Nelere sahip olduğumuz değil Neyin bize sahip olduğu önemli..Bütünün parçası olduğumuza inanıyorsak..Ve belirsiz bir zaman süreci sonunda birleşebileceğimizi umuyorsak , Mutlak ve Saf güzelliğin bizi ancak tertemiz olduğumuzda kabul edeceğini bilmeli, bizi temizlikten alıkoyan her şeyden arınmanın gayreti içinde olmalıyız...Kaygılanmak neden ? ''BİZ SİZİ KENDİMİZDEN YARATTIK'' ve ''BANA DÖNECEKSİNİZ''
‘ait olan sahip olmak da ister kaybettiğinde de korkar kaybolmakdan. ne ait ne de sahip olan ise korkmaz kaybetmekten de kaybolmaktan da’
kaybetmek te kaybolmak da yoktur aslında... biz içinde sıkıştığımız bedenlerimizden daha uzaklara gidebilmeyi veya bir başka deyişle, aynı anda heryerde olmayı öğrendiğimiz zaman bu göreceli iki kelime de lugattan kalkacak...
insanoglu sahip olduğunu zannettiği seylerden uzaklaşınca kaybeder sanır kendisini de, zannettiğini de...
sahip olmak... ya da ait.. bu iki olguyu hayatımızda ne kadar uyarlıyoruz herşeye... hayatımızda nelerden vazgeçemeyiz. ya da vazgeçemediğimizi düşünüyoruz.
küçükken, oyuncak arabamdan vazgeçemezdim. 'benim' arabamdı. sonra sıkıldım, bisikletimdi vazgeçemediğim artık. fakat arabam da hala benim di.. açgözlüydüm.(bunu şimdi farkediyor insan)
ayakkabımı farklı bağlıyordum vazgeçemedim... alışkanlık dı benim için çünkü.. alışkanlıklarımı benimsiyordum... benimsemek.. parçan olduğunu kabullenmek.. bir nevi ait olmak mıydı???
alışkanlıklarım, bağlılıklarım haline geliyordu.. daha sonra ise ona bağımlı hale geldiğimin farkına varıyordum.
bağımlı olduğum şeylerden uzaklaşmak bana acı veriyordu. öyle ise, bağımlılıklarımı kaldırmalıydım ortadan. bir önceki seviyede, bağlılıkta durdurmalıydım herşeyi...
büyüyünce farkediyor insan, algıladığımız ve algılamadığımız herşey arasında bir bağ var.. herşey bir. herşey birbirine bağlı...
içimizde biriktirdiğimiz korkularımız, bağlarımıza sıkı sıkı tutunmamızı ve onlara bağımlı olmamızı sağlıyor...
böylece korkularımızdan kurtulduğumuzu zannediyoruz onları derinlerde biryerlerde tuttuğumuzu farketmeden..
günlük hayatta yaşadığımız bazı olaylar sayesinde, sıkıca tutunduğumuz bazı bağlarımızın bizden koptuğunu zannediyoruz ve korku hissimiz saklandığı yerden çıkıyor ve etrafımızı sararak bizi izole ediyor...
kaybettiğimizi zannediyoruz... sıkı sıkı sarılıp ait olduğumuzu düşündüğümüz bağlarımızdan koptuğumuz anda...
ve korkuyoruz...
hiç bir yakınınızı kaybettiniz mi? aile bireylerinizden birini kaybetme korkusu sardı mı içinizi sonrasında? bunlar kulağa kötü geliyor evet. bu yüzden sizden özür dilerim. fakat bunu içimizde çözümlememiz ve özümsememiz gerekiyor diye düşündüm...
bu korkuyu nasıl yenebiliriz??? nasıl kaybetmeyiz??
Nelere sahip olduğumuz değil Neyin bize sahip olduğu önemli..Bütünün parçası olduğumuza inanıyorsak..Ve belirsiz bir zaman süreci sonunda birleşebileceğimizi umuyorsak , Mutlak ve Saf güzelliğin bizi ancak tertemiz olduğumuzda kabul edeceğini bilmeli, bizi temizlikten alıkoyan her şeyden arınmanın gayreti içinde olmalıyız...Kaygılanmak neden ?
YanıtlaSil''BİZ SİZİ KENDİMİZDEN YARATTIK'' ve ''BANA DÖNECEKSİNİZ''
ait misin sahip mi?
YanıtlaSil‘ait olan sahip olmak da ister
kaybettiğinde de korkar kaybolmakdan.
ne ait ne de sahip olan ise
korkmaz kaybetmekten de kaybolmaktan da’
kaybetmek te kaybolmak da yoktur aslında... biz içinde sıkıştığımız bedenlerimizden daha uzaklara gidebilmeyi veya bir başka deyişle, aynı anda heryerde olmayı öğrendiğimiz zaman bu göreceli iki kelime de lugattan kalkacak...
insanoglu sahip olduğunu zannettiği seylerden uzaklaşınca kaybeder sanır kendisini de, zannettiğini de...
sahip olmak... ya da ait.. bu iki olguyu hayatımızda ne kadar uyarlıyoruz herşeye... hayatımızda nelerden vazgeçemeyiz. ya da vazgeçemediğimizi düşünüyoruz.
küçükken, oyuncak arabamdan vazgeçemezdim. 'benim' arabamdı. sonra sıkıldım, bisikletimdi vazgeçemediğim artık. fakat arabam da hala benim di.. açgözlüydüm.(bunu şimdi farkediyor insan)
ayakkabımı farklı bağlıyordum vazgeçemedim... alışkanlık dı benim için çünkü.. alışkanlıklarımı benimsiyordum... benimsemek.. parçan olduğunu kabullenmek.. bir nevi ait olmak mıydı???
alışkanlıklarım, bağlılıklarım haline geliyordu.. daha sonra ise ona bağımlı hale geldiğimin farkına varıyordum.
bağımlı olduğum şeylerden uzaklaşmak bana acı veriyordu. öyle ise, bağımlılıklarımı kaldırmalıydım ortadan. bir önceki seviyede, bağlılıkta durdurmalıydım herşeyi...
büyüyünce farkediyor insan, algıladığımız ve algılamadığımız herşey arasında bir bağ var.. herşey bir. herşey birbirine bağlı...
içimizde biriktirdiğimiz korkularımız, bağlarımıza sıkı sıkı tutunmamızı ve onlara bağımlı olmamızı sağlıyor...
böylece korkularımızdan kurtulduğumuzu zannediyoruz onları derinlerde biryerlerde tuttuğumuzu farketmeden..
günlük hayatta yaşadığımız bazı olaylar sayesinde, sıkıca tutunduğumuz bazı bağlarımızın bizden koptuğunu zannediyoruz ve korku hissimiz saklandığı yerden çıkıyor ve etrafımızı sararak bizi izole ediyor...
kaybettiğimizi zannediyoruz... sıkı sıkı sarılıp ait olduğumuzu düşündüğümüz bağlarımızdan koptuğumuz anda...
ve korkuyoruz...
hiç bir yakınınızı kaybettiniz mi? aile bireylerinizden birini kaybetme korkusu sardı mı içinizi sonrasında? bunlar kulağa kötü geliyor evet. bu yüzden sizden özür dilerim. fakat bunu içimizde çözümlememiz ve özümsememiz gerekiyor diye düşündüm...
bu korkuyu nasıl yenebiliriz??? nasıl kaybetmeyiz??
“””ait ve sahip olmadıkça kaybetmezsin...”””