8'li mi? 7'li mi? Hangi taraf her zaman senin oluyor
12 Ocak 2012
Tebessümü simsında olanı değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi...
Lisânı ağızda olanı değil, lisânı gönülde olanlara yâr et bizi...
Tebessümü simsında olanı değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi...
Aşkı tende sananı değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi!..
Mevlana
Temel ve Dursun maceralarından biri :)))
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış.
1 tanesini alırım, diğerlerini almam :))))
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış.
1 tanesini alırım, diğerlerini almam :))))
Hayatta neye ihtiyacınız olmazsa, ona daha kolay sahip olursunuz!
Hayatta neye ihtiyacınız olmazsa, ona daha kolay sahip olursunuz!
Nedense hayat da insanlar da çoğu kez ihtiyaç duyulmayanı daha kolay verir...
(Mümin Sekman)
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
- Konfüçyus
- Konfüçyus
Yaş isteklerimizi yapmak için asla engel olmamalı... İşte öykümüz buyrun...
Lise Ögretmeniyle karşılaşan genç, konuşması sırasında üniversiteye gitmediği için pişmanlık duyduğunu söyler.
Öğretmeni sorar:" Peki şimdi neden gitmiyorsun.?" Öğrenci:" Simdi 35 yaşındayım, evli ve bir çocuğum var. Üniversiteyi bitirmem dört yilimı alır" der.
Öğretmen sormaya devam eder:" Peki Üniversiteye devam edersen, bitirdiğinde kaç yaşında olacaksın?"
Öğrenci:" 39 yaşında olacağım."
Öğretmen:" Devam etmezsen kaç yaşında olacaksın?"
Öğrenci bir anlam çıkartmaya çalışarak:" Yine 39 yaşında." diye cevap verir.
Ardından öğretmenin ne demek istediğini anliyarak şöyle devam eder: " Evet dört yıl sonra 39 yaşında olacağım. Üniversiteye gitsem de gitmesem de
Öğretmeni sorar:" Peki şimdi neden gitmiyorsun.?" Öğrenci:" Simdi 35 yaşındayım, evli ve bir çocuğum var. Üniversiteyi bitirmem dört yilimı alır" der.
Öğretmen sormaya devam eder:" Peki Üniversiteye devam edersen, bitirdiğinde kaç yaşında olacaksın?"
Öğrenci:" 39 yaşında olacağım."
Öğretmen:" Devam etmezsen kaç yaşında olacaksın?"
Öğrenci bir anlam çıkartmaya çalışarak:" Yine 39 yaşında." diye cevap verir.
Ardından öğretmenin ne demek istediğini anliyarak şöyle devam eder: " Evet dört yıl sonra 39 yaşında olacağım. Üniversiteye gitsem de gitmesem de
İçten motive olan kişi düşünceyi eyleme dönüştürür: Hedeflerini belirler ve onlara ulaşmak için harekete geçer.
İçten motive olan kişi düşünceyi eyleme dönüştürür: Hedeflerini belirler ve onlara ulaşmak için harekete geçer.
Sen kendini sevmezsen, kendine güvenmezsen, baskasi seni niye sevsin, sana niye güvensin?
Kendini sevmek, kişinin hiçbir şey için kendisini eleştirmemesiyle başlar. Olumsuz bir eleştiri kişiyi tam da değiştirmek istediği davranış kalıbının içine hapsedebilir. Kişinin kendisine gösterdiği anlayış ve şefkat bu kısır döngüden çıkmasını sağlar. Bu nedenle kişi kendini eleştirmek yerine kendini onaylamayı denemelidir. Çünkü ruhsal ve bedensel sorunları çözen sihirli değnek kendini sevmek ve onaylamaktır.
Her sabah veya aksam aynanin karsisina gecip, 5 dakika kendinize gülümseyin.
Aynaya bakin ve kendinize güzel sözler söyleyin.
Misal: Ayse, Fatma Mehmet( kendi ismini söyle)
Sen cok degerlisin, hedefledigin isi azimle basarabiliyorsun.Gözlerin ne güzel cildin ne güzel vs... gibi.
Tanrım bana bu güzellikleri nasip ettigin icin sana sonsuz süküprler olsun.
Kendinizde sevdiginiz bir özelligi bulun ve söyleyin.
Bunu yapinca kendinizi mutlu his edeceksiniz.
Her sabah veya aksam aynanin karsisina gecip, 5 dakika kendinize gülümseyin.
Aynaya bakin ve kendinize güzel sözler söyleyin.
Misal: Ayse, Fatma Mehmet( kendi ismini söyle)
Sen cok degerlisin, hedefledigin isi azimle basarabiliyorsun.Gözlerin ne güzel cildin ne güzel vs... gibi.
Tanrım bana bu güzellikleri nasip ettigin icin sana sonsuz süküprler olsun.
Kendinizde sevdiginiz bir özelligi bulun ve söyleyin.
Bunu yapinca kendinizi mutlu his edeceksiniz.
Kazanan ne yapar??? Kaybeden ne yapar ???
Kazanan : Ağlamak yerine ÇALIŞIR.
Kaybeden: Çalışmak yerine AĞLAR.
Kazanan : KAFASINI çalıştırır.
Kaybeden: ÇENESİNİ çalıştırır
Kazanan : Her sorunda bir ÇÖZÜM görür.
Kaybeden: Her çözümde bir SORUN görür.
Kazanan : Her zaman ÇÖZÜMÜN bir parçasıdır.
Kaybeden: Her zaman SORUNUN bir parçasıdır.
Kazanan : Her zaman bir PROGRAMI vardır.
Kaybeden : Her zaman bir MAZERETİ vardır.
Kazanan : "Uzak ama yolu biliyorum" der.
Kaybeden : "Yakın ama yolu bilmiyorum" der.
Kazanan : "Zor ama mümkün" der.
Kaybeden : "Mümkün ama zor" der.
Kazanan : Konuşmak yerine YAPAR.
Kaybeden : Yapmak yerine KONUŞUR.
Kazanan : Yaparım birşey öğrenirim der.
Kaybeden : Zaten sonuç alamam kendimi zorlamanın anlamı yok.
Kaybeden: Çalışmak yerine AĞLAR.
Kazanan : KAFASINI çalıştırır.
Kaybeden: ÇENESİNİ çalıştırır
Kazanan : Her sorunda bir ÇÖZÜM görür.
Kaybeden: Her çözümde bir SORUN görür.
Kazanan : Her zaman ÇÖZÜMÜN bir parçasıdır.
Kaybeden: Her zaman SORUNUN bir parçasıdır.
Kazanan : Her zaman bir PROGRAMI vardır.
Kaybeden : Her zaman bir MAZERETİ vardır.
Kazanan : "Uzak ama yolu biliyorum" der.
Kaybeden : "Yakın ama yolu bilmiyorum" der.
Kazanan : "Zor ama mümkün" der.
Kaybeden : "Mümkün ama zor" der.
Kazanan : Konuşmak yerine YAPAR.
Kaybeden : Yapmak yerine KONUŞUR.
Kazanan : Yaparım birşey öğrenirim der.
Kaybeden : Zaten sonuç alamam kendimi zorlamanın anlamı yok.
Frida Kahlo - A courageous woman
http://youtu.be/o1X_I_JxTz4
Meksikalı ressam. Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón'dur. Resimleri sürrealist akımla ilişkilendirilse de keskin ve acı gerçekliği yansıtmaktadır. Fırtınalı bir hayatı olmuş, hastalığı, resim sanatına kattıkları, ilişkileri ve yeteneğiyle dikkat çekmiştir. Pablo Picasso’nun "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dediği sanatçının 70 eserinin 50'si ressama hayranlığıyla bilinen Madonna tarafından satın alınmıştır. Oto portreleriyle tanınan Frida'nın hayatı, yönetmenliğini Julie Taymor'ın yaptığı ve Salma Hayek'in sanatçıyı canlandırdığı 2002 tarihli Frida filmiyle beyaz perdede hayat bulmuştur. Kahlo, yaşarken ünlü olmuş, resimlerinin çoğu satmış nadir sanatçılardan biridir.
Meksikalı ressam. Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón'dur. Resimleri sürrealist akımla ilişkilendirilse de keskin ve acı gerçekliği yansıtmaktadır. Fırtınalı bir hayatı olmuş, hastalığı, resim sanatına kattıkları, ilişkileri ve yeteneğiyle dikkat çekmiştir. Pablo Picasso’nun "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dediği sanatçının 70 eserinin 50'si ressama hayranlığıyla bilinen Madonna tarafından satın alınmıştır. Oto portreleriyle tanınan Frida'nın hayatı, yönetmenliğini Julie Taymor'ın yaptığı ve Salma Hayek'in sanatçıyı canlandırdığı 2002 tarihli Frida filmiyle beyaz perdede hayat bulmuştur. Kahlo, yaşarken ünlü olmuş, resimlerinin çoğu satmış nadir sanatçılardan biridir.
Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma..!!!!
Pozitif düşüneceksin...
Hayata sımsıkı sarılacaksın...
İşinden kafanı kaldırıp sevdiklerinle vakit geçireceksin...
Sev ki,hücrelerin yenilensin...
Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma..!!!!
* William Shakespeare
Hayata sımsıkı sarılacaksın...
İşinden kafanı kaldırıp sevdiklerinle vakit geçireceksin...
Sev ki,hücrelerin yenilensin...
Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma..!!!!
* William Shakespeare
Ben bir güçlüğü, yumuşak ve işe biraz da mizah katarak karşılamayı öğrendim; böylece yoğunlaşma durumumu koruyabiliyor ve saldırgan enerjileri yeni uyum biçimlerine dönüştürebiliyorum
İLERLEMEK... Aikido’ dan öğrendiğim iki ders var:
1- yoğunlaşma ve bu durumu korumak;
2- çatışmalardan, darbelere karşılık vermekten ve beklenmedik saldırılardan korkmamak.
Benim duraksadığımı ya da geriye çekildiğimi gören öğretmenlerim. “ Hep ileriye...” diye beni uyarıyorlardı. Her şey birbirine bağlı. Fiziksel egzersiz yaparken çoğumuz günlük yaşantımızda... karşılaştığımız durumlarla yüz yüze geliyoruz. Arkadaşlarımdan biri koşucu ve onun güçlü kişiliği, çalışkanlığı ve dayanıklılığı beni çok etkiliyor, zaten tepe yerlerde 40 km’den fazla bir mesafeyi koşabilmesini sağlayan da bu özellikleri.
Ben bir güçlüğü, yumuşak ve işe biraz da mizah katarak karşılamayı öğrendim; böylece yoğunlaşma durumumu koruyabiliyor ve saldırgan enerjileri yeni uyum biçimlerine dönüştürebiliyorum. Pek çok kişinin de aynı şeyi yapması gerektiğini görüyorum. Bilinmeyen karşısında geri çekilmemeyi, cesaretle ilerlemeyi ve değişimi kişisel gelişme sürecinin bir parçası olarak kabul etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Daha büyük bir vizyon geliştirerek ve kendimizi güçlendirerek yeni modeller oluşturabiliriz, hatta bunlar öncekilerden daha iyi de olabilir.
Çinliler ’kriz’ sözcüğünü iki karakter ile yazarlar; bunlardan biri ‘tehlike’, diğeri ise, ‘fırsat ‘ anlamına gelir. En iyi öğrendiğimiz zaman, güçlüklerle karşı karşıya geldiğimiz zamandır; böylelikle daha önce sahip olduğumuzu bilmediğimiz güçlü yönlerimiz ortaya çıkar. Depremler, su baskınları gibi felaketler ile çeşitli krizler, sıradan insanları birer kahramana dönüştürebilir ve bir toplumu birleştirebilir. Güçlükler kaynaklarımızı harekete geçirir, daha bilinçli olmamızı sağlar, duyularımızı daha keskinleştirir. Güçlükleri kendi yararımıza kullanabiliriz. Vizyonumuz ile insanlara yeniden güvence verebilir, onlara bu güçlüğün daha öncekilerle ilişkisini ve yeni fırsatları gösterebiliriz. Yaşam bir nehir gibi akar ve en bilge kişiler suya benzer; akışkan ama sonsuz derecede güçlüdürler; hedeflerine ulaşabilir, engelleri aşabilirler, tıpkı bir nehrin sağlam bir kayayı aşıp geçtiği gibi. Yaşadığımız her deneyim bizi değiştirir, biz de dokunduğumuz her şeyi değiştiririz. Yaşamın akışı hiçbir zaman aynı değildir.
Yaşamak gelişmektir; gelişmek ise değişmek, değişmek de sonsuza kadar yeniden yaratmaktır. Kişiliğimiz güçlendikçe, bilinmeyenle yüzleşmemiz ve yeni fırsatlar yaratmamızda kolaylaşacaktır.
(Diana Dreher
SİZ DOĞUM TARİHİNİZE GÖRE HANGİ OTSUNUZ???
SİZ DOĞUM TARİHİNİZE GÖRE HANGİ OTSUNUZ:D..
Ocak 1 - 9 --- Isırgan otu
Ocak 10 - 24 --- Ebemgümeci
Ocak 25 - 31 --- Dereotu
Şubat 1 - 5 --- Bildiğimiz ot
Şubat 6 - 14 ---Çimen
Şubat 5 - 21 --- Maydanoz
Şubat 22 - 29 --- Kıvırcık
Mart 1 - 12 --- Sarmaşık
Mart 13 - 15 --- Dereotu
Mart 16 - 23 ---Ebemgümeci
Mart 24 - 31 --- Bildiğimiz ot
Nisan 1 - 3 --- Isırgan otu
Nisan 4 - 14 --- Kıvırcık
Nisan 15 - 26 --- Ebemgümeci
Nisan 27 - 30 --- Maydanoz
Mayıs 1 - 13 --- Sarmaşık
Mayıs 14 - 21 --- Çimen
Mayıs 22 - 31 --- Dereotu
Haziran 1 - 3 --- Ebemgümeci
Haziran 4 - 14 --- Maydanoz
Haziran 15 - 20 --- Isırgan otu
Haziran 21 -24 --- Sarmaşık
Haziran 25 - 30 --- Bildiğimiz ot
Temmuz 1 - 9 --- Ebemgümeci
Temmuz 10 - 15 --- Isırgan otu
Temmuz 16 - 26 --- Çimen
Temmuz 27 - 31 --- Bildiğimiz ot
Ağustos 1 - 15 --- Sarmaşık
Ağustos 16 - 25 --- Ebemgümeci
Ağustos 26 - 31 --- Maydanoz
Eylül 1 - 14 --- Çimen
Eylül 15 - 27--- Bildiğimiz ot
Eylül 28 - 30--- Isırgan otu
Ekim 1 - 15 --- Sarmaşık
Ekim 16 - 27 --- Maydanoz
Ekim 28 - 31 --- Kıvırcık
Kasım 1 - 16 --- Dereotu
Kasım 17 -30 --- Bildiğimiz ot
Aralık 1 - 16 --- Isırgan otu
Aralık 17 - 25 --- Sarmaşık
Aralık 26 - 31 --- Çimen
Özellikler :))
Isırgan otu
Çekici ve populersiniz.. Kolayca arkadaş edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin tavırlarınızla grup içinde liderliüe yakışıyorsunuz. Eğer sizin liderliğinizi kabul etmiyorlarsa uygun bir yöntemle kabul ettiriyosunuz, yine olmazsa ısırıyosunuz...
Bildiğimiz ot
Utangaç ve sevimlisiniz. Tanımadığınız insanlarla konuşmayı sevmez ama arkadaşlarınızla herşeyi paylaşabilirsiniz. Arkadaş seçiminde oldukça dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz. Doğayı çok seversiniz öylesine bir otsunuz
Sarmaşık
Yerinde duramayan birisiniz. Durmadan kıpır kıpırsınz Çok arkadaşınız var ve sosyal yaşamınız çok renkli. Sizi tanıyan sizin gibi biri daha olmadığını düşünüyor. Dikkat çekmeyi çok seviyorsunuz...
Kıvırcık
Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasıl davranacağınız pek belli olmuyor. Bazen herşeye salata oluyosunuz. Çoğu şeyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yüzden çok ilgi görüyorsunuz.
Ebemgümeci
Sessiz sakin ama çok zekisiniz. Dost canlısı, sevilmeyi bekleyen tavırlarınız ilgi çekiyor. Her yerde olmayan insan sağlığına yararlı bir kişiliğe sahipsiniz Kucuk bir arkadaş grubu size yetiyor. Fazla populer olmasaniz da yakınlarının el üstünde tuttuğu birisiniz
Dereotu
Siz lider olmak için doğmuşsunuz. Ama yapacak bişey yok bazı organizasyonlarda sadece değişik tad bırakıyorsunuz o kadar. Sözünü dinleten, dediğini yaptıran birisiniz. Kararli tavırlarınız çevrenizdekileri etkiliyor. İnsanlarin arkadaş olmak isteyebiliceği birisiniz.
Maydanoz
Uyumlu, herşeye maydanoz olmak burdan gelir sıcakkanlı birisiniz. Size nasıl davranılmasını istiyorsaniz siz de herkese oyle davranıyorsunuz. Sadık ve dürüstsünüz, yapmacık insanlara ve dedikoduya karşısınız.
Çimen
Çok hassas ve narinsiniz. (çimlere basmayın ) Kolay aşık oluyorsunuz. Ne cok utangaç ne cok girişkensiniz. Arkadaş grubunuzda kırılmaması için kollanan birisiniz.:)
Ocak 1 - 9 --- Isırgan otu
Ocak 10 - 24 --- Ebemgümeci
Ocak 25 - 31 --- Dereotu
Şubat 1 - 5 --- Bildiğimiz ot
Şubat 6 - 14 ---Çimen
Şubat 5 - 21 --- Maydanoz
Şubat 22 - 29 --- Kıvırcık
Mart 1 - 12 --- Sarmaşık
Mart 13 - 15 --- Dereotu
Mart 16 - 23 ---Ebemgümeci
Mart 24 - 31 --- Bildiğimiz ot
Nisan 1 - 3 --- Isırgan otu
Nisan 4 - 14 --- Kıvırcık
Nisan 15 - 26 --- Ebemgümeci
Nisan 27 - 30 --- Maydanoz
Mayıs 1 - 13 --- Sarmaşık
Mayıs 14 - 21 --- Çimen
Mayıs 22 - 31 --- Dereotu
Haziran 1 - 3 --- Ebemgümeci
Haziran 4 - 14 --- Maydanoz
Haziran 15 - 20 --- Isırgan otu
Haziran 21 -24 --- Sarmaşık
Haziran 25 - 30 --- Bildiğimiz ot
Temmuz 1 - 9 --- Ebemgümeci
Temmuz 10 - 15 --- Isırgan otu
Temmuz 16 - 26 --- Çimen
Temmuz 27 - 31 --- Bildiğimiz ot
Ağustos 1 - 15 --- Sarmaşık
Ağustos 16 - 25 --- Ebemgümeci
Ağustos 26 - 31 --- Maydanoz
Eylül 1 - 14 --- Çimen
Eylül 15 - 27--- Bildiğimiz ot
Eylül 28 - 30--- Isırgan otu
Ekim 1 - 15 --- Sarmaşık
Ekim 16 - 27 --- Maydanoz
Ekim 28 - 31 --- Kıvırcık
Kasım 1 - 16 --- Dereotu
Kasım 17 -30 --- Bildiğimiz ot
Aralık 1 - 16 --- Isırgan otu
Aralık 17 - 25 --- Sarmaşık
Aralık 26 - 31 --- Çimen
Özellikler :))
Isırgan otu
Çekici ve populersiniz.. Kolayca arkadaş edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin tavırlarınızla grup içinde liderliüe yakışıyorsunuz. Eğer sizin liderliğinizi kabul etmiyorlarsa uygun bir yöntemle kabul ettiriyosunuz, yine olmazsa ısırıyosunuz...
Bildiğimiz ot
Utangaç ve sevimlisiniz. Tanımadığınız insanlarla konuşmayı sevmez ama arkadaşlarınızla herşeyi paylaşabilirsiniz. Arkadaş seçiminde oldukça dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz. Doğayı çok seversiniz öylesine bir otsunuz
Sarmaşık
Yerinde duramayan birisiniz. Durmadan kıpır kıpırsınz Çok arkadaşınız var ve sosyal yaşamınız çok renkli. Sizi tanıyan sizin gibi biri daha olmadığını düşünüyor. Dikkat çekmeyi çok seviyorsunuz...
Kıvırcık
Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasıl davranacağınız pek belli olmuyor. Bazen herşeye salata oluyosunuz. Çoğu şeyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yüzden çok ilgi görüyorsunuz.
Ebemgümeci
Sessiz sakin ama çok zekisiniz. Dost canlısı, sevilmeyi bekleyen tavırlarınız ilgi çekiyor. Her yerde olmayan insan sağlığına yararlı bir kişiliğe sahipsiniz Kucuk bir arkadaş grubu size yetiyor. Fazla populer olmasaniz da yakınlarının el üstünde tuttuğu birisiniz
Dereotu
Siz lider olmak için doğmuşsunuz. Ama yapacak bişey yok bazı organizasyonlarda sadece değişik tad bırakıyorsunuz o kadar. Sözünü dinleten, dediğini yaptıran birisiniz. Kararli tavırlarınız çevrenizdekileri etkiliyor. İnsanlarin arkadaş olmak isteyebiliceği birisiniz.
Maydanoz
Uyumlu, herşeye maydanoz olmak burdan gelir sıcakkanlı birisiniz. Size nasıl davranılmasını istiyorsaniz siz de herkese oyle davranıyorsunuz. Sadık ve dürüstsünüz, yapmacık insanlara ve dedikoduya karşısınız.
Çimen
Çok hassas ve narinsiniz. (çimlere basmayın ) Kolay aşık oluyorsunuz. Ne cok utangaç ne cok girişkensiniz. Arkadaş grubunuzda kırılmaması için kollanan birisiniz.:)
İş görüşmesinde taleplerimiz uçarsa ne olur? Buyrun...
işe başvuran =ib
insan kaynakları müdürü = ik
ib - ben ayda 10 000 dolar maaş isterim
ik - biz çalışanlarımıza zaten en az 15 000 dolar veriyoruz
ib - şirket aracı olarak bmw istiyorum
ik - biz çalışanlarımıza cherokee jeep veriyoruz
ib - saat 10 da gelirim 15 te cıkarım
ik - bizim çalışanlarımız ewden çalışır
ib - yılda 1 ay tatil isterim
ik - biz çalışanlarımıza 2 ay veriyoruz
ib - antalya da tatilimi geçirebileceğim bir yazlık
ik - biz çalışanlarımızı havai ye gönderiyoruz
ib - ŞAKA YAPIYORSUNUZ
ik - AMA ÖNCE SİZ BAŞLATTINIZ !!!!
insan kaynakları müdürü = ik
ib - ben ayda 10 000 dolar maaş isterim
ik - biz çalışanlarımıza zaten en az 15 000 dolar veriyoruz
ib - şirket aracı olarak bmw istiyorum
ik - biz çalışanlarımıza cherokee jeep veriyoruz
ib - saat 10 da gelirim 15 te cıkarım
ik - bizim çalışanlarımız ewden çalışır
ib - yılda 1 ay tatil isterim
ik - biz çalışanlarımıza 2 ay veriyoruz
ib - antalya da tatilimi geçirebileceğim bir yazlık
ik - biz çalışanlarımızı havai ye gönderiyoruz
ib - ŞAKA YAPIYORSUNUZ
ik - AMA ÖNCE SİZ BAŞLATTINIZ !!!!
''Yanlış kararalar bizi nasıl sona yaklaştırır'' üzerine kısa bir öykü... Sarı öküz...
Eski zamanların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
"SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ'' DE."
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz' 'ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
"AFERİN SİZİ KUTLARIZ!"
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'' u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk' 'u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SÜRÜYÜ?"
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'' ün sözlerini hatırlayarak, gözleri NEMLİ "BİZ" DEMİŞ, "SARI ÖKÜZ' 'Ü VERDİĞİMİZ GÜN KAYBETTİK BU SÜRÜYÜ."
"SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ'' DE."
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz' 'ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
"AFERİN SİZİ KUTLARIZ!"
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'' u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk' 'u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SÜRÜYÜ?"
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'' ün sözlerini hatırlayarak, gözleri NEMLİ "BİZ" DEMİŞ, "SARI ÖKÜZ' 'Ü VERDİĞİMİZ GÜN KAYBETTİK BU SÜRÜYÜ."
Başkalarının yaşamlarını iyileştirmek için çalışırsan, dolaylı olarak kendi yaşamını da iyileştirirsin
Başkalarının yaşamlarını iyileştirmek için çalışırsan, dolaylı olarak kendi yaşamını da iyileştirirsin.
Hergün iyilik yapma alışkanlığını edinirsen, yaşamın çok daha zengin ve anlamlı hale gelir, her gününe kutsallık ve yücelik katmış olursun.İyimser ol.
Yapabileceğin en soylu davranış, başkalarına birşeyler vermektir. Bu, ruhunu zincirlerinden kurtarma sürecidir. Bu, bencilliğinden uzaklaşmak ve daha üstün bir amaca odaklanmaktır.
Gerçek anlamda mutlu ve doyurucu bir yaşam, ancak "anı yaşamak" adı verilen süreçle mümkündür. Her günün sana sunduğu özel anların tadını çıkar. Çünkü sahip olduğun tek şey "bugün ve şu an"dır.
Hergün iyilik yapma alışkanlığını edinirsen, yaşamın çok daha zengin ve anlamlı hale gelir, her gününe kutsallık ve yücelik katmış olursun.İyimser ol.
Yapabileceğin en soylu davranış, başkalarına birşeyler vermektir. Bu, ruhunu zincirlerinden kurtarma sürecidir. Bu, bencilliğinden uzaklaşmak ve daha üstün bir amaca odaklanmaktır.
Gerçek anlamda mutlu ve doyurucu bir yaşam, ancak "anı yaşamak" adı verilen süreçle mümkündür. Her günün sana sunduğu özel anların tadını çıkar. Çünkü sahip olduğun tek şey "bugün ve şu an"dır.
Ey Dost!!! Hayvanlara iyi davran, bitkilere iyi davran, çocuklara iyi davran en önemlisi kendine iyi davran.Yolun, bahtın, yüreğin ve daima açık olsun ey dost…
Mevlana diyor ki: “O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.”
Yine Mevlana diyor ki: “Yüzde ısrar etme, doksan da olur. İnsan dediğinde, noksan da olur... Sakın büyüklenme, elde neler var. Bir ben varım deme, yoksan da olur” Kendini evrenin merkezinde görme. Senin gibi niceleri geldi, yaşadı ve gitti. Seni herkesten farkı kılacak olan nerede doğduğun, ailen ya da imkânların değildir; nasıl yaşayıp geriye ne bırakacağındır. Seni farklı kılacak olan farkındalıklarındır. Hayata doğru açıdan bakmazsan hayat seni doyuramaz. Mutlu olmayı sen seç, mutlu yaşamayı sen seç, mutluluğu yanlış şeylerde ararsan hayat mutluluğu bekleyerek gelir geçer.
Yine doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrenip söylememiş miydi bizlere?
Bundan asırlar önce aynı şeyi “Gönlüm aranıp dünleri feryat etme. Kan almak için yarınlar icat etme. Dünler düş olup gitti, yarınlarsa hayal. Cahilce şu gerçek günü berbat etme.” diyerek öğütlememiş miydi Ömer Hayyam?
Yaşarkende sorumluluklarını ihmal etme. Bu dünyada bir görevin var. Görevini unutmadan yaşa. Senden sonrakileri de düşün. Bu dünya kimseye kalmaz deme. Kalır evet çocuklara kalır bu dünya. Çocuklarımıza kalır bu dünya. Onları da düşünerek yaşa. Yaşa günü yaşa, AN’ı yaşa ama AN’ı yaşarken bir yandan da kendini geliştir, bilgini artır, artırdıkça yüksel ve yükseldikçe alçakgönüllü OL. Sonra da ÖL.
Din, dil, ırk ayrımı yapma. İnsan olmanın ilk şartının merhamet duygusu olduğunu öğren.
Hayvanlara iyi davran, bitkilere iyi davran, çocuklara iyi davran en önemlisi kendine iyi davran.
Yolun, bahtın, yüreğin ve daima açık olsun ey dost… Gök Türk
Yine Mevlana diyor ki: “Yüzde ısrar etme, doksan da olur. İnsan dediğinde, noksan da olur... Sakın büyüklenme, elde neler var. Bir ben varım deme, yoksan da olur” Kendini evrenin merkezinde görme. Senin gibi niceleri geldi, yaşadı ve gitti. Seni herkesten farkı kılacak olan nerede doğduğun, ailen ya da imkânların değildir; nasıl yaşayıp geriye ne bırakacağındır. Seni farklı kılacak olan farkındalıklarındır. Hayata doğru açıdan bakmazsan hayat seni doyuramaz. Mutlu olmayı sen seç, mutlu yaşamayı sen seç, mutluluğu yanlış şeylerde ararsan hayat mutluluğu bekleyerek gelir geçer.
Yine doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrenip söylememiş miydi bizlere?
Bundan asırlar önce aynı şeyi “Gönlüm aranıp dünleri feryat etme. Kan almak için yarınlar icat etme. Dünler düş olup gitti, yarınlarsa hayal. Cahilce şu gerçek günü berbat etme.” diyerek öğütlememiş miydi Ömer Hayyam?
Yaşarkende sorumluluklarını ihmal etme. Bu dünyada bir görevin var. Görevini unutmadan yaşa. Senden sonrakileri de düşün. Bu dünya kimseye kalmaz deme. Kalır evet çocuklara kalır bu dünya. Çocuklarımıza kalır bu dünya. Onları da düşünerek yaşa. Yaşa günü yaşa, AN’ı yaşa ama AN’ı yaşarken bir yandan da kendini geliştir, bilgini artır, artırdıkça yüksel ve yükseldikçe alçakgönüllü OL. Sonra da ÖL.
Din, dil, ırk ayrımı yapma. İnsan olmanın ilk şartının merhamet duygusu olduğunu öğren.
Hayvanlara iyi davran, bitkilere iyi davran, çocuklara iyi davran en önemlisi kendine iyi davran.
Yolun, bahtın, yüreğin ve daima açık olsun ey dost… Gök Türk
Birkac dakikanizi ayirin ve ne oldugunu gorun. Eger durust olursaniz bu size gercekleri soyleyecek.
Birkac dakikanizi ayirin ve ne oldugunu gorun. Eger durust olursaniz bu size gercekleri soyleyecek.
1 - Favori renginiz hangisi : Kirmizi - Siyah - Mavi - Yesil - Sari
2 - İsminizin ilk harfi ?
3 - Dogdugunuz ay?
4 - Hangisini daha cok seversiniz? Siyah mi Beyaz mi
5 - Sizinle ayni cinsiyette birinin adi?
6 - Favori sayiniz?
7 - Hangisine gitmek istersiniz? Kaliforniya - Florida ?
8 - Göl mü seversiniz Okyanus mu?
9 - Mantıklı bir dilek tutun.
Tüm sorulara cevap verince aşağıya bakın; Ama kopya çekmeyin!
1 - Eger sectiginiz renk;
Kirmizi : Alarm durumundasiniz (acik/ uyanik) ve hayatiniz sevgiyle dolu
Siyah : Kapali ve agresif birisiniz
Yesil : Ruhunuz huzurlu ve rahatsiniz.
Mavi : Spontane, ask opucukleri ve sevkatli biriniz
Sari : Mutlu bir insansiniz.. Kotu modda olanlara iyi tavsiyeler veriyorsunuz.
2 - Eger bas harfiniz;
A-K Hayatinizda bolca sevgi ve dostluk var
L-R Hayatinizi maksimumda yasamaya calisiyorsunuz, yakinda hayatiniz yeniden yeserecek.
S-Z Baskalarina yardim etmeyi seviyorsunuz. . Geleceginiz guzel
3 - Eger dogdugunuz ay;
Ocak - Subat - Mart : Yil sizin icin guzel gececek. Hic ummadiginiz birine asIk olacaginizi kesfedeceksiniz.
Nisan - Mayis - Haziran :Sonsuza kadar devam edecek bir sevgi iliskisine sahip olacaksiniz Temmuz - Agustos - Eylul :Cok guzel bir yil yasayacaksiniz ve hayatinizda koklu degisimlere sebep olacak deneyimler yasayacaksiniz.
Ekim Kasim - Aralik : Ask hayatiniz muhtesem olcak, ruh esinizi bulacaksiniz.
4 - Eger sectiginiz ;
Siyah : Hayatiniz bambaska bir yone dogru hareket edecek.Sizin icin en iyi sey bu olacak ve bu degisimden memnun olacaksiniz.
Beyaz : Sizi tamamlayan ve sizin icin herseyi yapabilecek dostlara sahipsiniz ama bunun farkina varmayabilirsiniz.
5 -seçtiğiniz kişi Bu kisi sizin en iyi dostunuz.
6 -seçtiğiniz sayı Bu sayi hayatinizda sahip oldugunuz en yakin arkadaslarinizin sayisini gosteriyor.
7 - Eger sectiginiz;
Kaliforniya : Macera seviyorsunuz
Florida : Yan gel yat bir tipsiniz. (uyusuk)
8 - Eger sectiginiz;
Göl: Sizin arkadaslarina, sevgilisine tamamen baglilik gosteren birisiniz.
Okyanus : Spontane ve insanlari mutlu etmeyi seven birisiniz.
9) Tabi ki dileğiniz olucak. KENDİNİZE GÜVENİN YETER... Ha birde hakkınızda hayırlıysa tabi :)
1 - Favori renginiz hangisi : Kirmizi - Siyah - Mavi - Yesil - Sari
2 - İsminizin ilk harfi ?
3 - Dogdugunuz ay?
4 - Hangisini daha cok seversiniz? Siyah mi Beyaz mi
5 - Sizinle ayni cinsiyette birinin adi?
6 - Favori sayiniz?
7 - Hangisine gitmek istersiniz? Kaliforniya - Florida ?
8 - Göl mü seversiniz Okyanus mu?
9 - Mantıklı bir dilek tutun.
Tüm sorulara cevap verince aşağıya bakın; Ama kopya çekmeyin!
1 - Eger sectiginiz renk;
Kirmizi : Alarm durumundasiniz (acik/ uyanik) ve hayatiniz sevgiyle dolu
Siyah : Kapali ve agresif birisiniz
Yesil : Ruhunuz huzurlu ve rahatsiniz.
Mavi : Spontane, ask opucukleri ve sevkatli biriniz
Sari : Mutlu bir insansiniz.. Kotu modda olanlara iyi tavsiyeler veriyorsunuz.
2 - Eger bas harfiniz;
A-K Hayatinizda bolca sevgi ve dostluk var
L-R Hayatinizi maksimumda yasamaya calisiyorsunuz, yakinda hayatiniz yeniden yeserecek.
S-Z Baskalarina yardim etmeyi seviyorsunuz. . Geleceginiz guzel
3 - Eger dogdugunuz ay;
Ocak - Subat - Mart : Yil sizin icin guzel gececek. Hic ummadiginiz birine asIk olacaginizi kesfedeceksiniz.
Nisan - Mayis - Haziran :Sonsuza kadar devam edecek bir sevgi iliskisine sahip olacaksiniz Temmuz - Agustos - Eylul :Cok guzel bir yil yasayacaksiniz ve hayatinizda koklu degisimlere sebep olacak deneyimler yasayacaksiniz.
Ekim Kasim - Aralik : Ask hayatiniz muhtesem olcak, ruh esinizi bulacaksiniz.
4 - Eger sectiginiz ;
Siyah : Hayatiniz bambaska bir yone dogru hareket edecek.Sizin icin en iyi sey bu olacak ve bu degisimden memnun olacaksiniz.
Beyaz : Sizi tamamlayan ve sizin icin herseyi yapabilecek dostlara sahipsiniz ama bunun farkina varmayabilirsiniz.
5 -seçtiğiniz kişi Bu kisi sizin en iyi dostunuz.
6 -seçtiğiniz sayı Bu sayi hayatinizda sahip oldugunuz en yakin arkadaslarinizin sayisini gosteriyor.
7 - Eger sectiginiz;
Kaliforniya : Macera seviyorsunuz
Florida : Yan gel yat bir tipsiniz. (uyusuk)
8 - Eger sectiginiz;
Göl: Sizin arkadaslarina, sevgilisine tamamen baglilik gosteren birisiniz.
Okyanus : Spontane ve insanlari mutlu etmeyi seven birisiniz.
9) Tabi ki dileğiniz olucak. KENDİNİZE GÜVENİN YETER... Ha birde hakkınızda hayırlıysa tabi :)
Pembe Gözlerinden Öptüm...
Pembe Gözlerinden Öptüm Sen farketmedin mutlaka... Ama benim hep aklımda; Bir kuğu gibi süzülürken, Bir düşümden, bir düşüme sen O buğulu anlık bakışın... Yüreğimi o ilk yakışın. Karanın en güzel karası gözlerinde, Pembenin en pembesini gördüm. Sen farketmedin mutlaka... Ama sıcaklığı hala dudağımda. Benim biricik pembe gözlüm, Kara gözlerinin pembesinden öptüm. 11.12.2009 |
Sadi Atay http://www.antoloji.com/pembe-gozlerinden-optum-siiri/ |
The Day The Music Died - Don McLean on Buddy Holly's crash
http://youtu.be/QmyGZ64J9yg
Buddy Holly kısa süren kariyerine çok büyük başarılar sıkıştırmıştı. Başta Beatles olmak üzere 60'larda Popçuları tamamen etkisi altında bırakmıştı. Bu yüzden de Holly sadece Amerikan Müziği'nin değil İngiliz popüler müziğinin de gelişmesinde büyük rol oynamıştır.
BuDDy HoLLy
Buddy Holly 07.09.1936 ' da dünyaya geldi. Kendi halinde Batı Texas'lı genç bir Country şarkı sözlericısı iken Elvis Presley ve Bill Haley'den oldukça etkilenir. Küçük radyo istasyonlarında sesini duyurmaya çalışır. O dönemde ikili oluşturduğu Bob Montgomery ile plak şirketlerini dolaşıyordu. Derken birgün Texas - Lubbock Kentinde Marty Robbins - Elvis Presley konserine uvertür sahneye çıkacak grup arandığını duyarlar. Bu uvertür olayı bu tip organizasyonlarda gelenek haline gelmişti. Organizatörler ve plak şirketleri için genç ve kendine güvenen şarkı sözlericıları veya grupları keşfetmek için ideal bir olaydı. Bu kez de şans Buddy Holly - Bob Montgomery ikilisine gülmüştü. Elvis ve country - western şarkı sözlericısı Marty Robbins'in yer aldığı bir konserde şarkı sözleri söylemek bulunmaz bir fırsattı. Buddy Holly sahnede belirip de şarkı sözleri söylemeye başladığı anda Tom Parker tarafından fark edilir. Ancak Decca'nın yetenekli ajanı Jim Denny Parker'dan önce davranır ve Holly ile konser sonrası Decca'nın yan kuruluşu olan Nashville Records adına sözleşme imzalar. Ama ne yazık ki bu olayın tatsız yanı Jim Denny sadece Holly'i istemektedir. Kendi deyimiyle ona potansiyel Elvis'ler lazımdır potansiyel Marty Robbins'ler ( Montgomery'i kasttediyor ) zamanını çoktan doldurmuşlardır. Böylece ikili ayrılır. Holly'nin tarzı ne rock and roll ne de folktur. Beyaz ile siyah eski ile yeninin bir karışımıdır ki müziğin tarzının o zamanki ismi ROCKABILLY'dir. Ancak Buddy'nin ilk plağı başarılı olamayınca kesin olarak Rock and Roll'a dönüş yapar. 1956 yılında ilk topluluğunu kurar .THE THREE TUNESS.
Tamamen özgün bir gitar stili vardır. Holly yerini sağlamlaştırdığında henüz 21 yaşındadır.
Decca'dan beklediği yaygınlığı kazanamayınca ayrılıp 1957 ' de Norman Petty'nin Clovis etiketiyle çalışmaya başlar. Bu arada topluluğu da dağılmıştır. Onun yerine The Crickets ile çalışmaya başlar. Petty'nin katkıları ile gerçekleştirilen ilk plak That'll Be The Day özlenen parlayışı sağlar. Kısa sürede hem Amerika'da hem de İngiltere'de şarkı sözleri ilk ona girer. Holly bu başarısı ile kalça hareketi yapmadan da (Elvis kastediliyor) birşeylerin başarılabileceğini kanıtlamış olur. Grubu The Crickets ( Tommy Allsup lead gitar Bo Clark davul George Atwood bass) ile That'll Be The Day sonrası başarılar ardı ardına gelmeye başlar. Aynı yıl içerisinde Peggy Sue adlı şarkı sözlerisı Amerika'da 3 İngiltere'de 6 numaraya kadar yükselir.Holly başarılarını Reminiscing ( UK No:17) bir Chuck Berry klasiği Brown Eyed Handsome Man (UK No:3) ve Bo Didley imzalı Bo Didley (UK No :11) Wishing ile devam ettirir.
Buddy Holly başarılar ile dolu kısa kariyerini 03.02.1959 yılında geçirdiği bir uçak kazası ile noktaladı. 23 yaşında ölen Holly'nin şarkı sözleriları halen pekçok Rock şarkı sözlericısı tarafından söylenmektedir.
Bobby Vee 1963 yılında "I Remember Buddy Holly" isimli tamamen onun şarkı sözlerilarından oluşan bir albüm yaptı.
Ayrıca Connie Francis'inde doldurmuş olduğu bir tribute albümü var. Bugün Tribute showları en fazla yapılan şarkı sözlericılardan biridir.
Buddy holly'e ait birçok belgesel DVD bulmak mümkün. Ayrıca onun hayat hikayesini anlatan Buddy Holly Story adında çokta başarılı bir film var.
...
..
Buddy Holly kısa süren kariyerine çok büyük başarılar sıkıştırmıştı. Başta Beatles olmak üzere 60'larda Popçuları tamamen etkisi altında bırakmıştı. Bu yüzden de Holly sadece Amerikan Müziği'nin değil İngiliz popüler müziğinin de gelişmesinde büyük rol oynamıştır.
BuDDy HoLLy
Buddy Holly 07.09.1936 ' da dünyaya geldi. Kendi halinde Batı Texas'lı genç bir Country şarkı sözlericısı iken Elvis Presley ve Bill Haley'den oldukça etkilenir. Küçük radyo istasyonlarında sesini duyurmaya çalışır. O dönemde ikili oluşturduğu Bob Montgomery ile plak şirketlerini dolaşıyordu. Derken birgün Texas - Lubbock Kentinde Marty Robbins - Elvis Presley konserine uvertür sahneye çıkacak grup arandığını duyarlar. Bu uvertür olayı bu tip organizasyonlarda gelenek haline gelmişti. Organizatörler ve plak şirketleri için genç ve kendine güvenen şarkı sözlericıları veya grupları keşfetmek için ideal bir olaydı. Bu kez de şans Buddy Holly - Bob Montgomery ikilisine gülmüştü. Elvis ve country - western şarkı sözlericısı Marty Robbins'in yer aldığı bir konserde şarkı sözleri söylemek bulunmaz bir fırsattı. Buddy Holly sahnede belirip de şarkı sözleri söylemeye başladığı anda Tom Parker tarafından fark edilir. Ancak Decca'nın yetenekli ajanı Jim Denny Parker'dan önce davranır ve Holly ile konser sonrası Decca'nın yan kuruluşu olan Nashville Records adına sözleşme imzalar. Ama ne yazık ki bu olayın tatsız yanı Jim Denny sadece Holly'i istemektedir. Kendi deyimiyle ona potansiyel Elvis'ler lazımdır potansiyel Marty Robbins'ler ( Montgomery'i kasttediyor ) zamanını çoktan doldurmuşlardır. Böylece ikili ayrılır. Holly'nin tarzı ne rock and roll ne de folktur. Beyaz ile siyah eski ile yeninin bir karışımıdır ki müziğin tarzının o zamanki ismi ROCKABILLY'dir. Ancak Buddy'nin ilk plağı başarılı olamayınca kesin olarak Rock and Roll'a dönüş yapar. 1956 yılında ilk topluluğunu kurar .THE THREE TUNESS.
Tamamen özgün bir gitar stili vardır. Holly yerini sağlamlaştırdığında henüz 21 yaşındadır.
Decca'dan beklediği yaygınlığı kazanamayınca ayrılıp 1957 ' de Norman Petty'nin Clovis etiketiyle çalışmaya başlar. Bu arada topluluğu da dağılmıştır. Onun yerine The Crickets ile çalışmaya başlar. Petty'nin katkıları ile gerçekleştirilen ilk plak That'll Be The Day özlenen parlayışı sağlar. Kısa sürede hem Amerika'da hem de İngiltere'de şarkı sözleri ilk ona girer. Holly bu başarısı ile kalça hareketi yapmadan da (Elvis kastediliyor) birşeylerin başarılabileceğini kanıtlamış olur. Grubu The Crickets ( Tommy Allsup lead gitar Bo Clark davul George Atwood bass) ile That'll Be The Day sonrası başarılar ardı ardına gelmeye başlar. Aynı yıl içerisinde Peggy Sue adlı şarkı sözlerisı Amerika'da 3 İngiltere'de 6 numaraya kadar yükselir.Holly başarılarını Reminiscing ( UK No:17) bir Chuck Berry klasiği Brown Eyed Handsome Man (UK No:3) ve Bo Didley imzalı Bo Didley (UK No :11) Wishing ile devam ettirir.
Buddy Holly başarılar ile dolu kısa kariyerini 03.02.1959 yılında geçirdiği bir uçak kazası ile noktaladı. 23 yaşında ölen Holly'nin şarkı sözleriları halen pekçok Rock şarkı sözlericısı tarafından söylenmektedir.
Bobby Vee 1963 yılında "I Remember Buddy Holly" isimli tamamen onun şarkı sözlerilarından oluşan bir albüm yaptı.
Ayrıca Connie Francis'inde doldurmuş olduğu bir tribute albümü var. Bugün Tribute showları en fazla yapılan şarkı sözlericılardan biridir.
Buddy holly'e ait birçok belgesel DVD bulmak mümkün. Ayrıca onun hayat hikayesini anlatan Buddy Holly Story adında çokta başarılı bir film var.
...
..
Sıkı çalışmak, sessizce düşünmek ve dürüst konuşmak; Yıldızları, kuşları, bebekleri ve bilgeleri açık kalple dinlemek; İşte benim senfonim!
"Ufak şeylerden zevk alabilmek;
Lüks yerine zerafet aramak;
Saygı istemek yerine değerli olmak;
Zengin olmak yerine kimseye muhtaç olmamak;
Sıkı çalışmak, sessizce düşünmek ve dürüst konuşmak;
Yıldızları, kuşları, bebekleri ve bilgeleri açık kalple dinlemek; İşte benim senfonim!"
Lüks yerine zerafet aramak;
Saygı istemek yerine değerli olmak;
Zengin olmak yerine kimseye muhtaç olmamak;
Sıkı çalışmak, sessizce düşünmek ve dürüst konuşmak;
Yıldızları, kuşları, bebekleri ve bilgeleri açık kalple dinlemek; İşte benim senfonim!"
Her çiçek kendi meyvesı uğrunda solmak zorundadır...
"Her dalganın çekilişindeki güzellik kendisinden öncekinin çekilişine borçludur; her çiçek kendi meyvesı uğrunda solmak zorundadır; meyve da düşmedikçe, ölmedikçe, yeni çiçekleri sağlayamaz. Bahar bile kışın yasından hız alır."
Andre Gide
Andre Gide
Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi."
"Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi."
Bilge Adamın Korkusu'nda Kvothe kahramanlık yolundaki ilk adımlarını atıyor ve kendi ömrü dahilinde efsane haline gelmenin hayatı bir adam için ne kadar zor kılabileceğini öğreniyor. Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim.
Felurian'la bir gece... geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın alındığından daha küçük bir yaşta Üniversite'den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim.
Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım. Benim adım Kvothe. Belki beni duymuşsunuzdur.
"Usta eli değmiş bir kitap." Sevin Okyay - Radikal
Kitap Yazar:Patrick Rothfuss
Anneliğin ne demek olduğuna dair çarpıcı bir hikaye...
Amerika’nın ünlü doğa parkı Yellowstone National Park’da çıkan bir yangın sonrası görevliler, hasar tespit çalışmaları için ormanda geziyorlardı.
Görevlilerden biri, bir ağacın dibinde küller içinde neredeyse kömürden bir heykele dönüşmüş bir kuş gördü. Görevli, elindeki çubukla hafifçe dokundu kömürleşmiş kuşa. Dokunur dokunmaz kuşun kanatları altından üç küçük kuş yavrusunun cıvıldayarak çıktığını gördü.
Anne kuş, gelen tehlikeyi fark ederek, yavrularını bir ağacın arkasına getirmiş, kendisinin yanacağını bile bile onları kanatlarının altında saklamıştı. Yangın, yayılmadan çok rahatlıkla uçup oradan uzaklaşması mümkünken yavrularının yanında kalmayı tercih etmişti.
Alevler, bulunduğu yere varıp küçücük bedenini kavurmaya başladığında hiç kıpırdamadan kalmıştı. Bedeni, yanıp kavrulmuştu, ama geriye hiç ölmeyecek bir “anne” heykeli bırakmıştı . . .
Görevlilerden biri, bir ağacın dibinde küller içinde neredeyse kömürden bir heykele dönüşmüş bir kuş gördü. Görevli, elindeki çubukla hafifçe dokundu kömürleşmiş kuşa. Dokunur dokunmaz kuşun kanatları altından üç küçük kuş yavrusunun cıvıldayarak çıktığını gördü.
Anne kuş, gelen tehlikeyi fark ederek, yavrularını bir ağacın arkasına getirmiş, kendisinin yanacağını bile bile onları kanatlarının altında saklamıştı. Yangın, yayılmadan çok rahatlıkla uçup oradan uzaklaşması mümkünken yavrularının yanında kalmayı tercih etmişti.
Alevler, bulunduğu yere varıp küçücük bedenini kavurmaya başladığında hiç kıpırdamadan kalmıştı. Bedeni, yanıp kavrulmuştu, ama geriye hiç ölmeyecek bir “anne” heykeli bırakmıştı . . .
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım ,Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım ...
Temizlik sorun bile olmazdı asla
Daha çok riske girerdim
Seyahat ederdim daha fazla
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim
Görmediğim bir çok yere giderdim
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu
Farkında mısınız bilmem
Yaşam budur zaten
Anlar, sadece anlar
Siz de anı yaşayın
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum
ÖLÜYORUM
Arjantin-1985 Jorge Luis Borges
Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi... Ağladım. Yaşamayı öğrendim. ...
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla... Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim. Sonra güvenmeyi... Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu... Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..
Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.
Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra... Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim. Sonra dayanamayıp dönmeyi... Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi... Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Gitmeyi öğrendim. Sonra dayanamayıp dönmeyi... Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi... Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.
Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde... Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün... Ve gerçeğin acı olduğunu... Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur...
MEVLANA
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde... işte ben buyum.
Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz.
Bazen ben bile yabancı olurken kendime, sana nasıl anlatırım ki beni?
Neşeliyim diyeceğim, belki suratsızlığıma denk geleceksin...
Espriliyim diyeceğim, belki ağlamalarıma denk düşeceksin...
Özgürüm diyeceğim, belki tutsaklımlarımda yakalayacaksın beni...
Kendimi anlatıp da bir kalıba sığdırmak istemem düşüncelerimdeki beni.
Bazıları için herhangi biri.. Bazıları için vazgeçilmez biri..
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.
İŞTE BEN BUYUM.....
Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz.
Bazen ben bile yabancı olurken kendime, sana nasıl anlatırım ki beni?
Neşeliyim diyeceğim, belki suratsızlığıma denk geleceksin...
Espriliyim diyeceğim, belki ağlamalarıma denk düşeceksin...
Özgürüm diyeceğim, belki tutsaklımlarımda yakalayacaksın beni...
Kendimi anlatıp da bir kalıba sığdırmak istemem düşüncelerimdeki beni.
Bazıları için herhangi biri.. Bazıları için vazgeçilmez biri..
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.
İŞTE BEN BUYUM.....
İt ürür, kervan yürür...
Eedepsiz, bayağı, kavgacı,tacizci, kötü niyetli kişiler iyi şeylerin yapılmasını engellemeye çalışırlar.
Ancak iyilik, güzellik, adaletle iş görmek bizi her zaman için başarıya kavuşturur, böyle kimselerin engellemeleri güzel sonuca ulaşmaktan bizi alıkoyamaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)