Michelangelo’nun 87 yaşında söylediği çok değerli iki kelime var; “Ancora Impa ro” yani “Hala Öğreniyorum”
Dünyadaki her insanın eşsiz bir potansiyeli olduğuna inanıyor ve bu potansiyelin yüce Tanrı’nın bize verdiği en kıymetli hediye olduğunu düşünüyorum. O potansiyeli hayata geçirebilmeyi de bizim Tanrı’ya sunabileceğimiz çok kıymetli bir hediye olarak görüyorum. Bazen es geçsek de bazen unutsak da bazen farkına varmasak da o potansiyel aslında çok kıymetli ve neredeyse ucu bucağı yok. Önemli olan biraz daha onu farkına varıp, gerçekten ne istediğinin peşinde koşmak ve onun için adımlar atmak. Benim gözümde her şey insanın kendine liderlik etmesiyle başlıyor.
Kişi yapabileceği işin peşinden koştukça kendisine liderlik etme şansı çoğalıyor. Böylelikle birilerinin gelip bizi koşturmasını veya birilerinin bize önderlik etmesinin ve bunu bir şekilde beklemenin önüne geçiyoruz. Kendimize liderlik ettikçe de hayatımıza daha çok yön vermiş oluyoruz ve hayallerimizin peşinden koşuyoruz
Şöyle bir bakın çocuklara; çok soru soruyorlar, her konuyu merak ediyorlar. Soruların ardı arkası kesilmiyor. Liderlere bakın, onlar da çok meraklı insanlar, sürekli öğrenmek istiyorlar. Öğreti yoktur liderlikte öğreni vardır. Çocukların ikinci avantajı hayallerinin olması. Üçüncü avantajları ise çok değerli olan sevinçleri. Bu heyecanla kendilerine liderlik etme, bir şeyler yapma, yeni ve farklı şeyleri ortaya koyma şansını çoğaltıyorlar. Bir gaye, sevinç, heyecan, motivasyon var onları güdüleyen. Bunun için de araştırıyorlar, soruyorlar, oynuyorlar.
Bugünlerde bana sıkça soruyorlar; “Mehmet Bey şu falanca kişi lider midir, değil midir?” Ben de soruya soruyla karşılık veriyorum; “Bana, bahsettiğiniz kişinin birlikte çalıştığı kişilerden biraz bahseder misiniz?” Bunun anlamı şu: Ben ne kadar güçlü, ne kadar gelişime aç, merak eden, araştıran, hayalinin peşinden koşan, onun için mutluluk duyan kişilerle çalışıyorsam benim liderlik yapma şansım, o liderlikle kendimi ve etrafımdakileri geliştirme şansım o kadar çok artar. Ama bugün çoğunlukla yöneticiler kendilerine ileride tehdit olabileceğini düşündükleri yetenekli kişilerle çalışmaktan kaçınıyorlar. Bu kişinin kendisine bir şekilde sorun çıkartacağını, talep oluşturacağını ya da hayallerini zorlayacağını düşünüyorlar. Aslında bu zorlama olayı bambaşka yere götürüyor. Zorlama olsun ki öğrenme, deneyim olsun, böylelikle kişiler de markalar da gelişsin
Mehmet Özel Yıldırım'ın Aralık Ayı A Plus Dergisinde çıkan röpörtajından bir bölümdür...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder