12 Eylül 2012

Bilinçaltınızdakiler bilincinize çıkmadıkça, karşınıza kaderiniz olarak çıkar...



 

Bilinçaltınızdakiler bilincinize çıkmadıkça, karşınıza kaderiniz olarak çıkar...

---- G. Jung ----

Sen benden daha iyilerine layıksın diyene...

Dikkat köpek delidir...

MUTLULUĞUN YOLLARI



Yürüyüşe çıkın, temiz hava iyi gelebilir,

Avaz avaz şarkı söyleyin,

Evde kediniz veya köpeğiniz varsa, onu kucağınıza alıp okşayın, sevin dertleşin,

Birisini mutlu edecek bir şeyler düşünün ve hemen yapın,

Yaşamınızın mutlu anılarını anı defterinize yazın,

Çok sevdiğiniz biriyle güzel bir yerde buluşun,

Yaşamınızda sizi mutsuz eden korku ve öfkelerden kurtulmaya karar verin,

Birine armağan verin, sevdiklerinizi sürprizlerle mutlu edin,

Ve kendi maddelerinizi de bu satırdan sonrasına ekleyin göreceksiniz ne kadar çok sebebiniz var yeter ki isteyin...

Nurhan Damcıoğlu-Yangın Var

http://youtu.be/hvH4omL25fU

İYİ BİR DANGALAK MISINIZ?

Fotoğraf: Çetin Altan - MilliyetİYİ BİR DANGALAK MISINIZ?1- Dolmuştan inerken rahatsız ettiğiniz kişilere “Mersi” demeden kapıyı çarparak hıyar gibi çekip gidiyor musunuz?2- Kafayı çekerken kimlere nasıl dayak attığınızı anlatmaktan hoşlanıyor musunuz?3- Ülkenin yükselmesi için önce ahlakın düzelmesine inanıyor musunuz?4- Avrupalı erkekleri boynuzlu, Avrupalı kadınları da orospu olarak görüyor musunuz?5- Otobüs biletçilerine, “Ben kimim biliyor musun?” diye babalandığınız oluyor mu?6- Lokantada garsonları, tabağın kıyısına çatal vurarak mı çağırıyorsunuz?7- Gülüşerek konuşan gençleri, hafif ve zirzop buluyor musunuz?8- Cinsellik hiç sözü edilmemesi gereken ayıp bir konu mudur?9- Birçok bozukluğun üç beş kişiyi sallandırınca düzeleceğini kabul ediyor musunuz?10- İçerlediğiniz kişilere, tanıdığınız büyüklerin forsunu kullanarak üstünlüğünüzü kanıtlamaktan zevk alıyor musunuz?11- Şayet ülkeyi siz yönetseniz, vereceğiniz emirlere herkes uyduğu zaman her şeyin bir anda güllük gülistanlık olacağına inancınız tam mı?12- Kalabalık bir yerde gözlerinizi havada bir noktaya daldırıp, sanki çevrenizde hiç kimse yokmuş gibi bacaklarınızı açarak oturuyor musunuz?13- Evde kafası kızık, katı bir erkek gibi misiniz?14- Arada sırada koyun kestiğiniz oluyor mu?15- Bir devenin en iyi nasıl kesilebileceğine aklınız takılır mı?16- Bir keman konçertosuna, darbukayı yeğ tutar mısınız?17- Kişiliğinizi hep sert durarak mı belirtmek istersiniz?18- Yere sümkürdüğünüz oluyor mu?19- Bilgili olmadığınız konularda söylenenleri anlıyormuş gibi, kafa sallamak adetiniz var mı?20- Bir tabloyla bir sustalı arasında, birini almak zorunda kalsanız; sustalı size daha çekimli gelmez mi?21- Bir kanser araştırmacısı yahut bir kimya bilgini olmaktansa; milletvekili olmayı kendinize daha uygun bulmuyor musunuz?22- Ezilenlerle ilgili fikir akımları, size de tehlikeli geliyor mu?23- Sizi kollayan biri, bir haksızlık yaptığı zaman; kendisini kızdırmamak için, sessiz duruyor musunuz?24- Gözünüzün kestiklerine umacı gibi, gözünüzün kesmediklerine de kuzu gibi görünmeyi akıllılık sayıyor musunuz?25- Seçim kazanmak için, elli bebek kesmek gerektiğini söyleseler, hemen yapar mıydınız?26- Anlamını çıkaramadığınız karikatürler çok oluyor mu?27- Arabanız olsa, herkesi geçmek istemez misiniz?28- Biri şiir okusa, hemen uykunuz geliyor mu?29- Kendinizi bayağı önemli bir kişi gibi hissediyor musunuz?* * *Şayet bu yirmi dokuz sorunun da cevabına “Evet” diyorsanız; hiç kuşkunuz olmasın yüzde yüz su katılmadık bir dangalaksınız. Politikada büyük ve üstün başarılar sağlayabilirsiniz.* * *Yok şayet soruların yarısına “Evet” diyebiliyorsanız; sadece dangalakımtraksınız. Politikadaki şansınız büyük olmayabilir.* * *“Evet”ler yedi sorunun ötesine geçmediyse, hiç politikayla uğraşmayın. Politikacı olup demokrasiyi kurtarmanız için, hırtlık ve dangalaklık oranınız çok düşük.Unutmayın ki, bugünkü koşullar altında çağdaş olduğunuz ölçüde, bütün kapılar kapanacaktır yüzünüze. Ona göre ayağınızı denk alın ve kabil olduğu kadar dangalak olmaya çalışın.Not: “Zurnada Peşrev Olmaz” kitabından, 30 yıl önce yazılmış bir yazı...12.09.2012

 1- Dolmuştan inerken rahatsız ettiğiniz kişilere “Mersi” demeden kapıyı çarparak hıyar gibi çekip gidiyor musunuz? ...


2- Kafayı çekerken kimlere nasıl dayak attığınızı anlatmaktan hoşlanıyor musunuz?

3- Ülkenin yükselmesi için önce ahlakın düzelmesine inanıyor musunuz?

4- Avrupalı erkekleri boynuzlu, Avrupalı kadınları da orospu olarak görüyor musunuz?

5- Otobüs biletçilerine, “Ben kimim biliyor musun?” diye babalandığınız oluyor mu?

6- Lokantada garsonları, tabağın kıyısına çatal vurarak mı çağırıyorsunuz?

7- Gülüşerek konuşan gençleri, hafif ve zirzop buluyor musunuz?

8- Cinsellik hiç sözü edilmemesi gereken ayıp bir konu mudur?

9- Birçok bozukluğun üç beş kişiyi sallandırınca düzeleceğini kabul ediyor musunuz? 10- İçerlediğiniz kişilere, tanıdığınız büyüklerin forsunu kullanarak üstünlüğünüzü kanıtlamaktan zevk alıyor musunuz?

11- Şayet ülkeyi siz yönetseniz, vereceğiniz emirlere herkes uyduğu zaman her şeyin bir anda güllük gülistanlık olacağına inancınız tam mı?

12- Kalabalık bir yerde gözlerinizi havada bir noktaya daldırıp, sanki çevrenizde hiç kimse yokmuş gibi bacaklarınızı açarak oturuyor musunuz?

13- Evde kafası kızık, katı bir erkek gibi misiniz?

14- Arada sırada koyun kestiğiniz oluyor mu?

15- Bir devenin en iyi nasıl kesilebileceğine aklınız takılır mı?

16- Bir keman konçertosuna, darbukayı yeğ tutar mısınız?

17- Kişiliğinizi hep sert durarak mı belirtmek istersiniz?

18- Yere sümkürdüğünüz oluyor mu?

19- Bilgili olmadığınız konularda söylenenleri anlıyormuş gibi, kafa sallamak adetiniz var mı?

20- Bir tabloyla bir sustalı arasında, birini almak zorunda kalsanız; sustalı size daha çekimli gelmez mi?

21- Bir kanser araştırmacısı yahut bir kimya bilgini olmaktansa; milletvekili olmayı kendinize daha uygun bulmuyor musunuz?

22- Ezilenlerle ilgili fikir akımları, size de tehlikeli geliyor mu?

23- Sizi kollayan biri, bir haksızlık yaptığı zaman; kendisini kızdırmamak için, sessiz duruyor musunuz?

24- Gözünüzün kestiklerine umacı gibi, gözünüzün kesmediklerine de kuzu gibi görünmeyi akıllılık sayıyor musunuz?

25- Seçim kazanmak için, elli bebek kesmek gerektiğini söyleseler, hemen yapar mıydınız?

26- Anlamını çıkaramadığınız karikatürler çok oluyor mu?

27- Arabanız olsa, herkesi geçmek istemez misiniz?

28- Biri şiir okusa, hemen uykunuz geliyor mu?

29- Kendinizi bayağı önemli bir kişi gibi hissediyor musunuz?

* * * Şayet bu yirmi dokuz sorunun da cevabına “Evet” diyorsanız; hiç kuşkunuz olmasın yüzde yüz su katılmadık bir dangalaksınız. Politikada büyük ve üstün başarılar sağlayabilirsiniz

. * * * Yok şayet soruların yarısına “Evet” diyebiliyorsanız; sadece dangalakımtraksınız. Politikadaki şansınız büyük olmayabilir.

* * * “Evet”ler yedi sorunun ötesine geçmediyse, hiç politikayla uğraşmayın. Politikacı olup demokrasiyi kurtarmanız için, hırtlık ve dangalaklık oranınız çok düşük. Unutmayın ki, bugünkü koşullar altında çağdaş olduğunuz ölçüde, bütün kapılar kapanacaktır yüzünüze. Ona göre ayağınızı denk alın ve kabil olduğu kadar dangalak olmaya çalışın. Not: “Zurnada Peşrev Olmaz” kitabından, 30 yıl önce yazılmış bir yazı... 12.09.2012Çetin Altan

Benimle evlenir misin?

PATETES PÜRESİ:::::::::::::



Patates Püresi İçin Gerekli Malzemeler ;

1 - 1,5 kilo patates

100 gr. tereyağı

1 bardak süt (eğer yeterli olmaz ise 2. bardağıda dökebilirsiniz.) ...
  Karabiber


Taze fesleğen yaprakları ve sarımsak


Birazcıkta tel peyniri kullanabilirsiniz daha kıvamlı olması açısından.

Püre için patatesler nasıl hazırlanır ; Patates püresi yapmak için taze patates kullanmayınız.Orta boy veya büyük patateslerden kullanabilirsiniz.Patateslerin çok fazla filizlenmemiş, çok fazla yumuşamamış vede üzerlerinde lekeler veya çürük bulunmamasına dikkat ediniz.Bir tencerenin içerisine ağızına kadar su dolduruyoruz.Patates soğuk suda haşlanması gerekir, kaynar suya atmayınız.Haşlanma bittiği zaman tuz miktarı çok az olacağı için bir iki çorba kaşığı tuz koyabilirsiniz.Daha sonra ocağımızı açıp patateslerimizi haşlamaya bırakıyoruz çatal yardımı ilede haşlanıp haşlanmadığını kontrol edebiliriz.Yaklaşık 20 dk kadar haşlanması gerekiyor. Yapılışı ; Öncelikle ocağımızın altını açıyoruz ve birazcık tereyağı koyuyoruz, üstüne patateslerimizin bir kısmını üstüne döküyoruz.Patateslerimizin bir kısmınıda mutfak robotuna koyuyoruz, bunun nedeni ise fesleğen ve sarımsaklarımızı içine katıp karıştırmamız kolay olsun diye.Daha sonra diğer yandan patatesimizi bir çırpıcı ile eziyoruz.Sütün bir kısmını mutfak robotuna girecek olan kabın içerisine diğer kısmını patatesimizin içine döküyoruz.Daha sonra biraz mutfak robotuna girecek olan kaba ve birazda tenceremize yağ ilavesi yapıyoruz.Ancak peynirde kullanacaksanız çok fazla yağ kullanmaya gerek yoktur.Patateslerimizi tuzlu suda haşladığımız için ekstra bir tuza ihtiyacımız yok.Daha sonra mutfak robotu kabına koyduklarımızı robot ile çekiyoruz.Daha sonra tenceremizdeki patatesleri püre yapıcı ile eziyoruz, içerisinede birazcık peynir koyup karıştırmaya devam ediniz.Daha sonra mutfak robotunda iyice püre haline gelmiş olan fesleğenli patatesimizi tenceremizin içerisindeki püremizin içerisine döküp bu iki püreyi iyice karıştırıyoruz ve birazcık karabiber ekliyoruz.Daha sonra ocağımızın üzerine biraz daha alıyoruz ve ocak üstünde biraz daha karıştırdıkdan sonra püremiz servis haline geliyor.Afiyet olsun diyoruz

EKİNEZYA FAYDALARI:

 

 Üzerinde bir çok arastirma yapilmis özellikle immün sistemini desteklemeyle ün salmis bir bitkidir.Beyaz kan hücrelerinin üretimini tesvik ederek immün sistemi destekler. Güçlü antibakteriyel ve anti viral özelliklere ...


sahiptir.


Soguk alginligi, grip, herpes, Sinüzit, samannezlesi, solunum hastaliklari; anti iltihabi özellikler: egzama, çibanlar, kesikler, yaniklar ,sedef, sivilce,yaralar, ülser, kurdesen v.bSoguk alginligi ve hafif enfeksiyonlarda çok basarilidir. Isveç'de yapilan bir çalisma ekinazyanin nezlenin 12 klinik septomunu azalttigini göstermistir. Nezlenin ilk isaretleri görüldügünde alinmalidir.Sik sik tekrarlayan yerlesik müzmin bronsit, Sinüzit de koruyucu olarak da kullanilabilir.Ayrica grip ve kulak enfeksiyonlarinda da faydali oldugu tesbit edilmistir. Bir çok çalisma ekinezyanin saglikli doku ile istenmeyen patojenik organizmalar arasindaki dogal bariyeri tahrip eden hyaluronidase adli enzimin olusumunu önledigini göstermistir.


Bu yüzden vücudun savunma hattini virüslere karsi korur. Ekinezya ekstresinin farelerde bazi tümör tiplerinin büyümesini engelledigi gösterilmistir. Muhtemelen vücudun kendi savunmasini arttiran anahtar lenfositlerin üretimini destekleyerek tümörlerin büyümesini baskilamaktadir. Yine kemoterapi alan hastalarda immün sistemi desteklemektedir. Herpes ve grip virüslerinde etkili olup yine inatçi bir mantar enfeksiyonu olan candida'ya karsidabasarili olmus olup tekrarini da engellemektedir. Cilt yara ve yaglarinin, cilt ülserlerinin iyilesmesinde faydalidir


Kaynak: Doğadan gelen sağlık

Kutsal Ağacın On İki Öğretisi

Fotoğraf: Kutsal Ağacın On İki Öğretisi1. Bütünlük. Her şey birbiri ile ilgilidir. Evrendeki her şey tek bir bütünün parçasıdır. Her şey bir şekilde başka her şeye bağlıdır. Bundan dolayı, bir şeyi anlamak mümkündür, eğer onun başka her şeyle nasıl bağlantılı olduğunu anlayabiliyorsak.2. Değişim. Tüm yaradılış sürekli değişim halindedir. Değişimin döngülerinin var olması hariç hiçbir şey aynı kalmaz. İki tür değişim vardır : şeylerin bir araya gelmesi (gelişim) ve şeylerin birbirinden ayrılması (parçalanma). Her iki tür değişim gereklidir ve her zaman birbiri ile bağlantılıdır.3. Değişim döngüler veya modeller içinde gerçekleşir. Değişimler gelişigüzel veya tesadüfen değildir. Bazen özel bir değişimin başka her şeye bağlı olduğunu görmek zordur. Bu genellikle duruşumuzun (bakış açısı) (değişimi gördüğümüz yerdeki durum) berrak şekilde görme yeteneğimizi sınırlar.4. Görünen ve görünmeyen. Fiziksel dünya gerçektir. Spiritüel dünya gerçektir. Bunlar tek realitenin iki veçhesidir. Yine de, her birini yöneten ayrı yasalar vardır. Spiritüel yasaların ihlali fiziksel dünyayı etkileyebilir. Fiziksel yasaların ihlali spiritüel dünyayı etkileyebilir. Dengeli bir yaşam realitenin bu her iki boyutunun yasalarına saygı gösterir.5. İnsan varlıkları fiziksel olduğu kadar spiritüeldir.6. İnsan varlıkları daima yeni armağanları kazanır, ancak bunu yapabilmek için çalışmak zorundadır. İnsan varlıkların geliştirmek için kullandığı süreç “gerçek öğrenme” olarak adlandırılabilir.7. “Gerçek öğrenimin” dört boyutu vardır. Her insanın doğasının bu dört veçhesi tıp hekimlik çarkının dört ana noktasında yansıtılır. Varlığımızın bu dört veçhesi irademizin kullanılması ile gelişir. İnsanın varlığının dört boyutu bu sürece dahil olmadıkça, kişinin bütün olarak dengeli bir şekilde tam olarak öğrendiği söylenemez.8. İnsan gelişiminin spiritüel boyutu dört ilgili kapasite terimlerinde anlaşılabilir :a. Rüyalar, vizyonlar, idealler, spiritüel öğretiler, hedefler ve teoriler gibi materyal – olmayan bir şekilde var olan realitelere sahip olma ve yanıt verme kapasitesi.b. Şimdi olduğumuzdan biraz daha farklı yapmak veya olmak için, bilinmeyen veya kavranmayan potansiyelin bir yansıması olarak bu realiteleri kabul etme kapasitesi.c. Konuşma, sanat veya matematik gibi semboller kullanarak bu materyal – olmayan realiteleri ifade etme kapasitesi.d. Gelecek eyleme rehberlik yapması için bu sembolik ifadeyi kullanma kapasitesi – canlı bir realitede sadece bir olasılık olarak görünen şeyi yapmaya doğru yönlenen eylem.9. İnsan varlıkları, kendi potansiyellerinin açığa çıkmasında aktif katılımcılar olmalıdır.10. Eğer şimdi olduklarından daha fazla veya farklı olmayı diliyorlarsa, herkesin geçmek zorunda olduğu kapı iradenin kapısıdır. Kişi yolculuğu yapmaya karar vermelidir. Yolun sonsuz sabrı vardır. Yolculuk yapmak isteyenler için yol daima oradadır.11. Kendini keşif yolculuğuna çıkan herkese yardım edilir. Ortaya çıkacak olan rehberler ve öğretmenler, ve yolcuyu gözetecek olan spiritüel koruyucular vardır. Yolcu, karşılaşma gücüne sahip olmadığı sınavlara sokulmaz.12. Yolculuktaki tek başarısızlık kaynağı, yolcunun Kutsal Ağacın öğretilerini izlemekteki kendi başarısızlığıdır.Kutsal Ağaç'tan (1984) uyarlanmıştır, Four Worlds Development Press, Four World's Development Project, University of Lethbridge, 4401 University Drive, Lethbridge, Alberta, Canada, T1K 3M4.http://www.hereonearth.ca/Sacred_Tree.htm(Çeviri: Saffet Güler)

1. Bütünlük. Her şey birbiri ile ilgilidir. Evrendeki her şey tek bir bütünün parçasıdır. Her şey bir şekilde başka her şeye bağlıdır. Bundan dolayı, bir şeyi anlamak mümkündür, eğer onun başka her şeyle nasıl...
bağlantılı olduğunu anlayabiliyorsak.

2. Değişim. Tüm yaradılış sürekli değişim halindedir. Değişimin döngülerinin var olması hariç hiçbir şey aynı kalmaz. İki tür değişim vardır : şeylerin bir araya gelmesi (gelişim) ve şeylerin birbirinden ayrılması (parçalanma). Her iki tür değişim gereklidir ve her zaman birbiri ile bağlantılıdır.

3. Değişim döngüler veya modeller içinde gerçekleşir. Değişimler gelişigüzel veya tesadüfen değildir. Bazen özel bir değişimin başka her şeye bağlı olduğunu görmek zordur. Bu genellikle duruşumuzun (bakış açısı) (değişimi gördüğümüz yerdeki durum) berrak şekilde görme yeteneğimizi sınırlar.

4. Görünen ve görünmeyen. Fiziksel dünya gerçektir. Spiritüel dünya gerçektir. Bunlar tek realitenin iki veçhesidir. Yine de, her birini yöneten ayrı yasalar vardır. Spiritüel yasaların ihlali fiziksel dünyayı etkileyebilir. Fiziksel yasaların ihlali spiritüel dünyayı etkileyebilir. Dengeli bir yaşam realitenin bu her iki boyutunun yasalarına saygı gösterir.

5. İnsan varlıkları fiziksel olduğu kadar spiritüeldir.

6. İnsan varlıkları daima yeni armağanları kazanır, ancak bunu yapabilmek için çalışmak zorundadır. İnsan varlıkların geliştirmek için kullandığı süreç “gerçek öğrenme” olarak adlandırılabilir.

7. “Gerçek öğrenimin” dört boyutu vardır. Her insanın doğasının bu dört veçhesi tıp hekimlik çarkının dört ana noktasında yansıtılır. Varlığımızın bu dört veçhesi irademizin kullanılması ile gelişir. İnsanın varlığının dört boyutu bu sürece dahil olmadıkça, kişinin bütün olarak dengeli bir şekilde tam olarak öğrendiği söylenemez. 8. İnsan gelişiminin spiritüel boyutu dört ilgili kapasite terimlerinde anlaşılabilir : a. Rüyalar, vizyonlar, idealler, spiritüel öğretiler, hedefler ve teoriler gibi materyal – olmayan bir şekilde var olan realitelere sahip olma ve yanıt verme kapasitesi. b. Şimdi olduğumuzdan biraz daha farklı yapmak veya olmak için, bilinmeyen veya kavranmayan potansiyelin bir yansıması olarak bu realiteleri kabul etme kapasitesi. c. Konuşma, sanat veya matematik gibi semboller kullanarak bu materyal – olmayan realiteleri ifade etme kapasitesi. d. Gelecek eyleme rehberlik yapması için bu sembolik ifadeyi kullanma kapasitesi – canlı bir realitede sadece bir olasılık olarak görünen şeyi yapmaya doğru yönlenen eylem.

9. İnsan varlıkları, kendi potansiyellerinin açığa çıkmasında aktif katılımcılar olmalıdır.

10. Eğer şimdi olduklarından daha fazla veya farklı olmayı diliyorlarsa, herkesin geçmek zorunda olduğu kapı iradenin kapısıdır. Kişi yolculuğu yapmaya karar vermelidir. Yolun sonsuz sabrı vardır. Yolculuk yapmak isteyenler için yol daima oradadır.

11. Kendini keşif yolculuğuna çıkan herkese yardım edilir. Ortaya çıkacak olan rehberler ve öğretmenler, ve yolcuyu gözetecek olan spiritüel koruyucular vardır. Yolcu, karşılaşma gücüne sahip olmadığı sınavlara sokulmaz.

12. Yolculuktaki tek başarısızlık kaynağı, yolcunun Kutsal Ağacın öğretilerini izlemekteki kendi başarısızlığıdır. Kutsal Ağaç’tan (1984) uyarlanmıştır,

Four Worlds Development Press, Four World’s Development Project, University of Lethbridge, 4401 University Drive, Lethbridge, Alberta, Canada, T1K 3M4. http://www.hereonearth.ca/Sacred_Tree.htm (Çeviri: Saffet Güler)

Daha adınızı bile bilmiyorum...

Bitkisel destekler



Genel bitkinlik, yaşlanma, nekahat, iyileşme dönemi, zayıflama cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık, şişkin prostat, kısırlık, sinirsel tükenme, uykusuzluk, artirit, soğuk algınlığı, ödem, cilt hastalıkları: Ashwagandha (Withania somnifera) kök

 

Laksatif, tonik, kanamayı durdurucu, yenileyici, sinirlere iyi gelen, kabızlık, karın gerginliğini rahatlatıcı, kronik ishal, hemoroid, hazımsızlık, astım, bronşit, diabet, anemi,obesite, baş ağrısı, göz hastalıkları: Triphala (Terminalia chebula Emblica officinalis belerica) meyvesi

 

Karaciğerdeki toksinler için: Rhubarb (rheum palmatum) kök

 

Karaciğer zayıflığı: Saffron crocus sativus dişicik başı, tepeciği

 

Kandaki toksinlere iyi: Sarsaparilla (smilax spp.) Kök

 

Ateş, çıban, hiperasitlilik, uykusuzluk, stres, yerinde duramama, endişe: Sandal ağacı (Santalum albüm) kabuğu

Karaciğer bozuklukları, zehirleyici başağrıları, safra taşlarına, hipertansiyon, şişmanlık: Sinameki ( Cassia acutifolia yaprakları

Zayıf kan dolaşımı: Turmeric (Curcuma longa) kök

Ödem, idrar yolu iltihaplanması, böbrek ve mesane taşları, diabet, genişlemiş prostat: Uva Ursi (Arctostaphylos uva ursi) yapraklar

 

Uykusuzluk, isteri, delirium, kalp çarpıntısı, vertigo, nöralji, başağrıları, midede gaz toplanması, kas gerilimleri, kronik cilt rahatsızlıkları: Valerian (Valeriana officinalis) kök

 

Kanın ve lenflerin toksik durumları, şişmiş salgı bezleri, hemoroid, idrar yolları iltihaplanması: Yellow Dock (Rumex crispus) kök

 

Karaciğer fonksiyon bozukluklarına, kabızlık, yanmalar, kesecik iltihabı, bursit, bağırsak solıcanlarına iyi: Aloe (aloe vera) jel

 

Ateş, ishal, dizanteri, sarılık, hepatit, safra taşları, diyabet, göz nezlesi, akne, çıban Barbery (Berberis vulgaris) kök

 

İştahsızlık, hazımsızlık, elkol bacak sonması, fazla mukoza salgısı: Karabiber (piper nigrum) meyvesi

 

Zayıf kan dolaşımı, el kol bacaklarda donma hissi, hazımsızlık, bağırsakta toksinler, zayıf bağışıklık sistemi,enerji azlığı, mantar ve bağırsaklarda solucanlar: Cayenne Kırmızı Biberi (Capsicum annuum) meyvesi

 

Akciğer infeksiyonları, soğuk algınlığı, astım, ülser, çıban, idrarda kan, kırıklar,  burkulmalar, yaralar, acılar, genel bitkinlik: Comfrey (Symphtum officinale) kök, yapraklar

 

Karaciğer bozuklukları, sarılık, safra taşları, aşırı kanlanmış lenf bezleri, diyabet, ödem, ülserler:  Dandalion (Taraxacum officinale) kök, ot

 

Enfeksiyonlar, bulaşıcı hastalıklar, soğuk algınlıkları, lenfatik kan toplanması, kan zehirlenmesi, zehirli sokmalar, çınlamalar, egzema, çıban, abseer, kangren (dokunun ölmesi), yaralar: Ekinezya (echinacea angustifolia) kök

 

Akciğer zarı iltihabı, nefesin kısalığı, dispepsia, soğuk algınlıkları, akciğer iltihaplanmaları, astım: Elecampne (Inula helenuim) kök

 

Mide bulantısı, kusma, zayıf ya da sinirli hazım, karın ağrısı, gas, kramplar, zor ya da ağrılı idrar: Rezene (Foeniculum vulgaris) tohumları, ot

 

Nevrasteni ( sinir zayıflığı), bitkinlik, nekahat dönemi, artrit, bronşit, allerji, lumbago, dizanteri, hazımsızlık: Anason: (fenugreek, Trigonella foenumgraecum) tohumlar

 

Bitkinlik, nekahat, sinir zayıflığı, isteri, hazımsızlık, karın ağrısı ve kramplar, parazitler, hipertansiyon, damar sertliği, artrit, astım, siatik, iktidarsızlık, zayıd dayanma gücü: Sarımsak (Allium sativum) soğan

 

Soğuk algınlığı, nezle, astım, larenjit, artrit, hazımsızlık, kusma, karın ağrısı, gaz ve kramplar, kolik,  baş ağrısı, kas ağrısı, kalp zayıflığı: Zencefil (zingiber officinale) kök

 

Bitkinlik, aşırı zayıflık, anemi, yorgunluk, nefes darlığı, güçsüzlük, nekahat, iktidarsızlık, yaşlılık, bunaklık, zayıf adrenaller, diabet, düşük dayanıklılık: Ginseng  (Panax ginseng (oyantal) ve Panax quinquelfolium (Amerikan) kök

 

Bulaşıcı hastalıklar, pamukçuk, (dişetinde) irin akması, kanayan dişeti, hepatit, diyabet, obesite, hemoroit, kanla dolmuş salgı bezleri ve lenf bezleri: Altın mühür (Golden Seal, Hydrastis Canadensis) kök

 

Sinirsel bozukluklar, hafıza kaybı, bein yorgunluğu, stres, bunaklık, epilepsi, saçların erken grileşmesi veya dökülmesi, ishal, damarlar hastalıkları, zayıf adrenaller: Gotu Kola (Centella Asiatica) ot

 

Üşütme, bronşit, astım, larenjit, hıçkırık, diş ağrısı, sinirsel ağrı, yetersiz hazım, ishal: Tarçın (Cinnamomum zeylanicum) kabuk

 

Yonca filizi (alfa alfa medicago sativa) ot (migrosta satılıyor) ödem, kirli kan, şişkin prostat, ülser, hiperasitlilik. Yeni ayda (bundan 13 gün sonra 1 hafta veya 15 gün boyunca) yendiğinde hücre yenilenmesi de yapıyor

Oyyy...Çok kilo aldım...

Taksi Şöförü İntihar Etmek İstiyor… Ve Ben Arka Koltuktayım…

İstanbul bir koca şehir. Ulaşım için metrosu var, vapuru var, otobüsü var ama ben neden bilmem o gün gideceğim yere toplu taşıma araçlarıyla değil de taksiyle gitmeye karar veriyorum. Ve iyi halt ediyorum… Neden mi?

Hemen anlatayım. Taksiye biniyorum “çek kaptan hisara” diyorum. Kaptan “hemen abla” diye cevap veriyor fakat içerisi yoğun bir sigara dumanı kaplı. Oldum olası sigara dumanından hoşlanmadığımdan taksiden inecek gibi oluyorum ama kaptan “tamam abla bak söndürdüm” deyip beni indirtmiyor…

Arkasından yüksek sesle korkunç ağlamaklı bir şarkı koyuyor. “Aman” diyorum “ben sessizliği severim, ben ineyim”. “Yok abla sorun değil” diyor ve sesi de kısıyor. Ben yine arka koltukta etrafı seyrederek yoluma devam ediyorum…

Sonra adamın ofladığını, pufladığını ve hatta inlemeye başladığını fark ediyorum. Bunun üzerine “hayırdır kaptan” diye soruyorum. Ay sormaz olaydım: “Abla ben intihar etmek istiyorum” demez mi?

Bende bir panik başlıyor tabi ki. “İntihar mı” diyorum “hiç duymamış olayım, delikanlı adama hiç yakışıyor mu böyle sözler” diyorum…

“Ah abla” diyor “yaşamak boş artık benim için. Şeytan diyor ki sür arabayı duvara kurtul şu hayattan”. Bu arada arabanın da yavaş yavaş hızlandığını fark edip hafifçe paniklemeye başlıyorum. Sesimi olduğunca normal çıkarmaya çalışıp “hele anlat derdini” diyorum “bu dünyada ölümden başka her şeye çare vardır” diyorum…

“Yok be abla” diyor “köyde sevdiğim kız vardı, senelerdir yanıktım ona ama bir türlü açılamıyordum, duydum ki onu pamuk tarlalarının sahibi Ali Bey’e vermişler. Ben ne yapıcam bundan sonra, yaşasam ne , yaşamasam ne” deyip arabayı biraz daha hızlı kullanmaya başlamaz mı…

Ben yine panik olmadan konuşmaya çalışıyorum ama iyice paniğim artık. Dışımdan kaptana “her olmayan işte bir hayır vardır” diyorum. “Demek ki o kız sana yazılmamış sana başka biri yazılmış mecbur acını çekip onu bekliycen” diyorum. Lakin kaptanın bana aynadan bir bakışı var ki beni bir kaşık değil yarım kaşık suda bile boğabilir hissediyorum yani… İçimden de “ah ben nerden bindim bu taksiye” diyorum…

Bir yandan da konuyu deşmeye devam ediyorum. “Ya” diyorum “bu kız anlamadı mı senin ona kesik olduğunu, bunca sene ona bakışından süzüşünden mutlaka anlamıştır demek ki onun gönlü sende yokmuş” diyorum. Bir de istemeden yangına körükle gidiyorum. “Bir arkadaşına falan çıtlatamadın mı ya onca sene” diyorum. “Yok” diyor “ne ona ne başkasına çıtlatamadım, reddeder diye cesaret edemedim, onu görünce dizlerimin titremesinden başka bir şey bilmem ben” diyor.

Aşık olduğu kız başkasıyla evlenmekte olan bir adama ne denir? Nasıl teselli edilir bilemedim. Bir de yüreğinde yıllarca onu sevip de açılamamanın verdiği pişmanlık var ki işi en çok zorlaştıran tarafta o.

Bu ah keşke açılsaydım acaba her şey farklı olur muydu, beni kabul eder miydi, mutlu olur muyduk düşünceleriyle daha çok uzun süre acı çekeceğe benzeyen bu adama tek diyebildiğim “kısmet değilmiş, yaşamak her şekilde güzel. Allah bir kapıyı kaparsa, unutma başka bir kapıyı açar” demek oldu. En son olarak da “unutma” dedim “her olmayan işte de bir hayır vardır”…

Sonra gideceğim yere varmadan arabadan indim. Bir daha taksiye binmek mi? Benim neyime…

Sağlıcakla,

Samimiyetin belirtisi gözler...Dürüstlüğün ifadesi de tutulan sözlerdir...