12 Ekim 2012
ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR
Özgüven eksikliğinin 7 işareti...
Özgüvenin karşıtı olan özgüven eksikliği genellikle aşağılık kompleksi olarak tanımlanır. Özgüven hakkında çok önemli bir kitap yazan psikolog Don Hamachek aşağılık kompleksi ile ilgili 7 noktaya dikkat çekiyor.
1. Eleştiriye karşı alıngan olmak
Aşağılık duygusuna kapılan insanlar hata yaptıklarını bilseler de diğer insanların bunu vurgulamaları hoşlarına gitmez. Ne kadar yapıcı ya da naif olursa olsun her eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılarlar.
2. Özgüvene uygunsuz cevap verme
Bu iki şekilde olur. Bazı insanlar kendileri hakkında iyi şeyler duymak için can atarlar ve sürekli iltifat edilmesinden hoşlanırlar. Diğer davranış biçimi ise tam tersidir. Özgüven eksikliği çeken bir grup insan ise kendileri hakkında pozitif bir şey duymak istemezler çünkü kendi hissettikleriyle çelişirler.
3. Aşırı eleştirel yaklaşım
Kendilerini iyi hissetmeyen kişiler başkaları hakkında iyi şeyler düşünmezler. İnsanların kusur ve hatalarını ararlar. Böylece kendilerinin çok kötü olmadığını kanıtlamaya çalışırlar. Bu insanlar çevredeki en akıllı, çekici, başarılı insan olmadıkları zaman akıllı, çekici, başarılı hissetmezler.
4. Suçlama eğilimi
Bazı insanlar aşağılık hissetmenin acısından kurtulmak için kendi güçsüzlüklerini diğer insanlara yüklemeye çalışırlar. Bu noktada kendi hataları için başkalarını suçlarlar.
5. İşkence isteği
Özgüvensizlik doruk noktasındayken başkasına zarar vermeye kadar varabilir. Başkalarını suçlama davranışı kontrol edilemez bir duruma ulaşabilir.
6. Rekabetle ilgili negatif hisler Aşağılık kompleksi olan insanlar da herkes gibi bir oyunu ya da yarışmayı kazanmak ister ama böyle durumlardan kaçınırlar çünkü kazanamayacaklarını düşünürler. Birinci gelememe korkusu tamamen başarısız oldukları korkusuna kapılmalarına neden olur.
7. Yalnızlık ve çekingenlik eğilimi
Aşağılık duygusu olan insanlar diğer insanlar kadar zeki ve ilginç olmadıklarını düşündüklerinden diğer insanların da onları böyle göreceğini düşünürler. Bu yüzden sosyal ortamlardan kaçınırlar. İnsanlarla birlikteyken susmayı tercih ederler çünkü bunun yalnızca aptallıklarını ya da sıkıcılıklarını kanıtlayacağını düşünürler.
(Alıntı)
Konuşma Sırasını Bilen Kazanır...
Pazarlamacı, şef sekreter ve personel müdürü bir öğlen paydosunda lokantaya doğru yürümektedirler.Parktaki banklardan birinin üzerinde sihirli bir lamba bulurlar. Lambayı ovarlar ve gerçekten de lambadan cin çıkar.“Aslında kişiye 3 dilek hakkı veriyorum ama sizler üç kişi olduğunuz için hepinizin birer dileğini gerçek yapacağım” der cin.
Şef sekreter arsızca atılarak “önce ben” diyerek sıranın önüne yerleşir.
”Bahamalarda, muhteşem bir sahilde tatil yapmak istiyorum. Tatilim hiç bitmesin ve hiçbir dert hayatıma girmesin” diye dileğini ifade eder.
Ve hoop, ortadan kaybolur.
Şimdi de pazarlamacı atılır ve “şimdi sıra bende” der.
“Hayallerimdeki kadınla Tahiti sahillerinde Pina Colada içmek istiyorum” der ve hoop, o da ortadan kaybolur.
“Şimdi sıra sende” der cin Personel Müdürüne.
“Bu iki salağı öğleden sonra işlerinin başında görmek istiyorum” der personel müdürü.
***
Kıssadan hisse 1: Konuşmanızın sırasını bilmezseniz, kaybeden siz olursunuz!
Kıssadan hisse 2: İş yaşamında üstünüz olan birinin her zaman için önce konuşmasına izin verin!
http://fwmail.net/hikaye/konusma-sirasini-bilen-kazanir/
Bugün mutlu olacağım!!!
Bugün mutlu olacağım!!!
____ ALINTI__
Yeni İmparator Kim Olacak???
- Artık tahttan inip bir imparator seçme vakti geldi. Sizlerden birini seçmeye karar verdim.
Gençler şaşırmışlar, ancak O sürdürmüş:
- Bugün hepinize birer tohum vereceğim. Bir tek tohum… Ama güzel bir tohum. Evlerinize gidip onu ekmenizi, sulayıp büyütmenizi istiyorum. Tam bir yıl sonra büyüttüğünüz o tohumla buraya geleceksiniz.
Yetiştirdiğiniz o tohuma göre değerlendirip birinizi İmparator seçeceğim. Saraya çağrılan gençlerin arasında Ling adında biri de varmış. O da diğerleri gibi tohumunu almış. Evine gidip heyecanla olayı annesine anlatmış. Annesi bir saksı ve biraz toprak bulup, onun tohumunu ekmesine yardım etmiş. Sonra birlikte dikkatlice sulamışlar. Her gün sulayıp büyümesini bekliyorlarmış.
Yeterince zaman geçtikten sonra diğer gençlerin ne kadar büyüdüğünü anlatırken, Ling hayal kırıklığı içinde kendi tohumunda hiçbir değişiklik olmadığını görüyormuş. Üç hafta, dört hafta, beş hafta geçmiş. Hala hiçbir gelişme yokmuş.
Diğerleri yetişen bitkilerden söz ederken Ling çok üzülüyormuş. İmparatorun beceriksiz sanmasından çok endişeleniyormuş. Arkadaşlarına da hiç bir şey demiyor, sabırla bekliyormuş. Sonunda bir yıl bitmiş ve gençlerin yetiştirdikleri bitkileri imparatorun huzuruna götürecekleri gün gelip çatmış.
Ling, annesine boş saksıyı götüremeyeceğini söyleyince annesi ona cesaret verip, saksısını götürüp dürüst bir şekilde olanları imparatora anlatmasını istemiş. Ling, pek istemese de annesinin sözünü tutmuş ve boş saksıyla saraya gitmiş.
Saraya varınca arkadaşlarının yetiştirdiği bitkilerin güzellikleri karşısında şaşırmış. Sonra imparator gelmiş ve tüm gençleri selamlamış. Ling arkalarda bir yerlere saklanmaya çalışıyormuş.
- Ne büyük bitkiler, çiçekler ve ağaçlar yetiştirmişsiniz. Bugün biriniz İmparator olacak.
Aniden arkada elinde boş saksıyla Lingi fark etmiş. Hemen muhafızlarına ön tarafa getirmelerini emretmiş. Ling çok korkmuş, "Sanırım beceriksizliğinden dolayı beni öldürebilir" demiş. Ling ön tarafa gelince imparator adını sormuş:
- Adım Ling…
Diğer gençler gülüp alay etmeye başlamışlar. Ama imparator susturmuş. Ling´nin elindeki saksıya dikkatli bakıp kalabalığa doğru dönmüş:
- Yeni imparatorunuzu selamlayın. Adı Ling demiş.
Ling inanmamış, çünkü tohumu yeşermemiş bile... Nasıl imparator olacak...
İmparator devam etmiş:
- Bir yıl önce burada herkese bir tohum verdim, siz ekip sulayıp bir yıl sonra getirecektiniz. Ama hepinize “kaynamış tohum” vermiştim. Asla büyüyemeyecek tohumlar. Ling’in dışında herkes ağaçlar, bitkiler ve çiçekler getirdi. Çünkü tohumun büyümediğini fark edince hepiniz onu bir başka tohumla değiştirdiniz. Sadece Ling içinde benim verdiğim tohum olan boş saksıyı getirme cesaretini ve dürüstlüğünü gösterdi. Beklediği olmayınca ümitsizliğe kapılsa da dürüstlükten vazgeçmedi. Onun için yeni imparatorunuz O olacak!
http://fwmail.net/hikaye/durustluk-ve-yoneticilik/
RENKLERLE TERAPİ
Renk Terapisi metabolizmada denge sağlamak için renklerin enerjilerinden faydalanma prensibine dayanıyor. Her rengin kendine özgü bazı
tedavi edici özellikleri vardır. Renkler uyarıcı oldukları kadar bıkkınlık yaratıcı, yıkıcı itici de olabilirler.
Ruhsal dalgalanmalar çakralarda enerji dengesizliği oluştururlar. Bu durumda belirli bir rengin fazlalığı veya azlığı söz konusudur. Dengesiz çalışan çakralar hastalıklara sebep olur. Renkler kullanılarak vücudun bozulan dengesi tekrar sağlanabilir. Renklerin çevrelerine yaydıkları titreşimler, vücudun elektromanyetik ışınımıyla doğrudan bir etkileşim içindedirler. Bu titreşimler çakralar tarafından emildikten sonra, omurgalara iletilirler. Omurgalara ulaşan titreşimler, sinirler yardımıyla gerekli organlara ve dengesi bozulan sistemlere taşınarak fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek olan duygusal ve zihinsel şikayetler en aza indirilir. Renk terapistleri renkleri bazen tek başına bazen de tamamlayıcı renkleri ile birlikte kullanır.
RENKLER VE ETKİLERİ
KIRMIZI
Canlandırıcı bir renk olan kırmızı, vücudun alt kısımlarındaki çakraları harekete geçirir, barındırdığı yoğun enerji sayesinde, fiziksel kapasiteyi uyandırıp etkin bir biçimde faaliyete sokar. Kırmızı, üşütmelerde, dolaşım bozukluklarında ve tükrük bezi rahatsızlıklarında tedavi amacıyla kullanılabilir. Dikkatli kullanılmadığında intikam, kin, aşk ve seks duygularını da harekete geçirebilir. Aşırı bir dozda uygulanması halinde,
duygusal düzensizliklere ve depresyonlara sebep olabilir. Yüksek tansiyon, bu rengin yoğun olarak bulunduğunun bir göstergesidir.
TURUNCU
İkinci çakra merkezini etkileyen turuncu, neşenin ve bilgeliğin rengidir. Turuncu yardımıyla sosyalleşme duyguları faaliyete geçer. Adaleler üzerinde çok etkilidir. Aşırı kullanımı, sinir sistemini olumsuz yönde etkilediğinden yeşil ve mavinin tonlarıyla birlikte kullanılması faydalıdır. Dalak, pankreas, mide, bağarsak ve böbrek rahatsızlıkları, depresyon ve duygusal dengesizlik hallerinde turuncuya başvurulabilir. Sindirim sistemi rahatsızlıkların giderilmesinde de faydalıdır.
YEŞİL
Sakinleştirici özelliklere sahip olan yeşil renk,enerjiyi dengeler, şefkat duygularını arttırır. Sinir sistemini dengeleyici ve ateş düşürücü etkileri vardır. En etkili olduğu bölge, kalp çakrasıdır. Kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon baş ağrısı ve bitkinlik hallerinde tedavi amaçlı olarak kullanılır. Her türlü büyümeyi ve ilerlemeyi hızlandırdığı için, kanser ve tümör gibi hastalıklarda kullanılması tehlikelidir.
SARI
Güneş sinir ağı çakrası üzerinde çok etkilidir.
Zihinsel faaliyetleri harekete geçirir, iyimserlik ve kendine güven duygularını
arttırır. Sindirim, mide, bağırsak ve mesane rahatsızlıklarının tedavisinde
kullanılır.
MAVİ
Mavi, antiseptik görevi yapar. Solunum sisteminin düzene sokulması, yüksek tansiyonun düşürülmesi için de mavi renk kullanılır. Astım, suçiçeği, sarılık romatizma, çeşitli çocuk hastalıklarının tedavisinde etkilidir. Mavinin enerjisi sanatsal duyguların ve ilham kaynaklarının geliştirilmesinde de faydalıdır.
LACİVERT
Lacivert ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların giderlimeside önemli bir etkisi vardır. En önemli etki alanı kaş çakrasıdır. Bu çakrayla bağlantılı konksiyonların dengelenmesinin yanında bağışıklılık sisteminin güçlenmesini de sağlar. İyi bir kan temizleyicisidir. Yüz ile ilgili tüm rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Eviniz yada kıyafetleriniz fazlaca lacivert ağırlıklysa depresyona sebep olabilir.
MOR
İskelet yapısını etkileyen mor, vücudu toksinlerden arındırıcı antiseptik özelliklere sahiptir. Mor rengin enerjisi çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kulanılabilir, eklem iltihabı hastalıklarının tedavisinde mor renkli ışık etkili olabilir. Ayrıca mor, rüya aktivitlerini de geliştirir.
http://www.pcforumlari.org/psikoloji/90997-renklerle-terapi.html
Sağlıklı yaşamanın temellerinden birinin, sağlıklı beslenme olduğunu biliyorsunuz. Peki burcunuza özel besinler tüketerek, hem sağlıklı beslenebileceğinizi hem de kilo verebileceğinizi biliyor musunuz?
Koçlar yoğurt tüketmeyi, Boğalar bol su içmeyi unutmamalı
Koçların günlük beslenme programında mutlaka yeşil sebzeler ile birlikte; patates, soğan, elma, ceviz, domates, kereviz sapı, pancar, limon, pırasa, armut gibi besinler olmalıdır. Ayrıca Koçlar, günde 2 kez yoğurt ve kefir tüketmeye özen göstermeliler.
Günlük beslenme programında mutlaka su teresi, brokoli, mantar, ıspanak, lahana ve patates gibi besinler olması gereken Boğa burçları; ayrıca günde 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmeliler.
Günlük beslenmede İkizler için süt, Yengeçler için yeşil sebze şart
İkizler burcunun günlük beslenme programlarının vazgeçilmezleri portakal, armut, şeftali, domates, mısır ve erik gibi besinler olmalıdır. Sağlığını korumak isteyen İkizler, süt ürünlerini ihmal etmemeliler.
Yengeç burçlarının günlük beslenme programlarında mutlaka çavdar unu, yumurta beyazı, kereviz sapı, fasulye, marul ve hindi bağ, bol yeşil sebze gibi besinlere yer verilmelidir. Tatlı krizini geçiştirmek isteyen Yengeçler de, gün içerisinde yiyebilecekleri meyve salatasını tercih edebilirler.
Aslanlar yağlı gıdalardan, Başaklar şekerden uzak durmalı
Aslan burçlarının günlük beslenme programında mutlaka tam buğday ekmeği, elma, yulaf, arpa, çavdar, marul, yumurta, lahana, salatalık, ceviz ve balık faydalı besinler olmalıdır. Yağlı gıdalardan da mümkün olduğunca uzak durmaları gerekir.
Başak burçlarının günlük beslenme programında havuç, yeşil sebzeler, karpuz, kuşkonmaz, suteresi, yulaf gibi besinler olmalıdır. Ayrıca, yüksek şeker içeren gıdaları da tercih etmemeliler.
Teraziler kereviz, Akrepler soğan yemeli
Terazi burçları günlük beslenme programlarını yaparken kereviz, ıspanak, bezelye, pancar, elma, kuru üzüm, badem, pırasa ve incir gibi faydalı besinleri ilk sıraya koymalılar.
Günlük beslenme programında mutlaka soğan, hardal, sarımsak, pırasa, şalgam, incir, erik gibi faydalı besinlere yer vermesi gereken Akrepler ise; mide sağlıkları için gazlı içeceklerden uzak durmayı ihmal etmemeliler.
Yaylar yağlı besinlerden uzak durmalı, Oğlaklar süt içmeli
Yay burçlarının günlük beslenme programlarında salatalık, adaçayı, karanfil, brokoli, mantar, domates gibi faydalı besinler olmazsa olmazlardır. Yağlı yiyeceklerden uzak durmak da, Yay burçları için çok önemlidir.
Oğlak burçlarının günlük beslenme programlarında mutlaka bulunması gerekenler; portakal, armut, şeftali, domates, mısır, erik ve bol yeşil sebze gibi faydalı besinleridir. Günlük beslenme programında süt ürünlerine de mutlaka yer vermeliler.
Kovalar bol sebze ve meyveyi tercih etmeli, Balıklar tatlı krizlerini meyve salatası ile geçiştirmeli
Kova burçları, gün içerisinde mutlaka meyve ve sebzelerden oluşan faydalı besinlerden tüketmeliler. Bu besinler arasında; mantar, salatalık, su teresi, avokado, muz, armut, karpuz, fasulye gibi sebze ve meyveler bulunmalıdır.
Balık burçları ise; günlük beslenme programlarında muz, nane çayı, kuşkonmaz, fasulye, kereviz sapı, avokado, salatalık, mantar gibi faydalı besinler tüketmeliler. Ayrıca, gün içerisinde meyve salatası yiyerek tatlı krizlerinizi geçiştirebilirler.
http://www.kadinvekadin.net/burcunuza-gore-beslenme-2012-07-03.html
Pazının Faydaları...
Pazı: Ispanağa benzeyen sindirimi kolay, bol vitaminli, besleyici bir bitki olan pazıda, A, C ve K vitaminleri bol miktarda bulunur. Ayrıca, E vitamini ile demir, magnezyum ve kalsiyum minerallerini içerir. Kırlarda, bağ ve bahçelerde yetişir.
Pazının Faydaları: İştah açıcıdır. Kansızlığı önler. Hazmı kolaylaştırır. Vücuda kuvvet verir. Öksürüğe karşı faydalıdır. Haşlanmış yaprakların suyu kabızlığı giderir. Gül yağı ile karıştırılıp başa konulduğunda ağrıyı geçirir. İdrar söktürür ve idrar yollarında yanma şikâyetlerini azaltır. Hamile olanların yemesi doğacak çocukta omurga açıklığı riskini azaltır. Yaprakları haşlanıp yanık, apse, şişlikler ve basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.
Pazı Nasıl Kullanılır? Pazının kökleri, sapları ve yaprakları pazı yemeği, dolması ve salatası yapılarak kullanılır. Balla karıştırılarak saç çıkmayan deriye sürülürse faydalı olur.
Kadınların Erkeklerde Vazgeçemeyeceği 10 Şey
Şimdi başlığı biraz daha açmak gerekirse; bu listeyi anlayıp uygulayan erkek kadınlar için inanılmayacak derecede çekici bir mıknatıs haline geleceklerdir… Bunları uygulamayı ihmal etmeyin erkekler; mutluluğunuz için gerekli…
5
Söylediğimiz En Büyük 7 Yalan
Nasılsın ?
İyiyim ( Hiç düşünmeden söylediğimiz ilk kelime )
http://www.listemiste.com/soyledigimiz-en-buyuk-7-yalan.html
Kırışıklıklarınızdan ve sivilcelerinizden kurtulmanın doğal yolunu öğrenmek ister misiniz?
Beslenme Danışmanı Uzmanı Ender Saraç, evde kolayca hazırlayabileceğiniz lavanta maskesinin hazırlanışını ve uygulama şeklini anlattı.
Malzemeler
1 bardak portakal suyu 1 bardak lavanta çiçeği 2 dilim kabuksuz salatalık 1 yumurta sarısı Mısır unu Kaliteli ve katkısız arı balı
Hazırlanışı
Lavanta çiçeklerini ve portakal suyunu bir kapta karıştırın, kısık ateşte biraz ısınmasını sağlayın. İyice ezmiş olduğunuz kabukları soyulmuş salatalıkları karışımınıza ekleyin. Daha sonra bu karışıma geri kalan malzemeleriniz olan yumurta sarısı, mısır unu ve balı katarak krem kıvamına kavuşana kadar karıştırın. Buzdolabında 3 saat kadar bekletin.
Uygulanışı
Haftada iki kereyi geçmeyecek şekilde hazırladığınız bu kremi bir ay boyunca düzenli olarak uygulayın. Kırışıklıklarda zaman içerisinde azalma gözleyeceksiniz. Ayrıca kırışıklıkları toparlarken aynı zamanda sivilceleri de ortadan kaldıracaktır.
Maskeyi yüzünüze sürdükten yarım saat sonra peeling yapar gibi ovuşturarak çıkarın. Bu şekilde uygulanması daha etkili olduğu gibi ayrıca temizlemeye de gerek kalmayacaktır.
Maskenize eklediğiniz lavanta çiçeklerinin yanında yapraklarını da eşit miktarda kullanın. Lavanta çiçeklerini aktarlardan temin edebilirsiniz.
ÖNEMLİ: Lavanta çiçeği yerine asla lavanta yağı kullanmayınız. Bu maske lavanta çiçekleri kullanıldığı zaman etkilidir.
Püreli Rosto
Malzemeler
750 gr dana bonfilesi 2 çorba kaşığı margarin 1 adet havuç 1 adet soğan 1 adet kereviz 1 çorba kaşığı salça 1 çorba kaşığı un 7-8 bardak su 4-5 adet patates 1,5 çay bardağı süt 2 çorba kaşığı tereyağı Tuz Karabiber
Hazırlanışı
Yayvan bir tavada sıvı yağı kızdırın. Eti kızgın yağda arkalı önlü her tarafı nar gibi oluncaya dek kızartın. Bu ara her çevirişte ete tuz ve karabiber ekin. Kızartma işlemi bitince tencereden alıp, başka bir yayvan tencereye aktarın.
Kızartma yağına margarin veya tereyağı ekleyip küçük küçük doğranmış soğanı tavla zarı iriliğinde doğranmış havuç ve kerevizi ilave edin ve hafifçe kavurun. Daha sonra salçayı ekleyip 1-2 kez çevirdikten sonra suyu et suyu tabletini ekleyerek bir taşım kaynatın.
Etin üzerine bu karışımı döküp, ağır ateşte ve kapağı kapalı olarak 15 saat pişirin. Et piştiğinde servis tabaklarına dilimleyerek alın.
http://www.hurriyetaile.com/evimiz/yemek-tarifleri/pureli-rosto_2968.html
Bizler, hep birlikte bir coğrafyanın deseni; Bizler, bir nakışın farklı renkleriyiz…
Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın...
Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın işe yaramayacağını görürsün.
* Osho