
Çocuklar bu başarılı şirketi yönetme fırsatı karşısında heyecana kapıldılar. Üçü de şehre gidip parasını harcadı. Akşam geri döndüklerinde babaları sordu: “Birinci çocuğum, bir dolarla ne yaptın?” çocuk cevap verdi: “Arkadaşımın çiftliğine gittim, bir dolarımı verdim ve iki balya saman aldım.” Sonra odadan dışarı çıktı, saman balyalarını getirdi, açtı ve havaya savurmaya başladı. Oda bir anda samanlarla dolmuştu. Ama biraz sonra samanların tamamı yere indi ancak babanın söylediği gibi odayı bir uçtan öbür uca dolduramadı.
Adam sordu: “Peki ikinci çocuğum, sen paranla ne yaptın?” “Yorgancıya gittim, iki tane yastık aldım.” Bunu söyleyen çocuk, yastıkları içeri getirdi, açtı ve tüyleri bütün odaya dağıttı. Zaman içinde bütün tüyler yere düştü, böylece oda yine dolmamıştı.
“Sen üçüncü çocuğum, sen paranı ne yaptın?” diye sordu adam. “Dolarımı cebime koyup senin yıllar önceki dükkânın gibi bir dükkâna gittim. Dükkânın sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim. 20 centini şehrimizdeki iki yardım kuruluşuna bağışladım. 20 cent de kiliseye verdim. Geriye kalanla iki şey aldım.” Çocuk elini cebine atıp bir kibrit kutusu ile bir mum çıkardı. Işığı kapatıp mumu yakınca oda mumun ışığıyla dolmuştu. Oda samanla veya tüyle değil, bir uçtan bir uca ışıkla dolmuştu. Baba memnundu.
“Çok iyi oğlum. Bu şirketin başına sen geçeceksin, çünkü yaşam hakkında çok önemli bir şeyi, ışığını yaymayı biliyorsun. Bu çok güzel.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder