Doğru insan, yanlış zaman.
Doğru zaman, yanlış insan...
İşte hayat böyle oyunlar oynar her zaman!
Paul Auster
2 Şubat 2012
Hurmanın Faydaları...
Hurmanın faydaları saymakla bitmiyor. Çünkü hurmada bol miktarda lif bulunuyor. İşte hurmanın faydaları… Hurma pek çok vitamin ve mineral açısından zengin bir meyvedir. Bu meyvede yağ, kalsiyum, demir, sülfür, potasyu...m, fosfor, manganez, bakır ve magnezyum bulunur.
Günde bir hurma tüketmek sağlığa iyi gelir. Aynı zamanda bağırsak sorunlarına, zayıflığa, kalp sorunlarına, cinsel iktidarsızlığa, ishale ve mide kanserine de iyi gelir. Hurma, özellikle kas gelişimi için önemlidir. Hurma pek çok şekillerde tüketilebilir. Püresi süt ve yoğurta karıştırılabilir.
Bu macun kıvamındaki hali özellikle gençlerin ve çocukların iyileşme döneminde etkilidir. Modern tıbba göre hurma mide kanserini önler. Hurma, Ramazan ayında oruç açmak için tercih edilir. Bu sayede hurma oruçtan sonra aşırı yemek yemeyi de önler. Çünkü tokluk hissi verir.
Başkasından bir şeyler beklemektense; her şeyi kendisi yapması gerektiği gerçeğini öğrendi.
Allahtan tüm dileklerinin kabul edilmesini diledi.
Allah “önce kaybetmeyi öğren” dedi. ...
Allahtan sabır diledi.
Allah ona sabır göstermesi gereken olaylar gönderdi.
Allahtan yardım diledi.
Allah ona yardıma muhtaç insanlar gönderdi.
Allahtan adalet istedi.
Allah ona adil olmayan insanlar gönderdi.
Allahtan hoşgörü istedi.
Allah ona anlayışsız insanlar gönderdi.
Allahtan sevecek insanlar istedi.
Allah onu sevmeyenleri gönderdi.
Allahtan merhamet istedi.
Allah ona merhametsiz insanlar gönderdi.
Allahtan mutluluk istedi.
Allah mutsuzluğu öğren diye yalnızlığı yaşattı.
Sonuçta sorunların kabuğunu kırıp özü ile yetinmeyi öğrendiğinde hiçbir şeyi istememeyi diledi.
Yaşadığı olumsuzlukların onu erdemli hale getirdiğini fark etti.
Başkasından bir şeyler beklemektense; her şeyi kendisi yapması gerektiği gerçeğini öğrendi.
Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var,İyi kötü,mutlu mutsuz oldugum geçmişden ögrendiklerim var.
Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var,
İyi kötü,mutlu mutsuz oldugum geçmişden ögrendiklerim var.
Kahkahalara sarılmış anılarım da var.
Bana edene beddua etmeyen bir dilim var.
Oysa asla Yüreğimi korkak büyütmedim.
Gidenlerimde oldu kalanlarımda herşeye RAGMEN SENİ SEVİYORUM HAYAT......♥
İyi kötü,mutlu mutsuz oldugum geçmişden ögrendiklerim var.
Kahkahalara sarılmış anılarım da var.
Bana edene beddua etmeyen bir dilim var.
Oysa asla Yüreğimi korkak büyütmedim.
Gidenlerimde oldu kalanlarımda herşeye RAGMEN SENİ SEVİYORUM HAYAT......♥
Bir bütünün parçaları olana,yarınlara ışık saçanlara.
Bir bütünün parçaları olana,
yarınlara ışık saçanlara.
her gün yeni bir ümit olduğunu hatırlayanlara
ne mutlu derim saygıyla.
Arada bir insan yapımı olmayan bir şeye dikkatle bak; bir dağ ,bir yıldız, akan bir nehrin kıvrımları...
Arada bir insan yapımı olmayan bir şeye dikkatle bak; bir dağ ,bir yıldız, akan bir nehrin kıvrımları...
O zaman bilgeliği ve sabrı bileceksin...
Daha da ötesi ,bu dünyada yalnız olmadığını ...♥
O zaman bilgeliği ve sabrı bileceksin...
Daha da ötesi ,bu dünyada yalnız olmadığını ...♥
Panik şaha kalkmış korkudur ve korku her zaman korkulan şeyden daha fazla zarar verir.
Panik şaha kalkmış korkudur ve korku her zaman korkulan şeyden daha fazla zarar verir.
Marie Curie
İstanbul'da nasıl kar ölçümü yapıyorlar diye hep merak ediyordum.
"İstanbul'da nasıl kar ölçümü yapıyorlar diye hep merak ediyordum.
Meğerse çam ağacının dibine düşen ile en üstteki iğnesinin üzerine düşen kar arasındaki mesafeyi ölçüyorlarmış...
Meğerse çam ağacının dibine düşen ile en üstteki iğnesinin üzerine düşen kar arasındaki mesafeyi ölçüyorlarmış...
İstanbul Notları - 1
Perdeyi araladım, birde ne göreyim; kar çok güzel lapa lapa yağıyor. Hatta yağmur kıvamında yağıyor. Yağmur gibi yağıyor. Soğuğu sevmiyorum ama İstanbul’un karlı görüntüsünü kaçırmak istemiyorum. Hava soğuk ama sıkı sıkıya giyinip çıkıyorum dışarıya. Ayağıma da botlarımı giyiyorum. Bir taraftan “çıkmasa mıydım kaymam inşallah” diyorum bir yandan da çıkmaktan kendimi alamıyorum.
Ara sokaklarda tertemiz izsiz karlara basmaya kıyamadan usul usul kenarlardan geçiyorum. Sonra yaramazlığım tutuyor ortadaki yığının üzerine koşup zıplamaya başlıyorum.
Ortaköy’e gidip bankta oturup karların denizle buluşup eriyişini seyrediyorum. Arkasından kafede salep içip pencereden yağan karı seyrediyorum. Sonra Bebek’e gidiyorum, arkasından Rumelihisarı’na. Rumelihisarı’ndan tablo gibi gözüken karşı kıyıya bakıyorum. Bankta tost yiyip çayımı içerken burnum üşüyor. “Niye burun eldiveni yapmazlar ki” diye hayıflanırken karşı tepelerin kar beyazına vuruluyorum. Ön planda arabalar yavaş yavaş geçerken, karşı kaldırımda dolanan köpekler sığınacak bir yer arıyorlar... İstanbul’da senin yerin neresi diye sorsalar Rumelihisarı derim. Bin yıl bu Boğaz’a baksam hani nerde öbür bin yıl derim. İstanbul’dan uzaktayken buranın hasretini çekerim.
Ben çayımı yudumlarken o deli kar tipisi bastırıyor tekrar. Bir çay daha söylüyorum “bu da içimin ısınması için” diyerek. Bir yandan “neden çıktım diye hayıflanırken burada olmasam neleri kaçıracaktım” diyor ikiye bölünmüş ruhum. Sonra zahmetli bir eve dönüşün ardından yarın çıkmayacağım diyorum ama sabah yine dışarısı çağırıyor beni. Bembeyaz karların üzerinde usulca onları incitmekten korkarcasına yürüyorum. İstiyorum ki kanatlarım olsun onların canı acımasın. Paltoma, saçıma, elime kavuşuyor kar taneleri. “Zaten yılda şunun şurasında kaç günkü bu kavuşma” diyor inadına dışarda öyle dikilip duruyorum.
En sonunda soğuğa dayanamıyor, eve koşuyor ve sonuna kadar açılmış tüllerin ardından yağan kara hayranlıkla bakıyorum. Karlar üstüme gelir gibi yağıyorlar ama aramızda cam olduğundan üzerime yağabilecekleri son noktaya kadar yağıyor ve camın dibinde toplaşıyorlar. Onlar dışarda ben içerde birbirimizi seyrediyoruz mahzun bakışlarla…
Ara sokaklarda tertemiz izsiz karlara basmaya kıyamadan usul usul kenarlardan geçiyorum. Sonra yaramazlığım tutuyor ortadaki yığının üzerine koşup zıplamaya başlıyorum.
Ortaköy’e gidip bankta oturup karların denizle buluşup eriyişini seyrediyorum. Arkasından kafede salep içip pencereden yağan karı seyrediyorum. Sonra Bebek’e gidiyorum, arkasından Rumelihisarı’na. Rumelihisarı’ndan tablo gibi gözüken karşı kıyıya bakıyorum. Bankta tost yiyip çayımı içerken burnum üşüyor. “Niye burun eldiveni yapmazlar ki” diye hayıflanırken karşı tepelerin kar beyazına vuruluyorum. Ön planda arabalar yavaş yavaş geçerken, karşı kaldırımda dolanan köpekler sığınacak bir yer arıyorlar... İstanbul’da senin yerin neresi diye sorsalar Rumelihisarı derim. Bin yıl bu Boğaz’a baksam hani nerde öbür bin yıl derim. İstanbul’dan uzaktayken buranın hasretini çekerim.
Ben çayımı yudumlarken o deli kar tipisi bastırıyor tekrar. Bir çay daha söylüyorum “bu da içimin ısınması için” diyerek. Bir yandan “neden çıktım diye hayıflanırken burada olmasam neleri kaçıracaktım” diyor ikiye bölünmüş ruhum. Sonra zahmetli bir eve dönüşün ardından yarın çıkmayacağım diyorum ama sabah yine dışarısı çağırıyor beni. Bembeyaz karların üzerinde usulca onları incitmekten korkarcasına yürüyorum. İstiyorum ki kanatlarım olsun onların canı acımasın. Paltoma, saçıma, elime kavuşuyor kar taneleri. “Zaten yılda şunun şurasında kaç günkü bu kavuşma” diyor inadına dışarda öyle dikilip duruyorum.
En sonunda soğuğa dayanamıyor, eve koşuyor ve sonuna kadar açılmış tüllerin ardından yağan kara hayranlıkla bakıyorum. Karlar üstüme gelir gibi yağıyorlar ama aramızda cam olduğundan üzerime yağabilecekleri son noktaya kadar yağıyor ve camın dibinde toplaşıyorlar. Onlar dışarda ben içerde birbirimizi seyrediyoruz mahzun bakışlarla…
Kendini çökertmeyen bir ruhu başkası asla çökertemez."
Kendini çökertmeyen bir ruhu başkası asla çökertemez."
(Psikolog Cetin Alkan)
(Psikolog Cetin Alkan)
Yazdıklarım, yazmak istediklerimin gölgesi...
Yazdıklarım, yazmak istediklerimin gölgesi...
Konuştuklarım, konuşmak istediklerimin müsveddesi...
Hissettiklerim, hissedebileceklerimin göstergesi...
Yaşamım, yaşayabileceklerimin emaresi...
Anette
G ünaydın, günün aydın olsun.Üzüntü ve kader senden uzakta olsun.
G ünaydın, günün aydın olsun.
Ü züntü ve kader senden uzakta olsun.
N azlar niyazlar gelsin seni bulsun.
A ydınlık dolu güzel bir günün olsun.
Y arının dünden güzel
D ünün hatıra olsun
I sıtsın güneş içini
N e dilersen o olsun….
Dünyanın her yerinden olan insanları seviyorum ve onlar hiçbir zaman birbirleriyle karşılaştırmam...
Ben kimsenin müridi değilim.
Ben hiç bir inanç sistemine ait değilim.
Dünyanın her yerinden olan insanları seviyorum ve onlar hiçbir zaman birbirleriyle karşılaştırmam...
OSHO
Hayatlarımız aynalarımızdır ve bize ne istediğimizi değil, ne olduğumuzu gösterirler.
Hayatlarımız aynalarımızdır ve bize ne istediğimizi değil, ne olduğumuzu gösterirler.
Ya bir yol bul , ya bir yol aç , ya da yoldan çekil .
Ya bir yol bul , ya bir yol aç , ya da yoldan çekil .
" ( KONFÜÇYUS )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)