2 Ekim 2010

CAN YÜCEL

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK

Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.....

Can YÜCEL


Kapadokya'da balon sefası....

yıllar önce Kapadokya'ya gitmiştim
kıştı... neredeyse onbeşsene oldu...
hayalmeyal  bir şeyler kalmış aklımda... palto giydiğim... etrafın beyaz olduğu... üşüdüğüm... bir de aaaaa   etraf ne guzellll... düşüncesi  ... falan...
balonla kapadokya gezileri başladığından beri hep aklımdaydı yeniden gitmek...
nihayet kısmet oldu... Kapadokyaya (katpatukaya) tekrar gitmek...
aklım fikrim balona binmekte... hemen organizasyonu yapıyorum ve ertesi sabah altıda otelden alınmak üzere firmayla randevulaşıyoruz...
zaten erken kalkarım... sorun olmaz diye düşünüyorum... ama buranın havası öyle temiz ki çarptı beni...
zar zor kalkıyorum... hazırlanırken aklımdan bir sürü gereksiz düşünce geçiyor... balona bişey olur mu ?... havada çok mu balon olucak... balonun pilotu tecrübeli midir gibi... neyse ki balona götürecek araç geliyor da gerginlik yerini heyecana bırakıyor... balona giderken aynı niyetle yollara dökülmüş yüzlerce insan görüyorum... eehh iyi bari diyorum... hepimiz deliyiz... nedense toplu delilik beni rahatlatıyor :)


bizim balonun yanında araçtan iniyoruz... bi sürü insan... bi sürü hazırlık var...


hazırlıklar...


heyecanla beklerken...

son kontroller...

haydi........

yavaş yavaş havalanıyoruz... hava sakin... acaip bi duygu bedenimi kaplıyor... uçuyorum: )))) balonla ama olsun...
önce yer ekibi... arkasından havalanma hazırlığındaki diğer balonları geride bırakıyoruz... giderek ufalıyorlar...
ver elini muhteşem göreme vadisi manzarası  ve havadaki balonlar... yavaş yavaş 400-500 metreye kadar çıkıyoruz... burada rüzgar daha hızlı... göreme üstünde geziniyoruz... balonda olmak mı daha zevkli... o muhteşem peri bacalarını seyretmek mi bilemiyorum... bir saat boyunca nefes almakta bile zorlanıyorum


yer ekibi giderek ufalıyor...

diğer balonlar...ve manzara...






muhteşem göreme vadisi... doyamıyorum sana...



kuşbakışı arabalar ve oteller......


biraz daha göreme...



iniş zamanı giderek yaklaşıyor... korteksime tüm bunları aralıksız kaydetmesi için mesajlar gönderiyorum... havanın sakinliği devam ediyor... kolay bir iniş olacağını söylüyor pilot... daha önceden göstermiş olduğı iniş pozisyonunu alıyoruz ve tüy gibi konuyoruz çimlerin üstüne... her balon yolculuğunun farklı bir tat bırakacağı muhakkak... rüzgara göre göreme vadisinin farklı semalarında dolaşılacak ama benim seyrim bitti... darısı sizlerin başına diyorum... balondan inip yer ekibinin toparlanışını seyrediyorum... hem bir burukluk hem bir sevinç içindeyim... saat sekiz civarları...bekle beni göreme vadisi... seni bide karadan fethedicem...


iniş hazırlıkları...




iniş...



balon der top edilirken...


yeni bir balon yolculuğu için balon tekrar bekleme sepetine alınıyor...




Miles Davis & John Coltrane - Kind of blue


insanın içine işliyor......derinlere iniyor....

köpek eğitimi...............

şimdi bizim zorba ...çok tatlı...uysal .......
ilk tanıştığımızda iki bilemedin üç haftalık
ben de o aralar bahçede çim yoluyorum...
mevsimlerden çim yolma mevsimi......
zorba da oturuyo benle.....bi ben çekiyorum çimleri...bi o çekiyo çimleri........
o çimleri çektikçe benim işim azalıyo.......ben mutlu....
onu okşuyorum......o mutlu.............bi müddet böyle mutlu mutlu yaşıyoruz.............

zorba hızını alamamış...ne bulsa çekiyo......


.....tabi arkasından ekim dönemi geliyo
bu sefer ben bahçeye çiçek ekiyorum....bitki ekiyorum......
ben yine mutlu...........
zorba da okşanmak ...mutlu olmak istiyor..........
başlıyor benim ektiklerimi sökmeye.......
tabi ben ona öyle öğretmişim.........habire sökmeyi öğretmişim............
ben ekiyorum....
o söküyor......
ben başlıyorum öfkelenmeye.....ben
mutsuz.......o mutsuz............
ben ekiyom.....o söküyor........
söktüğü çiçekleri öfkeyle etrafa saçıyorum
anlamıyor
ben mutsuz.....
o mutsuz.......



                                                                 ..herşeye rağmen  seviyoruz birbirimizi

fil severlere küçük bir sabah sürprizi


yolda filler.....






                                                          derede filler...


















                                                   filleri beslerken...




file binmeye çeyrek kala...


fil üstü ...






                                                  heyecan dorukta...



                       ...ve bu rengarenk şemsiyenin altında gülümseyen bendeniz...