9 Ocak 2013

Büyük insanlar fikirlerle,Orta insanlar olaylarla,Orta insanlar olaylarla...

Evrim Teorisi :
_______________________
Büyük insanlar fikirlerle,
Orta insanlar olaylarla,
Küçük insanlar ise, insanlarla uğraşırlar...
...............
Hep bir '' düşman '' yaratmak, ve hep '' sözüm ona bu düşmanla savaşmak '' .... Nasıl da hastalıklı bir ruh halidir ?

Ve bunların hepsi , ''Ego'' nun oyunudur.
Ego '' Var olmak '' '' için değil, '' Var kalmak'' için savaşır.

Ve diğerlerini '' Yadsıyarak sınıf atlama modası çoktan geçmiştir ''.
Devir artık ; Sakinlik, Sevgi ve Huzur devridir

İyi arkadaşlar seni yukarı çıkarmaya gücü yetmediğinde, aşağı düşmenede,izin vermezler...

Kaybetmekten mi korkuyorsun;kaybet. Düşmekten mi korkuyorsun;düş.Yaralanmaktan mı korkuyorsun;Yaralan. Sonra iyileş. Yeniden kalk...

İnsan Unutur...





İnsan unutur. Verdiği sözleri unutur. İnsan unutur. Bir zamanlar ne hissettiğini unutur. İnsan unutur. Bir zamanlar ne çektiğini unutur. İnsan unutur. Çabasının işe yaramadığını unutur. İnsan unutur. Tüm sevdiklerinin ve kendisinin öleceğini unutur. İnsan unutur. Önemli kabul ettiği şeylerin büyük bir kısmının önemli olmadığını unutur.

Aynı hataları defalarca yapar; çünkü unutur.
Minnet duymaz; çünkü geçmişte kim olduğunu unutur.
Paylaşmaz; çünkü paylaştığında mutlu olduğunu unutur.
Öfkelenir; çünkü öfkelendiğinde acı çektiğini unutur.
Arzularının pençesine düşer; çünkü arzuları asla tatmin edemediğini unutur.
Başkalarını zor duruma düşürür; çünkü başkalarını zor durumdan kurtardığında sevinçle dolduğunu unutur.
Endişelenir; çünkü geleceği kontrol edemeyeceğini unutur.
Pişmanlıklarla ve suçlulukla yaşar; çünkü geçmişi değiştiremeyeceğini unutur.
Tembellikle yaşar; çünkü en değerli deneyimlerin biz onları beklemezken geldiğini unutur.
Hazırlık yapar; çünkü olanın bizi daima hazırlıksız yakalayacağını unutur.
Hayaller kurar; çünkü olanın daima hayal ettiğimizden farklı olacağını unutur.
Başkalarının iyi işlerini kötüler; çünkü kendini yüceltmenin yolunun başkasının hatasına vurgu yapmak değil kendini geliştirmek olduğunu unutur.
Somurtur; çünkü gülümsemenin bulaşıcı bir iyilik olduğunu unutur.
Açgözlülük yapar; çünkü cesaretin en değerli yatırım olduğunu unutur.
Zamanını boş yere harcar; çünkü bu değerli hayatın kısacık olduğunu unutur.
Başarı elde etmek, alkış almak için kendini türlü acıların, türlü erdemsizliklerin kucağına atar; çünkü her şeyin geçici olduğunu unutur.
Suçlar; çünkü eylemlerin özgür olmadığını, koşullarca belirlendiğini unutur.
Böbürlenir; çünkü başarının kendi ürünü olmadığını unutur.
Kendisiyle konuşur; çünkü gerçeği duyabilmek için susması gerektiğini unutur.
Dinlemeyi unutur; çünkü anlaşılabilmenin tek yolunun anlamak olduğunu unutur.

Kısacası insan unutur.

Cem Şen

Kendinden korkuyorsan, ancak o zaman başka insanlardan da korkarsın.Kendini seviyorsan, başkalarını da seversin. Kendinden nefretediyorsan, başkalarından da nefret edersin.



Kendinden korkuyorsan, ancak o zaman başka insanlardan da korkarsın. Kendini seviyorsan, başkalarını da seversin. Kendinden nefret ediyorsan, başkalarından da nefret edersin. Başkalarıyla olan bir ilişkide, sadece sen varsın – aynada. Karşı taraf sadece bir aynadır. O yüzden ilişkide ne olursa olsun, her zaman bunun daha önceden, senin içinde olduğunu anla. Çünkü ilişki, sadece senin içinde olanı açığa çıkarabilir. Yaratamaz; sadece zaten orada olanı gösterebilir ve ortaya koyabilir.."
Osho

Sevgi Mi? Başarı Mı? Zenginlik Mi?



Bir kadın, kapıdan dışarı çıktığında, bembeyaz sakallı üç ihtiyarın kendi evinin önünde oturduklarını görür.
-Ben sizi hiç tanımıyorum, der . Ama aç ve susuz olmalısınız. Lütfen içeriye gelin de sizlere bir şeyler ikram edeyim.

- Evin erkeği içerde mi? Diye sorar adamlar.

- Hayır, der kadın. Şu an evin dışında.

- O e...vde olmadığı sürece bizim bu eve girmemiz mümkün değil. diye cevap verirler.
...
Akşam olup kocası eve döndüğünde kadın olanları anlatır.

- Peki, onlara söyleyebilir misin, der adam. Ben evdeyim artık, bu eve gelebilirler.

Kadın dışarı çıkıp bu kişileri içeri davet eder.

Ama bu defa da;

- Hepimiz aynı anda içeri girmeyiz der yaşlı adamlar.

Kadın öğrenmek ister;

- Niye giremezsiniz ?

İhtiyarlardan biri açıklar:

- Onun adı ZENGİN, der bir arkadaşını göstererek.

Diğeri BAŞARI.

Ben ise SEVGİ . . .

Sonra ekler;

- Şimdi içeri gir ve kocanla konuş. Hangimizi evinizde istersiniz ?

Kadın içeri girip söylenenleri kocasına anlatır. Adam duyduklarıyla neşelenerek;

- Ne güzel, der. Madem öyle, Zengin’i içeri çağıralım ve evimizi zenginlikle doldursun .

Karısı itiraz eder;

- Canım, niçin Başarı’yı çağırmıyoruz ?

Bu sırada, evin diğer köşesinde bulunan gelinleri konuştuklarını duyar. Koşarak gelir ve kendi fikrini söyler;

-Sevgi’yi çağırsak daha iyi olmaz mı? Evimiz sevgiyle dolar !

- Gelinimizin teklifini dikkate alalım, der adam karısına. Dışarı çık ve bizim misafirimiz olması için Sevgi’yi davet et.

Kadın dışarı çıkar ve yaşlı adamlara sorar;

- Hanginiz Sevgi idi? Lütfen içeri gel ve misafirimiz ol .

Sevgi ayağa kalkar ve eve doğru yürümeye başlar.

Fakat diğer iki yaşlı adam da onu takip ederler.

Kadın şaşırmış bir halde Zengin ve Başarı’ya sorar;

- Ben sadece Sevgi’yi davet ettim, siz niye geliyorsunuz?

Zengin ve Başarı bir ağızdan cevap verirler:

- Eğer Zengin’i ya da Başarı’yı davet etmiş olsaydın diğer ikisi dışarıda kalırdı. Ama sen Sevgi’yi davet ettin .O nereye giderse biz de ardından oraya gideriz . . .

Çünkü nerede Sevgi varsa, orda Başarı ve Zenginlik de vardır...!

Hadi Çalsana Artık...

Haydi hepimiz gülmek için bir sebep yazalım...

Light İn Babylon...Muhteşem bir Grup...Sakın Kaçırmayın...



İstanbulda'sınız...Yolunuz tünele düşmüş yürüyorsunuz. Kafanızda binbir düşünce cirit atarken, boşu doluya, doluyu boşa yerleştirmeye çalışırken güçlü bir kadın sesi bir anda sizi kendinize getiriyor. Ve düşünmeden ayaklarınız sizi kalabalığa yani ''ona'' doğru götürüyor. Bu etkileyici sesin sahibini görmek için (belki size hiç yakışmayacak bir şekilde insanları iteleyip) önlere doğru ilerliyorsunuz. Ne dediğini anlamıyorsunuz hem de hiç anlamıyorsunuz. Ama ne önemi var ki? O ses sizi çoktan alıp götürmüş... Siz artık o sesin,santurun,gitarın esiri olmuşsunuz ve bir daha onları nasıl dinlerim derdine düşmüşsünüz bile...

Küçük konserlerinin arkasından hemen yanlarına koşup onlar hakkında daha fazla bilgi almaya çalışıyorum. Avrupada ve İstanbul'da bu eşsiz müziklerini çoğunlukla sokaklarda bazen de konser mekanlarında icra ettiklerini ve hatta iki de albümleri olduğunu öğreniyorum...

Hadi bende size bir kıyak buu güzel grubun albümünü almak için adresinden yararlanabiliyorsunuz. Eee ne duruyorsunuz?

Bilgisi benden alması senden...Herkese sevgi saygı efem...

Sağlıcakla...