5 Haziran 2011

İmam bayıldı...

4 küçük boy kemer patlıcanı
5 soğan
6  çorba kaşığı zeytinyağı
6 diş sarımsak
3 domates
Yarım demet maydanoz
1 çay bardağı su
1 tatlı kaşığı toz şeker
Kızartma yağı

Patlıcanların sap kısımlarını kısaltıp alacalı soyun. Üzerini örtecek kadar tuzlu suda 15 dakika bekleterek acısının çıkmasını sağlayın. Kızgın yağda kızartıp küçük bir tepsiye yerleştirin. Ortasında bıçakla boylamasına yarık açın.
Fırını 200 (turbo 180) derecede ısıtın. Soğanları piyazlık doğrayın. Biraz tuzla birlikte 4 çorba kaşığı zeytinyağında sararıncaya kadar kavurun. Soğanlar bol olduğu için en az 20 dakika sürer.
Üzerine doğranmış sarımsakları ilave edin, 2-3 dakika daha kavurun. Küp küp doğranmış domatesleri katın. Şekerini koyun, tuzuna bakın. Domates suyunu çekinceye kadar pişirin. İncecik kıyılmış maydanozu da katıp ateşten alın. Hazırladığınız harcı patlıcanların karınlarına paylaştırın. 1 çay bardağı suyu tepsiye dökün. 2 çorba kaşığı zeytinyağını patlıcanların üzerine gezdirin. Suyunu çekene kadar, imam bayıldıları yaklaşık 20 dakika fırınlayın. Tepsinin içinde ılınmaya bırakın. Servis tabağına alırken dağılmamasına özen gösterin.

Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar...

 



Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar , kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.
John Steinbeck

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...


Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
...Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.Mevlana C. Rumi

Nerde şimdi ev?..

 

Masumluğa odaklanmak...

Çoğu insan için hayatın en hüsran verici yanlarından biri, diğer insanların davranışlarını anlayamamaktır. Onları "masum" yerine "suçlu" görme eğilimimiz vardır. Başkalarının sadece bize sinir bozucu gelen davranışlarına, yorumlarına, cimriliklerine ve bencilliklerine odaklanmaya pek hevesliyizdir; o zaman da çok bozuluruz. Eğer davranışlara fazla odaklanırsak, insanlar bizi mutsuz ediyormuş gibi görünebilir.

Wayne Dyer bir konferansında şöyle bir esprili tavsiyede bulunmuştu: "Sizi rahatsız eden tüm insanları toplayıp bana getirin. Ben onları tedavi ederim, siz de rahat edersiniz." Elbette, olacak şey değildi bu.İnsanların tuhaf şeyler yaptıkları doğrudur, (kim yapmaz ki?) ama buna bozulan biz olduğumuza göre, değişmesi gereken de biziz. Ben burada şiddeti, veya bunun gibi çarpık davranışları kabullenip, hoş görmekten bahsetmiyorum. Önerim sadece insanların
davranışları karşısında daha az rahatsız olmayı öğrenmenizdir.

Masumiyeti görebilmek bir dönüşüm yapabilmenin en önemli gerecidir. Bu dönüşüm sonucu, birisi beğenmediğimiz biçimde davranmışsa, kendimizi davranışın biçiminden uzaklaştırıp, ardında yatana bakabilir ve o kişinin art niyet-sizliğini görebiliriz. Düşünce tarzımızdaki bu küçük değişiklik çoğu zaman bizi hemen halden anlayan bir konuma getiriverir.

Arasıra bana acele etmem için baskı yapan insanlarla çalışırım. Çoğu kez beni hızlandırmak için kullandıkları ifadeler kabadır. Eğer onların sözcüklerine ve ses tonlarına kapılacak olsam rahatsızlık duyarım; hatta, öfkeli karşılıklar verebilirim. Onları "suçlu" olarak görürüm. Oysa, benim acelem olduğu zamanlarda hissettiğim telaşlılığı
hatırlayabilirsem, onların davranışlarındaki masumiyeti görebilirim. En sinir bozucu davranışın ardında bile, anlayış görmek için çırpman mutsuz bir insan vardır.

Bundan böyle ne zaman birisi size tuhaf gelen bir davranışta bulunursa, onun davranışının ardındaki masumiyeti görmeye çalışın. Eğer halden anlamaya hazırlıklıysanız, bunu görmek zor olmayacaktır. Art niyet olmayışını, gördükten sonra da, o davranış sizi artık rahatsız etmeyecektir. Başkalarının davranışına sinirlenmediğiniz zaman da hayatın güzelliklerine odaklanmak çok daha kolay olur...

Kelebek etkisi nedir...



Çin'de bir kelebeğin kanat çırpmasının Amerika'da bir kasırgaya neden olabilmesi olayıdır.

Birine el sallamamız, veya attığımız ufak bi bakış, elimizi o an havaya kaldırmamız gibi yaptığımız küçük şeylerin tüm hayatımızı derinden değiştireceğini söyler...

Bir şeyi yapmak yada yapmamak aslındas ne kadar büyük bir sorumluluk... Hele herşeyin birbirine bu kadar bağlı olduğunu bilirken...

İnsanlar kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmaz...



Bu olay 14 ekim 1998 de kıtalar arası bir uçuş esnasında
gerçekleşmiş.Bir kadın, ...uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu.
Durumdan
rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını
istedi, zira öylesine sevimsiz birinin yanında oturamazdı. Hostes,
tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına
bakacağını söyledi.

Diğer yolcular şaşkınlık olayı izliyorlardı, Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda
olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti.
Bu yüksek tansiyondaki
durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden
tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.

Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına:
"Çok özür dilerim geciktim. Birinci sınıfta bir yer buldum...
Bu yeri
bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin
almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında
oturmak mecburiyetinde tutulamaz' dedi ve bu izni verdi."

Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir
zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı.
Aynı anda hostes,
oturmakta olan zenciye dönerek:
"Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem
için beni takip eder misiniz lütfen?
Seyahat firmamız adına kaptan
pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan kimsenin yanında oturmak
mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor."Tüm yolcular hep birlikte, bu olayı iyi bir biçimde sonuçlandıran uçak
personelini alkışlayarak tebrik ettiler.

O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı
ödüllendirildiler. Aşağıdaki mesaj, tüm ofislere personelin
görebileceği bir biçimde iletildi:

"İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne
yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl
hissettirdiğinizi asla unutmazlar

Ludwig van Beethoven Symphonie Nr. 5

http://youtu.be/LKbkpokQ-hE