30 Kasım 2012

KADIN VE ERKEK ÜZERİNDEN DENKLEMLER :)

KADIN VE ERKEK ÜZERİNDEN DENKLEMLER :)AŞK ARİTMETİĞİ:* Akıllı erkek + Akıllı kadın = aşk* Akıllı erkek + Aptal kadın = ilişki* Aptal erkek + Akıllı kadın = evlilikOFIS ARİTMETİĞİ:* Akıllı patron + Akıllı eleman = kar* Akıllı patron + Aptal eleman = üretim* Aptal patron + Akıllı eleman = terfi* Aptal patron + Aptal eleman = fazla mesaiALIŞVERİŞ ARİTMETİĞİ:* Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için 1 liralık ürüne 2 lira öder.* Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için 2 liralık ürüne 1 lira öder.GENEL FORMÜLLER VE İSTATİSTİKİ VERİLER:* Bir kadının gelecek endişesi evlenene kadar sürer.* Bir erkeğin gelecek endişesi evlenince başlar.* Başarılı bir erkek eşinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır.* Başarılı bir kadın böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir.MUTLULUK:* Bir erkekle mutlu olabilmek için onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir.* Bir kadınla mutlu olabilmek için onu çok sevmek ve anlamaya çalısmamak gerekir.UZUN YAŞAM:* Evli erkekler bekar erkeklerden daha uzun yaşar ama daha erken ölmek isterler.DEĞİŞİM ORANI:* Bir kadın kocasınin değişeceği inancıyla evlenir ama erkek değişmez.* Bir erkek karısının değişmeyeceği inancıyla evlenir ama kadın değişir.TARTIŞMA TEKNİKLERİ:* Kadın bir tartışmada her zaman son sözü söyler. Bu sözden sonra erkeğin söyleyeceği her şey yeni bir tartışma konusudur.



 AŞK ARİTMETİĞİ: * Akıllı erkek + Akıllı kadın = aşk * Akıllı erkek + Aptal kadın = ilişki ...


* Aptal erkek + Akıllı kadın = evlilik

OFIS ARİTMETİĞİ: * Akıllı patron + Akıllı eleman = kar * Akıllı patron + Aptal eleman = üretim * Aptal patron + Akıllı eleman = terfi * Aptal patron + Aptal eleman = fazla mesai

ALIŞVERİŞ ARİTMETİĞİ: * Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için 1 liralık ürüne 2 lira öder. * Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için 2 liralık ürüne 1 lira öder.

GENEL FORMÜLLER VE İSTATİSTİKİ VERİLER: * Bir kadının gelecek endişesi evlenene kadar sürer. * Bir erkeğin gelecek endişesi evlenince başlar. * Başarılı bir erkek eşinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır. * Başarılı bir kadın böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir.

MUTLULUK: * Bir erkekle mutlu olabilmek için onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir. * Bir kadınla mutlu olabilmek için onu çok sevmek ve anlamaya çalısmamak gerekir. UZUN YAŞAM: * Evli erkekler bekar erkeklerden daha uzun yaşar ama daha erken ölmek isterler.

DEĞİŞİM ORANI: * Bir kadın kocasınin değişeceği inancıyla evlenir ama erkek değişmez. * Bir erkek karısının değişmeyeceği inancıyla evlenir ama kadın değişir. TARTIŞMA TEKNİKLERİ: * Kadın bir tartışmada her zaman son sözü söyler. Bu sözden sonra erkeğin söyleyeceği her şey yeni bir tartışma konusudur

Seni Ozan'la Aldattım!..

Huzurlu Olmanın Şifresi



1. Ufak şeyleri dert etmeyin ve kusursuz olamayacağınızı kabullenin.

2. İyi ve dürüst insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.

3. Unutmayın: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hâlâ...
dolu olacaktır.

4. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.

5. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.

6. Sevgi elini önce siz uzatın.

7. Canınızı sıkan bir şey olduğunda kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?

8. Gerçeği olduğu gibi kabul edebilme olgunluğuna erişin ve her şeyi akışına bırakmayı öğrenin.

9. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.

10. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.

11. Tanımadığınız insanların da gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.

12. Her gün kendinize biraz sessiz zaman ayırın. Zihninizi sessizleştirin. İç dünyanız için zaman ayırın ve tanrıyla sohbet edin

13. Yaşamınızdaki insanlar bazen çekilmez hale geldiğinde onları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.

14. Daha iyi bir dinleyici olun ve önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.

15. Çöpü çıkarma sırasının kimde olduğunu hatırlamıyorsanız gidip siz çıkarın.

16. Eleştirme isteğinizi bastırın. Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz.

17. Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye çalışın ve öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın. Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın.

18. Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün ve dersinizi iyi öğrenin. Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun

19. Erken kalkmaya alışın ve yaşamın tadını hissetmeye özen gösterin

20. İlişkilerinizde esnek olun. Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun.

21. Sırf gırgır olsun diye, size yöneltilen eleştiriyi kabul edin. Göreceksiniz canınız yanmayacak.

22. Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın.

23. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin. Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir. Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın.

24. Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın. Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin. 25. Bugün hayatınızda ki çevrenizde ki üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin.

26. Alçak gönüllü olmaya çalışın ve her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin.

27. Gördüğünüz her şeyde tanrının parmak izi vardır.: Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır.

28. Bu ifadeyi iyi anlayın: NEREYE GİDERSENİZ SİZ ORADASINIZ.

29. Bir iyilik yapın ve karşılığını ne isteyin, ne de bekleyin. Bir vakıf yoluyla bir çocuğa yardım edin, huzurevini ziyaret edin, ilginizi ve sevginizi verme duygusunu iyi tadın

30. Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın.

31. Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün.

32. Varlığınızı bir bütün olarak kabullenin ve yaşamınızı sevgiyle doldurun.

33. Başkalarını suçlamayı bırakın. Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.

34. Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin. Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyor olabilirler.

35. Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin.

36. Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir.

37. Hayatı olduğu gibi kabul edin. Yüreğinizin sezgisine güvenin. Daha sabırlı olun.

38. Kendi cenazenize katıldığınızı farz edin ve olanları hayal dünyanızda izleyin.

39. Biraz yüzünüz gülsün. Bu da geçer. Gevşeyin! İpin ucunu birazcık bırakın.

40. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.

41. KADERİNİ SEV

 

Ne ektiysek Onu biçiyoruz..Elma fidesi ekiyoruz neden armut yiyemedikdiye de ağaca kızıyoruz.... .







Ne ektiysek Onu biçiyoruz..
Elma fidesi ekiyoruz neden armut yiyemedik diye de ağaca kızıyoruz.... .

Filozofantazik

Üzülme!..

Bütün güçlü dirilişler, büyük yıkımlardan sonra gerçekleşiyor...!!

548971_500771679957646_937843244_n[1]

 

Bütün güçlü dirilişler, büyük yıkımlardan sonra gerçekleşiyor...!!

______________Hermes Dost_______________

5.Çakrayı İnceliyoruz....

5. ÇAKRA (Boğaz çakrası)Gırtlak bölgesindeki 5. çakra, bedenimizde sesimizi bulduğumuz, kişideki dürüstlük yeteneğini barındıran ve iletişim, ifade, yüksek düşünsel süreç ile ilişkilidir.Bedende gırtlak bölgesinde, 3. omur hizasında, troid bezinin yakınındadır.YETENEK: DoğrulukRENK: MaviGÖLGE DUYGULAR: İnkar, yalanlama, sertlikAurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri kalıp düzeyiŞuur ifadesi: Yüksek iradeAffirmasyon: YapacağımÇAKRA ALGILAMASI: İşitme, konuşmaBİLGİNİN YAPISI: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamakMEDİTASYON PRATİĞİ: Ses dinlemeELEMENT: Eter(dünya atmosferinin ötesinde bulunan ince, göksel bir enerjidir).Algılaması: İşitme ve konuşmaDuyuları: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamakAstrolojik burçlar ve gezegenler:İkizler/Merkür: İletişim, bilgi ve deneyim alış verişi.Mars: Kendini ifadede aktif oluşBoğa/Venüs: Şekil ve oylum(hacim) duygularıKova/Uranüs: İlahi esin, bilginin ve bilgeliğin iletimi, bağımsızlık.Çakralar, yüksek zihinsel ve ruhsal diyarlara doğru yükseldikçe, ilerledikçe bu çakralarla ilgili elementler dünyasal olmaktan çıkar.Gerçek sesimizin nasıl olduğunu, yaşadığımız sürece insanlara söylediklerimizin ‘’gerçekte’’ ne anlama geldiğinin farkına bu çakra ile varırız. 5. çakra boyun, omuzlar, ağız, burun ve kulakları, baş ve kalp arasındaki geçidi içerir.KENDİN OL! Bu çakra ile mümkündür.Özde kim olduğunuz gerçeğine ulaşmanın en harika yollarından biri, kendi sesiniz üzerinde çalışmak ve onu sevmekle başlar. Bu dünya sözle yönetilir ve sözü yüzeysel olan kişi de yüzeysel demektir. Sözler önemsiz değildir. Sözler gerçek güçtür. Tüm evren manyetik bir alandır. Eğer pozitif sözcükler üretirsek sevgiyi, negatif üretirsek nefreti hissederiz. Sözlerimizle olayları gerçek yaparız. Sözlerimizin gücünün ve nasıl konuştuğumuzun bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu etkilediğinin gerçekten bilincine vararak, yaşantımızı sözlerin gücüyle değiştirebiliriz. Ruhun sesi, bir çan kadar berrak çınlar.Olumsuz bir düşünceye kapıldığınızda, bunu olumlu bir düşünce ile yenin, olumsuzluğun tersini zikir gibi tekrar edin, en İYİ sonucu alacaksınız. Bir arkadaşıma ne zaman ‘’hayat nasıl gidiyor’’ diye sorsam hep ‘’gerçekten zor gidiyor’’ derdi: ona bu cümleyi 40 gün boyunca sözlüğünden silmesini sadece hayatında neler olup bittiğini görmesi için bunu denemesini istedim. Bu çok zor bir şeydi. Buna inanmıyordu, ama sonuç muhteşemdi.NE SÖYLÜYORSANIZ O’SUNUZ Söylediğimiz sözler önemlidir ve bedenimizde güçlü bir şekilde etkileri görülür, hele kötü ya da sert iseler dokularımızda hücre tahribatına neden olur. Kendinizi kabullenme sevgiyle güçlendirmek isterseniz şu pratiği yapın: "istiyorum" ve "ben varım".Boğaz çakramızı açmak ve doğruyu söyleme yeteneğimizi geliştirmek için bu şekilde belirli sözcükleri tekrarlamak beynimize olumlu duyguları güçlendiren ve hücresel kodlanmamız içindeki eski yaralarımızı iyileştiren mesajlar göndermemizi sağlar.Belirli bir sesi tekrarlamaya dünyanın her yanındaki kültürlerde rastlanır (bizde zikir).Şifa veren sesler: bir doktorun sesi insan sesi veya müziğin tedavi edici gücü ve bedenin %70 i sudan oluştuğu ve ses suda kolayca iletildiği için su sesinin hücresel düzeyde iyileşme sağladığı iddia edilmektedir. Düzenli sesler meditasyon, yoga, nefes çalışmaları. Tüm bu yöntemler gerilimi azaltmada bedeni güçlendirmede ve kişiye huzur vermede işe yaramakta ve hayatları değiştirmektedir.Size acısız bir değişim sözü veren birinin bir yalan satmaya çalıştığına inanın!Bazen değişimle birlikte kayıpların da geldiği yadsınamaz; sizin için sağlıklı olmayan bir şeye yapışmak asla mutluluk getirmez.Eğer değişim çok hızlı ya da yoğun olursa zamanla bilinç altımız direnmeye başlar. Bazen insanlar bilinçsiz olarak kendi karakterlerinde gerçek değişiklikler yapmak yerine bir başkasını suçlamanın daha kolay ve daha rahat olduğuna karar verirler. Bu ‘’bende yanlış giden bir şeyin aslında nedeni sensin’’ sendromudur. Eğer hayatınızın herhangi bir bölümünde mutsuzsanız onu değiştirebilecek kişi de sizsiniz.Size ne zaman susmanız söylense, boğaz çakranızın bir bölümü kapanır, burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle boğaz çakranızda açılmaya ve iyileşmeye başlar.Sağlıklı bir diyet işe zevki karıştırmaz;önemli olan dengedir. İyileşme ve gelişmenin zorlayıcı yanlarından biri olan denge yeteneği bedenimizde boynumuzdur. Başımız ve kalbimiz arasındaki dengeyi sağlamak hayat kalitemizin en önemli etkenlerinden biridir ve bu denge sevecenlik, iyilik olarak adlandırılır.Dürüstlük bir şeydeki küçük gerçeklerden daha önemlidir. Bu, eyleme dönüşmüş dürüstlüktür.Eğer 5. çakra hastalıkları ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bilgiyi tek dil olan acı ve rahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin süre gittiğini söylemektedir. Bunlar kalıtsal hastalıklar değildir. Ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinim ile doğrudan ilişkilidir.Köpek gibi solumak=köpek solunumu-Ağzınızı açarak oturun, dilinizi olabildiğince dışarı çıkarın ve tıpkı bir köpek gibi hızla nefes alıp verin. Diyafram ve göbek deliğinin gücünü de bu nefese ekleyin. Nefes aldığınızda göbek deliği dışarı doğru çıksın, nefes verirken göbek deliği içe doğru gelsin.-Karnınızı bir pompa gibi kullanın, 1, 5 dakika sonra soluk alış veriş sesinizin gırtlağınıza doğru inmesine izin verin.-Bunu 3 dakika kadar yapın.Bu sayede bedeninizde ve gırtlak çakranızdaki toksinler temizlenir, kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanırsınız, virüsten kaynaklanan hastalıklardan kurtulmayı ve sezgi gücünüzü artırmayı başarabilirsiniz. En önemlisi de eski yalan ve korkularınızı temizlemenize yardım eder, sizi doğruyu söylemeye yönlendirir.Şarkı söylemek"İstiyorum ve ben varım" egzersiziBoyun hareketleri5. çakra boğazın önünde yer alır, kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir. Nasıl ki yeni doğmuş bebek annesinin göğsüne bastırıldığında beslenmek için emmek zorundadır. Bütün hayat boyunca geçerlidir. Kişi olgunlaştıkça ihtiyaçlarını gerçekleştirmek işi kendi omuzlarına binmektedir. Kişinin hayattaki eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp, ihtiyaçlarını ve isteklerini yaratmak için harekete geçtiğinde iyi işliyor demektir. Bu merkez, kişinin kendisine doğru gelen şeyi almak açısından hangi konumda olduğunu gösteren yerdir. Bu da kişinin imgelemesi ile ilişkilidir. Kişi dünyayı olumsuz görüyorsa, verilen şeylere şüphe ve olumsuz bakış getirecek, düşmanlık bekleyecek, sevgi yerine vahşet ve aşağılanma bekleyecektir. Olumsuz beklentiler, evrendeki ‘’benzer benzeri çeker’’ yasası ile ona bu olumsuz girdileri çekecektir.Bu açma-kapama süreci, alma-verme ile ilgili yanlış anlamaların hepsi, iyicil ve besleyici bir evrene güvenmeye dönüşünceye kadar sürer.Bazen 5. çakranın arkasında meydana gelen özümseme unsuru, kişinin toplum, mesleği ve yaşıtları içindeki benlik hissi ile ilgilidir. Eğer kişi yaşamın bu parçasında rahat hissetmiyorsa, kendine güven eksikliğini telafi etmek için bu rahatsızlık aşırı gurur ile örtülebilir.Boynun arkasındaki merkez, kişi başarılı, işinde güvenli ve yaşam mesleği olarak seçtiği işten tatmin duyuyorsa genellikle açıktır. Eğer kişi zorlu bir meslek seçmiş ve bunda da üstüne düşeni yapabiliyorsa merkez oldukça sağlıklıdır. Kişi profesyonel anlamda başarılıdır ve evrensel alan bu anlamda kişiyi besler.Eğer durum bu değilse kişi elinden gelenin en iyisini yapmamaktadır. Başarısızdır ve bu eksikliği gururu ile örtmeye çalışmaktadır. Daha iyisini yapsa ya da daha çok mücadele gerektiren bir işe girse daha iyi olacağını gizli gizli bilmektedir. Ancak bu kişi ikisini de yapamaz ve altta yatan gerçek umutsuzluktan kaçınmak için gurur ile savunmaya geçer. Aslında hayatta başarılı olmadığını bilir. Muhtemelen kurban rolünü oynayacaktır. Hayat ona büyük becerisini geliştirmek için fırsatları vermemiştir. Bu gururun salınması gerekmektedir, acı ve ümitsizlik de açığa çıkartılmalıdır.Bu merkezde, kişinin çok istediği bir şeyi yapmak için harekete geçmesine engel olan BAŞARISIZ OLMA KORKUSU da yer alır. Ayrıca kişisel arkadaşlıklar ve genel sosyal yaşam ile de alakalıdır. İlişkiden kaçınarak kişi kendini ortaya koymaktan kaçar ve bir yandan beğenilmeme korkusu, bir yandan da rekabet ve ‘’senden daha iyiyim, benim kadar iyi değilsin’’ türü bir gururu barındırır. Reddedilme hislerimiz içerden kaynaklandığından ve sonra biz onları diğerlerine yansıttığımızdan reddedilmekten kaçmak için diğer insanlardan kaçınırız. Arzuladığımız mesleğe girme şansını kullanmak, özlediğimiz temasları kurmak ve bu duyguları serbest bırakmak bu çakrayı açma yollarıdır.. ÇAKRA (Boğaz çakrası) Gırtlak bölgesindeki 5. çakra, bedenimizde sesimizi bulduğumuz, kişideki dürüstlük yeteneğini barındıran ve iletişim, ifade, yüksek düşünsel süreç ile ilişkilidir. Bedende gırtlak bölgesinde, 3. omur hizasında, troid bezinin yakınındadır.

YETENEK: Doğruluk

RENK: Mavi

GÖLGE DUYGULAR: İnkar, yalanlama, sertlik Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri kalıp düzeyi Şuur ifadesi: Yüksek irade Affirmasyon:

Yapacağım ÇAKRA ALGILAMASI: İşitme, konuşma

BİLGİNİN YAPISI: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak

MEDİTASYON PRATİĞİ: Ses dinleme

ELEMENT: Eter(dünya atmosferinin ötesinde bulunan ince, göksel bir enerjidir). Algılaması: İşitme ve konuşma Duyuları: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak Astrolojik burçlar ve gezegenler: İkizler/Merkür: İletişim, bilgi ve deneyim alış verişi. Mars: Kendini ifadede aktif oluş Boğa/Venüs: Şekil ve oylum(hacim) duyguları Kova/Uranüs: İlahi esin, bilginin ve bilgeliğin iletimi, bağımsızlık. Çakralar, yüksek zihinsel ve ruhsal diyarlara doğru yükseldikçe, ilerledikçe bu çakralarla ilgili elementler dünyasal olmaktan çıkar. Gerçek sesimizin nasıl olduğunu, yaşadığımız sürece insanlara söylediklerimizin ‘’gerçekte’’ ne anlama geldiğinin farkına bu çakra ile varırız. 5. çakra boyun, omuzlar, ağız, burun ve kulakları, baş ve kalp arasındaki geçidi içerir.

KENDİN OL! Bu çakra ile mümkündür. Özde kim olduğunuz gerçeğine ulaşmanın en harika yollarından biri, kendi sesiniz üzerinde çalışmak ve onu sevmekle başlar. Bu dünya sözle yönetilir ve sözü yüzeysel olan kişi de yüzeysel demektir. Sözler önemsiz değildir. Sözler gerçek güçtür. Tüm evren manyetik bir alandır. Eğer pozitif sözcükler üretirsek sevgiyi, negatif üretirsek nefreti hissederiz. Sözlerimizle olayları gerçek yaparız. Sözlerimizin gücünün ve nasıl konuştuğumuzun bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu etkilediğinin gerçekten bilincine vararak, yaşantımızı sözlerin gücüyle değiştirebiliriz. Ruhun sesi, bir çan kadar berrak çınlar. Olumsuz bir düşünceye kapıldığınızda, bunu olumlu bir düşünce ile yenin, olumsuzluğun tersini zikir gibi tekrar edin, en İYİ sonucu alacaksınız. Bir arkadaşıma ne zaman ‘’hayat nasıl gidiyor’’ diye sorsam hep ‘’gerçekten zor gidiyor’’ derdi: ona bu cümleyi 40 gün boyunca sözlüğünden silmesini sadece hayatında neler olup bittiğini görmesi için bunu denemesini istedim. Bu çok zor bir şeydi. Buna inanmıyordu, ama sonuç muhteşemdi.

NE SÖYLÜYORSANIZ O’SUNUZ   Söylediğimiz sözler önemlidir ve bedenimizde güçlü bir şekilde etkileri görülür, hele kötü ya da sert iseler dokularımızda hücre tahribatına neden olur. Kendinizi kabullenme sevgiyle güçlendirmek isterseniz şu pratiği yapın: "istiyorum" ve "ben varım". Boğaz çakramızı açmak ve doğruyu söyleme yeteneğimizi geliştirmek için bu şekilde belirli sözcükleri tekrarlamak beynimize olumlu duyguları güçlendiren ve hücresel kodlanmamız içindeki eski yaralarımızı iyileştiren mesajlar göndermemizi sağlar. Belirli bir sesi tekrarlamaya dünyanın her yanındaki kültürlerde rastlanır (bizde zikir). Şifa veren sesler: bir doktorun sesi insan sesi veya müziğin tedavi edici gücü ve bedenin %70 i sudan oluştuğu ve ses suda kolayca iletildiği için su sesinin hücresel düzeyde iyileşme sağladığı iddia edilmektedir. Düzenli sesler meditasyon, yoga, nefes çalışmaları. Tüm bu yöntemler gerilimi azaltmada bedeni güçlendirmede ve kişiye huzur vermede işe yaramakta ve hayatları değiştirmektedir. Size acısız bir değişim sözü veren birinin bir yalan satmaya çalıştığına inanın! Bazen değişimle birlikte kayıpların da geldiği yadsınamaz; sizin için sağlıklı olmayan bir şeye yapışmak asla mutluluk getirmez. Eğer değişim çok hızlı ya da yoğun olursa zamanla bilinç altımız direnmeye başlar. Bazen insanlar bilinçsiz olarak kendi karakterlerinde gerçek değişiklikler yapmak yerine bir başkasını suçlamanın daha kolay ve daha rahat olduğuna karar verirler. Bu ‘’bende yanlış giden bir şeyin aslında nedeni sensin’’ sendromudur.

 

Eğer hayatınızın herhangi bir bölümünde mutsuzsanız onu değiştirebilecek kişi de sizsiniz. Size ne zaman susmanız söylense, boğaz çakranızın bir bölümü kapanır, burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle boğaz çakranızda açılmaya ve iyileşmeye başlar. Sağlıklı bir diyet işe zevki karıştırmaz;önemli olan dengedir. İyileşme ve gelişmenin zorlayıcı yanlarından biri olan denge yeteneği bedenimizde boynumuzdur. Başımız ve kalbimiz arasındaki dengeyi sağlamak hayat kalitemizin en önemli etkenlerinden biridir ve bu denge sevecenlik, iyilik olarak adlandırılır. Dürüstlük bir şeydeki küçük gerçeklerden daha önemlidir. Bu, eyleme dönüşmüş dürüstlüktür. Eğer 5. çakra hastalıkları ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bilgiyi tek dil olan acı ve rahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin süre gittiğini söylemektedir. Bunlar kalıtsal hastalıklar değildir. Ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinim ile doğrudan ilişkilidir. Köpek gibi solumak=köpek solunumu -Ağzınızı açarak oturun, dilinizi olabildiğince dışarı çıkarın ve tıpkı bir köpek gibi hızla nefes alıp verin. Diyafram ve göbek deliğinin gücünü de bu nefese ekleyin. Nefes aldığınızda göbek deliği dışarı doğru çıksın, nefes verirken göbek deliği içe doğru gelsin.

-Karnınızı bir pompa gibi kullanın, 1, 5 dakika sonra soluk alış veriş sesinizin gırtlağınıza doğru inmesine izin verin. -Bunu 3 dakika kadar yapın. Bu sayede bedeninizde ve gırtlak çakranızdaki toksinler temizlenir, kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanırsınız, virüsten kaynaklanan hastalıklardan kurtulmayı ve sezgi gücünüzü artırmayı başarabilirsiniz. En önemlisi de eski yalan ve korkularınızı temizlemenize yardım eder, sizi doğruyu söylemeye yönlendirir. Şarkı söylemek "İstiyorum ve ben varım" egzersizi Boyun hareketleri 5. çakra boğazın önünde yer alır, kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir. Nasıl ki yeni doğmuş bebek annesinin göğsüne bastırıldığında beslenmek için emmek zorundadır. Bütün hayat boyunca geçerlidir. Kişi olgunlaştıkça ihtiyaçlarını gerçekleştirmek işi kendi omuzlarına binmektedir. Kişinin hayattaki eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp, ihtiyaçlarını ve isteklerini yaratmak için harekete geçtiğinde iyi işliyor demektir. Bu merkez, kişinin kendisine doğru gelen şeyi almak açısından hangi konumda olduğunu gösteren yerdir. Bu da kişinin imgelemesi ile ilişkilidir.

Kişi dünyayı olumsuz görüyorsa, verilen şeylere şüphe ve olumsuz bakış getirecek, düşmanlık bekleyecek, sevgi yerine vahşet ve aşağılanma bekleyecektir. Olumsuz beklentiler, evrendeki ‘’benzer benzeri çeker’’ yasası ile ona bu olumsuz girdileri çekecektir. Bu açma-kapama süreci, alma-verme ile ilgili yanlış anlamaların hepsi, iyicil ve besleyici bir evrene güvenmeye dönüşünceye kadar sürer. Bazen 5. çakranın arkasında meydana gelen özümseme unsuru, kişinin toplum, mesleği ve yaşıtları içindeki benlik hissi ile ilgilidir. Eğer kişi yaşamın bu parçasında rahat hissetmiyorsa, kendine güven eksikliğini telafi etmek için bu rahatsızlık aşırı gurur ile örtülebilir. Boynun arkasındaki merkez, kişi başarılı, işinde güvenli ve yaşam mesleği olarak seçtiği işten tatmin duyuyorsa genellikle açıktır. Eğer kişi zorlu bir meslek seçmiş ve bunda da üstüne düşeni yapabiliyorsa merkez oldukça sağlıklıdır. Kişi profesyonel anlamda başarılıdır ve evrensel alan bu anlamda kişiyi besler.

Eğer durum bu değilse kişi elinden gelenin en iyisini yapmamaktadır. Başarısızdır ve bu eksikliği gururu ile örtmeye çalışmaktadır. Daha iyisini yapsa ya da daha çok mücadele gerektiren bir işe girse daha iyi olacağını gizli gizli bilmektedir. Ancak bu kişi ikisini de yapamaz ve altta yatan gerçek umutsuzluktan kaçınmak için gurur ile savunmaya geçer. Aslında hayatta başarılı olmadığını bilir. Muhtemelen kurban rolünü oynayacaktır. Hayat ona büyük becerisini geliştirmek için fırsatları vermemiştir. Bu gururun salınması gerekmektedir, acı ve ümitsizlik de açığa çıkartılmalıdır.

Bu merkezde, kişinin çok istediği bir şeyi yapmak için harekete geçmesine engel olan BAŞARISIZ OLMA KORKUSU da yer alır. Ayrıca kişisel arkadaşlıklar ve genel sosyal yaşam ile de alakalıdır. İlişkiden kaçınarak kişi kendini ortaya koymaktan kaçar ve bir yandan beğenilmeme korkusu, bir yandan da rekabet ve ‘’senden daha iyiyim, benim kadar iyi değilsin’’ türü bir gururu barındırır. Reddedilme hislerimiz içerden kaynaklandığından ve sonra biz onları diğerlerine yansıttığımızdan reddedilmekten kaçmak için diğer insanlardan kaçınırız. Arzuladığımız mesleğe girme şansını kullanmak, özlediğimiz temasları kurmak ve bu duyguları serbest bırakmak bu çakrayı açma yollarıdır

 

Sinem Başaran

Kristal lotus

Hangi burç yalan söylemekten hoşlanmıyor, hangisi yakalanmama konusundausta veya hangi konularda yalan söyleniyor?

Hangi burç yalan söylemekten hoşlanmıyor, hangisi yakalanmama konusunda usta veya hangi konularda yalan söyleniyor?

İşte burçlar ve yalan arasındaki ilişki:

Koç
Yalan söyleme yetenekleri müthiştir. Herşeyi planlar ve herkese aynı yalanı söyleyerek yakalanma ihtimallerini de sıfırlarlar. Bir koça güvenecekseniz çok dikkatli olmalısınız. Olayları istedikleri gibi anlatır ve kontrol ederler...
Boğa
Her zaman lükse ve paraya düşkün olan Boğaların, zayıf noktaları budur. Eğer onlara "Paran var mı?" diye sorarsanız alacağınız cevap "Hayır" olacaktır. Ama mutlaka kenarda paraları vardır ve sizi bu konuda kandırmaya çalışıyorlardır. Dikkat!
İkizler
Yalanını yakalamanın en zor olduğu burçlardan birisidir İkizler. Çünkü ikna kabiliyetleri oldukça yüksektir. Yalanları ile karşılaştığınızda ise yarattıkları hikayeler ile sizi şaşırtacaklardır. Bu kadar inandırıcı olabiliyor olmaları sizi korkutabilir.
Yengeç
Yalanı, sadece durumu daha iyiye çevireceği için kullanmayı düşünen Yengeçler, yalanlarının bunu yapmadığını, hatta daha da kötüleştirdiğini görünce kendileri de üzülürler. Sonuç olarak rahatsız edici gerçekler çok yakında ortaya çıkar.
Aslan
Yalanı eğlenceye katkı olarak gören Aslanlar için hikayeyi kurmak ve oynamak oldukça önemlidir. Siz dinledikçe, o geliştirecek ve değiştirecektir. Size de sadece alkışlamak ve soluksuz izlemek kalacaktır.
Başak
Yalanı en az seven burçlardan birisidir. Bu yüzden söylediği yalanlar genel itibari ile gerçeğe yakın yalanlardır. Ya gerçeği hafifletip, saklayıp yalan söylerler ya da çok alakasız konularda yalanlar söyleyerek, gerçekten uzaklaşırlar.
Terazi
Yalan söyleme konusunda kabiliyetli olan Teraziler, size yalan söylerken onları yakalamakta zorlanacaksınız çünkü sempatik yapısı ve gülen gözleri nedeniyle ondan böyle şeyler beklemeyip, yanılacaksınız.
Akrep
Yalan söylemek istemeyip de başvurmak zorunda kalan Akrepler, genel itibari ile en çok cinsellik hakkında yalan söylerler. Başarmak için ellerinden geleni yaparlar fakat çabuk da açığa çıkarlar. Durumları genelde kararsızdır.
Yay
Yalan söylemeyi sevmeyen ve hatta acıtıcı dürüstlükleri ile tanınan Yaylar, yalan söylediklerinde ortadan kaybolmayı severler. Aslında söyledikleri yalanların da büyük çoğunluğu gerçekleri içerir.
Oğlak
Eğer Oğlaklar size yalan söylediyse, zaten kendisi de bundan rahatsız olup, etrafta dolaşmaya başlar. Söylemek istediği bir şey varmış gibi sürekli bir yarım kalmışlık hali içindedir. Bu yüzden yalanını tespit etmenizi kolaylaştırır.
Kova
Kovalar genel itibari ile geleceğe dair yalanlar söyler. Tahminlerde bulunurken ya da kendisi adına planlar yaparken söylediği yalanlar da neredeyse kusursuzdur çünkü yaratıcılıkları oldukça yüksektir.
Balık
Yalan söylemeye sadece başkalarının iyiliği adına başvuran Balıkların, bu naif düşünceleri karşısında sinirlenseniz de ona kızamazsınız, çünkü bu durumun sizin iyiliğiniz adına olacağına o kadar çok inanır ki, ona kıyamazsınız.

fw mail

Hayatta en çok yaşanan 20 pişmanlık şöyle:

525513_3006708923155_1817007504_n[1]

yaptığınız veya yapmadığınız kimi şeyler için hayatta en az bir kere de olsa pişmanlık duyduğunuz olmuştur.

Sebepler çok çeşitli olsa da, Britanya’da yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarna göre hayatta en çok yaşanan 20 pişmanlık şöyle:

Daha çok seyahat etmeme ve dünyada daha çok yer görmemek.

Geçmişten daha çok arkadaşla görüşmemek.

Çok az egzersiz yapmak.

Yeterli para biriktirmemek.

Sigara içmek.

Daha sıkı ders çalışmamak.

Kariyer seçimi.

Yanlış partner seçimiyle kaybolan yıllar.

Sağlıksız beslenme.

Dede ve nineler ölmeden önce onlara hayatlarıyla ilgili daha çok soru sormamak.

Yabancı bir dili düzgün bir şekilde öğrenmemek.

Aile ve arkadaşlarla yeterli zaman geçirmemek.

Ölmeden bir akrabaya sevdiğini söylememek.

Çok fazla alkol tüketmek.

Hayat zorluğunu bir kez üstlenmemek.

Bir müzik aletini çalmayı düzgün şekilde öğrenmemek.

Bir arkadaşa aşık olup bir şeyleri onarmamak.

Öğrenim hayatında yanlış konuları seçmek.

Bir zorbaya karşı koymamak.

Öğrenim hayatına bir yıl ara vermek.

http://fwmail.net/yasam/en-cok-pismanlik-duyulan-20-sey/

Test çok doğru sonuçlar veriyor ve sadece 2 dakika dolayında vaktinizi alıyor!

395059_10151268928439728_306287114_n[1]

Dr. Phil bu testten 55 puan aldı. Bu testi Oprah (Winfrey) üzerinde denediğinde Oprah’ın puanı 38 oldu.
Üzerinde çok fazla düşünmeden cevaplamaya çalışın!


Dr. Phil bu testten 55 puan aldı. Bu testi Oprah (Winfrey) üzerinde denediğinde Oprah’ın puanı 38 oldu.
Üzerinde çok fazla düşünmeden cevaplamaya çalışın!
Test çok doğru sonuçlar veriyor ve sadece 2 dakika dolayında vaktinizi alıyor!

• Cevaplar eskiden kim olduğunuzla değil,şu anda kim olduğunuzla ilgilidir.

• Bir kağıt ve kalemi yanınızda hazır bulundurun.

• Bu test şu anda birçok büyük işletmenin İnsan Kaynakları departmaları tarafından kullanılan gerçek bir testtir ve kendilerine çalışanları ve gelecekteki çalışan adayları hakkında daha derin bilgi edinme imaknı tanımaktadır.

• Testte 10 adet soru bulunmaktasır.Kaleminizi ve kağıdınızı hazır bulundurup,cevaplarınızı not alın.

Test’e başlayın

1. Kendinizi en iyi hissettiğiniz zamanlar hangisidir?

a) Sabahları
b) Öğleden sonra ve akşamüstü
c) Geceyarısı

2. Genelde nasıl yürürsünüz ?

a) Uzun adımlarla , hızlıca
b) Kısa adımlarla, hızlıca
c) Kafa yukarıda,yavaşça
d) Kafa aşağıda, yavaşça
e) Çok yavaş

3. İnsanlarla konusurken,

a) Kollarınızı bağlarsınız
b) Ellerinizi yumru haline getirirsiniz
c) Bir veya iki eliniz baldırınızda veya cebinizde olur
d) Konustuğunuz insana dokunursunuz
e) Kulağınızla oynar, çenenize dokunur, saçlarınızı okşarsınız

4. Dinlenirken...

a) Ayaklarınız dizlerinizden kırılmış yanyana halde oturursunuz
b) Bacak bacak üstüne atıp oturursunuz
c) Bacaklarınızı uzatıp oturusunuz
d) Bir ayağınızla bağdaş kurarak oturursunuz

5. Birşey sizi gerçekten eğlendirdiğinde reaksiyorunuz...

a) Büyük bir kahkaha olur
b) Daha sessiz bir kahkaha olur
c) Kibar bir kahkaha olur
d) Naif bir gülümseme olur

6. Bir partiye veya sosyal ortama girdiğinizde...

a) Herkezin sizi farkedeceği şekilde sesli bir giriş yaparsınız
b) Sessiz bir giriş yapıp,etrafta bir tanıdık ararsınız
c) Çok sessiz bir giriş yapıp,farkedilmemeye çalışırsınız.

7. Çok yoğun olarak çalıştığınız veya bir şeye konsantre olduğunuz bir anda bir dış etken tarafından dikkatiniz dağıtılırsa..

a) Anlayışla karşılarsınız
b) Çok rahatsız hissedersiniz
c) İki uç arasında gidip gelirsiniz

8. Aşağıdaki renlerden hangisini en çok seversiniz?

a) Kırmızı veya Portakal rengi
b) Siyah
c) sarı veya açık mavi
d) yeşil
e) koyu mavi veya mor
f) beyaz
g) kahverengi veya gri

9. Akşam yataktayken ve uykuya dalacağınız o son anlarda...

a) Sırtüstü gerilip yatarsınız
b) Yüzüstü yatarsınız
c) Bir yanınıza dönüp yatarsınız
d) Bir kolunuzun üzerine yatarsınız
e) Kafanız yastık/Yorganın altında yatarsınız

10. Genellikle rüyanızda...

a) düştüğünüzü görürsünüz
b) kavga ettiğinizi görürsünüz
c) birini veya birşeyi ararsınız
d) uçarsınız veya yüzersiniz
e) genellikle rüya görmezsiniz
f) rüyalarınız hep iyi rüyalardır

PUANLAR

1. (a) 2 (b) 4 (c) 6
2. (a) 6 (b) 4 (c) 7 (d) 2 (e) 1
3. (a) 4 (b) 2 (c) 5 (d) 7 (e) 6
4. (a) 4 (b) 6 (c) 2 (d) 1
5. (a) 6 (b) 4 (c) 3 (d) 5 (e) 2
6. (a) 6 (b) 4 (c) 2
7. (a) 6 (b) 2 (c) 4
8. (a) 6 (b) 7 (c) 5 (d)4 (e) 3 (f) 2 (g) 1
9. (a) 7 (b) 6 (c) 4 (d) 2 (e) 1
10. (a) 4 (b) 2 (c) 3 (d) 5 (e) 6 (f) 1

Şimdi toplam puanınızı hesaplayın

60 PUAN ÜSTÜ

İnsanlar sizi dikkatli yaklaşılacak biri olarak görüyor.Others see you as someone they should "handle with care." Kibirli,benmerkezli ve otoriter biri olarak biliniyorsunuz.İnsanlar size hayranlık duyabilir ve sizin gibi olmak isteyebilir fakat size her zaman güvenmezler ve sizinle içten bir ilişki kurma konusunda tereddüt ederler..

51 - 60 ARASI

İnsanlar sizi heyecan verici, havalı, etkin bir kişiliği olan, doğal bir lider, her zaman en doğrusu olmasa da çabuk karar alabilen biri olarak görüyor. Sizi herşeyi en az bir kez denemek isteyecek, risk alan, cesur ve maceraperest biri olarak görüyorlar. Yaydığınız bu elektrik yüzünden sizinle birlikte olmaktan hoşlanıyorlar...

41 - 50 ARASI

İnsanlar sizi canlı, güleryüzlü, eğlenceli, pratik, ilgi çekici, her zaman ilgi odağı olan ama her zaman dengeli biri olarak görüyor. Bunların yanında nazik, düşünceli, anlayışlı ve onları her zaman neşelendiren ve yardımcı olmaya çalışan biri olarak görüyorlar.

31 - 40 ARASI

İnsanlar sizi duyarlı, temkinli, dikkatli ve pratik biri olarak görüyor. Akıllı, yetenekli, ama mütevazi bir olduğunuzu düşünüyorlar .Çok çabuk arkadaş edinen biri değilsiniz fakat olan arkadaşlarınıza çok bağlı olan ve aynı bağlılığı karşıdan da bekleyen birisiniz. Sizi iyi tanıma şansına sahip olan biri, arkadaşalarınıza olan güveninizi kırmanın çok zor olduğunu ama bu güven kırıldığında da tamirinin eşit derecede zor olduğunu görür.

21 - 30 ARASI

Arkadaşlarınız sizi haddinden fazla titiz bir olarak görüyor. Çok temkinli, dikkatli ve ağır adımlarla yürüyen biri olduğunuzu düşünüyorlar. Tepkisel olarak bir ani reaksiyon vermeniz onları çok şaşırtır çünkü beklentikleri sizin herşeyi tüm açılardan dikkatlice değerlendirip sonra genelde karşıt bir karar vermenizdir. Bu reaksiyonun kısmen sizin temkinli doğanızdan kaynaklandığını düşünürler.

21 PUAN ALTI

İnsanlar sizi utangaç, sinirli, kararsız, arkasının toplanmasına ihtiyaç duyan, hiçbir sorumluluk almak istemeyen ve kararları hep başkalarına bırakan biri olarak görüyor. Kendi kendinize hiç yoktan üzüntüler yaratan birisiniz. Bazı insanlar sizi sıkıcı buluyor. Sadece sizi çok iyi tanıyan kişiler sıkıcı biri olmadığınızı biliyor

http://fwmail.net/testler/dr-phill-kisilik-testi/

 

AĞAÇ VE STRES

 Fotoğraf: AĞAÇ VE STRESKendinizi gergin mi hissediyorsunuz? Hemen kalkın, size en yakın yerdeki ağacı seyretmeye başlayın. Eğer yakınınızda çam ağacı varsa daha da şanslısınız. Stres atmak için çamın üzerine yok.”Bu sözlerin sahibi, ağaçların insan üzerindeki etkileri konusunda araştırmalar yapan, Teksas Üniversitesi'nden Profesör Roger Ulrich. Profesör Roger Ulrich’in araştırmalarına  göre ağaçları seyretmek, üç-beş dakika bir ağaca bakmak, insana sinir ilacı almışçasına rahatlatıcı etki yapıyor. Ağaçlık  yollardan geçerek işlerine giden kişiler, daha sakin ve rahat olarak işlerine başlıyorlar.Prof. Ulrich, sinirleri gevşetici etkisi açısından çam ağacını özellikle öneriyor. Araştırmalara göre çam ağacının stresi azaltıcı etkisi öteki ağaçlardan çok daha fazla. Görüntüsünün, insanlara güzel duygular ve pozitif düşünce aşıladığı belirtiliyor. Üzerinde durulan bir diğer ağaç da çınar. Bol yapraklı çınar ağacını beş dakika seyretmek kişiyi rahatlatıyor ve stresten kurtarıyor.Profesör Roger Ulrich, ağaçlı yerlere uzak olanlar ve ofis ortamında çalışanlar için de, bilgisayar ekranında ağaçlı manzaralar ve ağaçlar arasında sanal gezinti filmleri öneriyor.Bu konudaki açıklaması ise şöyle:Gerçek ağaç olmayan ortamlar için bilgisayardaki ağaç resimleri ve filmleri aynı etkiyi yapabiliyor. Ağaçlara bakmak, dallarını seyretmek, rüzgarda uçuşan yaprakları izlemek stresten kurtulmak için en kestirme yol. Hatta pencereden üç-beş dakika bile ağaçlara bakmak, incecik dalları uçlarına dek izlemek ayrı bir sinir ilacı. Özellikle yüksek tansiyonluların 'ağaçlı' rahatlamayla tansiyonları normale iniyor. Kaslar gevşiyor ve insan dinlendiğini, ferahladığını, stresini belli oranda üzerinden attığını hissediyor.





Kendinizi gergin mi hissediyorsunuz? Hemen kalkın, size en yakın yerdeki ağacı seyretmeye başlayın. Eğer yakınınızda çam ağacı varsa daha da şanslısınız. Stres atmak için çamın üzerine yok.” Bu sözlerin sahibi, ağaçların insan üzerindeki etkileri konusunda araştırmalar yapan, Teksas Üniversitesi'nden Profesör Roger Ulrich. Profesör Roger Ulrich’in araştırmalarına  göre ağaçları seyretmek, üç-beş dakika bir ağaca bakmak, insana sinir ilacı almışçasına rahatlatıcı etki yapıyor.


Ağaçlık  yollardan geçerek işlerine giden kişiler, daha sakin ve rahat olarak işlerine başlıyorlar. Prof. Ulrich, sinirleri gevşetici etkisi açısından çam ağacını özellikle öneriyor. Araştırmalara göre çam ağacının stresi azaltıcı etkisi öteki ağaçlardan çok daha fazla. Görüntüsünün, insanlara güzel duygular ve pozitif düşünce aşıladığı belirtiliyor. Üzerinde durulan bir diğer ağaç da çınar.


Bol yapraklı çınar ağacını beş dakika seyretmek kişiyi rahatlatıyor ve stresten kurtarıyor. Profesör Roger Ulrich, ağaçlı yerlere uzak olanlar ve ofis ortamında çalışanlar için de, bilgisayar ekranında ağaçlı manzaralar ve ağaçlar arasında sanal gezinti filmleri öneriyor.Bu konudaki açıklaması ise şöyle: Gerçek ağaç olmayan ortamlar için bilgisayardaki ağaç resimleri ve filmleri aynı etkiyi yapabiliyor. Ağaçlara bakmak, dallarını seyretmek, rüzgarda uçuşan yaprakları izlemek stresten kurtulmak için en kestirme yol. Hatta pencereden üç-beş dakika bile ağaçlara bakmak, incecik dalları uçlarına dek izlemek ayrı bir sinir ilacı.


Özellikle yüksek tansiyonluların 'ağaçlı' rahatlamayla tansiyonları normale iniyor. Kaslar gevşiyor ve insan dinlendiğini, ferahladığını, stresini belli oranda üzerinden attığını hissedi


Bütün Erkekler Tek Bir Şeyin Peşindesiniz Dedi Ve Terk Etti Gitti...

İşi Gücü Bırakıp Sahil KASABASINA yerleştim...

Fotoğraf

HAYAT GALİBA; Hisseden yüreğin, gören gönül gözünün olduğuna inanmaktır.

Fotoğraf: ✔HAYAT GALİBA; Hisseden yüreğin, gören gönül gözünün olduğuna inanmaktır.HAYAT GALİBA; Hızlı yaşayıp yaşlanmaktan çok, yaşam öğretilerini iyi kavramaktır.HAYAT GALİBA; "Keşke" li gecelerin ardından, “İyi ki" li günlere gülümseyiştir.HAYAT GALİBA; Güzel dizeleri okuyup, anlayabilmek, özümseyebilmektir.HAYAT GALİBA; Yaşamında kimse için KURBAN olmadan, kimseyi KURBAN etmeden yaşamaktır.

HAYAT GALİBA; Hisseden yüreğin, gören gönül gözünün olduğuna inanmaktır.

HAYAT GALİBA; Hızlı yaşayıp yaşlanmaktan çok, yaşam öğretilerini iyi kavramaktır.

HAYAT GALİBA; "Keşke" li gecelerin ardından, “İyi ki" li günlere gülümseyiştir. ...
HAYAT GALİBA; Güzel dizeleri okuyup, anlayabilmek, özümseyebilmektir.


HAYAT GALİBA; Yaşamında kimse için KURBAN olmadan, kimseyi KURBAN etmeden yaşamaktır


Kadınların Korkulu Rüyası Aldatılmaktır...Eşinizde Bu Hareketleri Görüyorsanız Aman Diyorum...

Telefonuyla Hiç İlgilenmez !

İhanet eden erkekler eskiden ortalık yere koydukları cep telefonunu, eve geldiklerinde göz önünden kaldırır ve evde mümkün olduğunca az kullanır. Telefonunda artık tuş kilidi vardır. Zil sesi kapatılmış olabilir. Telefonunu kurcalamanıza müsade etmez. Olur da telefon eğer elinize geçerse diye, sürekli mesaj kutusunu boş tutabilir. Son aramalar da genellikle temizdir. ihanet

Bir Anda Gençleşir !

Aldatan erkek, ihanete başladığı günden itibaren kendine bakmaya başlar. Seks hayatınız kötü gittiği halde onun bu bakımlı halleri sizin de dikkatinizi çekebilir. Parfüm kullanmaya başlayabilir. Giyim tarzı değişir. Eve yeni kıyafetlerle gelebilir. Eğer orta yaş üzeriyse genç görünme çabalarına da girişebilir. Ve tabi ki bu konuda sizin fikrinizi alma gereği bile duymaz ! Çünkü ona fikir veren bir kadın zaten vardır..

Telefonlarınıza Cevap Vermez !

Aradığınızda hemen bulamazsınız. Ya geç açar ya da açmaz ve size daha sonra isteksiz bir biçimde döner. Bu durum sık sık tekrarlanmaya başlar.

Oldukça Asabidir !

Eskiden kızmadığı şeylere kızmaya başlayan aldatan erkek, son derece huzursuz bir profil çizer. Sık sık olmadık konulardan tartışma çıkarır ve sizi bastırır. Bu onun psikolojik olarak rahat olmadığının da bir göstergesidir. Eğer sizi aldatıyorsa, genellikle vicdan yapar ve hemen sonra size aşırı ilgi gösterebilir. Bu durumda sizi aldattığını sakladığını sanar. Sizinle ilgilenerek hiçbir şey yokmuş havası yaratmak isteyebilir.

Aslında bütün bu belirtiler ayrılmak isteyen erkeklere de uymaktadır. Eşiniz ya da sevgiliniz size böyle davranıyorsa üzgünüm ama yolun sonuna gelmiş gibi görünüyorsunuz

Huyu Suyu Değişir

Birdenbire facebooktan çıkmaz olur. Lise arkadaşlarıyla haftalık toplantılardan çıkmaz olur. Sosyalleşir...

Rahatsızlık

Bir diğer işaret ise ikiniz birlikteyken hep rahatsız olması. Mesela odada olduğunuzu düşünün, gün içinde ne olduğuna dair bile size soru sormuyor ve hiç konuşmuyor. Hatta öyle bir zaman gelecek ki evden çıkmak için durduk yere en ufak şeyler için kavga bile çıkaracak.

 

Alışkanlıkların değişmesi

Davranışları normalde olduğundan farklılaşıyor mesela işte daha fazla zaman geçirmeye başlıyorsa veya size daha az zaman ayırıyor ve onun sizden kaçtığını hissedebilirsiniz.



http://www.kadinca.org/aldatildigimi-nasil-anlarim.html

http://yuksektopuklar.net/ask/item/7763-altadilgimizi-anlamak/7763-altadilgimizi-anlamak.html?start=2

Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size hitap ediyor.

Fotoğraf: Sadece öğünlerden sonra sıcak su içme konusuna değil kalp krizi risklerine de değinmektedir. Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler. Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik.Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size hitap ediyor. Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir. Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline döner ve yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır.Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar. Yemekten sonra sıcak su veya çorba içmek en iyisidir. Kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgi - Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir. Çenedeki şiddetli ağrıların da farkında olun. İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka göğüs ağrınız olmuştur) Mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp krizi belirtilerindendir. Kalp krizi geçiren insanların %60 ı uyurken ölür. Göğüsteki ağrılar sizi uykudan  uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.OKUDUYSAN BEĞEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ ..




Sadece öğünlerden sonra sıcak su içme konusuna değil kalp krizi risklerine de değinmektedir. Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler. Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik.

Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size hitap ediyor. Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir. Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline döner ve yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır. Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar. Yemekten sonra sıcak su veya çorba içmek en iyisidir. Kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgi - Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir. Çenedeki şiddetli ağrıların da farkında olun.

İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka göğüs ağrınız olmuştur) Mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp krizi belirtilerindendir. Kalp krizi geçiren insanların %60 ı uyurken ölür. Göğüsteki ağrılar sizi uykudan  uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.

OKUDUYSAN BEĞEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ

Kaynak: Hayat Güzeldir...

Burçların Tanrısal Serüveni...

406861_362725200489902_999477465_n[1]

ve Tanrı bir sabah on iki çocuğun önünde durdu ve her birine yaşamın tohumlarını ekti. Çocuklar kendilerine verilen armağanı almak için birer birer öne çıktılar.

Koç! Sana ilk tohumu ekme onurunu veriyorum. Ektiğin her bir tohuma karşılık elinde bir milyon tohum bulacaksın, fakat onların büyümelerini görecek vaktin olmayacak. İnsanların aklına ben'i yerleştirecek i
lk kişi sen olacaksın, fakat bu düşünceyi geliştirme ya da hakkında soru sormak senin görevin olmayacak. Yaşamının sebebi eylemdir ve bu eylem insanlara benim yaratıcılığımı haber verecektir. İyi çalışabilmen için sana kendini beğenme özelliğini veriyorum.� Ve Koç sessizce yerine çekildi.

"Boğa! Sana tohumu madde haline getirme gücünü veriyorum. Başlanmış olan bütün işleri senin bitirmen gerektiği için görevin çok sabır istemektedir, aksi halde tohumlar rüzgarda savrulup kaybolacaktır. Yapmanı istediğim bu görev için soru sormayacak, işin ortasında düşünceni değiştirmeyecek ve başkalarından destek beklemeyeceksin. Bunun için sana güçlülüğü veriyorum. Onu akıllıca kullan." Ve Boğa yerine çekildi.

"İkizler! Sana insanların çevrelerinde gördükleri şeyi anlamalarını sağlayabilmen için cevapsız sorular veriyorum. İnsanların neden konuşup, neden dinlediklerini hiçbir zaman bilmeyeceksin, fakat cevap bulmak için yapacağın araştırmalarda sana armağan olan bilgiyi bulacaksın." Ve İkizler yerine çekildi.

"Yengeç! Sana insanlara duyguyu öğretme görevini veriyorum. Bütün duyguyu yaşayarak öğrenmeleri ve olgunluğa ulaşmaları için onları hem ağlatıp hem güldüreceksin. Sana olgunluğu hızla arttıracak olan aile armağanını veriyorum." Ve Yengeç yerine çekildi.

"Aslan! Sana yaratıcılığımın tüm görkemini dünyaya gösterme görevini veriyorum. Ancak azametinde dikkatli olmalı ve bu yaratıcılığın senin değil, benim olduğunu daima hatırlamalısın. Eğer bunu unutursan, insanlar seni küçük göreceklerdir. Bu görevi iyi bir şekilde yerine getirirsen, büyük haz duyacaksın. Bunun için sana armağanım onur'dur." Ve Aslan yerine çekildi.

"Başak! Senden insanların benim yarattıklarımla neler yaptıklarını sınamanı istiyorum. Onların ne yaptıklarını dikkatlice inceleyip kusurlarını hatırlatacaksın ve böylece benim yarattıklarımı iyice öğrenmelerini sağlayacaksın. Sana bunu yapabilmen için saf düşünceyi armağan ediyorum." Ve Başak yerine çekildi.

"Terazi! Sana insanların birbirlerine karşı olan görevlerini hatırlayabilmeleri için hizmet erdemini veriyorum. Böylece insanlar işbirliğini öğrenecek ve kendi davranışlarının diğer yönlerini de yansıtma yeteneğini edineceklerdir, uyumsuzluk olan yere seni yerleştireceğim ve bu gayretlerin için sana armağanım sevgidir." Ve Terazi yerine çekildi.

"Akrep! Sana çok güç bir görev veriyorum. İnsanlara düşündüklerini anlama yeteneği verdiğim halde, anladıklarını söylemene izin vermeyeceğim. Birçok kez gördüklerinle acı çekecek ve bu acı ile benden uzaklaşacaksın. Bu acının benden değil benim yanlış anlaşılmış olmamdan doğduğunu unutacaksın. Birçok insanı hayvan gibi görecek ve onların hayvansal içgüdüleriyle öylesine uğraşacaksın ki yolunu şaşıracaksın, fakat sonunda yine bana döneceksin. Akrep sana en üstün armağanım olan �amaç�ı veriyorum." Ve Akrep yerine çekildi.

"Yay! Senden beni yanlış anlayıp çaresizliğe düştüklerinde insanları güldürmeni istiyorum. Güldürme insanlara umut verecek ve bu umutla insanların gözlerini bana çevirmelerini sağlayacaksın. Birçok kişinin yaşamına yalnız bir an için girecek ve girdiğin her yaşantıdaki huzursuzluğu tanıyacaksın. Yay, sana karanlıktaki her köşeye erişip aydınlatabilmen için sonsuz bereket veriyorum." Ve Yay yerine çekildi.

"Oğlak! Senden insanlara çalışmayı öğretmen için alın terini istiyorum. Tüm insanların yükünü omuzlarında taşıyacağın için bu görev hiç de kolay değildir. Ama bu boyunduruğun yükü için senin ellerine insanlığın sorumluluğunu koyuyorum." Ve Oğlak yerine çekildi.

"Kova! Sana insanların tüm olanakları görebilmeleri için gelecek kavramını veriyorum. Benim sevgimi kişileştirmen için yalnızlık acısını çok duyacaksın. İnsanların gözlerini yeni olanaklara çevirebilmeleri için sana özgürlüğü armağan ediyorum." Ve Kova yerine çekildi.

"Balık! Sana hepsinden daha güç bir görev veriyorum Senden insanların üzüntülerini toplayıp bana geri getirmeni istiyorum. Senin gözyaşların sonunda benim gözyaşlarım olacak. Senin topladığın üzüntüler insanların beni yanlış anlamalarından doğmuş üzüntülerdir, fakat senin onlara vereceğin şefkatle onlar yeniden beni anlamaya çalışacaklardır. Bu güç görev için sana en büyük armağanımı veriyorum. Sen on iki çocuğum arasında beni tek anlayan olacaksın, fakat bu anlayış yalnız senin içindir, sen onu insanlara anlatmak istediğinde onlar seni dinlemeyeceklerdir." Ve Balık yerine çekildi

https://www.facebook.com/groups/reikim8888/permalink/497130326988374/

 

Ne Yaptın, Konuştun Mu Dünyalılarla???

Çiftlerin büyük korkusu ilk günkü heyecanı kaybetmek!

406908_269318803190089_131323131_n[1]


Nicole Kidman, kocası Keith Urban’la aşkını taze tutmak için iç çamaşırlarının arasına, ‘seni seviyorum’ yazılı notlar iliştirdiğini söyledi. Peki, siz sevgilinizi şaşırtmak için ne yapıyorsunuz? “hiçbir şey” yanlış cevap!

Aşık olduğumuzda her şey çok güzeldir. Mutluyuzdur ve sorunları görmezden gelebiliriz. Ama biraz zaman geçince gerçek hayata döneriz, sevgilimiz dokunulmazlığını kaybeder ve gözümüzde normal birine dönüşür! Ufak tartışmalar, büyük kavgalara dönüştüğündeyse, o artık bizim için sinir bozucunun tekidir! Yine de onca emek harcadığınız ilişkinizden kolayca vazgeçmek doğru değil. Önemli olan ilişkinizi çıkmaza sokmadan, aşkınızı diri tutabilmek. Nasıl mı? İşte size öneriler…


1. İLİŞKİNİZE ÖNCELİK VERİN

İlişki ilerledikçe, sevgilimize gösterdiğimiz yakın ilgiyi zamanla kaybetmeye başlarız. Zamanla önceliklerimiz yer değiştirir ve sevgilimiz alt sıralara düşer! Onun listedeki yerini işimiz, çocuklarımız ya da arkadaşlarımız alır. Oysa özel ilişkimizde bir şey ters gitmeye görsün, hemen bütün hayatımıza yansır. Diğer bir deyişle ilişkiniz ne kadar yolunda giderse, kalan bütün her şey, o kadar kolay olur. Ünlü çift Heidi Klum ve Seal de, People dergisine verdikleri röportajda, bunun altını çizmiş. Seal, “Benim için Heidi, çocuklarımdan bile önce geliyor” derken, Heidi Klum ise şöyle söylemiş: “Çocuklarımız büyüyecek ve kendi ailelerini kuracaklar ve o zaman yanımda sadece Seal olacak.”

2. SÖZCÜKLERİN GÜCÜNÜ KULLANIN

Ne kadar birlikte olduğunuz fark etmez, önemli olan söylemeniz. Hepimiz sevildiğimizi ve önemli olduğumuzu hissetmek isteriz. O yüzden sevginizi göstermekten kaçınmayın. Bu ona da ilişkinize de çok iyi gelecek. Mümkünse işten geldiği ve yorgun olduğu bir gün, sevgilinize onu ne kadar çok sevdiğinizi ve onu çok özlediğinizi söyleyin. Kötü bir günün etkilerinden nasıl da çabucak sıyrıldığını göreceksiniz. Bunu ona sıkıca sarılarak ve dokunarak yapmayı ihmal etmeyin.

3. KÜÇÜK HEDİYELER ALIN

Hep karşı taraftan beklemeyin. Erkekler de sürprizleri severler. Bunun için özel bir günü de beklemenize gerek yok. Ona alacağınız küçük bir hediye birlikte olmadığınızda onu ne kadar

düşündüğünüzü gösterir. Aslında kendinize alacağınız yeni bir iç çamaşırı, ona alacağınız hediyeden daha çekici gelebilir!

4. TELEVİZYONU KAPATIN

Her gün dizi izlemekten vazgeçin. Bütün akşam televizyonun karşısındaki kanepede uyuklamak yerine, televizyonu kapatın. Sevgiliniz eve geldiğinde bir şişe şarap açın ya da favori yemeğinizi paylaşın. Birçok çift, birlikte geçirilen kaliteli zamandan önemle bahseder, ama gerçekten ne anlam ifade ettiğini bilmezler.

5. VAKİT GEÇİRİN

Birlikteyken en çok ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz? DVD keyfi yapmak, futbol maçı izlemek ya da fotoğraf çekmek… Mutlaka buna benzer ortak bir zevkiniz vardır; birlikte keyfini çıkartın. Hiçbir şey için vakit yok mu? Uyumadan önce, 5-10 dakika sadece sohbet edin.

6. EVDEN ÇIKIN

Sadece yürüyüşe çıkın. Ama yanınıza sevgilinizi de alarak… Evinizin duvarları ilişkinizi de sınırlandırır, sadece kendinize değil ilişkinize de biraz nefes aldırın.

7. RUTİNİNİZİ KIRIN

Arada bir yaşam alışkanlıklarınızı değiştirin. Kadınlar neden sürekli alışveriş yapıyor sanıyorsunuz? Aksi takdirde çok sıkılırız. Mesela yatak odanızın etrafını değiştirin. Bu değişiklik bile aşk hayatınıza renk katabilir.

8. ONU DİNLEYİN

Bir kadın konuşmadan ne kadar sessiz kalabilir ki? Ama aşk zoru başarmak değil midir? Öyleyse siz susun, biraz da o konuşsun. Sizinle bir şey konuşmaya başladığında odadan dışarı gitmeyin veya onunla tartışmayın. Sadece dinleyin!

9. BİREY OLUN

Paylaşmak güzeldir ama birey olun. Birbirinizin farklılıklarına saygı duyun. O yamaç paraşütünü seviyorsa, bırakın yalnız başına keyfini çıkarsın. Siz de kız arkadaşlarınızla akşam gezmelerinden hoşlanıyorsanız, o da buna saygı göstermeli!

10. PROFESYONEL YARDIM ALIN

Çoğu çift ayrılmak üzereyken, son dakikada yardım almaya karar verir. Ama her şey için çok geç olabilir. Eğer ilişkinizde yolunda gitmeyen şeyler olduğunu düşünüyorsanız, vakit kaybetmeden bir ilişki ya da evlilik terapistinden yardım


Unutamıyorum Seni Zehra, Unutamıyorum...

Fotoğraf

21 ARALIK DEĞİŞİMİNİ DAHA RAHAT GEÇİREBİLMEK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

 Fotoğraf: 21 ARALIK DEĞİŞİMİNİ DAHA RAHAT GEÇİREBİLMEK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?21 Aralık günü Mayaların takviminden yola çıkılarak dünyanın sonu yada kıyamet olarak açıklanıyor. Bu nedenle insanlarda 21 Aralık günü için bir korku ve endişe var. Araştırmacı Bilim Adamlarının verdiği bilgi ise 21 Aralık’ta dünyanın boyut değiştirip bir üst boyuta çıkacağı yönündedir. Bu nedenle korku üretilmemesi ve mümkün oldukça rahat ve pozitif olunması şeklindedir. Peki Dünyanın bu değişimini biz insanların rahat atlatabilmemiz için neler yapmalıyız. İşte yapılan açıklamalar:* Öncelikle düşünce hâkimiyeti ile anda kalabilmek çok önemlidir. Düşüncelerimizin hep olumlu ve pozitif yönde olması gerekiyor.* Enerji akışlarının yalın, olabildiğince temiz alınabilinmesi için aksesuar ve takı kullanmamak, mümkün olduğunca doğal pamuklu giyinmek.* Sigara içmemek, bırakılamıyorsa minimuma indirmek.* Balık dışında, kırmızı ve beyaz et tüketmemek, tüketilecekse azaltmak, unlu mamulleri mümkün olduğunca azaltmak, asitli içeceklerden uzak durmak, sebze ve meyve yemek, tatlandırıcı olarak olabildiğince doğal pekmez, bal v.s kullanmak,* Hissederek ve şükrederek bol bol su içmek,* Aklına geldikçe BEN ÖZ-ÜM sözünü içsel tekrarlayarak ana odaklanmak,* Açık havada daha fazla zaman geçirmek, burundan derin nefesler alarak ağızdan vermek,* Sağ bileğimize kırmızı pamuklu iplikten bileklik takmak, böylece eril enerji ağına bağlanmak.* Eski sakladığımız eşyalarımızı, kıyafetlerimizi vermek. Bağımlılıklarımızı bırakmayı sembolize eden bu amaç, ihtiyacı olanları da destekleyecektir.* Evinizi, eşyalarınızı, takılarınızı arındırmak, (tütsü, adaçayı ve tuzlu su kullanılarak yapılabilir) Şimdiye kadar sahip olduğumuz her şeyi şu an bilinci ile kabul edebilmek için, geçmiş bilincimizle sahip olduklarımıza yüklediğimiz olmaması gereken her ne varsa onlardan temizlemek ve arındırmak,* Eski enerjilerden bağımızı kesmek, bir meditasyonla, bedenimizle birlikte tüm evimizi, işyerimizi, eşyalarımızı, kıyafetlerimizi, takılarımızı Yüce Kaynağın köpük köpük akan beyaz ışık/nur şelalesinin altında yıkadığımızı imgeleyerek arınmak,Bu yapacağımız arınma teknikleri ile 21 Aralık gününü daha rahat huzurlu ve mutlu geçirebilirsiniz. Güzel günlere…


 21 Aralık günü Mayaların takviminden yola çıkılarak dünyanın sonu yada kıyamet olarak açıklanıyor. Bu nedenle insanlarda 21 Aralık günü için bir korku ve endişe var. Araştırmacı Bilim Adamlarının verdiği bilgi ise 21 Aralık’ta dünyanın boyut değiştirip bir üst boyuta çıkacağı yönündedir. Bu nedenle korku üretilmemesi ve mümkün oldukça rahat ve pozitif olunması şeklindedir. Peki Dünyanın bu değişimini biz insanların rahat atlatabilmemiz için neler yapmalıyız. İşte yapılan açıklamalar:

* Öncelikle düşünce hâkimiyeti ile anda kalabilmek çok önemlidir. Düşüncelerimizin hep olumlu ve pozitif yönde olması gerekiyor.

* Enerji akışlarının yalın, olabildiğince temiz alınabilinmesi için aksesuar ve takı kullanmamak, mümkün olduğunca doğal pamuklu giyinmek.

* Sigara içmemek, bırakılamıyorsa minimuma indirmek.

* Balık dışında, kırmızı ve beyaz et tüketmemek, tüketilecekse azaltmak, unlu mamulleri mümkün olduğunca azaltmak, asitli içeceklerden uzak durmak, sebze ve meyve yemek, tatlandırıcı olarak olabildiğince doğal pekmez, bal v.s kullanmak,

* Hissederek ve şükrederek bol bol su içmek,

* Aklına geldikçe BEN ÖZ-ÜM sözünü içsel tekrarlayarak ana odaklanmak,

* Açık havada daha fazla zaman geçirmek, burundan derin nefesler alarak ağızdan vermek,

* Sağ bileğimize kırmızı pamuklu iplikten bileklik takmak, böylece eril enerji ağına bağlanmak.

* Eski sakladığımız eşyalarımızı, kıyafetlerimizi vermek. Bağımlılıklarımızı bırakmayı sembolize eden bu amaç, ihtiyacı olanları da destekleyecektir.

* Evinizi, eşyalarınızı, takılarınızı arındırmak, (tütsü, adaçayı ve tuzlu su kullanılarak yapılabilir) Şimdiye kadar sahip olduğumuz her şeyi şu an bilinci ile kabul edebilmek için, geçmiş bilincimizle sahip olduklarımıza yüklediğimiz olmaması gereken her ne varsa onlardan temizlemek ve arındırmak,

* Eski enerjilerden bağımızı kesmek, bir meditasyonla, bedenimizle birlikte tüm evimizi, işyerimizi, eşyalarımızı, kıyafetlerimizi, takılarımızı

Yüce Kaynağın köpük köpük akan beyaz ışık/nur şelalesinin altında yıkadığımızı imgeleyerek arınmak, Bu yapacağımız arınma teknikleri ile 21 Aralık gününü daha rahat huzurlu ve mutlu geçirebilirsiniz.

Güzel günlere

Kaynak: Kristal Lotus

Dostlarını tanımak mı istiyorsun? '' Hata yap''

Fotoğraf

KENDİMİ SEVİYORUMMMMMM!!!!!!..............

305585_10151009683322185_2090343382_n[1]

 

KENDİNİ SEVMEK, Ben kendimi seviyorum, onaylıyorum demek...
Ben yeterliyim demek...
Ben kendime inanıyorum demek...
Ben kendime şükrediyorum demek..
Ben kendime teslim oluyorum demek...
Ben kendime güveniyorum demek...
Ben kendimi istiyorum demek...
Ben kendime izin veriyorum demek...
Ben korkmuyorum demek...
Ben kendimi KABUL ediyorum demek...
Ben BENim demek...

jALE aDANIR yENİCİ

Haydi Bakalım ''Sarılma Zamanı'' Geldi...

Beyne Neler Zarar Verir?

1. Kahvaltı etmemek :Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.2 . Aşırı ısınmaBeyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar3. Sigara içmekÇoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.4. Yüksek şeker tüketimiÇok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.5. Hava kirlenmesiBeyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır.6 . Uyku yetersizliğiUyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.7. Uyurken kafayı örtmekKafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.8. Hastalık sırasında beyni çalıştırmakHasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.9. Uyarıcı düşüncelerde eksiklikDüşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.10. Az konuşmakZihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.Karaciğer hasarının ana nedenleri1. Çok geç uyuma ve çok geç kalkma2. Sabahları idrara çıkmamak3. Çok fazla yemek.4. Kahvaltıyı atlamak5. Çok fazla ilaç tüketmek6. Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek7. Sağlıksız pişirme yağı tüketmekİçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda, eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.8. Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur.Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdır.KANSERE EN ÇOK NEDEN OLAN 5 GIDA1. Sosisli sandviçZira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.2. İşlenmiş et Sosisli sandviçte,  diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir. 3. Yağda kızarmış şekerli çörek veya lokmaLokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.4. Kızarmış patatesLokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara “French fries” değil, “kanser fries” olarak çağırılmalıdır.5. Cips, kraker ve kurabiye, bisküviTümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde “trans yağlar içermez” yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır.Yaşamda sizin, tercih de...

1. Kahvaltı etmemek : Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda...
b eyin dejenerasyonuna yol açar.

2 . Aşırı ısınma Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar

3. Sigara içmek Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.

4. Yüksek şeker tüketimi Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.

5. Hava kirlenmesi Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır.

6 . Uyku yetersizliği Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.

7. Uyurken kafayı örtmek Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.

8. Hastalık sırasında beyni çalıştırmak Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.

9. Uyarıcı düşüncelerde eksiklik Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.

10. Az konuşmak Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.

Karaciğer hasarının ana nedenleri

1. Çok geç uyuma ve çok geç kalkma

2. Sabahları idrara çıkmamak

3. Çok fazla yemek.

4. Kahvaltıyı atlamak

5. Çok fazla ilaç tüketmek

6. Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek

7. Sağlıksız pişirme yağı tüketmek İçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda, eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.

8. Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur. Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdır.


KANSERE EN ÇOK NEDEN OLAN 5 GIDA

1. Sosisli sandviç Zira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.

2. İşlenmiş et Sosisli sandviçte,  diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir.

3. Yağda kızarmış şekerli çörek veya lokma Lokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.

4. Kızarmış patates Lokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara “French fries” değil, “kanser fries” olarak çağırılmalıdır.

5. Cips, kraker ve kurabiye, bisküvi Tümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde “trans yağlar içermez” yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır. Yaşamda sizin, tercih de...

kaynak: Melek Yazıcı

soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında yaşadıkları ikilem, aralarındaki mesafe iki sıkıntıya da tahammül edebilecekleri bir seviyeye ulaşıncaya dek sürdü."

Fotoğraf: "soğuk bir kış günü, çok sayıda kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştılar. biraz sonra, oklarını fark edip ayrıldılar. üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında yaşadıkları ikilem, aralarındaki mesafe iki sıkıntıya da tahammül edebilecekleri bir seviyeye ulaşıncaya dek sürdü."schopenhauerSoğuk bir kış günü, çok sayıda kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştılar.

biraz sonra, oklarını fark edip ayrıldılar.

üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar.

oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar.

soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında yaşadıkları ikilem, aralarındaki mesafe iki sıkıntıya da tahammül edebilecekleri bir seviyeye ulaşıncaya dek sürdü."

schopenhauer

Hayatta üç şeyi iyi düşün; kırmadan önce bir kalbi, çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü....

Fotoğraf: Hayatta üç şeyi iyi düşün; kırmadan önce bir kalbi, çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü....

 

 

Hayatta üç şeyi iyi düşün;  kırmadan önce bir kalbi, çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü....

ÇAR İLE İŞCİ

Fotoğraf: ÇAR İLE İŞCİ Bir defasında rus çarı at arabasıyla ülkesini dolaşıyormuş. Araba yoldaki kanal inşaatının önünde durmak zorunda kalmış. Yolunun üzerinde kanal kazan işçiler çarın arabasını görünce heyecanla irkilmişler.Çar arabadan inmiş ve kan-ter içinde kalan bir işçiye sormuş: "Bu kadar yoruluyorsun , kan ter içinde kalıyorsun peki iyi para kazanabiliyor musun?" "Bana yetecek kadar kazanıyorum efendim" diye yanıt vermiş isçi. "Yani ne kadar" diye tekrar sormuş çar. İşçi başını öne eğmiş ve şöyle yanıt vermiş; "Borçlarımı ödeyebiliyorum. Gelecek için faize yatırabiliyorum, kalanı ile de her gün sıcak tasta yemek yiyebiliyorum efendim" Çar çok şaşırmış. Ülkede bu kadar az para kazanan, boğaz tokluğuna çalışan bir kanal işçisi nasıl olur da bu kadar az parayı, bu kadar çok yerde, bu kadar verimli kullanabilir diye merak etmiş. Dayanamadan tekrar sormuş: "Peki paranı nasıl yettirebiliyorsun da bu kadar faydalı işe fırsat bulabiliyorsun?" İsçi yanıt vermiş: "Babama bakıyorum: Bu eski borçlarımı ödediğim anlamına gelir. Oğlumun nafakasını çıkarıyorum: Bu ise gelecek için yatırım yaptığım anlamına gelir. Yani böylece paramı faize yatırmış oluyorum. Her gün bahçemde tek yetişen sebzeyi, lahanayı yiyoruz: Olsun!.. Lahana da sıcak yemektir. Karnımız doyuyor sevgili Çarım" demiş. Çar, fakir işçinin verdiği yanıttan çok etkilenmiş ve hemen onu bir kese altınla ödüllendirmiş. Saraya döndükten sonra ise akıllı işçinin sözlerini, bir bilmece olarak yaverlerine sorup onları sınamış. Kıssadan hisse: Hayat sizin ona baktığınız yönde güzeldir.
Bir defasında rus çarı at arabasıyla ülkesini dolaşıyormuş.
Araba yoldaki kanal inşaatının önünde durmak zorunda kalmış. Yolunun üzerinde kanal kazan işçiler çarın arabasını görünce heyecanla irkilmişler. Çar arabadan inmiş...
ve kan-ter içinde kalan bir işçiye sormuş:
"Bu kadar yoruluyorsun , kan ter içinde kalıyorsun peki iyi para kazanabiliyor musun?"
"Bana yetecek kadar kazanıyorum efendim" diye yanıt vermiş isçi.
"Yani ne kadar" diye tekrar sormuş çar. İşçi başını öne eğmiş ve şöyle yanıt vermiş;
"Borçlarımı ödeyebiliyorum. Gelecek için faize yatırabiliyorum, kalanı ile de her gün sıcak tasta yemek yiyebiliyorum efendim"
Çar çok şaşırmış. Ülkede bu kadar az para kazanan, boğaz tokluğuna çalışan bir kanal işçisi nasıl olur da bu kadar az parayı, bu kadar çok yerde, bu kadar verimli kullanabilir diye merak etmiş.
Dayanamadan tekrar sormuş:
"Peki paranı nasıl yettirebiliyorsun da bu kadar faydalı işe fırsat bulabiliyorsun?"
İsçi yanıt vermiş:
"Babama bakıyorum: Bu eski borçlarımı ödediğim anlamına gelir.
Oğlumun nafakasını çıkarıyorum: Bu ise gelecek için yatırım yaptığım anlamına gelir. Yani böylece paramı faize yatırmış oluyorum.
Her gün bahçemde tek yetişen sebzeyi, lahanayı yiyoruz: Olsun!.. Lahana da sıcak yemektir. Karnımız doyuyor sevgili Çarım" demiş.
Çar, fakir işçinin verdiği yanıttan çok etkilenmiş ve hemen onu bir kese altınla ödüllendirmiş. Saraya döndükten sonra ise akıllı işçinin sözlerini, bir bilmece olarak yaverlerine sorup onları sınamış.
Kıssadan hisse:
Hayat sizin ona baktığınız yönde güzeldir

Yaşamsal Gelişim

Bedduaya sormuşlar nereye!!! diye; geldiğim yere demiş...

Fotoğraf

Kendini Kötü Hissettiğinde Hatırla...SENİ SEVİYORUM...

Sınanmadığınız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır...

Arkadaşlar ! Günde ortalama 7500 hite ulaşmış bulunuyorum...İlginize teşekkürler... Arada 10.000 lere sıçrama oluyor ama daha oralarda tutunamadım...İnşallah O da olur...Herkese sevgi...saygı...

310652_340849052677517_525500100_n[1]Arkadaşlar ! Günde ortalama 7500 hite ulaşmış bulunuyorum...İlginize teşekkürler... Arada 10.000 lere sıçrama oluyor ama daha oralarda tutunamadım...İnşallah O da olur...Herkese sevgi...saygı...

Not: Arkadaşlarınıza bloğumuzu şiddetle önerinizi...Teşekkürler:)))

Veeee İstanbul Dile Geldi...

Kıymalı Börek Tarifi

6 adet yufka

1,5 bardak süt

Yarım çay bardağı sıvı yağ

1 yumurta içi için: 1 domates

Yarım kilogram kıyma

2 adet biber

1 adet soğan tuz, baharat(isteğe göre)

Yemek Tarifinin Hazırlanışı

Önce böreğimizin içini hazırlayalım. Bunun için; soğan, biber ve kıyma kavrulur. Üzerine domates eklenir ve pişirilir. Başka bir kapta süt, sıvıyağ ve yumurta çırpılır. Büyük boy yuvarlak tepsi yağlanır ve ilk yufka serilir. Üzerine bolca süt karışımı sürülür. Daha sonra ikinci kat yufka serilir ve yine sütlü karışımdan sürülür. 3. kat yufka serildikten sonra süt sürülüp iç malzemesinin tamamı dökülerek güzelce her yerine yayılır. Kalan yufkalar aynı şekilde aralarına sütlü karışımdan sürülerek üst üste serilir. En üst kata yumurta veya sütlü karışımdan sürülür ve fırında kızarana dek pişirilir.

Bedelini Ödemediğiniz Hiç Bir Şeyin Tadını Çıkaramazsınız...

- BİR AŞKI UNUTMAK İÇİN HEMEN BAŞKA SEVGİLİ BULMALI MI?



SEN 'DOĞRU' SANIYORSUN AMA YANLIŞ YAPIYORSUN (POSTA 18 KASIM 2012 TARİHLİ YAZIM) Aşkta ve ilişkilerde kulaktan kulağa yayılan ve aslında hiçbir dayanağı olmayan bazı yargılar vardır. Bu yargılar ne yazık ki insanı yanlış yönlendirir. Genellikle eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız tarafından bize aktarılan, 'doğru' olduğu konusunda ısrar edilen ama bizi hep hata yapmaya yönlendiren bu yargılyara bir ...
göz atalım...

1- BİR AŞKI UNUTMAK İÇİN HEMEN BAŞKA SEVGİLİ BULMALI Kesinlikle yanlış. Henüz içindeki aşk küllenmemişse hayatınıza sokacağın yeni insana yazık edersin. Çünkü senin daha git-gellerin var. Eski sevgilin arayacak, buluşacaksınız, sevişeceksiniz, birlikte ağlayacaksınız, sonra seni aramayacak üzüleceksin falan filan. Bu süreçleri yaşamadan hayatına alacağın kişi senin sadece yara bandın olur. Ve bilirsin ki; yara bantları bir süre sonra mutlaka çıkarılıp atılır.

2- ONDAN BAŞKASINI SEVEMEM, ONSUZ YAŞAYAMAM Kesinlikle yanlış. Sadece şu an sana öyle geliyor. İnsan seri aşıktır. Yani bir aşk bittiğinde bir başkasına aşık olma potansiyeline sahiptir. İnsan hayatı boyunca defalarca aşık olabilir. Hepsinin etkisi, şiddeti farklıdır. Üstelik belki de en büyük aşkın henüz yaşamadığın aşkındır. Ayrıca her ayrılan ölseydi, bu ülkede her boş arsaya mezarlık yapılması gerekirdi. Unutma insan; içinde bulunduğu koşullara en çabuk adapte olabilen canlı türüdür.

3- ŞU AN AŞIK DEĞİLİM AMA TANIDIKÇA AŞIK OLABİLİRİM Kesinlikle yanlış. İnsan tanıdıkça aşık olmaz, tanıdıkça sever ve benimser. Sevmek ise aşktan farklı bir duygudur. Aşk anlıktır. O an nasıl gelir, ne zaman gelir önceden kestirilemez. Bilimsel araştırmalara göre, insanın birine aşık olması için saniyenin 5'te biri yeterli oluyor. Sen kendini aşık olmak için zorlarsan, "O bana aşık, ben de ona aşık olmalıyım" dersen başarılı olamazsın. Yani, şu anki sevgiline aşık değilsen, bundan sonra da olmazsın.

4- EVLENDİKTEN SONRA DEĞİŞİR Kesinlikle yanlış. Değişmeyeceğini aslında sen de biliyorsun ama umut etmek istiyorsun. Bu ülkede boşanan kadınların yüzde 66'sı eşlerinin kötü huylarını evlenmeden önce bildiklerini ama değişeceğini umarak evlendiklerini söyledi. Sen de boşananlar istatistiklerinin bir sayısı olmak istemiyorsan, değişeceğini umarak kimseyle evlenme. Bu arada, sen de değişmeyeceksin. O yüzden kendin için de "Şimdi böyleyim ama evlilik belki beni değiştirir" deme, çünkü bu olmayacak.

5- İNSAN ORTAK NOKTALARI OLAN BİRİNE AŞIK OLUR Kesinlikle yanlış. İnsan gider kendine en zıt olan kişiye aşık olur (istisnalar kaideyi bozmuyor). Zaten Alman filozof Artur Schopenhauer aşkı, "İnsanın kendisindeki eksiklikleri başkasında tamamlama arzusudur" diye tanımlayarak bu işin nasıl olduğunu ortaya koymuş. Yani sen, seninle aynı olan kimselere aşık olmazsın. Ha, aşık olduktan sonra ortak noktalar keşfedilir o ayrı. Zaten aşkın ilişkiye dönüşmesinden sonra bu ortak noktalar birlikte yaratılır.

6- SEVEN İNSAN KISKANIR Kesinlikle yanlış. Kıskançlık insanın doğasında vardır ama sevmenin ölçütü değildir. En çok kıskanç olan insan en çok seven insan olarak görülemez. Kıskançlığın dozunu artıranların mutlaka hastalıklı bir ruh hali vardır. Genellikle çok kıskanan kişi seni değil kendini çok seviyordur. Çünkü egosu baskındır. Seni kısıtlayarak kendi egosunu okşamaktadır. Bu tür insanlar kıskançlık zehrini de size azar azar verirler. Bir süre sonra bakarsınız ki nefes alamaz hale gelmişsiniz.

7- SEVDİĞİNİ SÖYLEYEMİYOR, SEVGİ SÖZCÜKLERİNİ KULLANAMIYOR Kesinlikle yanlış. Aşık olan insan sevdiğini söyler de, gösterir de. Belki acemidir, belki tedirgindir. Ağzından o sözcükler çıkmasa bile söylemek için, göstermek için uğraşıyordur. Bunu zaten anlarsın. Ama sen "Seni seviyorum" dedikçe o put gibi durup bir de üstüne "Ben böyleyim" diyorsa hayır, seni sevmiyor demektir. Yani kendine aşık süsü veriyor demektir. Bu erkek için de böyledir, kadın için de... Aşk hem dile getirilmeli hem de hareketlerle gösterilmelidir.

8- BEN AŞIK OLUP OLMAYACAĞIMI KONTROL EDEBİLİYORUM Kesinlikle yanlış. Kontrol edilebilen duygunun adı aşk değildir. Aşk kontrolsüzlüktür. Bu yüzden elinizde değildir zaten. Ne diyor Bülent Ortaçgil... "Aşk bir dengesizlik işi, dengeye dönüşendir sevgi..." Birkaç noktaya daha dikkat çekeyim. Aşık olacağın kişiyi seçmene imkan yoktur. İki kişiye aynı anda aşık olman mümkün değildir. Böyle bir durumdaysan ikisine de aşık değilsindir.

9- MANTIK EVLİLİĞİ DAHA UZUN SÜRER Kesinlikle yanlış. Aralarında aşk yaşanmamış çiftlerin evliliği bir çeşit sözleşmedir. Dışarıdan sürüyor gibi görünür ama içeride yaşanan fırtınaların haddi hesabı yoktur. Hatta aldatma en çok mantık evliliklerinde görülür. Kağıt üzerinde süren evliliğe evlilik diyorsan o başka tabii... Bunun en iyi yolu şudur: Aşık olduğun kişiyle evlen ama aşıkken evlenme. Yani aşkın ilk 6 aylık döneminde ciddi kararlar alma. Sadece o anı yaşa.

10- MUTLU AŞK YOKTUR Kesinlikle yanlış. O Aragon'un bir şiirdir ve çok güzeldir hepsi bu. Mutlu aşk çoktur ama sen daha önceki ilişkilerinde mutsuz olduğun için böyle bir yargıya varıyorsun. Aşkı sadece bitişiyle değerlendirme. Sonu kötü bitse de sen o aşkı yaşarken mutlu olmadın mı? Öyleyse mutlu aşk var mı yok mu?


Mehmet Coşkundeniz

Üstün başın niçin perişan?

Fotoğraf

Kefir'in Faydaları...


Kefir Nedir?

Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Kefir Nereden Gelir? Kefirin anavatanı Kafkaslardır.


İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

Kefirin Faydaları Nelerdir? Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır.


Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir. Kefiri Kimler İçebilir? Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir. Kefir Mayası Nedir, Nasıl Elde Edilir? Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği; fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir. Kefir Nasıl Yapılır? Kefir içeceğini evde üretmeniz için ihtiyacınız olan şeyler; • - 1 Litre Taze Günlük Süt (Marketlerde satılan 3 gün ömürlü günlük sütlerden kullanabilirsiniz),


 - Kefir Mayası Taneleri (gönderilecek kefir mayası, 1 litre kefir içeceği mayalamak için yeterlidir, mayanız fazlalaştıkça, süt miktarını arttırabilirsiniz),

 - Cam Kavanoz,

 - Büyük Plastik bir Süzgeç ve Tahta Kaşık Mayayı bir kez aldınız mı, sürekli olarak kefir içeceğini yapabilecek ve mayanın miktarını zaman içerisinde arttırabileceksiniz. Böylece ilerki zamanlarda daha fazla kefir içeceği üretebileceksiniz. Kefir içeceği ürettiğiniz müddetçe, Kefir taneleriniz 2 haftada 1.5 kat kadar büyüyecek. Kefir yapımında dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kefirin kesinlikle metalle temas etmemesi. Cam veya plastik kaplar kullanmak gerekiyor, tahta ya da plastik kaşık, plastik süzgeç, vs.. Cam veya plastik kavanozun içerisine kefir mayası konur ve üzerine oda ısısında beklemiş olan süt dökülür.


Kavanoz, üzerinde bir miktar boşluk kalacak şekilde kapatılır. Kavanozun etrafı sarılarak, güneş almayan bir yerde oda sıcaklığında 24 ya da 48 saat bekletilir. (Tatlı bir içecek elde etmek istiyorsanız 24 saat; ekşimsi olarak tüketmek istiyorsanız 48 saat bekletilmesi tavsiye edilir. Biz genellikle 36 saat bekletiyoruz ve çok güzel ve kıvamlı bir içecek elde ediyoruz...)


Bekleme süresi dolunca, geniş bir kabın ağzına süzgeç konarak kefir süzülür. Süzülen kefir buzdolabına konulur ve soğuk tüketilmesi tercih edilir. Süzgeçte kalan kefir mayaları ise tekrar kefir üretmek üzere mayalanır. Kefir Mayası Nerede Saklanır? Hemen kefir yapılmayacaksa, maya kaseye konarak üzerini örtecek şekilde su doldurulur ve buzdolabında bir süre saklanabilir. Eğer daha uzun bir süre kefire ihtiyaç olmayacaksa, kefir mayasının suyu süzülür ve buzlukta dondurulur. Tekrar mayalama için, maya çözündürülür ve talimatlara uygun şekilde mayalama işlemi tekrarlanır.


KEFİRİN BİLİNEN FAYDALARI

• Bağırsakları düzenler, hem kabızlığa ve hem de ishale iyi gelen tek içecektir.

• Beyine enerji verir ve zihinsel gelişimi sağlar

• Kansere karşı koruyucu ve kanseri geciktirici etkisi vardır

• Yüksek tansiyonu giderir

• Kolesterolü düşürür

• Damar sertliğini giderir

• Kemik erimesini önler

• Bronşit ve astım nöbetlerini azaltır

• Kansızlığı ve kan bozukluğunu giderir

• Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır

• Egzama ve alerjilerde faydalıdır

• İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder

• İdrarı sulandırır

• Karaciğer bozukluğunu tedavi eder

• Mide ve bağırsak salgılarını arttırıp hazmı kolaylaştırır

• Bağırsak hareketlerini hızlandırır

• Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir

Kaynak: Sinem Başaran

Arkadaşlar özelden niye hiç modayla ilgili yayının yok diye eleştiri geliyor? Siz ne dersiniz?



 

Arkadaşlar özelden niye hiç modayla ilgili yayının yok diye eleştiri geliyor? Siz ne dersiniz?

Aralarda bu konuya da yer vermeli miyim?

Sevgi...Saygı...

Şanslı Olmak İçin Bu Olumlamayı Tekrarlayabilirsiniz...

65067_553506054662876_139657278_n[1]

 

Niyetlerinizi yüksek sesle okuyun ve okurken, gerçek olacaklarını hissetmeye çalışın. İnanç ve pozitif duygu çok önemlidir, bunu hissedebilirseniz bir sefer niyet etmek bile yeterli olacaktır.

ŞANSLI OLMAK

” Şansımın çok artmasını ve Allah'tan bana şans enerjisinin bol bol gelmesini seçiyorum. Şanslı bir insan olarak kendim için ve başkaları için olumlu düşünceler üretmeyi ve şansımı herkesin iyiliği için kullanmayı kabul ediyorum. Her gün daha da şanslı olmaya ve şansımı daha fazla fark etmeye hemen şimdi niyet ediyorum. Niyetim hemen şimdi gerçekleşmeye başladı bunun için teşekkür ediyorum ve Allah’a şükrediyorum ”

Kaynak: Sinem Başaran

SAĞLIK İÇİN KARBONAT..

 

 Başta kanser olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiği söyleniyor... Sodyum bikarbonat’ı suda erittikten sonra kullanarak 5 gün içerisinde vücudumuzdaki pH seviyesini 8’in üzerine çıkarabiliyormuşuz. İdrardaki pH seviyesi vücudumuzdaki her organı etkilemektedir. Ortamın asidik olmasının kanseri tetiklediği yeni keşfedilmiş bir şey değil üstelik. Denemekte yarar olduğunu düşünüyorum.


Bildiğimiz Karbonatı nasıl kullanacağız: Bir büyük bardağa 2 tatlı kaşığı karbonat konulduktan sonra üzerine bir miktar kaynar su dökülerek köpürtülür ve karbonatın suda iyice erimesi sağlanır. Sonra üzerine normal su dökülür, karıştırılır ve içilir. Eğer Kanser, MS, Diabet hastasıysanız vücudu Alkali hale getirmek için ilk hafta aç karnına yemeklerden 1 saat önce bu uygulama 2 kere tekrarlanır. Sonraki 3 Hafta sadece sabahları kahvaltıdan önce aç karnına içilerek devam edilir. 1 Ay sonra gidip hastalığınızı kontrol edip iyi olup olmadığınızı görebilirsiniz.


Eğer idrarınızdaki pH 7.5 ve üstüyse Alkali haldedir vücudunuz dilerseniz her gün bir çay kaşığı suya karbonat atıp her ün kullanmaya devam edebilir ya da sadece ihtiyaç duyduğunuzda bunu uygulayabilirsiniz. İdrarınızdaki pH seviyesini öğrenmek için ise gelişen teknoloji ile birlikte Üretilen Diital pH ölçer edinmekte, soruna katkı verebilir. Digital pH ölçerler gibi laboratuarlarda kullanılan pH kağıtlarınıda temin edebilirsiniz. Basit olduğu gibi faydalı bir metod olabilir. Kanser, Diabet, MS, Akne, Egzama ve diğer bütün hastalıklar Asidoz’dan kaynaklanmaktaymış…


Asidoz kısaca vücudun işleyebileceğinden daha fazla asidin hücrelerde toplanması olarak değerlendirilebilir. Metabolizma fazla asitten korunmak için yağ depolamakta ve vucüdumuzu deforme eden bu yağlar ise kilo sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.


•Bunama

•Bağışıklık sistemi yetersizlikleri

•Ostrepoz

•Erken yaşlanma

•Erkeklerde prostat problemleri,asidoz un başımıza açtığı sağlık sorunları.

•Eğer sağlık probleminiz varsa büyük ihtimalle vücudunuz asidik olmaya başlamıştır.

Vücut pH’nin hafifce alkali olmasını sağlamaksızın vücudun kendini iyileştirmesi mümkün değildir. Alkali mi, asidik mi olmanız gerekiyor buna siz karar verin artık…! Sağlıcakla Kalın

Diyelim ki bir arkadasiniz sizi sasirtacak sekilde elestirdi , Caniniz yanar, suphesiz ve sonunda bir daha gorusmeme karari ile sonuclanacak bir tepki vereceksiniz ....

Sevgil @[573172617:2048:Serpil] 'in ve Sevgili  @[515338547:2048:Nil] 'in paylasimindan kisa bir aktarim ; Seninle ilgisi var mi ? KISISELLESTIR ME !Neden mi ? Eski Taoist dusunce ogretmenlerinden Chuang-Tzu dan minik bir kissa ;Simdi nehirde , sal icinde bir arkadasinizla piknik yaptiginizi dusunun ,birden salin buyuk bir carpma sesi ile ters dondugunu hayal edin . Siz su ile bogusurken bir de  ne goresiniz? biri gelmis ve saka olsun diye salinizi ters cevirmis , ve kahkahalarla guluyor .... Ne hissedersiniz ? Peki. Simdi yeniden ayni durumu hayal edin ; salda piknik yapiyorsunuz, birden sal ters dondu . Suyun icinde debelenirken farkediyorsunuz ki buyuk bir kutuk parcasi suda suruklenirken saliniza carpmis . Bu kez hissedersiniz? Sonuclar iki olayda da ayni , islanmis, usumussunuz ve pikniginiz berbat olmus ... Ama kisisel olarak hedef oldugunuzu dusundugunuzde kendinizi daha kotu hissedesiniz .Yasamimizda bize carpan cogu sey-baskalarinin duygusal reaksiyonlari , trafigin tikanmasi, hastaliklar ya da isinizde kotu davranilmasi dahil- kisisel olmayan bir kutuk parcasinin , akintidaki onbin sebep yuzunden suruklenmesi gibidir . Diyelim ki bir arkadasiniz sizi sasirtacak sekilde elestirdi , Caniniz yanar, suphesiz  ve sonunda bir daha gorusmeme karari ile sonuclanacak bir tepki vereceksiniz ....Ama bu kisinin size neden kutuk misali carptigina bir bakin once , belki davranisinizin yanlis anlasilmasi , saglik problemleri , aci, endise ya da sizinle ilgisi olmayan kizginlik ,ofke , kisilik , cocukluk deneyimleri, kulturun uzerindeki etkileri , ekonomi, dunyada olan biten , zamanda geriye surukleyen ebeveynlerinin nasil yetistigi ....Olaylara bu sekilde bakarsaniz, dogal olarak sakinlesirsiniz, kendinizi HEDEF olarak gormeyi birakirsaniz kendinizi daha iyi hisseder ve daha berrak bir zihin ile ne yapacaginiza bakarsiniz .... Dusunduren ama bir o yandan da harika GERCEK'i farkedin ; cogu zaman insanlarin dram oyununda birazcik rolumuz vardir . Nasil mi ? En basinda kendinize sevkat gosterin , darbe almis olmak kotu bir durumdur , gereken uygun olani da yapin . Size dogru gelen bir kutuk var mi diye bir goz atin arada , darbe sonucu olusacak hasari azaltmaya calisin ,  ve "teknenizi" -iliskiler, saglik , maddi konum , kariyer- en iyi sekilde tamir edin . Hatta belki yeni bir nehir aramayi dusunun ! Ek olarak ; *Kenidnizde birseyleri kisisellestirdiginizi farkedin .*Baskalarinin  davranislarina bakip onlar hakkinda hemen yargiya varmayin . Belki o davranisin bir amaci bile yoktur ... *Kenidnize su soruyu sorun ; Burada baska neyin rolu olabilir? Karsimdakinin aklindan neler geciyor , yasaminda neler oluyor? *Kendi icinizdeki baskalarini suclayan davaciya dikkat edin , bana kotu davrandi , kotu konustu, haksizlik etti , bana zarar verdi hem de cok , aci cekmeme sebep oldu vs ... vs... Baskalaini net gormek onemlidir , ve ahlaki acidan yargilanan bir yer vardir ancak dava gutmek ve takinti haline getirmek kendinizi daha kotu hissettirir ve sonunda gereksiz olmasi gerekenden fazla tepki vermenize yol acar , bu sebeple daha buyuk bir problem yaratir . Ve, - HAYATI DAHA AZ KISISELLESTIREREK guc ve huzur edinin Rick Hanson


Sevgil Serpil 'in ve Sevgili  Nil 'in paylasimindan kisa bir aktarim ;

Seninle ilgisi var mi ? KISISELLESTIR ME ! Neden mi ? ...
Eski Taoist dusunce ogretmenlerinden Chuang-Tzu dan minik bir kissa ;


Simdi nehirde , sal icinde bir arkadasinizla piknik yaptiginizi dusunun ,birden salin buyuk bir carpma sesi ile ters dondugunu hayal edin . Siz su ile bogusurken bir de  ne goresiniz? biri gelmis ve saka olsun diye salinizi ters cevirmis , ve kahkahalarla guluyor .... Ne hissedersiniz ? Peki.


Simdi yeniden ayni durumu hayal edin ; salda piknik yapiyorsunuz, birden sal ters dondu . Suyun icinde debelenirken farkediyorsunuz ki buyuk bir kutuk parcasi suda suruklenirken saliniza carpmis . Bu kez hissedersiniz? Sonuclar iki olayda da ayni , islanmis, usumussunuz ve pikniginiz berbat olmus ... Ama kisisel olarak hedef oldugunuzu dusundugunuzde kendinizi daha kotu hissedesiniz . Yasamimizda bize carpan cogu sey-baskalarinin duygusal reaksiyonlari , trafigin tikanmasi, hastaliklar ya da isinizde kotu davranilmasi dahil- kisisel olmayan bir kutuk parcasinin , akintidaki onbin sebep yuzunden suruklenmesi gibidir .


Diyelim ki bir arkadasiniz sizi sasirtacak sekilde elestirdi , Caniniz yanar, suphesiz  ve sonunda bir daha gorusmeme karari ile sonuclanacak bir tepki vereceksiniz .... Ama bu kisinin size neden kutuk misali carptigina bir bakin once , belki davranisinizin yanlis anlasilmasi , saglik problemleri , aci, endise ya da sizinle ilgisi olmayan kizginlik ,ofke , kisilik , cocukluk deneyimleri, kulturun uzerindeki etkileri , ekonomi, dunyada olan biten , zamanda geriye surukleyen ebeveynlerinin nasil yetistigi ....


Olaylara bu sekilde bakarsaniz, dogal olarak sakinlesirsiniz, kendinizi HEDEF olarak gormeyi birakirsaniz kendinizi daha iyi hisseder ve daha berrak bir zihin ile ne yapacaginiza bakarsiniz .... Dusunduren ama bir o yandan da harika GERCEK'i farkedin ; cogu zaman insanlarin dram oyununda birazcik rolumuz vardir .

Nasil mi ? En basinda kendinize sevkat gosterin , darbe almis olmak kotu bir durumdur , gereken uygun olani da yapin . Size dogru gelen bir kutuk var mi diye bir goz atin arada , darbe sonucu olusacak hasari azaltmaya calisin ,  ve "teknenizi" -iliskiler, saglik , maddi konum , kariyer- en iyi sekilde tamir edin . Hatta belki yeni bir nehir aramayi dusunun !


Ek olarak ;

*Kenidnizde birseyleri kisisellestirdiginizi farkedin .

*Baskalarinin  davranislarina bakip onlar hakkinda hemen yargiya varmayin . Belki o davranisin bir amaci bile yoktur ...

*Kenidnize su soruyu sorun ; Burada baska neyin rolu olabilir? Karsimdakinin aklindan neler geciyor , yasaminda neler oluyor?

*Kendi icinizdeki baskalarini suclayan davaciya dikkat edin , bana kotu davrandi , kotu konustu, haksizlik etti , bana zarar verdi hem de cok , aci cekmeme sebep oldu vs ... vs... Baskalaini net gormek onemlidir , ve ahlaki acidan yargilanan bir yer vardir ancak dava gutmek ve takinti haline getirmek kendinizi daha kotu hissettirir ve sonunda gereksiz olmasi gerekenden fazla tepki vermenize yol acar , bu sebeple daha buyuk bir problem yaratir .

Ve, - HAYATI DAHA AZ KISISELLESTIREREK guc ve huzur edinin

Rick Hanson