24 Şubat 2013

Hepimize Bolluk Bereket Hızlıca Kolayca Ve Heryerden Gelsin...

En Hakiki Düşmanlarımız: Kalbimizde Yaşayan Üç Şeydir; Hırs, Haset ve Kıskançlıktır!...

KIRLANGIÇLAR...



Kırlangıçları hep çok sevdim. Ayvalık’ta bir açık hava otelindeyim, resepsiyon da açıkta.Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru,kafalar dışarda, gagalar açık. Anne ve baba gidip gelip yiyecekgetiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerinigörmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba ge...lipikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinciye.İnanılır gibi değil, sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET.

Akşama doğru sudan çıktım, baktım yuvaya siyah bir kediyaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp,çıkıp kediyi uzağa kadar kovaladılar: CESARET.

Otel sahibi şunları anlattı: bahar başlarında göçtendöndüklerinde yuvanın bulunduğu bölümün kapalı olduğunugörünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip çıkıp onuuyandırmışlar: AKIL.

Sabah su içmek için fiskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklaratıyorlardı, ta ki fiskiye açılana kadar: İLETİŞİM.

Yuvalarını öyle bir yaparlar ki yıllarca dayanır: KALİTE.

Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK.

Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üstüste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Benzer biryuva yapabilen başka bir kuş yoktur: FARKLILIK.

Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz?Devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK.

İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ.

Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonunakadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ_

Kırlangıçları hep çok sevdim

GÜZEL BİR HİKAYE..




İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:

-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?

- Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum.   Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.   Her şey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda... Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.


...Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu.   Mutfaktan tencere sesleri geliyordu.

Koşarak yanına gitti: -Sana yardım edeyim mi ? dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı:

-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten.   Yorgunluk nasıl bir şeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır : -'Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni..' diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.   Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.

—Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor.

—Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.   Bu kelimeden nefret ediyordu.'Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken'....

—Anneciğim sen yorulma, diye...

—Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.

Hani siz yoruluyorsunuz ya...Eeee....Ben de oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem?   Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden.

Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.

—Mum da yok! diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla.

Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü.

Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak   tavşan kafası yaptı.   ''Bak deli tavşan'' diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı

. Tavşan alabildiğine hür   dolaştı sağda solda.   Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu.

Kolu yavaşça   kanepeden aşağı sarktı. Sonra ışıklar geldi.

Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti. Birden kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.

Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.

Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.

Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;

— İşin bitince beni sever misin anne? dedi.   Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı...
(Alıntı)

SU NASIL ALKALİ OLUR?

 

"Su hayattır" sözünü hep duyuyoruz ama sık duyduğumuz için belki de dinlemeden geçiyoruz:) Su, beynimizin %75'ini, kaslarımızın %75'ini, kanımızın %83'ünü ve kemiklerimizin %22'sini oluşturuyor. Sadece bir önceki c...ümleyi okuduğunuzda dahi, su içmekle ilgili fikirlerinizi gözde geçireceğinizi düşünüyoruz...


Yaşam kalitemiz için bu kadar önemli olan suyun alkali olması da bir o kadar vazgeçilmez. Şimdi bize gelen soruları yanıtlayalım: SATILAN SULARIN ALKALİ OLUP OLMADIĞINI NASIL ANLARIM? Satın aldığınız suyun pH derecesini etiketinden kontrol edebilirsiniz. Etiketinde pH değerleri 8 civarı olan sular alkalidir. Yüksek mineral içerenleri ayrıca tercih edebilirsiniz.


SUYU NASIL ALKALİ YAPABİLİRİM?

1.Yukarıda tarif ettiğimiz suyu içerken daha da alkali yapmak isterseniz, sabah ve akşam aç karnına içtiğiniz bir bardak suya dolu dolu bir çay kaşığı ingiliz karbonatı (eczaneden temin edebilirsiniz) karıştırabilirsiniz.

2.Yine bir bardak suya bir çimdik himalaya tuzu atıp karıştırırsanız vücudu alkalize edecek bir su elde edersiniz. 3.İçtiğiniz her bardak suya dilerseniz, limon dilimi de ekleyerek yine alkalize edebilirsiniz.


KARBONAT KARIŞTIRINCA TANSİYON YÜKSELİYOR DİYORLAR, DOĞRU MU? Her zaman belirttiğimiz gibi, zarar miktardadır. Bir bardak suya bir dolu çay kaşığı ingiliz karbonatı karıştırın. Ölçüye dikkat edin. ÇEŞME SUYU ALKALİZE EDİLEBİLİR Mİ?


Çeşme suyu, her şeyi bir kenara bırakalım, klorlu olması nedeniyle vücut için sağlıksızdır. Evet, klor suyu hızla alkalize eden bir mineraldir ama bu mineral vücuda zarar verir. Yani her alkali su içilebilir sağlıklı su demek değildir. Klor ortamı hızla dezenfekte eder. Ancak vücut için tahrip gücü yüksek, toksik bir mineraldir. Dolayısıyla çeşme suyunu direk  ya da limon/sirke/himalaya tuzu ile içilebilir su kategorisinden çıkarmanızı öneririz:)


YA ELMA SİRKESİ? Elma sirkesine gelince: Elma sirkesi var, elma sirkesi var. Kendiniz evde organik elma ile yapıyorsanız, gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Ancak başka bir alternatif sözkonusu ise, lütfen bu elma sirkesinden uzak durun, alışveriş listenizden çıkarın:)


SUYU ALKALİZE ETME ÖZELLİĞİNE SAHİP CİHAZLAR HAKKINDA BİLGİYİ NASIL ALABİLİRİM? Suyun alkali olması için  mevcut bazı arıtma cihazları hem arıtma hem alkalize etme hem de iyonize etme özelliğine sahip oldukça yüksek teknoloji ürünleri. Bu ürünlerin mekanizması nedir, ne gibi özellikleri var bununla ilgili daha fazla bilgiye sahip olmak isterseniz, lütfen bize haber verin ya da ozlem@kundo.co adresine mesaj gönderin. Harika bir gün diliyoruz,

Organik Elma Sirkesi (Vegan RAW)


Mucizevi bir Probiyotik


Malzemeler: - 2 kilo Organik Kırmızı Tatlı Elma


- 4 litre pH>8 İçme Suyu ...


- 1 tatlı kaşığı Himalaya Tuz Kristali


- 1 çorba kaşığı Doğal Hurma Şurubu


- 5 Lt.lik Kavanoz Hazırlanışı: İçme suyu, Himalaya Tuz Kristali,  Doğal Hurma Şurubu kavanoza koyulur. Elmaların Kabukları derince soyulur ve kavanoza  eklenir (sadece kabukları). Kavanozun içeriği tahta bir kaşıkla karıştırılır, kavanozun ağızı bir tülbent ile kaplanır ve ılık karanlık bir mekana yerleştirilir. Bundan sonra yine her gün yenilen Organik Kırmızı Elma Kabukları kavanoza atılmaya devam edilir ve karıştırılır. Tam 21 günün sonunda içilebilir enfes  Organik Elma Sirkeniz hazırdır. Afiyet Olsun.

Tarif: Mehmet Özderici – Kundo.co  Vegan RAW Chef