25 Eylül 2011

Arkadaslar, kendi iç sesinizi duymaya ne dersiniz???

Telgraf uzun mesafe iletisiminde en hizli yol oldugu zamanlarda, genc bir adam Mors Alfabesi operatoru olmak icin is basvurusunda bulundu.

Gazetede cikan bir ilana yanit vermek amaciyla ilanda yer alan adrese gitti.Oraya  vardiginda buyuk, gurultulu, daginik ve islek bir binaya girdi. Arkada da telgrafin sesi vardi.
Resepsiyonistin masasindaki bir levha, is basvurusunda bulunanlarin bir form doldurmalarini ve icerideki ofise cagirilincaya kadar beklemelerini yaziyordu. Genc  adam formu doldurdu ve diger 7 basvuranin bekledigi bekleme salonunda bir koltuga oturdu. Bir kac dakika sonra genc adam kalkti, odanin diger tarafina gecti ve icerideki ofisin kapisini acip dogrudan iceriye girdi. Dogal olarak diger is basvurusu icin bekleyenler, ne oldugunu anlamadan baslarini kaldirdilar. Aralarinda henuz kimseyi cagirmadiklariyla ilgili fisildastilar. Iceriye giden genc adamin bir hata yaptigini ve isi alamayacagini varsaydilar.

Birkac dakika icinde isveren, ofise giren genc adama ofisten disariya cikarken eslik etti ve bekleme odasinda diger basvuru icin bulunanalara "Beyler, geldiginiz icin cok tesekkur ederiz ama bu is pozisyonu doldu" dedi. Diger basvuruda bulunanlar birbirlerine sikayetlenmeye basladilar ve birisi konustu:

"Bir dakika! Anlamiyorum. O son olarak geldi ve biz hic bir zaman gorusme sansini  bile yakalayamadik ama isi o aldi. Bu haksizlik!"

Isveren: "Ozur dilerim ama hepiniz burada otururken telgraf Mors alfabesinde su mesaji veriyordu: "Bu mesaji anliyorsaniz, o zaman iceriye gelin, is sizin!"

Ama hic biriniz duymadiniz veya anlamadiniz. Bu genc adam anladi. Is onundur."

Hepimiz cok fazla işlek, hareketli, gurultu ve patirtili bir dunyada yasiyoruz. Insanlarin dikkatleri daginik ve kendi iç seslerini duyamiyorlar. Ne istediklerini, ne hissettiklerini, ne düşündüklerini duyamıyorlar....

Arkadaslar, kendi iç sesinizi duymaya ne dersiniz???

Sağlıcakla,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder