27 Ocak 2012

Hayatta üç şey kişinin özüne zarar verir ÖFKE,AÇGÖZLÜLÜK,KİBİR.



 

Hayatta üç şey kişinin özüne zarar verir

ÖFKE,

AÇGÖZLÜLÜK,

KİBİR.

Ne kadar bilirsen bil, söyleyeceklerin karşındakilerin, anlayabileceği kadardır...

Resimdeki otobüs hangi yöne gitmektedir... Bakalım kaç kişi bilecek...

Durma üz kendini üzebildigin kadar, hatalarını düzeltecekse.




Durma üz kendini üzebildigin kadar, hatalarını düzeltecekse. Düşünme hiç şu anın...ı, düşüncesizlik garantiliyorsa yarını. Ve kork ölümden ölesiye, korkun seni ölümsüzleştirecekse. - William SHAKESPEARE

Olgunlaşmak: Kalbin daha hassas, Kanın daha sıcak, Zekanın daha işlek, Ruhun daha huzurlu olması demektir...

Olivia Newton John - John Travolta - You're The One That I Want ... Efsanevi Grease filminin son sahnesi... Kaçırmayın...

http://youtu.be/9G-Y__6zIig

Yansıma Fotoğrafı Sevenlere...

Sen kasırgalara dayanmışsın,Rüzgârla mı yıkılacaksın!



Sen kasırgalara dayanmışsın,

Rüzgârla mı yıkılacaksın!

Başka çaren yok yüreğim;

herkese ve herşeye  karşı AYAKTA  kalacaksın.

Can Yücel

Kızım Sana Vuruyorum Gelinim Sen Ah-la...

Kızılderili Burçları Ve Siz...

20 Ocak – 18 Şubat SUSAMURU

Uğurlu taşı: Gümüş Rengi: Gümüş “Sevimli, canayakın, iletişimi yüksek bir yardımsever!” • Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kişilik • Duygularını saklamaya meyilli, • Karşı koyulması zor, • İştahlı, yemek yemeyi seven • İyi bir baba, iyi bir eş, • Akıllı, Cesur • Esnek ve yardımsever • Sosyal yardımlaşma konularına eğilimli, • Güvenilir bir dost, • Dalgın ve hayalci, • Uzak ülkelere gitmeye eğilimli, • İyi bir dert ortağı, • Hassas noktası; Sinir sistemi • Affedici, • Güçlü bir içgüdü ve altıncı his, • Tehlikeli durumlarda yanlış kararlar almaya eğilimli, • Kendilerini başkalarının yerine koyabilme kabiliyeti, • Aşırı korkusuzluk sonucu tehlikeli işler yapabilme, • Sürekli yeni planlar yapma, • İlk adımları atarken kararsız, • Özgürlüğüne düşkün, • Herkesle dost!

19 Şubat – 20 Mart PUMA

Uğurlu Taşı: Firuze Rengi: Mavi – Yeşil “Kıvrak ve güzel bir duygu yumağı!” • Kendi alanlarına ve özeline düşkün, • Duygusal ama duygularını göstermeyen, • Zor güvenen ve ihtiyatlı, • Ruhsal bir avcı, • Evine düşkün, • Yalnızlık duygusu güçlü, • Sezgileri yüksek, • Kıvrak zekalı, • Doğru olanı yaptıkları konusunda güvenceye ihtiyaç duyan, • Sevecen, neşeli bir ebeveyn, • Hareketli, • Duyarlı, • Uysal, • Akıl almaz bir düşgücü, • Hassas nokta: Mide – Bağırsak, • Köşeye sıkıştıklarında kavgacı ve atik, • Güvendiklerine tüm yüreği ile sevgi gösterme, • Anlaşılması zor, gizemli, • Güçlü sezgiler, • Duyguları baskı altında tutma eğilimi, • Atik bir ruhsal koşucu, • Başkalarının göremediğini gören, • Romantik

21 Mart – 19 Nisan ALADOĞAN

Uğurlu Taşı: Opalin Rengi: Sarı “ Görkemli ve büyüleyici bir iyilik sembolü!” • Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji, • Daldan dala atlayan, • Hızlı gelişme, değişme kapasitesi, • Düşünce ve duygularında çok açık, • Açıksözlü ama bazen patavatsız, • Yalana ve yalancılığa tahammülü olmayan, • Korkusuz, • İleri görüşlü, • Kızgın olduklarında saldırgan ve çok tehlikeli, • Bağımsız, • Kolayca dikkati dağılan, • Enerjilerini yönlendirmeye başaranlar için iyi bir yönetici, • Sağlam bünyeli, • Hassas Nokta; Baş bölgesi, sık baş ağrısı, • Herkesle anlaşan, • Doyumsuz bir güç ve enerji isteği, • Yeryüzü işlerine aşırı eğilim, • Dost ve adil bir ebeveyn, • Çoşkulu, • Heyecanlı, • Arkadaş yanlısı, geniş bir çevre, • İletişim gücü yüksek, • Pırıltılı, • Etkileyici, • Hayır demesi zor!

20 Nisan – 20 Mayıs KUNDUZ

Uğurlu taşı: Krisokol Rengi: Mavi “Herkese yaşam gücü ve tadı veren denge merkezleri!” • Dengeli, ağırbaşlı, • Değişimi sevmeyen, • Planlı, • Eşyalarına düşkün, • Bir işi yaptığı zaman hem güzel hem yararlı olmasına çalışan, • Fiziksel olarak çok güçlü, • Sürekli barışı arayan ve barış ortamlarını tercih eden, • Toprağa, köke bağlı önem veren, • El becerileri yüksek, • Her türlü fiziksel ortama uyum sağlayan, • Kendi rahatı ve huzuru için çevreyi düzenleyen, • Tek boyutlu düşünceye kolayca kayabilen, • Sessiz, sakin, • Güven duymadıkları zaman geride kalıp dinleyen, • Sinirlenince yıkıcı, • Suyla ilgilenmekten hoşlanan, • İşleri sürtüşmesiz, uyumlu hale getirmeyi başaran, • Maddi alanda güvenceyi seven, • Evliliği ciddiye alan ve eşine sadık olan, • Tutarlı ve dengeli ilişkileri tercih eden, • İç huzura önem veren, • Kararlı ve dirençli ama bir o kadar da tehlikeli!

 21 Mayıs – 20 Haziran GEYİK

Uğurlu taşı: Akik Rengi: Beyaz – Yeşil “Çekici, hareketli, duyarlı bir şifacı!” • Hareketi seven, • Aynı anda birkaç işi yapabilen, • Durmadan bir düşünceden ötekisine geçen, • Çok uyanık ve zeki, • Koruma içgüdüsü fazlası ile gelişmiş, • Güzel olan her şeyi seven, • İlişkilerinde fiziksel görünüme önem veren, • Sanatçı kişilikli, • Yeni buluşlara meraklı, • Yeni tatlar, yeni yerler görmeyi seven, maceracı, • Gülmeyi seven bir kahkaha makinesi, • Monogamist ilişkilere yatkın olmayan, • Sevgi dolu bir ana-baba, • En küçük işte bile güzellik yaratabilen, • Hassas nokta: Damar tıkanıklıkları, • Kalıcı ilişkileri olması gereken, • Sevinmeyi ve sevinç duygusunu çok önemseyen, • Yaratıcı, • Konuşkan, • Dünyanın tüm güzelliklerini görebilen, • Duyarlı, • Keyif almayı bilen, • Maceracı!


21 Haziran – 22 Temmuz AĞAÇKAKAN


Uğurlu Taşı: Kırmızı Akik Rengi: Pembe “Aile ortamlarının ve sevginin vazgeçilmez merkezi!” • Gizemli yetenekleri olan, • Dengeli ortam ve dengeli durumları tercih eden, • Olayların iç yüzünü kolayca kavrayan, • Korunaklı yuvalar isteyen, • Muhakkak sevdikleri bir eşe ihtiyaç duyan, • Düzenli, iyi ilişkiler kuran, • Çok hırslı, • Anaç, evcimen, • Sevmeyi ve sevilmeyi çok önemseyen, • Yardımsever, • Dinsel ve mistik eğilimleri olan, • Uzak çevreye kadar herkesle ilişki içerisinde olan, • Uyumlu, • Güven duygusuna önem veren, • Çabuk korkan, • Milliyetçilik duyguları güçlü olan, • Maddi güvence olmayınca mutsuz olan, • Hassas Nokta; İç hastalıkları, • Yaşamda her zaman ruhsal bir amaç arayan, • Huzursuz olunca hastalanma eğilimine sahip, • Sağlam ve güvenilir bir dost!


23 Temmuz – 22 Ağustos MERSİNBALIĞI


Uğurlu Taşı: Gröna Demir Rengi: Kırmızı “Gösterişli, bağımsız, sevilen, keskin görüşlü bir fırtına!” • Soylu, görkemli düşünmeyi seven, • Dost ama alaycı, • Gerçek duygularını saklayan, • Hassas nokta; Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, hazımsızlık, • Çok cesur, • Başkalarının kendilerine verdiği acıyı unutmayan, • Başkalarına duygusal çözümler sağlamayı seven, • Liderlik duyguları çok güçlü, • Egemenlik kurmayı seven, • Bazen kibirli, • Çok zeki, uyanık ve hareketli, • Çocuklarına karşı korumacı, • Tükenmez bir güç kaynağı ve ruhsal derinlik, • Çok sağlam bir korunma zırhı, • Okumaya meraklı, • Haksever, iyi niyetli bir yönetici, • Hırçın davranışların altında yumuşak ve kırılgan bir yürek, • Acılarını, dertlerini asla göstermeyen, • Psikolojik ve fiziksel sıkıntıları kolayca çözümleyebilme yeteneği, • Başka insanların üzerinde güçlü etkiler yaratan, • Beklenmedik, hesapsız öfke patlamaları olan, • İyi yürekli, duyarlı kişiler


23 Ağustos – 22 Eylül BOZAYI


Uğurlu Taşı: Ametist Rengi: Erguvan “Çözümlemeci ve mantıklı düşünme yeteneği olan bir organizatör!” • Mantıklı, • Adalet duygusu güçlü olan, • Yalana karşı hassas ve hemen hisseden, • Öfkesini soğukkanlı ve hesaplı bir şekilde gösteren, • Konuşmayı seven, • Aynı zamanda uzun süre suskun kalabilen, • Korkutucu bir düşman, • Somut aleme ve lükse meraklı, • Akıllarına koydukları zor, kolay her şeyi yapabilen, • Sorumluluk duygusu çok güçlü, • Sinirli ama sevecen bir ana-baba, • Temiz, titiz, • Disiplinli ve düzenli, • Uyumlu ama çekingen, • Aldatılmaya tahammülü olmayan, • Sorunları kolayca çözebilen, • Zayıf olan herşeyi küçümseyen, • Ruhsal gelişim konusunda desteğe ihtiyaç duyan, • Yemeğe düşkün ama rejimi de seven, • Hekimlik, yönetim ve savunma konularına meyilli, • Hassas Nokta; Mide, bağırsak ve kalp, • Tasarıları ve düşüncelerinin bozulmasına asla izin vermeyen, • Dürüst ve etkin bir kişiklik


23 Eylül – 23 Ekim KARGA


Uğurlu Taşı: Jasper Rengi: Kahverengi “Özveri, nezaket ve kararlılığın mükemmel bir bileşimi!” • Yardımsever, • Doğa ile ilişkide olmayı seven, • Ani, beklenmedik manevralar yapabilen, • İç dengeleri bozulmazsa uzun süre çalışabilen, • Ruhsal alanda çok rahat olan, • Hayattan zevk almayı bilen, • Küçük şeylerden mutlu olan, • Her şeyin iyi ve kötü yanını kolayca görebilen, • Çelişkili, • Her türlü düşünce ve akımı izleyip öğrenmek isteyen, • Sevdiklerine karşı aşırı korumacı hatta yıkıcı, • Kendilerini bulmak için zamana ihtiyaç duyan, • Hayvanlara düşkün, • Evine özenen, zevkli, dekorasyona meraklı, • Güzel şeyleri seven, • Estetiğe düşkün, • Kendilerini bulmakta bazen zorluk çeken, • Çok sevimli, • Çok fedakar bir ebeveyn, • Kucaklanmayı ve öpücüğü seven, • Güven vermeyi ve güven kazanmayı seven ve kolayca öğrenen, • Hayatı dolaysız ve yoğun yaşayan, • Güzel ve yakışıklı insanlardır


24 Ekim – 21 Kasım YILAN


Uğurlu taşı: Bakır – Malahit Rengi: Turuncu “Ruhsal güçleri çok yüksek duyarlı insanlar!” • Ruhsal seslere karşı duyarlı • Uğraştıkları işte başarılı, • Kendi söylediklerini benimseten, • İlişki kurdukları şeyleri dönüştürme yeteneği, • Tükenmez bir enerji, • İyileştirici güçlere sahip, • Hassas Nokta: Karın ağrısı, • Çevrelerine yardımcı olma yeteneği, • Bazen dar kafalı, • Karar verme aşamasında yardım almayı sevmeyen, • Aydın bir kişiliğe sahip, • Çatal dilli, • Soğukkanlı, • Çok gizemli, • Ketum, • Kusursuz , • Etrafa kolayca uyum sağlayan, • Çocuklarına yetki vermeyi seven, • Kendi özlerini değiştirebilme gücü, • Saklı işler çevirmeyi seven, • Çok çekici, • Dokunma ve titreşimlere olağanüstü duyarlı, • Farklı bir kişilik


22 Kasım – 21 Aralık WAPİTİ


Uğurlu Taşı: Obsidiyen Rengi: Siyah “Yeniden doğan veya yeniden doğurabilecek bir güç simgesi!” • Parlak, saydam yapılı bir kişilik, • Sık sık ikilem yaşayan, • Yaşamları boyunca bıçak sırtında yürüyen, • Dış etkilerden gerçek özleri çıkarmayı çok iyi beceren, • Yumuşak ama güçlü bir yapıya sahip, • Çevrelerine karşı antiseptik bir etkiye sahip olan, • Çok güçlü bir adalet duygusuna sahip, • Güçlü içgüdüleri olan, • Ruhsal düğümleri kolayca çözebilen, • Yükseklere tırmanmayı başarabilen, • Sağlam içgüdüleri olan, • Yakın ilişki kurmaktan çekinen, • Sıcak kalpli, sevgi dolu olabilen, • Fikirlerinden asla caymayan, kendi bildiğini okuyan, • Bazen aşırı cesur, • Erkenden olgunlaşan, • Çabuk öğrenen, • Öfke nöbetleri geçirebilen, • Kazandıkları bilgileri herkesle paylaşan, • Gururlu, • Saygı ve sevgi uyandıran, neşeli Wapiti’ler


22 Aralık – 19 Ocak YABANKAZI


“Bilge, dingin, yardımsever bir lider!” Uğurlu taşı: Kuvars Rengi: Beyaz • Evrenin tüm enerjisini kullanabilme yeteneği • Sakin, dingin bir kişilik • Olayları kavrama yeteneği • Dikkatli, titiz ebeveyn • Hata yapmamak için çok çalışma • Arkadaşlık ve dostluk seçiminde çok dikkatli • Sindirim sisteminde hassasiyet • Büyük gelişimlere açık • Morali bozukken çekingen ve içe kapanık • Lider olma kabiliyeti • Alışkanlık ve geleneklerine bağlı • Ev hayatında düzenli ve özenli • Arkadaşlarını ve çevresini geliştirmeye eğilimli • Güçlü intikam duygusuna sahip • Çok sayıda değişik işi ve görevi yürütebilme yeteneği • Kusursuzluk tutkusu • İnsanlar ve doğa ile kolayca uyum sağlama • Dayanıklılık , bazen katılaşma • Aydınlık ama ulaşılması zor bir kişilik • Kusursuz bir bilge


Dün kıran kırana bir mücadelenin bir parçası mı oldun? Kırıldın incindin mi?Olsun, o dündü ve geçmişte kaldı

Dün kıran kırana bir mücadelenin bir parçası mı oldun? Kırıldın incindin mi?Olsun, o dündü ve geçmişte kaldı. Neden incinmişlikleri ve rahatsızlık verici duyguları beraberinde bugüne taşıyasın ki? Bugün, bu dünya için "başka" bir gün. Bugün kesinlikle dün değil. Dün bitti. Bugün yeni başladı. Bugün senin yepyeni bir başlangıç yapman için iyi bir fırsat. Haydi harekete geç!

Gerçek nedenlerini bilmedikçe, huylarımıza asla sözümüz geçmez."

Gerçek nedenlerini bilmedikçe, huylarımıza asla sözümüz geçmez."

Aristoteles

Açık Unutulan Muslukları Otomatik Olarak Kapatan Proje...

Haydi Hanımlar Artık Kendimize Güvenmenin Vakti Gelmedi Mİ??? Bu Bakış Açısına Son Verelim...

Görünmezlik artık hayal değil

http://platform.twitter.com/widgets/hub.1326407570.html

Bilim insanları ilk kez görünmezlik pelerini kullanarak üç boyutlu bir nesneyi görünmez hale getirdi. Yapılan deney “New Journal of Physics” adlı bilim dergisinde yayımlandı

Teksas Üniversitesi’nden bilim insanları 18 santimetre büyüklüğündeki silindir biçimindeki bir boruyu plazmonik meta madde kullanarak görünmez hale getirdiler. Ancak deneyin görünür ışık değil, mikro dalga alanında sonuç verdiği de belirtildi.

Dünya çapında sayısız bilim insanı, nesneleri görünmez hale getirebilmek için farklı görünmezlik pelerinleri üzerinde çalışıyor. Bu deneylerin büyük çoğunluğunda negatif kırılma indisine sahip yapay maddeler kullanılıyor. Bu meta maddeler yoluyla nesnenin etrafındaki ışık kırılıyor. Bu yolla araştırmacılar iki boyutlu nesneleri görünmez hale getirmeyi başarmıştı. Aynı şeyin üç boyutlu nesnelerde de yapılabileceği şimdiye kadar sadece teorik olarak kanıtlanmıştı.

YENİ BİR TEKNİK Teksas Üniversitesi’nden bilim insanları ise farklı bir yöntem geliştirdiler. Işığın dağılımında kendine özgü niteliklere sahip olan plazmonik meta maddeler kullandılar. Bu maddeler günlük yaşamdaki maddelerin tam tersi şekilde ışığın yolunu değiştiriyor. “New Journal of Physics” adlı dergiyi yayımlayan İngiliz Fizik Enstitüsü'nden (IoP) Prof. Andrea Alu “Görünmezlik peleriniyle cismin dağıtım alanları örtüştüğünde birbirlerini karşılıklı olarak söndürüyorlar” şeklinde konuştu.

Bu yöntemle fizikçiler silindiri 3,1 megahertz büyüklüğündeki frekansa sahip mikrodalgalar için görünmez hale getirebildi. Araştırmacılar nesneye hangi açıdan bakılırsa bakılsın deneyin tam bir başarı ile sonuçlandığını vurguluyor. Prof. Alu “Prensipte bu teknik, görülebilir ışık için de kullanılabilir. Ancak görünmez kılınabilecek nesnenin büyüklüğü ışığın dalga boyuna bağlı” diye konuştu.

Görünür ışık, mikrodalgalara göre çok daha kısa bir dalga boyuna sahip olduğu için bu yolla sadece metrenin milyonda biri büyüklüğündeki (mikrometre) nesneler görünmez hale getirilebiliyor

Rüya kalbin tuttuğu bir dilek, dost bize kanat geren bir melek, hayatsa bir zarftır. zarfınızdan güzellikler çıkması dileği ile!



Rüya kalbin tuttuğu bir dilek, dost bize kanat geren bir melek, hayatsa bir zarftır. zarfınızdan güzellikler çıkması dileği ile!

Yapan kendine yapar...

 

  Bir eski Türk kasabasında, bir yaşlı derviş varmış. Bu yaşlı derviş, kasaba sokaklarında durmadan dolaşır, boyunada;   “Yapan, kendine yapar”! der dururmuş.   Bu sözü dilinden hiç eksik etmezmiş. “Yapan, kendine yapar”.   O kasabadaki kötü yürekli bir kadın, sık sık evinin önünden, “yapan, kendi...ne yapar”, diye bağırarak geçen bu dervişten tedirgin olmuş, bıkmış.   - “Neden yapan, kendine yapsın? Hele şu aptal dervişin aklını başına getireyim de görsün”. Diyerek bir düzen kurmuş. Ev fırınında pişirdiği taze ekmeğin arasına, ağulu peynir doldurmuş. Derviş, her günkü gibi o gün de;   --“Yapan, kendine yapar”!


  Diye söylenerek kasaba sokaklarında dolaşırken, o kadının evinin önüne gelince kadın, dervişi çevirip;   --“Derviş baba, senin için taze yufka ekmeği yaptım. İçine yağlı peynir dürdüm. Al da, bir güzel ye, karnını doyur”! demiş.   Derviş:   --“Sağolasın bacım, acıkınca yerim”!   Diyerek dürümü almış, torbasına koymuş. Yine “yapan, kendine yapar”, diye söylene söylene yoluna gitmiş. Bir zaman yürüyüp yorulunca, öğle sıcağında bir çay kıyısına çöküp, söğüt gölgesinin serinliğine uzanmış. O sırada tozlu yoldan yorgun argın gelen bir delikanlı yanına sokulup:   --“Merhaba! Derviş Baba”, demiş.   --“Merhaba oğul! Nerden gelip nereye gidersin?” diye sormuş.   Dinlenmek için dervişin yanına, gölgeye oturan delikanlı:   -- “Askerdim. Terhis oldum, evime dönüyorum. Kasabaya daha epey var. Karnımda öyle acıktı ki”! demiş.   İyi yürekli derviş, torbasındaki peynir dürülü yufkayı ansıyarak, hemen dürümü çıkartıp delikanlıya uzatmış.


   --“Kime niyet, kime kısmet. Al ye oğul”! demiş.   Dürümü yiyen delikanlı, karnı doyup dinlendikten sonra, yola düzülmüş. Kasabanın yolunu tutmuş. Gel gelelim, ağulu dürümü yediğinden, yolda karnı ağrımaya başlamış. Çok kötü sancılanmış. Gittikçe sancısı, ağrısı artmış. Kasabaya dek zor gelebilmiş. Kasabaya giripde, sürünerek evinin kapısına gelince, kapı eşiğine düşüp can vermiş. Evden çıkan kadın, bir de ne görsün; askerden dönen oğlu ölmüş, kapı önüne yığılmamış mı? Zehirlenip ölen delikanlının annesi, ağulu peyniri yufkaya dürüp veren kadınmış.


 Bu olaylardan bilgisiz derviş, akşama doğru kasabaya dönmüş. Yine   --“Yapan, kendine yapar”!   Diye söylenerek kasabanın sokaklarından, kendisine ağulu dürümü veren kadının evi önünden geçmiş, gitmiş.


 Not: Emekli bir Yunanlı öğretmen ki, bu öğretmen, Anadolu’dan göçen bir Rum ailesinin oğludur. Atina’da, esir Mehmet Ali’ye, Türk masal analarınca anlatılan bu masalı, anlatmıştı. Ve bu masal, Aziz Nesin’in Borçlu Olduklarımız adlı çocuk öykü kitabından aktarılmıştır.

Kendine güven!

Kendine güven! Sen bu dünyaya gelirken, sana güvenen bir mertebe var belli ki, çünkü sana bu yolculuğunda, bir can ve bir ruh emanet edilmiş!

Yurda Hal

Ben mutlu anlarımda ses kayıt cihazını alıyorum ve kendimi nasıl hissettiğimi anlatıyorum.

Ben mutlu anlarımda ses kayıt cihazını alıyorum ve kendimi nasıl hissettiğimi anlatıyorum. Modum düşer gibi olduğunda hemen kaydı dinlemeye başlıyorum her zaman keyfimi yerine getiriyor. Dinlediklerim o an saçma bile gelse, beni güldürüyor. Tavsiye ederim bir deneyin:)

 

Yurda Hal

Başarabilirseniz Siyah Noktaları Sayın...

Zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildir...

Bir dağ hayal et...

Zirvesindeki manzara çok güzel. Orada olmayı çok istiyorsun, ama zirveyi kendinden çok uzakta gördüğün için ümitsizliğe kapılıyorsun. 'Oraya nasıl olsa varamam,' deyip vazgeçiyorsun. Oysa, zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildi. Ama onlar, o küçük adımları birbiri ardınca atmayı sürdürmüş kimselerdi. İmkânsızı gerçekleştiren mucizeler değil, sürekliliktir. Suya sarp kayaları deldiren de budur.

Kayıp Gül/Serdar Özkan

Yaşama sevinci insanın içinden gelir...

Her ne olursa olsun daha fazla şeye sahip olmanın mutluluk getireceği hissi doğru bir his değildir.

Hiçbir kimse, hiçbir yer, hiçbir şey sana mutluluk veremez.

Onlar sadece mutlu olman ve kendini iyi hissetmen için bir nedendir, çünkü yaşama sevinci insanın içinden gelir.

Genevieve Behrend

Öğrendik ki : Her yarayı saran zaman değil SEVGİDİR…



 

 

Öğrendik ki : Her yarayı saran zaman değil SEVGİDİR…

Can Yücel

Hatay Arkeoloji Müzesi Sanal Alemde...



 

 

http://www.hatayarkeolojimuzesi.gov.tr/HatayMuzeWeb/flash/main.html

Can annesini akşam yemeğine davet etmiş. Annesi yemek sırasında oğlunun ev arkadaşının ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edememiş.

Can annesini akşam yemeğine davet etmiş. Annesi yemek sırasında oğlunun ev arkadaşının ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edememiş. Sorduğunda oğlundan, "Anneciğim Ayşe ile aramızda inan hiçbir şey yok. Biz sadece ev arkadaşıyız?" cevabını almış.

Bir hafta kadar sonra Ayşe Can'a: "Annenin yemeğe geldiği geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde olduğu konusunda bir fikrin var mı?" diye sorunca Can annesine bir e-posta yazmaya karar vermiş.

"Anneciğim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gerçek şu ki bize yemeğe geldiğin akşamdan beri çorba kepçesi kayıp."

Bir kaç saat sonra annesi yanıt vermiş: "Sevgili oğlum, sana Ayşe ile birliktesin ya da değilsin demiyorum. Ama gerçek şu ki eğer kendi yatağında uyuyorolsaydı şimdiye kadar kepçeyi çoktan bulmuştu."

İçindeki Çocuk Kaç Yaşında...

Hepimizin içinde bir çocuk yaşıyor. Çocukluğunu yaşayanlar da o esnada olgun biri gibi davranmayı tercih edenler de en sevdikleri anılarını o çocuğa hediye ediyorlar. Sonra o çocuk, en çok da kendimizi kalbimize teslim ettiğimiz zamanlarda ortaya çıkıyor. Aklı bertaraf edip hislerimizle karar vermeye ya da onların istediği gibi davranmaya başladığımızda etraftakiler sızlanıyorlar: "Çocuk musun sen?" Tabii ki evet, hepimiz biraz çocuğuz. Peki o çocuk kaç yaşında? İçinizdeki çocuğa söyleyin bu ve benzeri testleri ciddiye almasın, bu testlerin bilimle herhangi bir alakası yoktur.

http://testyourself.tr.msn.com/iliskiler/icinizdekicocuk/Start.aspx

 

 

 

 

Neyi arıyorsan sen o'sun der Mevlana...

Neyi arıyorsan sen o'sun der mevlana

 Zulmün peşindey'sen zalim'sin

Aşk'ı arıyorsan aşık

Elinden tuttuğumuz her sevgili BİZİ sürükleyip kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır

 Her ilişki benliğimize yapılan bir kazıdır aslında

Her sevda ruhumuzun bir başka yüzü

Her aşk'ta kendimizi ararız

  O yüzden bulduklarımız hep benzerlerimizdir aslında

Önemli olan gülü dikeniyle, Geceyi gizemiyle, Dostu tüm derdiyle sevebilmektir.

Güzel bir gülü,

güzel bir geceyi,

güzel bir dostu herkes ister.

Önemli olan gülü dikeniyle,

geceyi gizemiyle,

dostu tüm derdiyle sevebilmektir.

'' Şems-i Tebrizi

Vazgeçme Yeniden Başla…

Kendini yorgun hissetsen bile,

Başarı senden kaçsa bile,

Bir hata sana zarar verse bile,

Hatta ihanet sana acı verse bile,

 Bir hayat yok olsa bile,

Gözyaşları gözlerini yaksa bile,

 Kimse gayretini fark etmese bile,

 Nankörlük ödünün olsa bile,

 Anlayışsızlık seni gülmekten alıkoysa bile,

 Ve hatta her şey ,hiç bir şey olsa bile,

Vazgeçme Yeniden başla…

Zenginlik parayla pulla değil, Yürekle oluyormuş meğer...

eski bir mantosu,

ve bir parça kartonu tek varlığıysa,

ve onu bile paylaşabiliyorsa,

zenginlik parayla pulla değil,

yürekle oluyormuş meğer...

 

Akıllı bir yalnızlık aptal bir ilişkiden daha iyidir...

Hayatın üstesinden gelebilmek için...

1. Aslında hayatın çok güzel olduğunu kabul edip onu mahvedenlerin insanlar olduğunu fark etmeli. Bu yüzden hayata karşı değil insanlara karşı önlem almaya çalışmalı.


 2. Hiç bir dert bizden büyük ve güçlü değil!!!


3. Karşındaki kim olursa olsun sen kendin olmadıktan sonra NE ÖNEMİ VAR...


4. Üzülmek hiçbir zaman kesin bir çözüm değildir.Sadece oyalar bizi. Çözümden uzaklaştırır.Bu yüzden hiçbir şeye gereğinden fazla üzülmemek gerekir.


5. Hayatta başımıza ne gelirse gelsin önemli olan kendini kaybetmemektir kendini kaybettiğinde geriye bir şey kalmaz çünkü.


 6. Hiçbir şey çözümsüz değildir. Her derdin bir dermanı vardır. Bu yüzden bazen olayların fazla üstüne gitmemek gerekir. Oluruna bırakmaktır en iyisi bazen...


7. Çalışmak çok önemli bir silahtır. Çünkü boş kaldıkça kendine sorunlar bulur insan. Hem bizden geriye dünyaya bir şeyler bırakmak hem de hayatı bırakmamak için çok çalışmak gerek.


8. Başkalarının kötülükleriyle uğraşmak sadece kendi güzelliklerini örter... TECRÜBEYLE SABİT!!!


9. Hayat çok önemli bir nimettir ve hala yaşıyorsak mutlaka yapacak bir şeyler vardır.


10. Her şey bitse bile UMUT her zaman vardır.Umutsuz yaşayamazsa insan ara sıra sulamalı umudun çiçeğini.

Öğretmen: "Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir" dedi

Öğretmen sınıftaki zeki aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu: "Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?"


Öğrenci: "Çünkü, onların beni geçmelerini istemiyorum. En iyi ben olmalıyım!" dedi. Öğretmen masasından kalkıp, eline bir parça tebeşir aldı ve 15 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti. Öğrencinin yüzüne bakıp bu çizgiyi nasıl kısaltırsın diye sordu.


Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip çizgiyi birçok parçaya bölmekte olan birkaç cevap verdi. Öğretmen cevapları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun çizgi çekti. Öğretmen: "Şimdi birincisi nasıl görünüyor diye sordu?"


Öğrenci: "Daha kısa" dedi. Başını eğdi.


Öğretmen: "Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir" dedi

Neymiş efendim metresinle fotoğrafını çekmişim de...

Karda İstanbul... Günün fotosu... 27/01/2012

Burda ne yazıyor???

Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz.

Hayattan soğuttunuz beni be...

Ucuz mal alacak kadar zengin değillim...



 

 

Ucuz mal alacak kadar zengin değillim...

Kendini gerçekleştirmiş insan nasıl olur?

1- Bu insanlar, yaşamın her yönünü severler, şikâyet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler.

2- Bağımsızlıklarına çok düşkündürler. Aileye güçlü bir sevgi ve bağlılık duymalarına rağmen,ilişkilerinde bağımsız olmaya özen gösterirler.

3- Sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir.

4- Onay aramak gereksinimleri yoktur. Övgü ve ödül talep etmezler.

5- Çok açık ve dürüst konuşurlar, çünkü vermek istedikleri mesajları, başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler.

6- Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler.

7- Kendilerini şikâyet etmeden kabullenirler. Fiziksel benliklerini, sahteliklerle gizlemezler.

8- Doğal yaşamı takdir ederler. Başkalarına eğlenceli gelmeyen şeylerden zevk alma yetenekleri vardır. Gün batımını izlemek, ya da kırlarda küçük bir gezinti yapabilmek, doğum yapan bir kediyi izlemek onlar için mükemmel bir şeydir ve şükran duyarlar.

9- Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar.

10- Gereksiz kavgalarda asla taraf olmazlar.

11- Hastalık hastası değildirler.

12- Dürüsttürler, asla yalan söylemezler, olayları çarpıtmazlar.

13- İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar.

14- Titizlik ya da düzenlilik gibi dertleri yoktur, verimli yaşamaya bakarlar. Organizasyon nevrozundan bağımsız oldukları için yaratıcıdırlar.

15- Bu insanların müthiş bir enerjileri vardır. Enerjileri doğaüstü değildir, yalnızca yaşamı ve yaşamdaki aktiviteleri sevmelerinin bir sonucudur.

16- Şiddetli bir merak duygusuna sahiptirler. Hep araştırır, yaşamlarının her anını kavramak isterler. Her insan, her varlık ve her olay, daha çok öğrenmek için bir fırsattır.

17- Başarısız olmaktan korkmazlar, hatta onu sevinçle kabul ederler. Bu insanlar, kendilerine zarar verecek duyguları yok etme ve kendilerine verdikleri değeri artıracak olanları doya doya yaşama yeteneğine sahiptirler.

18- Bu mutlu insanlar,asla kendilerini savunma gereksinimi duymazlar. Basitçe 'her şey yolunda, biz yalnızca farklıyız. Anlaşmak zorunda değiliz' derler. Bir tartışmayı, kazanma ve karşısındakini konumunun yanlışlığına ikna etme gereksinimi duymadan, burada keserler.

19- Değerleri dar değildir. Kendilerini tüm insan ırkının bir parçası olarak görürler. Daha çok düşman öldürmekten sevinç duymazlar.

20- Kahramanları ya da putlaştırdıkları insanları yoktur. Herkesi insan olarak görür ve hiçkimseyi kendilerinden önemli konuma getirmezler.

21- Başkalarının yeteneksizliğ i nedeni ile kazanmak yerine, zaferi kendi çabaları ile elde etmeyi yeğlerler.

22- Komşularının ne yaptığını fark etmezler, çünkü var olmakla meşguldürler.

23- En önemlisi bu insanlar 'KENDİLERİNİ SEVERLER'. Kendilerine acımak, kendilerini reddetmek, kendilerine öfkelenmek için zamanları yoktur. Elbette sorunları vardır, ama sorunların onları duygusal paralizasyona götürmesine izin vermezler. Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler.

24- Hatalı alanlardan bağımsız insanlar, mutluluğu kovalamazlar, sadece yaşarlar ve mutluluk onları bulur. Gerçekten nadir bulunan insanlardır, onlar için her gün mükemmeldir...

Kaynak Kitap

Hatalı Alanlarımız

Dr. Wayne W. Dyer

Profil Yayıncılık

Gerçek başarı, insanın öğrendiğini eyleme geçirebilmesidir...

Gerçek başarı, insanın öğrendiğini eyleme geçirebilmesidir...