3 Eylül 2012

Çocukken evlenince prenses olucam zannederdim...

Bilmen yetmez...deneyimlemeden değişemezsin...

Reiki Master Ayfer IğdebeliBilmen yetmez...deneyimlemeden değişemezsin...

Ayfer İĞDEBELİ
KUANTUM PSİKOLOJİ KOÇU

Bir sabah uyanıp da insanoğlunun aynı ırk, renk ve dine ait olduğunu görseydik, öğlene kadar yeni önyargılar bulmak zorunda kalırdık.

Bil ki; Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; Ne yaşattıysan elbet birgün onu yaşarsın.______Lev Tolstoy_____

Bir sabah uyanıp da insanoğlunun aynı ırk, renk ve dine ait olduğunu görseydik, öğlene kadar yeni önyargılar bulmak zorunda kalırdık.
(George Allen

Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur.

Fotoğraf: Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur. Cıcero***

Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur.

Cıcero
***

Sadece şefkat iyileştiricidir,



Sadece şefkat iyileştiricidir,
Çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar sevginin eksikliğinden kaynaklanır...!

Foto: Samet Güler...

Tarkan - Hatasız Kul Olmaz ( Harbiye Konseri 28 Ağustos 2012 )

http://youtu.be/9B7B0pS1AaA

Yol olmayan yerden gidin ki iz bırakın...

Tamam, Ercan sizden olsun...

Fotoğraf

Karadut Ağacı Efsanesi...

Fotoğraf: Karadut Ağacı EfsanesiBir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe, delikanlının ki ise Piremus idi.Bunlar yanyana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi. Fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı.İki evin arasında gizli bir çatlak vardı; aileleri bunu bilmez, onlar da geceleri burda buluşur, o aradan birbirlerine seslerini duyurur, aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler.Tispe, ağaca Piremus'tan önce varmıştı.Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bi mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü.O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin eşarbını parçalıyordu.O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı.Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü.Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vücudu yerdeydi ve elinde Tispe'nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama eşarbı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı.Bir an mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmişti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı, ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremusun bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran ağacı onların aşkına adadılar.Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispe nin gözyaşlarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini (Piremusun kan lekesini), dut ağacının yaprakları (Tispenin gözyaşları) temizler..***Dut ağacının meyvesinin lekesi çıkmaz; ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz...

Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe, delikanlının ki ise Piremus idi. Bunlar yanyana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi. ...
Fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. İki evin arasında gizli bir çatlak vardı; aileleri bunu bilmez, onlar da geceleri burda buluşur, o aradan birbirlerine seslerini duyurur, aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe, ağaca Piremus'tan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bi mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü. O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin eşarbını parçalıyordu. O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı. Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vücudu yerdeydi ve elinde Tispe'nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama eşarbı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı. Bir an mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmişti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı, ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremusun bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran ağacı onların aşkına adadılar. Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispe nin gözyaşlarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini (Piremusun kan lekesini), dut ağacının yaprakları (Tispenin gözyaşları) temizler.. *** Dut ağacının meyvesinin lekesi çıkmaz; ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz

Perde Pilavının hikayesi



Perde Pilavı Siirt yöresine ait çok eski Türk yemeklerindendir. Asıl vatanı Orta Asya’dır. Yemeği oluşturan her malzeme ayrı bir mesaj ve anlam içerir. Kayın valide evine yeni gelen geline el yapımı yufka ile kaplanmış pilavı verirken “kızım bu ev artık seninde evin; bu evin sırlarını, sorunlarını kendi sırrın, kendi sorununmuş gibi saklamalı ve kendi annen baban dahi olsa belli etmemelisin” demek istemektedir. Böylelikle valide pilavın yufkasını gelinin manevi bağlılığı ve korunmuşluğuyla bağdaştırır. Tıpkı gelinin yeni eve girerken eve, evliliğe bereket getirmesi için başından aşağı pirinç taneleri dökülmesi gibi pilavda kullanılan pirinç taneleri de bolluk ve bereketin simgesidir. Pilavın iç malzemesinde kullanılan bademler erkek torun, dolmalık fıstıklar ise kız torun hasretini, kuş üzümleri sağlığı, acı ve tatlı baharatlar ise hayatın acı ve tatlı günlerini temsil etmektedir.Siirtli gelinlere karabiberin neyi temsil ettiği sorulduğunda cevap mizahidir: kaynana. Daha önceleri tavuk eti yerine horoz eti veya keklik eti kullanılırmış. Horoz eti evin evin reisi olan erkeği karşılarmış. Ancak zamanla evin reisi konusu tartışılır olunca perde pilavında horoz eti yerine tavuk eti de kullanılır olmuş.

Malzemeler

Bir adet tavuk, Bir çay bardağı yoğurt, Bir çay bardağı Sıvı yağ, Bir çay bardağı tavuk suyu, Dört yumurta, Birer avuç kuş üzümü, dolmalık fıstık ve badem içi, Bir çay kaşığı köri, Dört su bardağı un.

Tarif Tavuk ve pilav pişirilir. Soyulmuş badem ve fıstıklar yağda kavrulur. Soğumuş pilava badem, fıstık, üzüm, baharat ve didilmiş tavuk eti konularak karıştırılır. Un, yoğurt, yumurta ve tavuk suyu yoğrularak hamur haline getirilir. Pilav tenceresinin içine tereyağı sürülerek açılan hamur döşenir. Daha sonra hazırlanan pilav tencerenin içine dökülür. Pilavın ağzı hamurla kapatılarak fırına ver

http://mutfakhaber.net/site/index.php/tarif-kitab/41-pilavlar/5094-hkayel-tatlar-sers-perde-pilavnn-hikayesi

Türkiye’de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olan B2 vitamini nerelerde bulunur ?

Fotoğraf: Türkiye'de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olan B2 vitamini, vücudun protein, karbonhidrat ve yağlardan daha fazla faydalanmasını sağlıyor.Genellikle yoğurdun kalitesini azaltacağı ve lezzetini bozacağı düşüncesiyle yoğurdun suyu dökülüyor. Ancak B2 vitamininden faydalanılması için yoğurt suyunun dökülmemesi veya başka alanlarda kullanılması gerekiyor.B2 vitamini eksikliği göz ve ağız kenarlarında çatlamalar ve yaralara neden oluyor. Yoğurdun suyuna sarı ve yeşilimsi rengi veren Riboflavin (B2) vitaminidir. B2 vitamini protein, karbonhidrat ve yağlar ile etkileşim içine girerek onlardan daha fazla faydalanılmasını sağlar.

Türkiye’de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olan B2 vitamini, vücudun protein, karbonhidrat ve yağlardan daha fazla faydalanmasını sağlıyor. Genellikle yoğurdun kalitesini azaltacağı ve lezzetini bozacağı düşüncesiyle yoğurdun ...


suyu dökülüyor. Ancak B2 vitamininden faydalanılması için yoğurt suyunun dökülmemesi veya başka alanlarda kullanılması gerekiyor. B2 vitamini eksikliği göz ve ağız kenarlarında çatlamalar ve yaralara neden oluyor. Yoğurdun suyuna sarı ve yeşilimsi rengi veren Riboflavin (B2) vitaminidir. B2 vitamini protein, karbonhidrat ve yağlar ile etkileşim içine girerek onlardan daha fazla faydalanılmasını sağlar.

Lütfen alışkanlık yapın güne gülümseyerek başlayın...

Allah allah sevmediğim için söylemiyorum ya...

Fotoğraf

Rabbim bu güzel günde: Kellere saç,Fanatiğe maç, Züğürde para, İşsize iş,Hastaya sağlık,Olmayana çocuk, Üşeyene Gocuk...

Fotoğraf