17 Haziran 2012

Temel askere gitmiş...

Sık sık uyguladığım mutluluk formülleri:)

Nefesinizin ve sağlığınızın değerini bilin..


Heyecanınızı ve içinizdeki çocuğu yitirmeyin..

Doğayla bütünleşin.. ...

 Sevginizi esirgemeyin ..

ve içinizde tutmayın sık sık paylaşın..

Sıkı sıkı sarılın ki sevginiz çoğalsın..

 Sağlıklı beslenin..ama arada çikolatayı unutmayın..

 Yaşamınızdaki tüm güzellikler için şükran duyun..

Asla pişmanlık duymayın..

Affedici olun ki yüklerinizden kurtulun..

Eskiyi atın yeniye yer açın..

Geçmişin acıları ve geleceğin kaygısı yerine anı yaşamaya çalışın..

 Bol bol gülümseyin..

 Egzersiz yapın ,bedeninize iyi bakın..

Mümkünse sevdiğiniz işi yapın..

Hobiler edenin..Resim,müzik .dans..sizi ne mutlu ediyorsa..

Yaşamı ertelemeyin ve sevdiklerinize zaman ayırın..

Herkese çikolata tadında mutluluklar dilerim..♥




Mine Uzbaya teşekkürlerimle...

Hadi hanım kalkalım artık...

ÜZÜM PEKMEZİNİN FAYDALARI

Üzüm pekmezi kansızlık problemi olanlara kan ilacı gibidir.Kan yapar.

Rengindende belli olduğu gibi vücuda kan ve can verir.

Kanserli hücrelerin oluşmasını önler.Asrın vebası kansere birebirdir.

Kalp krizi riskini azaltır.

Kalp rahatsızlığı olanlar bol bol tüketsinler.

Kanı temizler.

Mideyi rahatlatır.

Bağırsakları çalıştırır.

Böbrekleri temizleyerek düzenli çalışmasını sağlar.

Çok tüketildiğinde şişmanlatır.Ancak lifli olmasından dolayı sindirimi kolaydır.

İlaç gibidir.

Neredeyse tüm hastalıklara şifadır.

Güzelleştirir ve yaşlanmayı geçiktirir.

Zeka verir.Unutkanlığı giderip,hafızayı güçlendirir.

Yaş kara üzüm rejimlerde kullanlırken,kara üzüm pekmezi bol yendiğinde vücuda kilo yapar.

Antidoksidan bir meyve oldğundan tam bir şifa iksiridir.

Enerji verir.

Vücudu güçlendirir.

Performans artırır.

Halsizliği giderir.Yorgunluğu yok eder.

Bebeklerin zihinsel ve ruhsal gelişimini artırır.

Zeki bir çocuğunuz olsun isterseniz,hamile iken tüketin.Vede bebeklerinize,çocuklarınıza  mutlaka yedirin.

Vücuda virüs ve bakterilerle savaşma direnci verirken,hastalıklara karşı kalkan olur.

Kemik yapısı için ve bacaklardaki kireçlenme için şifadır.

Vücudumuzdaki  iltihapları önler.

İştahı açar.

Gebelere kan yaparak,sağlıklı bir hamilelik geçirmelerinde önemli rol oynar.

Damar sertliğini önleyerek,kan dolaşımını kolaylaştırır.

Günlük yediğimiz takdirde; kalsiyum,magnezyum,potasyum,krom,fosfor,demir gereksimlerini karşılar.

Verem ve akciğer hastalarına şifa verir.

Dengeli beslenmeyi sağlar.

Öksürüğü keser,boğaz iltihaplarına iyi gelir.

Üzüm pekmezi tahin ile tüketildiğinde öksüreğe iyi gelir.

Kışın soğuğunda tüketildiği vakit vücudu ısıtır.

İnşallah bu doğal şifa kaynağı besinleri,vücudumuza doğal ilaç vazifesi görmekte olan bu yiyecekleri sofralarımızdan eksik etmeyiz.Salam,sosis ,sucuk yerine bu şifa kaynağı pekmezleri teüketmeye özen gösterelim.Özellikle çocuklarımıza yedirelim.

Sağlıklı ve hastalıksız günler dileği ile

Hoşçakalın….

Kim var diye sağa sola bakmıyacaksın; ''Ben Varım'' diyip yürüyeceksin...

Sevgili İçin Şehir Değiştirilir Mi?

Dün akşam bir arkadaşımın kına gecesindeydik. Hep beraber “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar…’’ diye çığırdık durduk. Gelinin ağlaması adettenmiş ama bizim kız gece boyu etrafa neşe saçtı. Hem de yaşamak için İstanbul’u bırakıp Kanada’ya gideceği halde…

Doğup büyüdüğü şehirden ayrılmak elbette zordu ama o artık kocasıyla beraber Kanada sokaklarını arşınlamaya karar vermişti. El ele başka bir ülkede şanslarını denemek istiyorlardı. Bizim kızın zaten çalışmaya da niyeti olmadığından “biraz dil kursuna giderim, sonra da çocuk yaparım” düşüncesi hepimize makul gelmeye başlamıştı.

Fakat benim kafama bir mesele takıldı: Hani insanın doğduğu yere olan alışkanlığı var ya peki o ne olacaktı? Dükkan dükkan bildiği o sokakları özlemeyecek miydi? Ya ailesi, arkadaşları ne olacaktı? Ya döneri özlerse ne yapacaktı? Ya vapurdan simit atmak isterse martılara ne olacaktı? Martılar ona şimdi küsecek miydi acaba? Bilemedim… Müstakbel kocası gözünü karartmış “artık Kanada’da yaşamak istiyorum” demişti. Çok da güzel bir iş bulmuştu. Aynısı burada bulunamaz mıydı? Bilinmez… Aslında bu taşınma işi ilişkilerini de hızlandırmış, kendilerini kına gecesinde bulmuşlardı. Birbirlerini seviyorlardı sevmesine de, acaba bu yetecek miydi bu kadar değişikliği kaldırmaya…

Sonuçta başka bir ülkenin şartlarına, iklimine, yemeklerine gidiyorsun. İnsanın gözü korkuyor açıkçası. Ben ki çok gezerim, her gittiğim yere alışana kadar mutlaka zorluk çekerim. Adapte olma süresi diye bir şey olduğuna inanırım. Komik komik şeyler de yaparım. Mesela ilk gezmeye başladığım zamanlarda önce turla Karadeniz yaylalarına çıkmıştım. Bilenler bilir oralarda tuvalet evin dışındadır. Bir de tuvalet terliği diye bir şey varmış. Ben de bunu bilmiyorum. Ha bire ev terliğiyle tuvalete girip çıkıyorum, hayır bir de tuvalete bakıyorum boş boş bir sürü terlik var kapının önünde. Ama işi bir türlü çakozlayamıyorum. Sonra nasıl oldu akıl ettiysem ev terliğinin üzerine onları giymeye başlıyorum ama arada turdan biri bu halimi görüp bana da fırçayı basmıştı açıkçası. Sen ne yapıyorsun ev terliğiyle tuvalete mi girilir diye… Yaaa ben ne bileyim, doğma büyüme şehirliyim işte. Tuvalet evin içindedir, terlik de bir tanedir…

Neyse konuyu dağıtmayayım demek istediğim, bir dolu alışkanlığını değiştirmek zorundasın, yeni bir çevre edinmek zorundasın. Hatta en sevdiğin ekmeği alacağın marketi bile deneme yanılma yaparak bulman lazım…

Yani anlayacağınız bana bu iş zor geldi ama belki de olaya şöyle bakmalıyım. Artık onlar için hayatlarında yeni bir dönem başlıyor, zorluklar tabi ki olacak ama alışacaklar, öğrenecekler. En önemlisi beraber olacaklar. Gülecekler, eğlenecekler, sevdikleri yeni yemekler bulacaklar. Bahçe içinde bir evde oturacaklar ki İstanbul şartlarında bunu sağlamaları imkansız zaten…

Ben galiba arkadaşım gidiyor diye arıza mı yapıyorum ne bilemedim. Kime dokunsam ya şehir dışına ya ülke dışına gidip evleniyor anlamadım ki. Sizin de böyle bir niyetiniz varsa bu yazıyı basıp iyice bir elinizi sürtün bence. Kesin sizi de yollarım ben…

Neyse şaka bir yana nerede, nasıl ve kiminle yaşamamız hayırlıysa o gerçekleşsin. Hepimizin yolu bahtı, şansı açık olsun. Unutmayın hayat hepimize güzel…

Sağlıcakla,

Tercümede gelinen son nokta:

Tercümede gelinen son nokta:

Evlenmiş sigortasız pirensle...

Photo: 3 COCUK YAPMIS SALAK ! GÖRMÜS ANASININ HÖREKESiNi !

Düşündüğümüzü Söylüyormuyuz?...Sanmam...