12 Haziran 2011

Birşeyi biliyorum demenin yolu tecrübe etmekten geçer...


Birşeyi biliyorum demenin yolu  tecrübe etmekten geçer...

Eskiden komşu komşunun külüne muhtaçtı, şimdi wireless şifresine...

 



 

Eskiden komşu komşunun külüne muhtaçtı, şimdi wireless şifresine...

Çocukların kendi düşünceleri vardır...



Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğ...ulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Aşk Mektubu...

 Bundan üç-dört sene önce taksimde yaratıcı drama çalışmalarına
katıldım. İlk kuru bitirdim. Yaklaşık dört beş ay sürdü. Sonra fırsat olmadı
devam edemedim. Ama o dört-beş ay muazzam geçti. Hem ordaki dostluklar çok güzeldi...Hem
de yaratıcılığımızı geliştirmemiz adına pek çok çalışma yapıldı. Aşağıdaki
mektup drama çalışmalarında bize verilen ödevlerden biriydi. Askerde sevgilisi
olan birinin ağzından mektup yazacaktık. Ben Nazlı adında, güzel bir köylü kızı
oldum... Mektubun devamı mı? Aşağıda okunmayı bekliyor. Buyrun...

Canım,

Seni çok özledim. Her
gece seni düşünerek ağlıyorum. Her gece sabahlara kadar sağ salim gel diye
dualar ediyorum. Günlerim gecelerim birbirine karıştı. Böyle söylendiğime
bakma. Sen iyi ol kendini iyi koru. Sağ salim köyüne, evine geri dön. Ben başka
birşey istemem .

Her gün annenin elini
öpmeye gidiyorum. Bir tas çorbasını yapıyorum, içiriyorum. Sen onu merak etme
emi ? Beni de merak etme..

Dün çeşmebaşındaki
kızlar seni sordu . Mektubu geldi mi dediler. Gururla o cephede dedim.
Topraklarımızı koruyor dedim. Bir de bana mektup yazmakla mı uğraşacak dedim.
Dedim ama. Gel birde bana sor. İçim kan ağlar. Bir satırcık olsun haberin için
neler vermezdim. Yüzün, boyun, posun yavaş yavaş aklımdan siliniyor. Bir siluet
gibi hatırlıyabiliyorum seni. Ama ya sevdan öyle mi ? Özlemin öyle mi ? Seni
görememek daha da arttırdı aşkımı, ismini sayıklar oldum. Bazen kendimle
konuşurken buluyorum kendimi. Korkuyorum. Sensizlik beni delirtir mi diye? Annem
babam sağolsun. Bir beni böyle görmekten üzgünler. Onun dışında ses ettikleri
yok. Seni beklediğim bilinir ya köyde, kimse bana dil uzatamaz. Komandonun
yavuklusu diyorlar bana. İtibarım çok büyük kızlar arasında.

Dün aklıma ne geldi
biliyormusun? Seninle ilk gözgöze gelişimiz. Hatırlıyormusun sende? Mor entarim
vardı üstümde. Çeşmede sıradaydım. Sen yanımıza geldin. Anam hasta aradan bir
tas alıp gidicem olur mu dedin. Bana baktın. Bakışın işte o sırada kalbimi
deldi geçti. Nefesim sıklaştı. Başım döndü. Bir sen bir ben vardık artık o
meydanda sanki. Ben ne dedim sen ne yaptın hatırlamıyorum. Kızlar kıkırdayarak
, gitti, gitti hadi senin sıran diye ittirmeseler ne kadar daha öyle hareketsiz
kalırdım bilmem. Nasıl utanıp nasıl kızarmıştım. Aman yarabbim.

İşte Metinim. Köy aynı.
Herkes aynı. Ben özleminden ve merağından deli divaneyim. Durum budur. Ne olur
iyi dön. Ne olur sağlıklı dön olur mu?

Çatışma olursa öldür
diyeceğim can nasıl alınır bilmem öldür diyemiyorum. Öldürme desem ya senin
canın giderse ben ne yaparım bilmiyorum. Ne yapmalı Metinim ? Ne yapmalı?

Sen bana bakma Metin.
Sensizlik beni çok yıprattı. Günler gecelere geceler günlere eklenir oldu. Dön
artık Metin.

Biriciğin Nazlın.

Yazan :Anette İnselberg

Kur :1

Yer :Taksim

yaratıcı drama çalışmalarına katıldım. İlk
kuru bitirdim. Yaklaşık dört beş ay sürdü. Sonra fırsat olmadı devam edemedim.
Ama o dört-beş ay muazzam geçti. Hem ordaki dostluklar çok güzeldi... Hem de
yaratıcılığımızı geliştirmemiz adına pek çok çalışma yapıldı. Aşağıdaki mektup
drama çalışmalarında bize verilen ödevlerden biriydi. Askerde sevgilisi olan
birinin ağzından mektup yazacaktık. Ben Nazlı adında, güzel bir köylü kızı
oldum... Mektubun devamı mı? Aşağıda okunmayı bekliyor. Buyrun...

Canım,

Seni çok özledim. Her
gece seni düşünerek ağlıyorum. Her gece sabahlara kadar sağ salim gel diye
dualar ediyorum. Günlerim gecelerim birbirine karıştı. Böyle söylendiğime
bakma. Sen iyi ol kendini iyi koru. Sağ salim köyüne, evine geri dön. Ben başka
birşey istemem .

Her gün annenin elini
öpmeye gidiyorum. Bir tas çorbasını yapıyorum, içiriyorum. Sen onu merak etme
emi ? Beni de merak etme..

Dün çeşmebaşındaki
kızlar seni sordu . Mektubu geldi mi dediler. Gururla o cephede dedim.
Topraklarımızı koruyor dedim. Bir de bana mektup yazmakla mı uğraşacak dedim.
Dedim ama. Gel birde bana sor. İçim kan ağlar. Bir satırcık olsun haberin için
neler vermezdim. Yüzün, boyun, posun yavaş yavaş aklımdan siliniyor. Bir siluet
gibi hatırlıyabiliyorum seni. Ama ya sevdan öyle mi ? Özlemin öyle mi ? Seni
görememek daha da arttırdı aşkımı, ismini sayıklar oldum. Bazen kendimle
konuşurken buluyorum kendimi. Korkuyorum. Sensizlik beni delirtir mi diye?
Annem babam sağolsun. Bir beni böyle görmekten üzgünler. Onun dışında ses
ettikleri yok. Seni beklediğim bilinir ya köyde, kimse bana dil uzatamaz.
Komandonun yavuklusu diyorlar bana. İtibarım çok büyük kızlar arasında.

Dün aklıma ne geldi
biliyormusun? Seninle ilk gözgöze gelişimiz. Hatırlıyormusun sende? Mor entarim
vardı üstümde. Çeşmede sıradaydım. Sen yanımıza geldin. Anam hasta aradan bir
tas alıp gidicem olur mu dedin. Bana baktın. Bakışın işte o sırada kalbimi
deldi geçti. Nefesim sıklaştı. Başım döndü. Bir sen bir ben vardık artık o
meydanda sanki. Ben ne dedim sen ne yaptın hatırlamıyorum. Kızlar kıkırdayarak
, gitti, gitti hadi senin sıran diye ittirmeseler ne kadar daha öyle hareketsiz
kalırdım bilmem. Nasıl utanıp nasıl kızarmıştım. Aman yarabbim.

İşte Metinim. Köy aynı.
Herkes aynı. Ben özleminden ve merağından deli divaneyim. Durum budur. Ne olur
iyi dön. Ne olur sağlıklı dön olur mu? Günler gecelere geceler günlere eklenir
oldu. Dön artık Metin.

Biriciğin Nazlın.

Yazan :Anette İnselberg

Kur :1

Yer :Taksim

‎Endişelenme... Varman gerekiyorsa yolun açılır...



Endişelenme... Varman gerekiyorsa yolun açılır...