Ertesi gün biraz rüzgarlı. Ama tekneye binemeyecek kadar değil. Denize açılıyoruz. Yamaçlarda kral mezarlarını görerek seyrimize başlıyoruz. Arkasından derede yol almaya devam ediyoruz. Derenin genişliği kimi yerlerde iki metreye kadar düşerken kimi yerlerde hayli geniş. Kıvrıla kıvrıla gidiyoruz. Etraf sazlıklarla dolu. Haydi biraz etrafı seyredelim.
kral meazarları...
tekne boyu manzaralar...
Arkasından iztuzuna plajına varıyorsunuz. Burada kumlar altın sarısı ve yumuşacık. Deniz çok temiz. Kaplumbağalar her sene buraya gelip yumurtluyorlar ve yaşam savaşlarına burada başlıyorlar. Kaplumbağaların bölgesi koruma altında ve diğer taraflardan iplerle ayrılmış durumda. İztuzu plajından iki görüntü...
iztuzu plajı...
Ardından kısa bir öğle yemeğ molası veriliyor. Yemeklerimizi yerken ortamın keyfini çıkarıyoruz. Sonra çamuru meşhur bir yere götürüyorlar bizi. Herkes heryerine çamurları sürüyor. Öylece bekliyor. Sonra da duşunu alıyor. Çok faydalıymış ama ben sadece kollarıma sürüyorum. Buyrun seyredelim...
yemek yerken dereye bakış...
çamur banyosu...
kollarımda çamur...
Her güzel şey gibi bu güzel gezinin de sonuna geliyoruz. Köyceğize kadar açılıyoruz. Orada denize giriyoruz. Ve yavaş yavaş başlangıç noktamıza geri dönüyoruz. Geri dönüş yolundan da bir kaç manzara...
Sağlıcakla,
Caunos bir dahaki ziyarete bahane olsun diye pas geçilmiş anlaşılan :)
YanıtlaSilkesinlikle öyle :)))
YanıtlaSil