27 Aralık 2010

Yaratilani severiz,Yaratandan ötürü... Yunus Emre

"Hayat öyle birşey ki; Sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, Konuştuğunda ise susmadığın için kahreder". Bukowski

kimin hayatını yaşıyorsun sen...

Kimin hayatini yasiyorsun sen? Kendininkini mi? Oyle mi? Hep mi? Dursan baksan simdi ne kadar kendin kaldin bu hayatta? Kendinde ne kadar sen varsin? Dursan baksan simdi, kendini ikna ede ede ne kadar yol gittin kendinden? "Olmasi gereken bu" diye, "Hayatin zaten pek fazla numarasi yok" diye? "Zaten daha ne olacakti?" diye... "Burasi iyi, guvenli" diye diye diye diye...

Ne kadar yol gittin kendinden kendine hikayeler anlata anlata? Dusunsene, o hikâyelerle ne kadar cok zaman oyalandin aslinda baskasinin olan hayatlarda?

Oysa bir gun...

Kendine geri yuruyeceksin. Bu yuzden dikkat et de fazla uzaklara gidip geri donus yolunu kaybetmeyesin.

Dikkat et. Bir gun geri donus yolu icin kendine kucuk, beyaz cakil taslari birak mumkunse. Cunku sonra donup geriye baktiginda kendine geri giden yolu hic bulamayabilirsin. Yerini yonunu sasirip, ormanda cokup kalmis bir cocuk gibi etrafinda cogalan seslerden korkabilirsin.

Bir gun, soyluyorum sana, buyuk bir sarsintiyla kendini bir vitrin caminda goreceksin. Insanlar gelip gececek arkandan, hayat arkada akmaya devam edecek. Sen donakalacaksin.

Elinde cantan olacak belki, cantana sasiracaksin. Uzerindeki paltoyu kim yapistirdi sana, bu atkiyi kim sardi boynuna? Bu yuze bu cizgileri hangi kayip zamanlar cizdi? Sen orada miydin o zaman?

"Butun onlar oldu mu?" diye sasip oylece vitrin caminda eskidenki bir halini goreceksin. Kendini ne kadar ozlemis oldugunu dusunup oylece, arkadan insanlar akarken, yollar gecerken arkandan, icinde cekirdegin burularak, bir gun, soyluyorum sana, kendine geri donmekten baska bir caren kalmadigini goreceksin.
"Bedeli neyse ne!" diyeceksin, "Kim uzulurse uzulsun!" diyeceksin "Olacaksa olsun butun ayiplar". Insan ancak yeniden canlaninca anlar ne kadar cansizlastigini. Yeniden kipirdamaya baslayinca damarin anlarsin o ana kadar kendini uyuttugunu. Yasamaktan baska ne varsa onlari yapiyor oldugunu.
Iste tam o zaman onunde derin, dibi gorunmeyen bir ucurum acilacak. Sen eger o yardan asagi atlamazsan en derin karanliklardan daha karasina gomulecek gibi hissedeceksin kendini.

Artik bu hayat, bu baskasinin olan, yakani pacani biraksin, o ucurumun dibinde en beter cehennem olsa da atlayayim isteyeceksin. Iste boylece, tuhaf bir yanilsamayla, kendinden binlerce hayat mili uzaklasmis olsan da, tuhaftir hakikaten bu yanilsama, bir anda kendine geri doneceksin. Kalbin yeniden sana ait olacak o zaman, ellerin sana geri gelecek ve bu canta, bu palto senin uzerindeki bir saka gibi duracak.

Hic korkma, oldu mu? Cunku hayat, kendini hayattan geri alanin onunde egilir sadece. Gerisi sadece oduldur. Ancak kendi kendine kavusan insan geceleri kopeklerin saldirisina ugramadan uyur.
Yataklarin altindan canavarlar gider bir anda, evler ferahlar, sokaklar kivrila kivrila gidiklar yeryuzunu. Yataklarin altindan canavarlar temizlenir, bir kere daha soyleyeyim.

Sana ne diyecegim biliyor musun? Anladim ben butun o masallarda neden canavarlari olduren bir garibana verdiklerini prensesleri. Cunku ancak korkulari oldurenler hak ediyor o guzel kizlari, kraliyet sofralarini, o sonsuz solenleri. Ancak canavarlari oldurenler ispatliyor insanlara yeniden, korkularin yenilebilecegini.

Onlar iste, insanligin aradiginda bulacagi geri donus yollarindaki, beyaz, parlak, kucuk cakil taslari gibi duruyorlar. Her gun aslinda onlar ve her gece, sana, bana, digerlerine herkesin kendine ait olabilecegini, herkesin sadece kendine ait oldugunu soyluyorlar. Ah! Ne guzel oluyor o zaman. Ne guzel oluyor uyandigin ilk sabah...

(Ece Temelkuran - 2006)

lazanya...





Lazanya tarifiMalzemeler 200 gr. kıyma
1 paket lazanya
3 adet kuru soğan
3 adet havuç
3 su bardağı kıyılmış mantar
1 yemek kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı margarin
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz





Yemeğin Tarifi  
Kaynayan tuzlu suya 2 yemek kaşığı zeytinyağ koyun. Lazanyayı 4'er, 4'er içine atın. Lazanya yumuşayıp rengi beyazlaşınca soğuk suya tutun, sonra da süzün.

Margarini eritin, zar şeklinde doğradığınız soğan, kıyma, havuç, mantar, karabiber, tuz, salça ve 1 bardak su koyun. Hazırladığınız bu harcı 15 dakika pişirin.

Yağlanmış fırın kabına lazanyaları yan yana dizin. Üstüne beşamel sosu dökün. İkinci sıraya kıymalı harcı yayın, üçüncü sıraya beşamel sosu dökün. Dördüncü sıraya tekrar kıymalı harcı, beşinci sıraya yeni beşamel sosu koyun. Altıncı sıraya harcı, yedinci sıraya da kalan sosu dökün. 175 derecelik fırında 25 dakika pişirin. 10 dakika bekletip servis yapın.



SOSUN TARİFİ

Unu, pembeleşene kadar tereyağında kavurun. Süt ve tuz koyup karıştırarak muhallebi kıvamında pişirin. Kaşar peynirini de ekledikten sonra tencereyi ocaktan indirin

en hoş dünyası olan sensin...


Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kims...enin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin.

Ömer HAYYAM

telefonunu bile aldım...

Telefonunu bile aldım!