5 Nisan 2012
Kendinize dünyadaki şeylerden gerçekten etkilenmek için izin vermekten daha büyük güç yoktur.
Sevecen ve açık olmak güzeldir...
Başkalarının sizin duyarlılığınızı çalmasına izin vermeyin.
Başkalarının soğukluğunun ve korkusunun sizin mükemmel incinebilirlikle çarpan kalbinizi donuklaştırmasına izin vermeyin.
Kendinize dünyadaki şeylerden gerçekten etkilenmek için izin vermekten daha büyük güç yoktur.
Etrafınıza bakın, bu bir şarkı, bir yabancı, bir dağ, bir yağmur damlası, bir çaydanlık, bir makale, bir cümle, bir ayak sesi olabilir.
Bunların tümü sizin içindir. Onları alın ve şükran duyun. Verin ve sevgiyi hissedin."
~Zooey Deschanel (Via WSF) (Kanseri Yenen Bir Genç Kadından)
Başkalarının sizin duyarlılığınızı çalmasına izin vermeyin.
Başkalarının soğukluğunun ve korkusunun sizin mükemmel incinebilirlikle çarpan kalbinizi donuklaştırmasına izin vermeyin.
Kendinize dünyadaki şeylerden gerçekten etkilenmek için izin vermekten daha büyük güç yoktur.
Etrafınıza bakın, bu bir şarkı, bir yabancı, bir dağ, bir yağmur damlası, bir çaydanlık, bir makale, bir cümle, bir ayak sesi olabilir.
Bunların tümü sizin içindir. Onları alın ve şükran duyun. Verin ve sevgiyi hissedin."
~Zooey Deschanel (Via WSF) (Kanseri Yenen Bir Genç Kadından)
Eğer insanların seni sevmesi, sana iyi insan demesi için iyilik yapıyorsan hiçbir anlamı yok.
Eğer insanların seni sevmesi, sana iyi insan demesi için iyilik yapıyorsan hiçbir anlamı yok.
Beğenilmek, sempti toplamak için takma bir güleryüzün, göstermelik iyi insan havaların varsa da bir anlamı yok.
Yine aynı şekilde sırf bu yüzden, 'Hayır' demek isterken diyemeyip 'evet' diyorsan da iyilik değil, kötülük yapıyorsun.
Beğenilmek, sempti toplamak için takma bir güleryüzün, göstermelik iyi insan havaların varsa da bir anlamı yok.
Yine aynı şekilde sırf bu yüzden, 'Hayır' demek isterken diyemeyip 'evet' diyorsan da iyilik değil, kötülük yapıyorsun.
Argan Ağacının Mucizesi...
Argan Yağı ile birçok kişinin tanışması aslında reklamlar sayesinde oldu. İlk duyulduğunda a böyle bir yağ mı varmış? denildi. Bunun sebebi ise bu yağın üretildiği ağacın yurdumuzda yetişmemesi diyebiliriz. Bir diğer sebebi ise bu yağın üretiminin oldukça zahmetli olmasıdır. Artık Argan yağı bir çok kozmetik üründe de yerini almıştır.
Argan ağacı, Fas’ın güneybatı bölgesinde yetişen bir ağaçtır. Bu bölgedeki insanlar çok eski tarihlerden beri bu ağacın tohumlarından elde edilen yağı çıkarmakta ve gerek yemeklerde gerekse de yüz ve saç bakımı için kullanmaktadırlar. Aragan yağının faydalarına geçmeden önce daha önce görmediğimiz ve bilmediğimiz Argan ağacı hakkında bilgi vermeden geçemeyeceğim.
Argan Ağacı Nasıl Bir Ağaçtır?
Argan Ağacı (Latince: Argonia Spinosa): Sadece Fas’ın güneybatı bölgesinde yetişen bu ağacın boyu 10 metre kadardır. Çevresi de 15 metreyi bulmaktadır. 150 - 200 yıllık ömürleri vardır.Yaprakları zeytini andırmaktadır. Bu yüzden Türkçe adı Fas zeytin ağacı olarak da bilinmektedir. Çiçekleri sarı ve yeşil renkte olup küçüktür. Argan yağı elde edilen meyvesi ise ceviz, badem gibi sert kabukludur. Bu meyvenin içerisinden de yumuşak meyve çıkmaktadır. Mayıs ayında meyveler olgunlaşır. Haziran ve Temmuz aylarında ağaçtan düşmeye başlarlar. Ağaç oldukça büyük ( parmak uzunluğunda) dikenlere sahiptir. Bu yüzden meyvelerinin toplanması oldukça zordur. Ayrıca ağacın yetiştiği topraklar yarı kurak olduğu için bitki suyu bulmak için köküyle toprağın derinliklerine kadar uzanmaktadır. Böylece o bölgede erozyonu de önlemektedir. Argan ağacının nesli tükenmekte olduğu için 1998 yılında Fas Argan bölgesi UNESCO Biyosfer Rezervleri Programı’na dahil edilmiştir. Böylece Argan ağaçları koruma altına alınmıştır.
Argan Yağının Faydaları Argan Yağının Cilt İçin Faydaları :
1- Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
2- Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
3- Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
4-Güneş(UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
5- Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
6- Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
7- Hamilelik çatlaklarının önenmesinde faydalıdır.
8- Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Argan Yağının Saç İçin Faydaları
1- Yıpranmış ve donuklaşmış saçlarda parlaklık sağlar.
2- Saç kırıklarının oluşmasını önler.
3- Saçları besler.
Argan Yağının Tırnak İçin Faydaları
1- Kırılgan tırnak yapısını güçlendirir.
Argan Yağı Nasıl Kullanılır?
Yüz İçin Kullanımı :
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan Yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla Argan Yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak Argan Yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Saç İçin Kullanımı:
Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar Argan Yağı uygulayın. Kafa derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dakika boyunca böyle bekleyin.Daha sonra saçınızı yıkayın.
Tırnaklar İçin Kullanımı :
Limonu sıkın ve çıkan suyuna eşit miktarda olacak kadar Argan Yağı koyarak bir karışım elde edin. bu karışımın içinde 15 dakika boyunca parmak uçlarınızı bekletin. Tırnaklarınızın sağlıklı bir biçimde kalması için haftada 1 kere bu karışımı 15 dakika boyunca uygulamanız yeterli olacaktır.
Vücut için Kullanımı:
Argan Yağı masaj içinde son derece uygun bir üründür. Tercihen Duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması et etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
Argan ağacı, Fas’ın güneybatı bölgesinde yetişen bir ağaçtır. Bu bölgedeki insanlar çok eski tarihlerden beri bu ağacın tohumlarından elde edilen yağı çıkarmakta ve gerek yemeklerde gerekse de yüz ve saç bakımı için kullanmaktadırlar. Aragan yağının faydalarına geçmeden önce daha önce görmediğimiz ve bilmediğimiz Argan ağacı hakkında bilgi vermeden geçemeyeceğim.
Argan Ağacı Nasıl Bir Ağaçtır?
Argan Ağacı (Latince: Argonia Spinosa): Sadece Fas’ın güneybatı bölgesinde yetişen bu ağacın boyu 10 metre kadardır. Çevresi de 15 metreyi bulmaktadır. 150 - 200 yıllık ömürleri vardır.Yaprakları zeytini andırmaktadır. Bu yüzden Türkçe adı Fas zeytin ağacı olarak da bilinmektedir. Çiçekleri sarı ve yeşil renkte olup küçüktür. Argan yağı elde edilen meyvesi ise ceviz, badem gibi sert kabukludur. Bu meyvenin içerisinden de yumuşak meyve çıkmaktadır. Mayıs ayında meyveler olgunlaşır. Haziran ve Temmuz aylarında ağaçtan düşmeye başlarlar. Ağaç oldukça büyük ( parmak uzunluğunda) dikenlere sahiptir. Bu yüzden meyvelerinin toplanması oldukça zordur. Ayrıca ağacın yetiştiği topraklar yarı kurak olduğu için bitki suyu bulmak için köküyle toprağın derinliklerine kadar uzanmaktadır. Böylece o bölgede erozyonu de önlemektedir. Argan ağacının nesli tükenmekte olduğu için 1998 yılında Fas Argan bölgesi UNESCO Biyosfer Rezervleri Programı’na dahil edilmiştir. Böylece Argan ağaçları koruma altına alınmıştır.
Argan Yağının Faydaları Argan Yağının Cilt İçin Faydaları :
1- Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
2- Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
3- Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
4-Güneş(UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
5- Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
6- Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
7- Hamilelik çatlaklarının önenmesinde faydalıdır.
8- Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Argan Yağının Saç İçin Faydaları
1- Yıpranmış ve donuklaşmış saçlarda parlaklık sağlar.
2- Saç kırıklarının oluşmasını önler.
3- Saçları besler.
Argan Yağının Tırnak İçin Faydaları
1- Kırılgan tırnak yapısını güçlendirir.
Argan Yağı Nasıl Kullanılır?
Yüz İçin Kullanımı :
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan Yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla Argan Yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak Argan Yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Saç İçin Kullanımı:
Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar Argan Yağı uygulayın. Kafa derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dakika boyunca böyle bekleyin.Daha sonra saçınızı yıkayın.
Tırnaklar İçin Kullanımı :
Limonu sıkın ve çıkan suyuna eşit miktarda olacak kadar Argan Yağı koyarak bir karışım elde edin. bu karışımın içinde 15 dakika boyunca parmak uçlarınızı bekletin. Tırnaklarınızın sağlıklı bir biçimde kalması için haftada 1 kere bu karışımı 15 dakika boyunca uygulamanız yeterli olacaktır.
Vücut için Kullanımı:
Argan Yağı masaj içinde son derece uygun bir üründür. Tercihen Duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması et etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
SÖZ VERMEYECEKSİN..!
SÖZ VERMEYECEKSİN..!
Ardında duracak cesaretin yoksa...
Emeklemeyi öğrenmeden koşmaya çalışmayacaksın...
Ve ağlatmayacaksın..Güldürmeyi öğrenmeden...
Ardına bıraktıkların olacak,dönüp baktığında pişman olmayacaksın..Pişman olacak adımlar atmayacaksın..
Ya uyanmayı bileceksin rüyadan,ya da yaşayacaksın doğru dürüst..
Kısacası ''ADAM GİBİ''..Yaşayacak, ''ADAM GİBİ''yaşatacaksın hayatı...!
Ardında duracak cesaretin yoksa...
Emeklemeyi öğrenmeden koşmaya çalışmayacaksın...
Ve ağlatmayacaksın..Güldürmeyi öğrenmeden...
Ardına bıraktıkların olacak,dönüp baktığında pişman olmayacaksın..Pişman olacak adımlar atmayacaksın..
Ya uyanmayı bileceksin rüyadan,ya da yaşayacaksın doğru dürüst..
Kısacası ''ADAM GİBİ''..Yaşayacak, ''ADAM GİBİ''yaşatacaksın hayatı...!
Ne kadar zeki olduğun o kadar önemli değil. Onu nasıl kullandığın, onu hangi amaca uygun kullandığın önemli
Ne kadar zeki olduğun o kadar önemli değil. Onu nasıl kullandığın, onu hangi amaca uygun kullandığın önemli.
Ne kadar çok paranın olmasının da bir önemi yok aslında.
Onu da nasıl kullandığın daha önemli.
Mesela ne kadar çok arkadaşının olduğunun da bi önemi yok, kaçının hayatlarına gerçekten dokunabildiğinin önemi var.
Yani, Nicelik değil, Nitelik!..
Eğer ormanda bir ağaç devriliyorsa ve onun sesini duyacak hiç kimse yoksa hala ses var mıdır?”
Eğer ormanda bir ağaç devriliyorsa ve onun sesini duyacak hiç kimse yoksa hala ses var mıdır?”
-Zen Koanı-
-Zen Koanı-
Sizin Doğum Günü Taşınız Hangisi?
Burç | Doğum Tarihi | Doğum Taşı |
---|---|---|
Kova | Ocak 21 – Şubat 19 | Garnet (Lal taşı) |
Balık | Şubat 20 – Mart 20 | Ametist |
Koç | Mart 21 – Nisan 20 | Akuamarin |
Boğa | Nisan 21 – Mayıs 20 | Elmas |
İkizler | Mayıs 21 – Haziran 21 | Zümrüt |
Yengeç | Haziran 22 – Temmuz 22 | İnci |
Aslan | Temmuz 23 – Ağustos 23 | Yakut |
Başak | Ağustos 24 – Eylül 23 | Peridot (Yılantaşı) |
Terazi | Eylül 24 – Ekim 23 | Safir |
Akrep | Ekim 24 – Kasım 22 | Opal |
Yay | Kasım 23 – Aralık 21 | Topaz |
Oğlak | Aralık 22 – Ocak 20 | Tanzanit |
Taş çeşitleri
Hangi Taş Sizi Ne Şekilde Etkiliyor?
Garnet taşı
Garnet (Lal taşı): Başarı
Gece görüşünü kuvvetlendirdiği ve başarıyı kamçıladığına inanılan bir taştır. Yanlızca bir kış taşı olmanın ötesinde, renk çeşitliliği ve güzelliği ile sevgi ve karşı tarafa duyulan tutku için eşsiz bir armağan olabilir.
Garnet taşından bir fotoğraf
Ametist: Barış ve Dinginlik
Kişinin yaşamına barış ve sakinlik getirdiğine inanılır. Bu özelliği ile dünyadaki bir çok kutsal mekanda çeşitli törenlerde sıkça kullanıldığı görülmektedir. Günümüzde bir çok insanın yastık altında bulundurduğu bu taşın güzel bir uyku vaadettiği söylenmektedir.
Ametist taşı
Akuamarin: Cesaret, İçgörü ve Zafer
Bu taş gençliğin evrensel bir sembolüdür. Gün ışığına gereğinden fazla maruz bırakıldığında parlaklığını yitiren bu taşı başkasına armağan etmenin, aynı zamanda ileri görüşlülüğün ve ilhamın paylaşılması manasına geldiğine inanılır.
Akumarin taşı
Elmas: Yetenek, Güven ve Sevgi
Dünya üzerinde eşitli mitolojilerdeki efsanelere göre meleklerin oklarının uçlarında olduğuna inanılan elmas taşı, yüzyıllar boyu asaleti temsil etmişlerdir. İnsanlar elmas taşını, sahip olduklarına inandıkları soyluluk, yenilmezlik ve cesaretten ötürü üzerlerinde görünür bir şekilde taşınmıştır. Sonraki dönemlerde de saflığı temsil eden beyaz yanından dolayı aşkın ve sevginin en nadide armağanlarından biri haline gelmiştir.
Elmas taşı
Zümrüt: Zihinsel Huzur ve Sakinlik
Mavimsi yeşilden, diğer tüm zengin yeşil tonlarına uzanan renkleriyle zümrüt taşı, yüzyıllardır çeşitli uygarlıklar için paha biçilmez bir yer edinmiştir. Baharın gelişi ile yeşile bürünen doğa düşünülürse, bu taşın neden mayıs ayı ile ilişkilendirdiğine pek şaşırmamak gerekir.
İnci taşı
İnci: Gerçeklik ve Güzellik
Dev istiridyeler içerisinde tüm güzellikleriyle oluşmasıyla insanı hayrete düşüren inci, tarih boyunca güzelliği ve çekiciliği sayesinde birçok insanın tutku nesnesi olmuştur. Kimi kültürler için afrodizyak etki taşıdığına da inanılan bu değerli taş, yenilenme, saflık ve doğum ile yaşamın kutlandığı anların bir sembolüdür.
Yakut taşı
Yakut: Tutku ve Ateş
Yakut taşı insanların kendilerini kötülüklerden korumak için taktıkları bir taş olmuştur. Kırmızı rengi tutku ve ateş ile bağdaştırılmış olan bu taşın; iyi niyetle ele alındığında sahibine iyilik, hırs ve kötülükle elde edilir ise de kötülük getirdiğine inanılır.
Peridot taşı
Peridot (Yılantaşı): Aydınlanma
Kişinin güzel konuşma ve ikna kabiliyetini arttırdığına inanılan bu taş, yakın geleceğe ait umudu da simgelemektedir. Eski mısırda bu taştan yapılmış kaplarda yemek ve içmenin sağlık getirdiğine inanılmasının yanı sıra gecenin kabuslarından koruduğuna da inanılıyor.
Safir taşı
Safir: Fiziksel ve Duygusal Denge
Herşeyi bilen ve gören ‘göğün gözü’ olarak bilinen safir, Eski Yunan Uygarlığı’nda bilinçaltının okunmasında ‘üçüncü gözü’ açan bir unsur olarak kullanılmıştır. Sevilen biri ile karşılıklı hediye edildiğinde kişilerin iç dünyalarını da denkleştirme ve karşılıklı duygulanmayı arttırma özelliği olduğu sanılmaktadır.
Opal taşı
Opal: Umut, Saflık ve Masumiyet
Umut, saflık ve masumiyet ile ilişkilendirilen Opal taşı, karşılıklı inanç ve güveni de temsil ettiği bilinmektedir. Herkes için güzel bir hediye tercihi olabilir.
Topaz taşı
Topaz: Zeka ve İyimserlik
Kişinin akli yeterliliğini arttırdığına inanılan Topaz’ın, ilgili alanda kendine güveni ve yaratıcılığı da arttırdığı düşünülmektedir. Bu taşı kullanılarak yapılan işlerde zekanın ön planda olduğu ve enerjinin katlandığı söylenmektedir.
Tanzanit taşı
Tanzanit: Özgürlük, Güç
Apaçilerin yerli inancında savaşçı ve avcıların daha iyi nişan aldıklarını sağladığı düşünülen bu taş, günümüzde havacıların uğur taşı olarak görülmektedir. Dünya’nın neresinde olursa olsun, bu taşın iyi ve erdemli bir yaşam getireceğine inanılmaktadır
Sebze ve meyvelerin değeri arttıran 10'lu
Sebze ve meyveleri şiddetli akan suyun altında yıkamayın!
Sebze ve meyvelerin içindeki bazı vitaminler suda çözünüyor. Bu nedenle sebze ve meyveleri şiddetli akan suyun altında uzun süre yıkamayın. Hızlı akan su, yüzeyde oksijen kaybına neden olarak, yiyeceklerin besin değerini düşürüyor. Ayrıca sebzeleri yıkarken bütün halinde suya basın. Doğrayıp suya bastığınızda vitamin değerini öldürüyorsunuz. Aynı şekilde sebzeleri pişirirken de tencereye çok fazla su eklemeyin. Sebzeleri çok az suyla ya da buharda pişirmeyi tercih edin
Sebzeleri büyük parçalara bölün
Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde münkünse elinizle bölün veya bıçakla kesin. Sebzeleri küçük parçalar halinde bölmek veya kesmek alan yüzeyini artırıyor. Alan yüzeyi ne kadar artarsa vitamin kaybı da o kadar çok oluyor.
Tencerenin kapağını kapalı tutun
Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağını kapalı tutun. Böylece buhar kaybolmuyor ve yemeğin pişme süresi kısalıyor.
Sebze ve meyveleri çiğ tüketin
Eğer pişiriyorsanız mümkün olduğunca kısa sürede ve diriliğini koruyacak şeklide pişirin. B ve C vitamini gibi vitaminler ısıyla kolayca kayba uğruyor. Ispanak, brokoli, karnabahar, lahana, bamya, patlıcan ve kabak gibi sebzeleri en fazla 10 dakika pişirin. Fasulye için de 20 dakika pişirme süresi yeterli.
Pişirme suyunu dökmeyin
Sebzelerin, makarnanın ve kurubaklagillerin pişirme sularını dökmeyin. Pişirme sularını çorbalara, yemeklerinize veya soslara ekleyerek yemeklerinizin besin değerlerini artırın.
Yemeğe soda eklemeyin
Sebzeleri pişirirken soda eklemeden pişirin. Pişirme sırasında eklenen soda, sebzelere daha yeşil bir renk kazandırmakla birlikte bazı vitaminlerde kayıplara neden oluyor.
Sebze ve meyvelerin yenilebilen kabuklarını soymayın
Eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında bulunuyor. Sebze ve meyvelerin iç kısımlarındaki vitamin ve mineral yoğunlukları daha az
Yağları yakmayın
Yağlar, uzun süre yüksek ısıya maruz kalırsa, vücut için zararlı maddeler (serbest radikaller) oluşuyor. Besinlerin yüksek sıcaklıkta kızartılarak yenmesi sağlık açısından zararlı. Ayrıca bu yiyecekleri fazla tüketmek şişmanlığa neden olurken, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini de artırıyor
Tatlıya şekerini piştikten sonra ekleyin
Sütlü tatlı pişirirken şekerini ocaktan alırken ekleyin. Pişirme sırasında eklenen şeker ile sütün proteini birleşince protein kaybı oluşuyor.
Yoğurdun suyunu dökmeyin
Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan yeşilimsi suyunun atılması vitamin B2 (riboflavin) kaybına neden oluyor. Riboflavin vücutta önemli işlevleri olan bir vitamin. Bu nedenle ekmek mayalandırma, bisküvi, pasta ve çorba yapımında değerlendirilmesi sağlık açısından faydalı.
Sebze ve meyvelerin içindeki bazı vitaminler suda çözünüyor. Bu nedenle sebze ve meyveleri şiddetli akan suyun altında uzun süre yıkamayın. Hızlı akan su, yüzeyde oksijen kaybına neden olarak, yiyeceklerin besin değerini düşürüyor. Ayrıca sebzeleri yıkarken bütün halinde suya basın. Doğrayıp suya bastığınızda vitamin değerini öldürüyorsunuz. Aynı şekilde sebzeleri pişirirken de tencereye çok fazla su eklemeyin. Sebzeleri çok az suyla ya da buharda pişirmeyi tercih edin
Sebzeleri büyük parçalara bölün
Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde münkünse elinizle bölün veya bıçakla kesin. Sebzeleri küçük parçalar halinde bölmek veya kesmek alan yüzeyini artırıyor. Alan yüzeyi ne kadar artarsa vitamin kaybı da o kadar çok oluyor.
Tencerenin kapağını kapalı tutun
Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağını kapalı tutun. Böylece buhar kaybolmuyor ve yemeğin pişme süresi kısalıyor.
Sebze ve meyveleri çiğ tüketin
Eğer pişiriyorsanız mümkün olduğunca kısa sürede ve diriliğini koruyacak şeklide pişirin. B ve C vitamini gibi vitaminler ısıyla kolayca kayba uğruyor. Ispanak, brokoli, karnabahar, lahana, bamya, patlıcan ve kabak gibi sebzeleri en fazla 10 dakika pişirin. Fasulye için de 20 dakika pişirme süresi yeterli.
Pişirme suyunu dökmeyin
Sebzelerin, makarnanın ve kurubaklagillerin pişirme sularını dökmeyin. Pişirme sularını çorbalara, yemeklerinize veya soslara ekleyerek yemeklerinizin besin değerlerini artırın.
Yemeğe soda eklemeyin
Sebzeleri pişirirken soda eklemeden pişirin. Pişirme sırasında eklenen soda, sebzelere daha yeşil bir renk kazandırmakla birlikte bazı vitaminlerde kayıplara neden oluyor.
Sebze ve meyvelerin yenilebilen kabuklarını soymayın
Eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında bulunuyor. Sebze ve meyvelerin iç kısımlarındaki vitamin ve mineral yoğunlukları daha az
Yağları yakmayın
Yağlar, uzun süre yüksek ısıya maruz kalırsa, vücut için zararlı maddeler (serbest radikaller) oluşuyor. Besinlerin yüksek sıcaklıkta kızartılarak yenmesi sağlık açısından zararlı. Ayrıca bu yiyecekleri fazla tüketmek şişmanlığa neden olurken, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini de artırıyor
Tatlıya şekerini piştikten sonra ekleyin
Sütlü tatlı pişirirken şekerini ocaktan alırken ekleyin. Pişirme sırasında eklenen şeker ile sütün proteini birleşince protein kaybı oluşuyor.
Yoğurdun suyunu dökmeyin
Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan yeşilimsi suyunun atılması vitamin B2 (riboflavin) kaybına neden oluyor. Riboflavin vücutta önemli işlevleri olan bir vitamin. Bu nedenle ekmek mayalandırma, bisküvi, pasta ve çorba yapımında değerlendirilmesi sağlık açısından faydalı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)