13 Şubat 2013

Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru diğerigökyüzündeki yıldızları görebilir. Seçim bizlere aittir.


Arjantinli ünlü golfçü Robert Vincenzo yine bir ödül kazanmış ödülünü alıp kameralara poz vermiş. Ardından klubüne uğramış eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş.O sırada yanına bir kadın yaklaşmış. Vincenzo'yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeğinin olduğunu bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda.


Kadının anlattıkları Vincenzo'yu çok etkilemiş. Hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış. Çeki kadına uzatmış. O sırada kadına "umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" demiş. Ertesi hafta Vincenzo klupte öğle yemeğini yerken Golf derneği'nin bir üyesi yanına yaklaşmış ve "otoparktaki çocuklar Geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler" demiş.   "Evet" demiş Vincenzo "bunun nesi garip?".


"Garip değil tabi ki" demiş adam" ama size bir haberim var o kadın bir sahtekarmış. Sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. Korkarım sizden de koparmış." Vincenzo şaşkınlıkla " yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?" demiş.   "Yok" demiş adam.   "İşte bu hafta duyduğum en iyi haber" demiş Vincenzo. İşte buna bakış açısı farkı diyoruz.


Kimi parasını kaybettiğine   üzülür ama kimi de Vincenzo gibi ölümü bekleyen bir bebek olmamasına sevinir.   Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru diğeri gökyüzündeki yıldızları görebilir. Seçim bizlere aittir.

Erteleme: Yapman gerekeni, yapman gereken zamanda, hemen şimdi yap...

Film kategorilerinde herkesin zevki birbirinden farklı da olsabirçoğumuz Romatik-Komedi filmlerini severiz. Yaklaşık 30 senelik birgeçmişe sahip olan Romatik –Komedi filmleri arasından en iyileriniseçtik.



10

Four Wedding and a Funeral (4  nikah 1 cenaze – 1993)


10.

İşte Hugh Grant’ı ünlü yapan film. Bildiğiniz klasik bir İngiliz komedisi de değil üstelik. Çünkü İngiliz komedilerine genelde çok gülmezsiniz. İçinde mutluluk ve hüzün içiçe geçmiş durumda. Komedi-romantizm ve dram üçlemesinin en güzel örneklerinden biri. Film, bir düğün ile başlıyor. Eğlenceden başka bir şey düşünmeyen bir adam olan Grant bir arkadaşının düğününde Andie MacDowell ile tanışıyor. Kısa sürede yakınlaşıyorlar ancak; MacDowell’ın nişanlı olduğunu öğrenince ayrılmak zorunda kalıyorlar . Grant en yakın arkadaşlarından birini de kaybedince artık hayatını bir düzene oturtmaya karar verip kendisine yıllardır aşık olan bir başka kadınla evlenmeye karar veriyor. Tam bu sırada McDowell’ın boşandığını öğreniyor ve düğün sırasında müstakbel eşine  ‘HAYIR’ yanıtını veriyor.


9

While u were sleeping (Sen Uyurken – 1995)


9.

Başrolleri Sandra Bullock, Bill Pullman ve Peter Gallagher paylaşıyor. Film tren istasyonunda çalışan Sandra’nın işe gidip gelirken gördüğü Peter’a platonik olarak aşık olmasıyla başlıyor. Bir gün Peter’ı tren kazasından kurtarıyor ve işte hikaye tam da burada başlıyor. Sandra, Peter’ı hastaneye kaldırıyor ve Peter’ın ailesi de dahil olmak üzere herkes onları nişanlı zannediyor. Peter’ın komada olması nedeniyle de bu yalan uzayıp gidiyor. Peter’ın yokluğunda geçen filmde Sandra ile Peter’ın kardeşi Bill ‘in yakınlaşmaları ve sonunda birbirlerine aşık olmaları konu alınıyor.


8

First 50 kiss (İlk 50 Öpücük – 2004)


8

Drew Barrymore’un başrollerini paylaştığı film, geçirdiği bir trafik kazasından sonra  hafızası silinen Lucy ile  Henry’nin aşkını konu alıyor. Henry  her yeni gün Lucy’i kendine aşık etmeye çalışıyor. Çünkü Lucy her gün yeniden unutuyor.


7

Notting Hill (1999)



Hugh Grant ile romantik-komedilerin vazgeçilmez ismi  Julia Roberts’ı bir araya getiren o efsane film! Aynı zamanda Hollywood tarihinin  en önemli buluşmalardan biri.  Sıradan bir hayat süren  bir İngiliz ile Hollywood’da ünlü bir oyuncu olan Amerikalı’nın aşkını konu alıyor. Şarkısı da süperdir :Ronan Keathing’in  ‘Nothing At All’.  Film aslında bizim bildiğimiz klasik Türk filmlerinde işlenen bir konuya sahip ama yine de oldukça romantik.


6

As good as it gets (Benden Bu Kadar – 1997)


6

Film ve yönetmen kategorileri dahil sekiz dalda Oscar adayı olup, bunlardan ikisini kazanan film , Jack Nicholson-Helen Hunt ilişkisini anlatıyor. Aslında hallerinden hoşnut olmayan üç kişinin öyküsü de denilebilir. Melvin (Jack Nicholson) obsesif ve aksi bir aşk romanı yazarı. Her gün aynı saatte aynı yerde aynı kahvaltıyı yapıyor. Burada garsonluk yapan Carol ona tahammül edebilen ender insanlardan. Eşcinsel Simon ise Melvin’in yetenekli ressam komşusu. Bu üç mutsuz insanın hayatları, çirkin ve zayıf bir köpek olan Verdell’le karşılaşmalarıyla değişmeye başlıyor. Belirtmek isteriz filmdeki performanslarıyla Jack Nicholson “en iyi erkek oyuncu” ödülünü,  Helen Hunt ise  “en iyi kadın oyuncu” ödülünü almıştı.




5

When Harry met Sally (Harry Sally ile Tanışınca – 1989)


5

Film Harry ve Sally’nin birlikte yolculuk yapmalarıyla başlıyor. Ancak ikilinin arasında duygusal olarak  hiçbir şey geçmiyor çünkü zaten ikisinin de sevgilileri var. Yolculukları bitince de yolları ayrılıyor. Zaman zaman karşılaşsalar da aralarında yine duygusal hiçbirşey geçmiyor çünkü  zaten yanlarında hep birileri oluyor.  Yani anafikir kısaca şöyle  eğer bir kişi gerçekten  sizin hayatınızın aşkı ise yıllar sonra da olsa onunla tekrar bir yerlerde karşılaşabilirsiniz.


4

My Best Friend’s wedding (En İyi Arkadaşım Evleniyor – 1997)


4.

Ve işte yine Julie Roberts’ın başrolünü oynadığı bir başka romantik komedi. Başrollerinde Julia Roberts ve Dermot Mulroney var.  Film, Roberts’ın çocukluk arkadaşının düğününe gitmesiyle başlıyor.  Düğün hazırlıkları sırasında aslında Mulroney’e aşık olduğunu anlayan Roberts , Mulroney ile nişanlısını ayırmak için elinden gelen herşeyi yapıyor.  O günlerde daha ünlü olmayan Cameron Diaz’ı Mulroney’ın nişanlısı rolünde izliyoruz. Diana King – I Say A Little Prayer adlı soundtrack  ayrıca çok başarılı.


3

Pretty Woman (Özel Bir Kadın – 1990)


3.

Gelmiş geçmiş en iyi romantik-komedilerden biri.  Başrollerde Julie Roberts ve Richard Gere var.  Film, zengin bir iş adamı olan Richard’ın  hayatının tek düzeliğinden sıkılıp  Newyork’da  hayat kadınlığı yapan Julie’yi arabasına almasıyla başlar. Geçirdikleri eğlenceli gecenin sonunda aralarında bir anlaşma yaparlar ve  1 hafta daha Newyork’un en pahalı otellerinden birinde beraber kalmak için anlaşırlar. Bu şekilde başlayan ilişkileri çok geçmeden aşka dönüşür. Bu eğlenceli  romantik komedinin soundtrackleri de bir o kadar başarılı.


2

Amélie (Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain – 2001)


2.

Film bir kızın Fransa’da yaşadığı basit ama büyülü hayatını anlatıyor. Garip bir ailede büyüyen Amelie’nin Fransa’da yalnız geçen hayatı bir gün evinin banyosunda bir başkasına ait anıların olduğu kutuyu bulması ile değişiyor. Bu kutunun sahibini bularak, aslında gerçek mutluluğun diğer insanları mutlu ederek olduğunu keşfediyor.  “Amelie”  aldığı ödüllerle başarılı bir romantik komedi örneği olduğunu zaten kanıtlıyor. Görüntü Yönetmenini de ayrıca tebrik etmek lazım. Renkler olağanüstü!


1

Love Actually (Aşk Heryerde – 2003)


1

Birçok aşk hikayesini iç içe geçiren film, farklı yerlerde yaşayan farklı kişilerin aşklarını konu alıyor.  İngiliz romantik-komedi filmlerinin arkasındaki yaratıcı beyin Richard Curtis’in ilk yönetmenlik denemesi olan bu film oyuncu kadrosu; aşkın farklı anlatımlarıyla gelmiş –geçmiş en iyi romatik komedi listemizin 1. sırasında yer almaya hak kazanıyor.


*

BONUS: Annie Hall (1977)


bonus.

1970′li yılların  New York’lu bağımsız sinemacısı Woody Allen’ın bu filmi, romantik-komediyi başlatan eser olarak anılıyor. Filmdeki çifti Diane Keaton ile Woody Allen canlandırıyor. Hatta filmi daha da romantik yapan o dönem bu çiftin gerçekten birlikte olmaları ve  hikayenin ikilinin gerçek yaşamda yaşadıklarıyla aynı olması.

liste miste

Dostuna Faydan Yoksa Bari Ona Zarar VERME...Onu Sevindiremiyorsan Bari Onu Üzme...Onu Methedemiyorsan bari Onu Kötüleme...

Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun...