11 Ocak 2012

‎''Hiçbir şey yozlaşan insandan daha çirkin değildir.''



 

''Hiçbir şey yozlaşan insandan daha çirkin değildir.''

Nietzsche - Aforizmalar

Üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi.



 

Üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi.

Derin ve karanlık vadiler olmasaydı, dağların dorukları o kadar güzel olmazdı.”

~Helen Keller~

Bir kapı kapandığında mutlaka bir diğeri açılır...

* Yaşamdaki tüm acılarını atlatabilirsin her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin.

* Bugün hayata yeniden başla! İlk adımın kendini bağışlamak olsun!

* Tıpkı kasvetli ve bulutlu bir havanın ardından kendini gösteren güneş gibi olabilirsin. ... Ve aynı güneş gibi ay gibi her gün ve her gece bıkmadan usanmadan yeniden doğabilirsin.

* Asla tecrübe kazanmaktan kaçma… Ne kadar zor olursa olsun yeniden ayağa kalk ve devam et! İnan bana o tecrübelere ihtiyacın var…

* Unutma! Yapılacak daha nice yeni hatalar var öğrenilecek daha nice yeni dersler var tekrar tekrar aynı hatalara düşmek niye?

* Unutma! Her şey sende gizli.

* Hayatın kötü bir yola girmişse direksiyondakinin sen olduğunu hatırla!

* Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnız güçlü hissettiğin kadar güçlüsün. Seçimi yapacak olan sensin

Hayat, küçücük şeylerden meydana gelen kocaman bir demettir...!

Hayat, küçücük şeylerden meydana gelen kocaman bir demettir...!

~Oliver Wendell Holmes

Sizce ne düşünüyor olabilir???

Ne görüyorsunuz...

Zenginlik nedir üzerine kısa bir öykü...

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldılar.

“Eski gazeteniz var mı, bayan?” ... ... Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi. “İçeri girin de, size kakao yapayım” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum. Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti bir an ve başımı uzattım içeriye. Küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve “Bayan, siz zengin misiniz?” diye sordu. “Zengin mi?Yo hayır!” diye yanıtlarken çocuğu, gözlerim bir an yağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve “Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım” dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.

Sıcacıktı patatesler, başımızı sokacak bir evimiz vardı. Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi. Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya unutuveririm ne denli zengin olduğumu . . .

BEN TÜM BU YAŞANANLARDAN NE ÖĞRENDİM.

PİŞMANLIKLARIN AŞAĞI ÇEKEN ENERJİSİNİ DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN...


BEN BUNCA YAŞADIĞIM ŞEYDEN NE ÖĞRENDİM sorusuyla KENDİMİZE GERİ BİLDİRİM VERELİM. Geri bildirim vermek, kendimizi yerden yere vurarak, dövünerek sıfırlamak ve eleştirmek değildir.


Geri bildirim, ŞU OLAYDA BUNLARI BUNLARI YAŞADIN VE BUNLAR GERÇEKLEŞTİ. Aynı olayı bir kez daha yaşasaydın, NELERİ FARKLI YAPARDIN. Tek tek, yaşananları ele alıp, bu olaydaki pişmanlığı, bir öğrenme sürecine döndürüp, ordaki enerjiyi de negatiften pozitife çevirelim.


BEN TÜM BU YAŞANANLARDAN NE ÖĞRENDİM.

BU GÜN AYNI ŞEYLERİ YAŞASAM NELERİ FARKLI YAPARDIM.

NELERİ FARKLI YAPINCA NASIL HİSSEDERDİM.

 OLAYLAR NASIL GELİŞİRDİ.

BEN BU OLAYDA NELERİ DOĞRU YAŞADIM.

YENİDEN YAŞASAM NE KATKILAR YAPARDIM.


Bütün bu yaşananları öğrenme sürecime katkılarından dolayı sevgiyle kabul ediyor ve kendimi onaylıyorum. Yaşananları bana öğrettiklerinden dolayı sevgiyle hatırlamayı seçiyorum.


Yüksel Kök

Hayatın esas dengesi hakedene hak ettiği şekilde davranmasını bilmektir...



Tabi ki bizler için saygı, höşgörü, yardımlaşma, sevgi, empati esastır. Ama biz bu tavır içindeyken karşı taraf bizim bu yumuşak tavırlarımızdan cesaret alıp başımıza çıkıyorsa, bizi rahatsız ediyorsa, saygısızlık yapıyorsa, taciz ediyorsa tabi ki bu tavır yüz seksen derece dönmelidir.

Hayatın esas dengesi hakedene hak ettiği şekilde davranmasını bilmektir. Ne ağzımız yandı diye yoğurdu üflemeliyiz, ne de çok hoşgörülüyüz diye herkesin her isteğine evet demeliyiz. Sınırlarımızı çizmesini bilmeli ve korumalıyız. Güç, cesaret ve adalet daima doğrunun yanındadır.

Bir an için durun ve aklınızdan geçen geçen ilk düşünceyi yakalayın. Şu anda ne düşünüyorsunuz?

Bir an için durun ve aklınızdan geçen geçen ilk düşünceyi yakalayın.   Şu anda ne düşünüyorsunuz?


 Düşünceler eğer yaşamınızı ve deneyimlerinizi biçimlendiriyorsa aklınızdan geçen bu düşüncenin gerçeğe dönüşmesini ister misiniz? Eğer bu endişe,öfke,acı ya da intikam içerikli bir düşünceyse bu düşüncenin size nasıl geri  geleceğini düşünüyorsunuz?


Neşe dolu bir yaşam istiyorsak neşe dolu düşünceleri geçirmeliyiz aklımızdan. Zihinsel ya da sözlerle gönderdiğimiz mesaj bize aynen geri dönecektir.   Söylediğiniz sözcükleri dinlemek için kendinize zaman ayırın..


Eğer bir sözcüğü üç kez yineliyorsanız bunu bir kenara not edin. Bu sözcük artık sizin için bir kalıp niteliği kazanmıştır.


Haftanın sonunda da oluşturduğunuz listeyi inceleyin,kullandığınız sözcüklerin sizin deneyimlerinizle nasıl uyuştuğunu görüp şaşıracaksınız.


Sözcüklerinizi ve düşüncelerinizi değştirmeye istekli olun ve yaşamımızın değişmesini izleyin.Yaşamınızı denetim altına almanın yolu sözcük ve düşünce seçiminizi denetlemekle gerçekleşir.   Sizden başka hiç kimse sizin zihninizden geçenleri bilmez..


 LOUISE L.HAY

Söylediklerinin çoğu yanlış Ekrem...

Mahallenin bencil kasabı, göle düşmüş. Başlamış çırpınmaya.



Mahallenin bencil kasabı, göle düşmüş. Başlamış çırpınmaya. Hemen koşup köylüler...: -"Elini ver, elini ver" diye bağırmışlar. Ama adam elini uzatmamış.

Tam göz göre göre boğuluyormuş ki Hoca seslenmiş: - Yahu! o vermeyi bilmez."Elimi al " diye bağırsanıza.:))

Karşımızdakini nasıl görmek istiyorsak bizim için o, o oluyor.

Karşımızdakini nasıl görmek istiyorsak  bizim için o, o oluyor.

Ona kendi dünyamızdan bir rol biçiyor,karakterini  kimliğini kendi algılarımıza göre şekillendiriyoruz.

Bazen doğru algılıyor bazense doğru algıladığımızı zannediyoruz.

Bazen gerçek oluyor bazense gerçeğiyle hiç bağdaşmıyor.

Belki de insan ilişkilerimizde ki tüm bu gelgitler bundan kaynaklanıyor.

En iyisi hiç bir hükme varmadan iyi ve ya kötü diye anlamlandırmadan olanı sadece olduğu gibi bırakmak gerekiyor.

Duygu Göçer

Bu Soğuk Kış Gününde Sizi Düşündüm Profilime '' Soba '' Aldım...

Bu Soğuk Kış Gününde Sizi Düşündüm Profilime '' Soba '' Aldım...

Kendimizi keşfetme oyunu...

Bir Japon psikoloji profesörü, Isamu Saito oturmuş psikolojinin prensiplerinden faydalanarak kendimizi keşfetme oyunu hazırlamış. Aslında bu biraz da eğlenceli hale getirilmiş bir "PSİKOLOJİ TESTİ".
Prof. Saito'ya göre yaptığı iş, pek çok kişi için gerektiğinden fazla ürkütücü olan bu testi eğlenceli bir hale dönüştürmek. Yani psikolojik testten bir psikolojik oyun üretmek! Rissho Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Saito'nun "Kokoloji adını verdiği bu oyun ülkesi Japonya'da kitap olarak yayımlanınca tam 4 milyon adet satmış. Daha sonra Amerika ve Avrupa'da da büyük ilgiyle karşılaşmış. Şimdi bu ilginç profesörün oyunu Türkiye'de yayımlanıyor.

Cevaplarınızı bir yere not edin. Soruların sonunda ne anlam ifade ettiklerini görebilirsiniz.

1- Çok nadir bir taşı bulmak için dağa tırmanmak üzere yola çıkıyorsunuz. Dağ hakkında neler düşünüyorsunuz?



2- Sonunda aradığınız taşı buldunuz. Ne tür bir taş ? Boyunu, ağırlığını ve değerini tanımlayın.



3- Bir safari parkındasınız, yolu takip ederek otlakta ilerliyorsunuz ve bir dişi ile bir erkek aslanın büyük parçalar halinde çiğ etleri koparıp yediklerini görüyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?



4- Yıllardır kimsenin ayak basmadığı eski bir binadasınız ve yerin altına doğru inen bir merdiven keşfettiniz aşağıya doğru kaç basamak indiniz?



5- Derken karanlığın içinden birinin sesini duydunuz. Bu kişi yavaşça ağlıyor mu? İnliyor mu ? Yoksa sizinle konuşuyor mu?



6- Yolda yürürken kapalı. Siyah bir evrak çantası gördünüz. Etrafta kimsecikler yok ve sahibinin adını görmek için çantayı açtığımızda içinden bir tomar para döküldü. Bu olaya nasıl tepki verirsiniz?
1- Aaa bu benim şanslı günüm 2- Eyvah şimdi ne yapacağım 3- Bunu düşünmek için zamana ihtiyacım var 4- Tanrı bunu bana bir hediye olarak yolladı



7- Külkedisi masalındaki yakışıklı prens camdan ayakkabınızı çirkin üvey kız kardeşinizin ayağında denerken siz de oradasınız ve ayakkabı üvey kız kardeşinize uyuyor. Bu kötü sürprize nasıl tepki verirsiniz?


8- Bir çilek bahçesine girdiniz. Çilekleri yemeye başladınız. Kaç tane yediniz?



9- Çileklerini çalmakta olduğunuz çiftçi ortaya çıktı ve bağırmaya başladı. Kendinizi savunmak için ne dediniz?

10- Tüm olanı biteni bir kenara bırakıp söyleyin, çileklerin tadı nasıldı?

Sonuçlar :

1- Dağ hakkındaki düşünceniz babanızın gözünüzde nasıl biri olduğunu gösterir.
2- Taşı tanımlayan sözleriniz değeriniz hakkında hissettiklerinizdir.
3- Safari senaryosuna verdiğiniz tepki hayatınızda ilk defa aşık olduğunuzda verdiğiniz tepkiye eşittir.
4- Terk edilmiş binalar ve yer altı odaları gömülmüş anıları ve eski psikolojik yaraları sembolize eder. Az sayıda basamak inenler geçmişten daha az etkilenen insanlardır. Çok fazla inenler içlerinde derin yaralar taşırlar.
5- Karanlıkta kendisiyle konuşan bir ses duyduğunu söyleyenler eski acılarını bir madalya gibi göğüslerinde taşırlar. İnleme veya ağlama sesi duyduğunu söyleyenler zor zamanlarını yalnız geçirmiş kişilerdir.
6- Para dolu çantaya verdiğiniz tepki, sizin bir gün çok çekici biri tarafından teklif alırsanız vereceğiniz tepkiye eşittir.
7- Külkedisi masalına vereceğiniz tepki gerçek hayatta eşinizi çalmaya kalkışan bir rakibe vereceğiniz tepkiye eşittir. Sabırlı olmak bilgelik belirtisidir. Ama zaman zaman insan kendisine ait olanı elinde tutmak için savaşmalıdır.
8- Çilek bahçesinde çaldığınız çilek sayısı aşık olduğunuza inandığınız kişi sayısını gösterir. Bir tane yedikten sonra durduğunuzu söylediyseniz aşk hayatında sadık birisiniz. İki haneli sayılarla cevap verenleriniz ise libidolarını frenlemeyi düşünmeliler.
9- Bahçenin sahibine yakalandığınızda söylediğiniz sözler yasak ilişki sırasında yakalanırsanız söyleyeceklerinize eşittir!
10- Çileklerin tadı hakkında söyledikleriniz geçmiş ilişkiniz hakkında düşündüklerinize eşdeğer.

Eldeki çizgilerin anlamı 2...

Kalp Çizgisi6)Kalp Çizgisi:

Kafa çizgisinin üstünde, avucun tepesindeki çizginin adı kalp çizgisi, doğal olarak aşk hayatınızı temsil ediyor. Elin dış kenarından başlıyor, başparmak yönünde bitiyor.

Çizginiz resimdeki sarı çizgi gibi bir çatalla bitiyorsa, herşey mükemmel. Flört etmekten çok hoşlanıyorsunuz. Ama hayatınızın aşkını bulduğunuzda gayet sadık ve çok çok çok mutlu olacaksınız

 

Kader ÇizgisiÇizginiz, pembe çizgide olduğu gibi hafif boşluklarla bölünmüşse ruh eşinizi bulana kadar aşk hayatınızda bir takım inmeler çıkmalar olacak demek. Ama bir yandan da gayet açık fikirli biri olduğunuz için hiç bir zaman mutsuz ya da yanlız olmayacaksınız. Kalp çizginiz, yeşil çizgide olduğu gibi biraz kısa ise, acaba aslında kendinize aşık olup olmadığınızı bir kontrol etseniz iyi olur. Yine de biri sizi etkilemeyi başarırsa işte o zaman yaşayacağınız aşk mutluluğunun haddi hesabı yok.

Aşk çizginiz, kırmızı çizgide olduğu gibi binlerce kanalı olan bir ırmağa benziyorsa, flört meselesini biraz abartmış bir şahsiyetsiniz. Sadakat, kitabınızda bir yerlerde yazıyor ama bulmakta güçlük çekiyorsunuz. Sizi gidi sizi.

Kalp çizginiz mavi çizgide olduğu gibi, dümdüz ve pürüzsüzse, aşk konusunda güvenme güçlüğü çeken birisiniz. Kimseye güvenmiyor ve kontrolü asla elden bırakmıyorsunuz. Lütfen insanların çoğunun iyi kalpli olduğunu hatırlayın ve kendinizi biraz rahat bırakın. O zaman

Ellerin görünüşüne göre yorumlar

İnce Elİnce el:

Görünüşü: Parmaklar uzun ve incedir, el ince ve narin görünür.

Karakter Özellikleri: İnce elli kızlar ve erkekler, aynen elleri gibi ince ve narinlerdir. Duygular ve konuşmalar onlar için çok önemlidir. Genellikle gerçeklerden biraz kopuk ve bulutların üzerinde geziyor olurlar.

Okul ve/veya İş: Çok dikkatlidirler. Gözleri ve kulakları devamlı açıktır. Ama stresli durumlardan hiç hoşlanmaz, strese maruz kaldıklarında gayet çekilmez olabilirler.

Aşk Hayatı: Narin, kırılgan ve süper yumuşaktırlar. Partnerlerine karşı özenli ve dikkatlidirler. Ama bunun karşılığında aynı özeni kendileri için de beklerler. En ufak bir ses yükselmesi ya da hoyratlık, söz konusu ince elli bireyin koşarak uzaklaşmasına sebebiyet verebilir

 

Güçlü ElGüçlü El:

Görünüşü: Güçlü elin, parmakları geniştir. Bu yüzden de genellikle birbirinden biraz ayrık olurlar. Elin parmaksız kısmı güçlü ve geniştir.

Karakter Özellikleri: Güçlü elli kız ve erkekler ayakları yere güçlü basan insanlardır. Kendilerinden emindirler ve kendilerini tanırlar. Egoist değildirler. İyi bir dinleyici ve güvenilir arkadaştırlar. Yardım etmeyi ve dert dinlemeyi severler. Ancak hayal kırıklığına uğradıklarında kırıcı ve hoyrat olabilirler. Affetmeleri de zor olur.

Okul ve/veya İş: Güçlü elli insanlar, karşılarına çıkan meseleleri her yönüyle kavramak isterler. Ellerini gayet akıllıca kullanabilirler. Tabii bu kafalarını kullanamazlar demek olmuyor. Tam tersine aynı zamanda gayet akıllı da olurlar. Plan yapmayı ve sorunları çözmeyi çok severler.

Aşk Hayatı: Flört etmeye bayılırlar ve sık sık ederler. Zaten genelde etkileyici insanlar olurlar. Ama doğru insanı bulduklarını düşündüklerinde, dürüstlük ve sadakate çok önem verirler ve partnerlerini mutlu etmek için ellerinden geleni yaparlar.

 

Dikdörtgen ElDikdörtgen el

Görünüşü: Dikdörtgen elin parmaklarının neredeyse hepsi aynı uzunluktadır. Elin parmaksız kısımları da düz ve köşelidir. Bu yüzden el gayet düzgün bir dikdörtgen hissi verir.

Karakter Özellikleri: Dikdörtgen elli kızlar ve erkekler için en önemli şey adalettir. Hayal kırıklığına uğradıklarında, ki bunun için haksızlığa uğramaları yeterlidir, öyle kuvvetle uzaklaşırlar ki, onları bir daha geri getirmek çok zordur. Buna karşılık, eleştiriye çok açıklardır. Tabii yapıcı olması şartıyla.

Okul ve/veya İş: Dikdörtgen elli insanlar çok gerçekçidirler. Sanat ve kültürden hoşlanırlar. Ama bu konularda aktif olmak gibi bir kaygıları da yoktur. Elle tutulur şeyler yapmak isterler ve bunu elleriyle de kafalarıyla da yapabilirler.

Aşk Hayatı: İnanması zor ama, dikdörtgen elliler flört etme konusunda genellikle utangaçtırlar. Ama partnerlerini tanıdıktan sonra kabuklarından çıkar ve kendilerini gösterirler. Hem de bunu güçlü ve kendine güvenli bir biçimde yaparlar.

Sivri Elsivri El:

Görünüşü: Sivri ellerin parmaksız kısmı normaldir, ancak parmaklar incedirler ve elin tepesine doğru birbirlerine yaklaşarak, ele sivri bir görünüm verirler.

Karakter Özellikleri: Sivri elli kız ve erkekler, yaratıcı ve yerinde duramaz olurlar. Moralleri de genelde yüksek olur. Sıkıntıya ve sıkıcılığa gelemezler. Partilerin muhakkak hakimleri onlardır. Onlar ne hissediyorsa etraflarındaki herkes, şaşılası bir şekilde aynı şekilde hisseder.

Okul ve/veya İş: Önemli olan eğlencedir. Bu yüzden değişik olan işlerden ve okullardan hoşlanırlar. Her an yeni bir tecrübe, yeni bir heyecan peşinde olduklarından, hergün aynı şeylerin yaşandığı düzenli bir okul ya da iş hayatı onlar için işkencedir.

Aşk Hayatı: Macera mı, lütfen hemen! Flörte, değişikliğe, heyecana bayılırlar. Bir eşleri olduğunda, sadakat ile ilgili bir problemleri olmaz

 

 

 

 

 

Kar yağıyor... Günün fotosu...11/01/2012

Biz aslında herkesi başka biri yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de insanların kendi olma potansiyellerini yok ediyoruz

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi. Kuş, uçmanın dâhil olmasını, balık, yüzmenin dâhil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfre...dat programı yaptılar. Ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.

Tavsan, koşu dersinde A alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiğinde, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra, toprak kazma notu hâlâ F olmasına rağmen, uçma notu C’ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.

Biz aslında herkesi başka biri yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de insanların kendi olma potansiyellerini yok ediyoruz

Az bilgisi olup çok konuşan, parası olmayıp çok harcayana benzer.

Saygı bir insana , insanın onuruna yaraşır şekilde davranmaktır.

Saygı bir insana , insanın onuruna yaraşır şekilde davranmaktır.

Saygı başkalarına size davranmalarını istediğiniz şekilde davranmaktır.

Saygı birisi size 'hayır' cevabı verdikten sonra kendi yoluna gitmesini bilmektir

Saygı bir insanı rahatsız etmemektir.

Saygı üstün bir kişilik ve meziyettir…

Saygı iki kişi birbirini severken gitmesini bilmektir.

Saygı, haddini bilmektir.

Saygı, nerede duracağını bilmektir.

Saygı, insanın değerini çok yücelten bir davranıştır.

Edward de Bono

Sanal ortamda özellikle hanımların başına gelen taciz olayları bilinen bir gerçektir bu tip durumlardaBİLİŞİM SUÇLARI VE SİSTEMLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ne başvurabilirsiniz... Sevgili Sadi Ataya teşekkürlerimle...


Sanal ortamda özellikle hanımların başına gelen taciz olayları bilinen bir gerçektir. Çoğu insan bu çirkin olayları anlamsız korkuları yüzünden gizler. Ve bu muzdarip durumları içinden çıkılmaz bir hal alır.

Bilmeliyiz ki bu durumlarda içine kapanmak yarardan çok zarar getirir. İnsan bu kendini bilmezlerden dolayı içinden çıkamadığı problemleri mutlaka bir yakını ile paylaşmalıdır… Arkadaşlarından, dostlarından ve ailesinden yardım istemelidir. Niye korkar ki bu insanlar? Unutmamalı ki; “Üzerine çamur atılan insanın suçu yoktur… Suçlu olan çamuru atandır. Ve hak ettiği cezayı bulmalıdır.



Bir de artık şu “sanal alemdeki olayları su yüzüne çıkarmak imkansızdır.” Safsatasına inanmaktan vazgeçilmelidir. Bilinmelidir ki; yazılan her harf, yapılan her eylem noktası noktasına kaydolmaktadır ve silinse bile (biz sildiğimizi sanıyoruzdur) mutlaka ortaya çıkarılabilir. Hatta hangi cihazdan ve nereden yazıldığı da çok kolay bulunabilir.

Bir de pek çoğumuzun bilmediği bir şey var; ne mutlu ki ülkemizde de bu muzdarip insanların sıkıntılarını iletebileceği Resmi bir emniyet birimi var. Adı ise; “BİLİŞİM SUÇLARI VE SİSTEMLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ” Sadece taciz konusun da değil, sanal ortamda yapılan her türlü haksız ve adaletsiz uygulamayı bu birime rapor edebilirsiniz. 
Eğer ki böyle bir probleminiz varsa hala acı çekmenizin ve çaresizlik içinde bocalamanızın bir anlamı yok… Muhatabınızı uygun bir şekilde, medenice ikaz ettiğiniz halde hala eylemine devam ediyorsa işte size adres;


Verilen bu linki tıkladığınızda doğrudan aşağıda resmini gördüğünüz şikayet formu gelecektir önünüze. En doğru ve çözümü en sağlam yöntem budur



Sevgili Sadi Atay’a teşekkürlerimle… Eğer sürekli sahte hesaplar açıp sizi aynı şekilde taciz etmeye devam ediyorsa hiç çekinmeden bu formu doldurun, yetkililer  igilenip olayın kökünü kesmek için gerekeni yaparlar…



Yemeklerden Hemen Sonra Yapılmaması Gereken 5 Şey

 






1-Sigara İçmeyin







Uzmanlarca yapılan deneyler,yemeklerden hemen sonra içilen bir sigaranın 10 sigaraya eşdeğer olduğunu kanıtlamıştır.Kanser olma riski daha yüksek.

2-Çay içmeyin

Zira çay yaprakları yoğun asit içerir.Bu madde tükettiğimiz gıdalardaki proteinin hazmını zorlaştırıyor.

3-Banyo Yapmayın

Banyo yapmak ellerdeki,bacaklardaki ve vücuttaki kan akışını hızlandırır,böylece mide çevresindeki kan miktarı bu durumda azalır.Bu da midemizin sindirim sistemini zayıflatır.

4-Yürümeyin

İnsanlar çoğu zaman ,yemeklerden sonra 100 adım yürümek 99 yaşına kadar yaşamanızı sağlar derler.Gerçekte bu doğru değildir.Yürümek sindirim sisteminin aldığımız gıdalardan besinlerin emilimini engeller.

5-Hemen Uyumayın

Aldığımız gıdalar yeterince sindirilemez.Bu durum bağırsağımızda gastrit ve enfeksiyona önderlik eder.

Renge Göre Kişilik Testi...

 

Renge Göre Kişilik Testi

Renklerin insanlar üzerinde tahmin edebileceğinizden daha fazla etkisi vardır. Biz fark etmesek bile renkler zihnimizi, duygularımızı hatta davranışlarımızı bile etkilemektedir.

En çok sevdiğiniz ve tercih ettiğiniz renkleri işaretleyerek renge göre kişiliğiniz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz

http://www.benoyum.com/?p=4460

Kalıp sohbet etmek isterdim ama yapılacak işlerim var...