin yanına gider, başını kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak,”Kalk bakalım kabak! Kalk da tıraşımızı olalım” diye kükrer. Dervişlik bu.”Sövene dilsiz, vurana elsiz gerekmiş ya”.
Kaideyi bozmaz derviş.Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuştur.Ses çıkarmaz.Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar. Fakat küstah kabadayı traş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder: “Kabak aşağı, kabak yukarı…" Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar.Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir.Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasına kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına batıverir.Kabadayı oracığa yıkılır kalır.Ölmüştür. Görenler çığlığı basar. Berber işe şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyari sorar: “Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?” Derviş mahzun, düşünceli cevap verir: “Derviş der ki: "Ben gücenmedim ama benim bir sahibim var, O gücenmiş olsa gerek."
Her şey sende başlar sende biter...
Balığa gittiniz mi hiç bilmiyorum ama gitmediyseniz de tavsiye ederim. Oltayı atarsınız suya. Çekersiniz. Tak lüfer... Tekrar atarsınız.. Çekersiniz.. Tak palamut. Yine atın, çekin bu sefer orkinos... Değil tabi ki.
Atarsın.. Boş.. Atarsın... Boş.. Atarsın.. Boş... Bazen saatler sonra kovanda tek balık olur, onu da kedi kapar. İki yanındaki adamsa atar tutar, atar tutar.. Deniz aynı deniz, olta aynı olta.. Fark ne? Balığı tutanda.. Ne denize kız.. ne oltaya..
Her şey sende başlar sende biter...
Atarsın.. Boş.. Atarsın... Boş.. Atarsın.. Boş... Bazen saatler sonra kovanda tek balık olur, onu da kedi kapar. İki yanındaki adamsa atar tutar, atar tutar.. Deniz aynı deniz, olta aynı olta.. Fark ne? Balığı tutanda.. Ne denize kız.. ne oltaya..
Her şey sende başlar sende biter...
SANAL ORTAMDA SİZİ RAHATSIZ EDEN Mİ VAR?
Sanal ortamda özellikle hanımların başına gelen taciz olayları bilinen bir gerçektir. Çoğu insan bu çirkin olayları anlamsız korkuları yüzünden gizler. Ve bu muzdarip durumları içinden çıkılmaz bir hal alır.
Bilmeliyiz ki bu durumlarda içine kapanmak yarardan çok zarar getirir. İnsan bu kendini bilmezlerden dolayı içinden çıkamadığı problemleri mutlaka bir yakını ile paylaşmalıdır… Arkadaşlarından, dostlarından ve ailesinden yardım istemelidir. Niye korkar ki bu insanlar? Unutmamalı ki; “Üzerine çamur atılan insanın suçu yoktur… Suçlu olan çamuru atandır. Ve hak ettiği cezayı bulmalıdır.
Bir de artık şu “sanal alemdeki olayları su yüzüne çıkarmak imkansızdır.” Safsatasına inanmaktan vazgeçilmelidir. Bilinmelidir ki; yazılan her harf, yapılan her eylem noktası noktasına kaydolmaktadır ve silinse bile (biz sildiğimizi sanıyoruzdur) mutlaka ortaya çıkarılabilir. Hatta hangi cihazdan ve nereden yazıldığı da çok kolay bulunabilir.
Bir de pek çoğumuzun bilmediği bir şey var; ne mutlu ki ülkemizde de bu muzdarip insanların sıkıntılarını iletebileceği Resmi bir emniyet birimi var. Adı ise; “BİLİŞİM SUÇLARI VE SİSTEMLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ” Sadece taciz konusun da değil, sanal ortamda yapılan her türlü haksız ve adaletsiz uygulamayı bu birime rapor edebilirsiniz.
Eğer ki böyle bir probleminiz varsa hala acı çekmenizin ve çaresizlik içinde bocalamanızın bir anlamı yok… Muhatabınızı uygun bir şekilde, medenice ikaz ettiğiniz halde hala eylemine devam ediyorsa işte size adres;
Verilen bu linki tıkladığınızda doğrudan aşağıda resmini gördüğünüz şikayet formu gelecektir önünüze. En doğru ve çözümü en sağlam yöntem budur
Sevgili Sadi Atay'a teşekkürlerimle...
Kişi sadece yavaş yavaş herşeyi kabullenmeyi öğreniyor...
Varlığına bütünüyle sahip çıkmalısın.İyisiyle , kötüsüyle her yönünü kabullenmel...isin kendinin.Herhangi birşeyden kurtulmak söz konusu değil.Kimse asla hiç bir şeyden kurtulmuyor , kişi sadece yavaş yavaş herşeyi kabullenmeyi öğreniyor.
OSHO
Çocuk gözüyle...
Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her haftasonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.
Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı... Çok üzülmüştü küçük kız... Babasına söyledi bunu, o da: "Üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü.
Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu: "Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?
Küçük kız babasına eğilerek, sessizce: "Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!....."
Asla ümitsizlik yok!
Asla ümitsizlik yok!
Rüzgar kış geceleri şiddetle uğuldarken
"Filizleneceğim!‿ diye ürperir küçük tohum.
Kaybolmanın bir nedeni vardır...
Kaybolmanın bir nedeni vardır. Yollar seni bambaşka bir yere çıkarır, aslında orda olman gerektiğini ve orayı sadece kaybolarak bulabileceğini anlarsın zamanla..
Yaşamının merkezinde kim var???
Kendi merkezimize başkasını, ilişkide olduğumuz birini oturtuveririz. Babamız annemiz, kardeşimiz yahut sevgilimiz. Belki çocuğumuz ya da patronumuz! Herhangi birisini oraya yerleştirebiliriz. Sonra da kendimiz yerine o kişiyi değiştirmeye çalışırız. Kendimizi aramak ve bulmak arzusu derinlerde duruyorken; bizi o kişi yahut kişileri yaşamımızın amacı haline getiririz.
Osho
Osho
Bütün korumalardan, kabuklardan ve güvencelerden kurtul...
Ego bir yumurtadır ve ondan çıkmak zorundasın.
Coşkulu ol!
Bütün korumalardan, kabuklardan ve güvencelerden kurtul.
O zaman daha geniş bir dünyaya ulaşırsın; engin, sonsuz bir dünyaya.
Ancak o zaman yaşarsın, ve dolu dolu yaşarsın.
OSHO
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)