4 Haziran 2012

Burçların giyim tarzımıza etkisi...

İkizler Kadını

Hava grubunu temsil eden ikizler kadınlarının üzerinde birbirinden iddialı ve birbirinden sıra dışı kıyafetleri her daim görmek mümkündür. Bir günü diğerine uymayan ikizler kadını hızlı yaşam enerjisinden ötürü spor kıyafetleri de en fazla tercih eden gruptur. Turuncu, sarı ve yeşil gibi birçok iddialı rengi de kolaylıkla taşıyabilirler.



Yengeç Kadını

Duygusal Yengeç kadınları için huzur buldukları ve en fazla vakit geçirdikleri yer evleridir. Bu sebeple de giyim tarzlarında her daim rahatlıktan yanadırlar. Pembe ve mavi en sevdikleri renktir. Kumaş pantolon –ceket, alternatifi siyah düz bir elbise, özel zamanlarda en fazla tercih ettikleri kıyafetlerdir.



Aslan Kadını

Tüm sıcak ve canlı renkleri seven gösterişli Aslan burcu kadınları, klas ve iddialı olan her şeyi tercih edebilirler. Kaliteli parfümler, markalı kıyafet seçimleri ve dişiliklerini ön plana çıkartan abartı giysiler, sizlere işte bu bir Aslan kadını dedirtir



Başak Kadını

Başak kadınları kıyafette pahalı ama sade olanı tercih ederler. Giysi dolaplarında bol miktarda ipek fular ve gömlek bulunur. Pastel tonları çok severler, çanta ve ayakkabıya ise özel merakları vardır.



Terazi Kadını

Zarif Terazi kadınlarının bazıları giysi seçimlerinde tek renk, sadelikten ve uyumdan yanadır. Bazıları ise çılgın ve iddialı olmayı sever. İddialı olmayı seven Terazi kadınları tercihlerini mutlaka deri ve kürkten yana kullanmalarıdır. Bu seçim onları ön plana çıkartır.



Akrep Kadını

Seksi, gizemli ve cesur Akrep kadınlarının en çok dikkatini çeken iç çamaşırları ve gece kıyafetleridir. Kırmızı ve siyah renge karşı koyamazlar. Dişiliklerini ortaya çıkaran saten kumaşlar en sevdikleridir



Yay Kadını

Maceraperest, gezgin, havai ve özgür ruhlu Yay kadınları. Her daim tüm gözler onların üzerinde olmalıdır, her daim dikkat çekmelidir. Dolayısıyla da modayı takip etmek, yakışanı bulmak ve kaliteli giyinmek onların yaşam biçimidir. Klasik tarzın dışındadırlar, her zaman rahat ama şık olanı tercih ederler. Siyah ve beyaz onların vazgeçilmezidir.



Oğlak Kadını

Bir toprak burcu kadını daha... Klasik ve modern çizgiyi birleştiren Oğlak kadınlarının üzerlerinde, takıya neredeyse hiç rastlanmaz. Ciddi ve durgun görünümlerini, giysi seçimlerinde kahve ve yeşil rengi sıkça kullanarak belirginleştirirler



Kova Kadını

Modayı rahatlıkla birleştiren, seçimlerinde cesur, öz güveni yüksek Kova burcu kadınları. Sizler için doğa tüm renkleri önünüze sermiş. Mor, sarı, yeşil, turuncu tamamıyla ruh halinize bağlı tercihleriniz.



Balık Kadını

Kararsız, hassas Balık burcu kadınları için takılar her zaman ön plandadır. Takıda gümüş ve altın tercihleridir. Kıyafette modayı takip etmez, rahatlığa önem verir, ekonomik alışverişler yaparlar



Koç Kadını

Koç burcu kadınları pek bir havalı olur. Uçuk kaçık ne varsa onların üzerinde rahatlıkla görebilirsiniz. Gösterişi ve şatafatı sevdikleri için saten, ipek kumaşlar tam Koç kadınlarına göredir. Dikkat çekmek için kombinler de bol aksesuar kullanırlar. Kırmızı ise en sevdikleri renktir.



Boğa Kadını

Boğa kadınları Venüs gezeninin etkisinde bir burçtur. Toprak grubunu temsil etmesinden midir bilinmez, kahve ve tonlarını çok severler. Toz pembe ve uçuk mavi renkleri de giysilerinde bolca kullanırlar. Sade ve tek renk giysi seçimleri onların karmaşadan uzak dingin yapılarının göstergesidir. Pırlanta ve zümrüt ise takıda vazgeçemedikleridir.











Sekiz Özel Armağan;

1) DİNLEME: Kesmeden, hayal kurmadan vereceğiniz cevabı düşünmeden can kulağıyla dinleyin. Ama gerçekten dinleyin.

2) SEVGİ: Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir.’

3) KAHKAHA: Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız “Seninle birlikte gülmeyi seviyorum” anlamına gelir.

4) YAZILI BİR NOT: Basit bir “Yardımın için teşekkürler” notu, ya da belki bir şiir. Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır.

5) İLTİFAT: Basit, içtenlikle söylenen bir söz (“Bu renk sana ne çok yakışmış” ”Harika bir iş çıkardın”, “Yemek nefis olmuş” gibi) karşınızdakinin içini aydınlatır.

6) İYİLİK: Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik birşey yapın.

7) YALNIZLIK: Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma armağanını verin.

8)NEŞELİ BİR YAPI: Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Fırsat buldukça insanlara hoş sözler söyleyin. ڪے

Çok daha iyi anladım ki sonradan başının ağramasını istemiyorsan...

Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir, oğlunu üzgün görür.

Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir, oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar.

 Oğlu: "Hiç…"... der.

Hz. Mevlânâ dışarı çıkar.


Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer.


Ellerini havaya doğru açıp ulamaya başlar.   Oğlu babasının bu haline bakıp güler.   Hz. Mevlânâ:   "Evladım, gördün mü?" der.   "Dünya dertleri de işte böyledir. Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır.


Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün.


 İşte bütün dertlerin arkasında da RABB'inin olduğunu bil ve O'na güven." der...

Ve anladım ki; Önemli olan kırılan testinin bütün olup olmaması değil, Bütün edebilmek için gösterdiğin emek, ve yeniden kırılmaması için göstereceğin dikkat…

Aylar önce idi, yanımda çalışan bayan eleman bulaşıkları yıkarken, minik bir kaz...a sonucu en sevdiğim fincanımı düşürmüş ve kırılmasına sebep olmuş.. Tabi ben farkında bile değilim olayın..


Akşam üstü bir kahve rica ettim.. Önüme gelen fincana bakınca ürperdim.. Her zamanki fincanım değil di… Değişmiş! Ne olduğunu sorduğumda ise, Kırıldığını ve çöpe atıldığını öğrendim.. Çöpe atılmış..


Bir hayli sinirlenmeme rağmen, sadece “tüm parçalarını toplayıp getirir misin lütfen” dedim Sanırım 15 dakika kadar uğraştıktan sonra tamir etmiştim fincanımı.. Eleman yüzüme garip garip bakıyordu, “kırılan testi bütün olur mu Kemal bey” diye sordu bana.   Ondan, fincanı dikkatle yıkamasını ve kahvemi yeniden bu fincanda yapmasını rica ettim.. Evet, özenli ve dikkatli bir uğraştan sonra bütün olmuştu fincanım..


 Ve ondan sonra ona daha dikkatli davranmak zorunda olduğunu anladı elemanım.. Halen aynı fincandan içerim kahvemi… Ve anladım ki; Önemli olan kırılan testinin bütün olup olmaması değil, Bütün edebilmek için gösterdiğin emek, ve yeniden kırılmaması için göstereceğin dikkat…

5 saniyede ''C'' yi görenler beğensin...

Çok şükür...İçimden geldi...

İNSANLARI NELER MUTLU EDİYOR ?

 Bilim adamları, mutlulukla insanin alın yazısı arasında hiçbir ilişki olmadığını savunuyorlar. Bilim adamlarına göre mutluluk öğrenilebilir. Bir başka deyişle mutlu olmak için lotodan çıkacak milyarlara ya da genlere ihtiyaç yok. İsteyen herkes mutluluğu bulabilir. Dokunarak, gevşeyerek ve hatta stres halinde mutluluğu bulmak mümkün. Alman Bunte Dergisi nin son sayısında Alman uzman Wilhelm Schmid-Bode nin mutluluk reçetesi açıklandı:

ÇOCUKLAR …!!! Bütün anketlerde aynı sonuç çıkıyor. Bir insan için en büyük mutluluk çocuğuyla birlikte olmak. Böylelikle dünyayı çocuk gözleriyle algılamak için ikinci bir şans elde ediyoruz. Daha mutlu, daha heyecanlı, sınırsız ve pespembe. Bol bol çocuklarla oynayın ilgilenin.

KIRMIZI BİBER Acı kırmızı biber, önce insanda cehennem duygusu uyandırır. Ancak hemen arkasından ödülü gelir. Biberdeki Capsacin adlı madde, damakta endorfin salgılanmasına yol açar. Endorfin acıları dindirir ve insanı mutlu kılar. Bol acılı yiyen Asyalılar bunun için mutludur.

GÜNLÜK TUTMAK İnsanın gerçek mutluluğu dışarıda değil, iç dünyasındadır. Günlük tutmak, insanın pusulası olabilir. Başımızdan geçen olaylar arasında mutlu anıları özellikle vurgulayarak kağıda dökersek, bunları kalıcı kılmış oluruz.

JOGGING Açık havada koşu yapmak ya da sıkı bir yürüyüş, mutluluk hormonu serotonin salgılanmasını sağlıyor. Bulduğunuz her fırsatta temiz havada koşu ya da yürüyüş yapın.

MEDİTASYON Gevşeme teknikleri insanın ruhundaki sıkıntıları atar. Gevşemiş bir insan yaşadığı anın tadını çıkarır, çevresinde küçük mutluluklar bulabilir.

EVCİL HAYVAN Kuş, kedi, köpek ya da balık… Ev hayvanlarıyla uğraşan insanların çok daha mutlu ve sağlıklı yaşadığı bilimsel bir gerçek. Ev hayvanları, gün içinde nice küçük mutluluklar tattırırlar insana.

EV İŞLERİ İnanılır gibi değil ama gerçek: Erkeklerin yüzde12 si, yemek pişirip ütü yaparak, ev temizleyerek mutlu olduğunu söylüyor. İşin çok daha iyi yanı, erkekler iş yaptığı zaman kadınlar da mutlu oluyor.

GÜLMEK Her şeyi ciddiye alanlar baştan kaybediyor. Gülmek, gülümsemek ve mizah insanı sağlıklı ve mutlu yapıyor. Bir kahkaha, bin porsiyona bedeldir sözü kesinle doğru.

ÇİKOLATA Flört etmek gibi bir şey. Bir kalem yemek yeterli, mutluluk hormonu serotonin anında beyinde dolaşıma çıkıyor. Çikolatanın içerdiği penilatilamin insanı bulutlara çıkarıyor.

MUZ Kendinizi güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz, hemen bir muz yiyin. Magnezyum ve kalsiyum içeren bu meyve strese karşı birebir. O da mutluluk hormonu serotonini kışkırtıyor.

DOSTLUK Almanya da yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 45 i kendini arkadaşıyla mutlu hissediyor. Dostluğun en önemli belirtileri, karşılıklı güven ve birbirini dinleme yeteneği.

MOR RENK Mor renk insani neden mutlu yapar? Renk araştırmacıları bu soruya şu yanıtı veriyor: Kırmızı insani aktif yapar, mavi dinlendirir. Kırmızı ve mavinin karışımı olan mor ise insan ruhunu dengeye kavuşturur.

ÇİÇEKLER Doğaya saygı gösteren insanlar, küçük şeylerle mutlu olmayı da bilir. Araştırmalara göre çiçek, insanın mutluluk düzeyini yüzde 100 oranında artırıyor.

Önceki Hayatımda Müzisyenmişim...

Gülümsüyorum!

 

 Yarada nın benim yanımda olduğunu, tüm ihtiyaçlarımın tükenmez ve sınırsız kaynağı olduğunu, beni desteklediğini, koruduğunu, kolladığını, beslediğini hissediyorum.


Bana verilen kadarını alıyorum. Olanı Olduğu gibi ve Olduğu anda Olduğu Haliyle Kabul Ediyorum.

Her yeni günün başlangıcında ve bitiminde sevdiklerimin ve kendimin sağlıklı nefes alarak hayata devam ettiğini bilerek yaşadığım için şükrediyorum.


Sadece dilin güzel sözler söylemesinin faydasız olduğunu biliyorum,Güzel konuşmayı ‘kalbim’in kendisi yapmak istiyorum.


Sevgi ve minnettar bir yürekte büyük kibirlerin barınamayacağı gerçeğine sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalışıyorum...

Hayat, insanları birleştirir ve ayırır.


Hayat, insanları birleştirir ve ayırır.

Ayırdığında yani bir şeyler bittiğinde o yaşananlar tek bir ‘an’ olur.

Hayat ayırır ama her zaman bir iz bırakır. İyi ya da kötü… Önemli olan iz bırakmaktan çok, hayatımızda ve kesiştiğimiz hayatlarda...

 güzel, güzel olduğu kadar da anlamlı izler bırakmak .....Güzel, anlamlı iz bırakan insan ya da kişiler varsa hayatımızda, aldığımız nefesin anlamı bile başkalaşmaz mı?

Daha sıkı yapışmaz mıyız yaşama? Gözlerimiz bir başka parlamaz mı?

Bütün dostları gezdim, dili tutmaktan daha iyisini görmedim...

Fotoğraf

İnsanlar ikiye ayrılırlar:Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar

Photo: “İnsanlar ikiye ayrılırlar:Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.Sorun olanlar, çözüm olanlar…Ümit kıranlar, ümit verenler…Dert üretenler, deva üretenler…Şikayet edenler, çare bulanlar…Aynı havayı soluyan, aynı sıkıntıyı yaşayan, aynı sevince ortak olan iki insandan biri dert küpü olur çıkar, diğeri ..deva küpü.Biri şikayet üretir, öbürü çare.Biri yük olur, öbürü yük taşır.... Yazı Tura“İnsanlar ikiye ayrılırlar:Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.

Sorun olanlar, çözüm olanlar…

Ümit kıranlar, ümit verenler…

Dert üretenler, deva üretenler…

Şikayet edenler, çare bulanlar…

Aynı havayı soluyan, aynı sıkıntıyı yaşayan, aynı sevince ortak olan iki insandan biri dert küpü olur çıkar, diğeri ..

deva küpü.

Biri şikayet üretir, öbürü çare.Biri yük olur, öbürü yük taşır

Tanrım !, Bana değştiremiyeceğim şeyleri kabullenmem için sabır…

Güle sormuşlar neden dikenlisin diye...

Biliyorum çok zor , yorucu bir yolculuk olacak.

Biliyorum çok zor , yorucu bir yolculuk olacak.

Ama ben karanlıkları aydınlatmak için çıktım yola.

İmkansızı yakalayıp esir etmeye , başarının sırrına ortak olmaya...

Korkmuyorum!

Ve vazgeçmiyorum yaşamaktan. Yalnız değilim!

Biraz sabır , bir parça cesaret ve bir de umut var yanımda.

Sanki dört iyi dost köklü bir çınara dayanmış gibiyiz .

.Günaydın Hayat ! Küçük adımlar atmaya hazırlanıyorum. Sakın bana çelme takma olur mu .......

Kendini Bilmek


Günün birinde bir tilki ormanda genç bir tavşanla karşılaş­mış.


Tavşan sormuş, "Sen nesin?" Tilki, "Ben tilkiyim" di­ye yanıt vermiş "Ve canım isterse seni yiyebilirim.", "Peki, tilki olduğunu nasıl kanıtlayabilirsin?" diye sormuş tav­şan. ...Tilki ne diyeceğini bilememiş çünkü şimdiye kadar karşısına çıkan tavşanlardan hiçbiri böyle sorular sormamış ona, sadece kaçmışlar. Tavşan, "Tilki olduğuna... dair yazılı bir kanıt gösterebilirsen sa­na inanırım" demiş. Tilki doğru aslana koşup, ondan tilki olduğuna dair bir belge almış. Tavşanın beklediği yere geri dönüp belgeyi okumaya başlamış. Bu onu öylesine keyiflendirmiş ki, her paragrafın üzerinde dura dura, uzun uzun zevkle okumuş. Bu arada belgenin anafikrini da­ha ilk satırlardan anlayan tavşan bir oyuktan içeri dalıp gözden kayboluvermiş.


Tilki aslanın mağarasına geri dönmüş ve onu bir geyikle konu­şurken bulmuş. Geyik, "Aslan olduğuna dair yazılı bir kanıt görmek istiyorum..." diyormuş. Aslan, "Aç olmadığımda böyle bir şeyle uğraşmam gerekmez. Aç olduğum zamansa yazılı hiçbir şey görmene hiç gerek kalmaz" demiş. Tilki aslana, "Peki tavşan için bir belge almaya geldiğimde bu­nu bana niye söylemedin?" diye sormuş. "Sevgili dostum," demiş aslan, "belgeyi isteyenin bir tavşan ol­duğunu söyleseydin ya bana! Ben onu bazı sersem hayvanlara bu eğlenceyi öğreten ahmak insanoğlunun biri için sanmıştım." İnsan durmadan kendine bir benlik uydurmakla meşguldür, ama bu uydurulan, icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz. Uydurulanın bir gün gerçeğe dönüşme olasılığı hiç yoktur.


Gerçek benliğin icat edilmesi değil keşfedilmesi gerekir. İcat edilmiş benlik egomuza dönüşür. Gerçek benlik hiçbir şe­kilde ego değildir. Gerçek benlik aslında benlik olmaktan uzaktır; o mutlak boşluk ve boşluğun sessizliği, boşluğun coşkusudur. Kendine bir benlik uydurmak istiyorsan diğerlerine sorman ge­rekir; benliği icat etmenin tek yolu budur- insanların senin hak­kındaki düşüncelerini toplamak. Tüm hayatımız boyunca bunu yapıp dururuz.


Bu yüzden insanların bize saygı duymamasından bu kadar korkarız. Bu bizim esaretimize dönüşür. Saygın biri ol­mak isteriz çünkü saygın olduğumuzda diğerleri hakkımızda güzel şeyler düşünür. Bizi överler ve o zaman daha iyi bir benliğe sahip oluruz.


Saygın değilsek insanlar bizi kınar ve o zaman asla güzel bir benliğe sahip olamayız, çirkin bir benliğimiz olur. Benliğin yalnızca diğerlerinin görüşlerinden oluşur; kırk yama gibidir o, A bir şey demiştir, B başka bir şey söylemiştir ve C başka bir şey der, bu böyle sürüp gider. Bütün bunları, bu kâğıt parçacıklarını birikti­rirsin. Sonra bunlardan bir imge yaratırsın-onları bir araya getirir, yapıştırırsın. Osho - Kendini Bilmek

Paul Simon - Hearts and Bones + lyrics

http://youtu.be/kZ425RKCqco

Kilit budur işte...

Doktor Bey, Kendimi İyi Hissetmiyorum...

ANGEL FALLS (DÜNYANIN EN YÜKSEK ŞELALESİ) ...Günün Fotosu...04/06/2012

Photo: ANGEL FALLS (DÜNYANIN EN YÜKSEK ŞELALESİ)"Angel Falls", Venezüella'nın güney doğusunda Canaima Ulusal Parkı sınırları içerisindedir. İsmini, uçağı arıza yapınca bir tepeye zorunlu iniş yapan Jimmy Angels'dan almıştır. Böylece, altın ararken, Niagara'dan bile 16 defa daha yüksek bir şelale bulmuş oldu "Angels". Dünyanın en yüksek çağlayanının su akış yüksekliği tam 979 metredir ki bu yükseklik Eiffel Kulesi'nin tam 3 katıdır. Etrafı balta girmemiş bakir tropik ormanlarla çevrilidir. Yerel halk dilinde "Salto del Angel" olarak da bilinir."Angel Falls", Venezüella'nın güney doğusunda Canaima Ulusal Parkı sınırları içerisindedir.


İsmini, uçağı arıza yapınca bir tepeye zorunlu iniş yapan Jimmy Angels'dan almıştır. Böylece, altın ararken, Niagara'dan bile 16 defa daha yüksek bir şelale bulmuş oldu "Angels".


Dünyanın en yüksek çağlayanının su akış yüksekliği tam 979 metredir ki bu yükseklik Eiffel Kulesi'nin tam 3 katıdır. Etrafı balta girmemiş bakir tropik ormanlarla çevrilidir. Yerel halk dilinde "Salto del Angel" olarak da bilinir.

Bermuda Şeytan Üçgeni

Photo: Bermuda Şeytan ÜçgeniAtlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde bir doğalgaz kaynağına ev sahipliği yaptığı düşünülen alanın olduğu bölgenin adıdır. Bu bölge Amerikan sahil koruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: "Bermuda üçgeni ya da şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik'te, ABD'nin güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır. Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida'daki Miami, ve Puerto Rico'daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.[1]Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle lanse edildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Bu esrarengiz üçgen ile ilgili olarak yapılan son iddia ise uzun yıllardır devam eden araştırmaların birkaç yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia edilmesi ile ortaya çıktı . Bu son iddiaya göre tüm bu gizemli olaylar aslında basit bir doğal gaz cilvesi idi.Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.Atlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde bir doğalgaz kaynağına ev sahipliği yaptığı düşünülen alanın olduğu bölgenin adıdır. Bu bölge Amerikan sahil k...oruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: "Bermuda üçgeni ya da şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik'te, ABD'nin güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır. Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida'daki Miami, ve Puerto Rico'daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.


 Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle lanse edildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Bu esrarengiz üçgen ile ilgili olarak yapılan son iddia ise uzun yıllardır devam eden araştırmaların birkaç yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia edilmesi ile ortaya çıktı . Bu son iddiaya göre tüm bu gizemli olaylar aslında basit bir doğal gaz cilvesi idi.


Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler.


O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar. Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur.


Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.

Özelsin.


Şimdi kalk git bak aynaya.

Dünyada yaşayan bilmem kaç milyar insan içinde sen TEKSİN.

Onca göz uyanıyor ve bakıyor her sabah bir yerlerden dünyaya.

Senin gözlerin gibi bakanı yok. Onca insan sureti var.

Hepsinde bir ağız, bir burun iki göz,... kaş kirpik vesaire.

Hepsinde farklı bir ifade ve farklı bir bakış.

Özelsin.

Özel yaratıldın ve muhatap alındın.

Ötelerde bir yerlerde, sen bir hata yaptığında hemen seni cezalandırmak için bekleyen bir zalim yok.

Sen sevgiyle yaratıldın ve İNSAN OLMAYI ÖĞRENMEK İÇİN DENEYİMLİYORSUN HAYATI.

Düşe kalka. Sevildiğini asla unutma. Sevmekten ve güvenmekten de asla vazgeçme.

Kendine yenildiğin yerde, yine elinden tutacak ve yolu gösterecek O’dur.

Çünkü SEVİLİYORSUN..

El alem siz onlar için ne yaparsanız yapın, siz onlar için ne kadar yaşarsanız yaşayın,

El alem siz onlar için ne yaparsanız yapın, siz onlar için ne kadar yaşarsanız yaşayın,

Sizi kendiniz olmaktan alıkoyan her şeyi söyler. Çünkü onlar EL….

Üstelik tek de değil. Kocaman bir alem… Hiçbiri sizi tanımıyor…

Sizi kendinizden alıkoymayan tek kişi kendinizdir.

O yüzden kendiniz olmak istiyorsanız el alem için değil, kendiniz için yaşayın.

Onlara asla YA – RA – NA – MAZ – SI – NIZ ! !!!!!!!!

Bugün yaşayacağım her şeyi ben seçeceğim;

Bugün yaşayacağım her şeyi ben seçeceğim; Ya kızacağım yağmura etrafı ıslatıyor diye,

Ya da seveceğim onu çiçeklerimi suladığı için…

 Ya sıkılacağım param yok diye, Ya da harcamalarımı planlayıp, müsriflikten uzak kalmaya çalışacağım…

Ya sızlanacağım bozulan sağlığıma, Ya da hayatta olmayı kutlayacağım…

Ya içli içli sitem edeceğim anne babama, beni büyütürken veremedikleri şeyler yüzünden,

 Ya da onları yürekten seveceğim beni dünyaya getirdikleri için…

Ya sıkıntı basacak dikenli güllere katlanmak zorundayım diye, Ya da dikenlerin gülleri var diyerek umut dolacağım…

Ya kaybettiğim dostlar için yas tutacağım, Ya da yeni insanlarla yeni dostluklar peşinde koşacağım…

Ya işe gitmek zorunda olduğum için mızırdanacağım, Ya da gidecek bir işim olduğu için sevinç dolacağım…

Ya ev işleri yapmak eziyet olacak bana,

Ya da işlerini yaptığım o evde aklımı, ruhumu ve bedenimi barındırabildiğim için minnettar olacağım…

Belki yeni şeyler öğrenmek istemeyecek canım,

Ya kızgın olacağım -öğrenmek gereken ne çok şey var- diye,

Ya da ufak tefek de olsa faydalı ne varsa öğrenmeye çalışacağım....

Bir bardak çay deyip geçmeyin aslında birçok gerçeği gösterir hayatımızdan bir kesittir

Photo: Bir bardak çay deyip geçmeyin aslında birçok gerçeği gösterir hayatımızdan bir kesittir.Çayın Alt Demliği "KAYNANADIR"Sürekli Kaynar Durur. Hatta: Dikkat edilmezse TAŞABİLİRÜst demlik " GELİNDİR" Alt demlik kaynadıkça onunda Hareketi artar.Ama Zamanla da Olgunlaşır ve Demlenir......." DAMAT “ iseBARDAKTIRHer iki Çaydanlıktanda da Yeterince Nasibini Alır.Biraz Kaynana Doldurur onu; Birazda Gelin...Denge Unsurudur.Açık yada Demli çayın Hoşa gitmemesiBundandır..... "ÇOCUKLAR" ÇAYIN ŞEKERİDİR.Tat verir.Çok Şeker Çayın Lezzetini Bozar.Şekersiz Çaya alışanlara iseBir tanesi bile... Fazla Gelir....."GÖRÜMCE" ise“ ÇAY KAŞIĞI “ dır.Arada Bir gelir; Karıştırıp Gider...."KAYINPEDERE GELİNCE" oda" ÇAY TABAĞI "dır. Çayın Demine, Suyuna Karışmaz;Bir Kenarda Lök Gibi Oturur.Sadece Dökülenleri Toplarve çevreye zarar vermesini engeller.Ancak; Ara sıra boşaltılması gerekir,Yoksa Taşıp Herşeyi Berbat edebilir."ÇAY SÜZGECİ" Ailenin Sahip olduğu Değerlerdir.Aileyi Dış Müdahalelerden Korur.Delikler Büyük olursa ! Çayın Tadı Kaçar.Suyu Isıtan "ATEŞ" iseHOŞGÖRÜDÜR.O Olmadan Çayda Olmaz.KISACASI Bir Bardak Çay "AİLEDİR"ve Ağız Tadıyla içilenBir Bardak çayınÜstüne Yoktur...Bir bardak çay deyip geçmeyin aslında birçok gerçeği gösterir hayatımızdan bir kesittir.

 Çayın Alt Demliği "KAYNANADIR" ... Sürekli Kaynar Durur. Hatta: Dikkat edilmezse TAŞABİLİR

Üst demlik " GELİNDİR" Alt demlik kaynadıkça onunda Hareketi artar. Ama Zamanla da Olgunlaşır ve Demlenir.......

" DAMAT “ ise BARDAKTIR Her iki Çaydanlıktanda da Yeterince Nasibini Alır.

Biraz Kaynana Doldurur onu; Birazda Gelin... Denge Unsurudur. Açık yada Demli çayın Hoşa gitmemesi Bundandır.....

 "ÇOCUKLAR" ÇAYIN ŞEKERİDİR. Tat verir. Çok Şeker Çayın Lezzetini Bozar. Şekersiz Çaya alışanlara ise Bir tanesi bile...

Fazla Gelir..... "GÖRÜMCE" ise “ ÇAY KAŞIĞI “ dır. Arada Bir gelir; Karıştırıp Gider....

"KAYINPEDERE GELİNCE" oda " ÇAY TABAĞI "dır. Çayın Demine, Suyuna Karışmaz; Bir Kenarda Lök Gibi Oturur.

Sadece Dökülenleri Toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.

Ancak; Ara sıra boşaltılması gerekir, Yoksa Taşıp Herşeyi Berbat edebilir. "ÇAY SÜZGECİ" Ailenin Sahip olduğu Değerlerdir.

Aileyi Dış Müdahalelerden Korur. Delikler Büyük olursa ! Çayın Tadı Kaçar.

Suyu Isıtan "ATEŞ" ise HOŞGÖRÜDÜR. O Olmadan Çayda Olmaz. KISACASI

Bir Bardak Çay "AİLEDİR" ve Ağız Tadıyla içilen Bir Bardak çayın Üstüne Yoktur..

Haziran Ay Tutulması ve Etkileri


4 Haziran 2012 tarihinde 14 º 13 'de Yay burcunda parçalı Ay tutulması gerçekleşecek Türkiye saati ile 14:11 de. Avustralya’dan tam gözlemlenecek, Asya üzerinden doğacak ve Kuzey Amerika’nın batısından batacak. Batı Kanada ve Amerika’da yaşayanlarda tutulmayı ay batımında seyredecekler.

Bir Ay Tutulması birkaç aylık bir süre ile hayatımıza etkilerini gösterir , hayatımızda bazı şeylerin temizlenmiş olduğunu gösterir ve daha yoğun, daha özel bir dolunay ile açıklığa kavuşturmak için daha önceki eylemlerin etkilerini ortadan kaldırmak gerektiğini vurgular. 4 hazirandaki ay tutulması Yay- İkizler aksında tutulacağı için transit haritamızda bu burçların bulunduğu evler bize bilinçaltımızdaki hangi konulara göz atmamızı da söylemektedir. Bu ay tutulması Mars ve Venüs arasında bir kare olumsuz açı oluşturuyor, bu nedenle ilişkimizde anlaşmazlıklar doğuran ve duyguların incinmesi, sadece ortaya çıkan hukuki sorunların belirsizliğini de kapsar. 4 Haziran Ay tutulmasından güçlü şekilde etkilenecekler; Güneş,Ay ve yükselen burcu İkizler ve Yay olanlar , ayrıca 2 ve 8 Mart tarihleri arasında doğmuş olan Balıklar , 4 - 10 Eylül Başaklar , 2 - 8 Haziran İkizler , 3 - 9 Aralık arasında doğmuş olan Yaylar.Venüs , Ay , Güneş ve Mars arasında olumsuz bazı açılar oluşacak bu tutulma sırasında . Hayal kırıklıkları yanında değerli deneyimler de yaşayacağız. Uzun süredir uyuyan ilişkiler canlanacak , Venüs retrosu olduğundan dolayıda eski ilişkilerde geri başlanabilir ayrıca. Bu tutulma başlıca iki burcu yani İkizler ve Yayı çok etkiliyor. İkizler yazma, öğretim, konferanslar, medya ve iletişimi simgelediği için ünlü bir yazar veya profesörün ölümünden haberdar olabiliriz. Yabancı ülkeler ile alakalı olarak yüksek öğrenim ve hukuk gibi konularda haberler duyabiliriz. Yay karaciğer, kalça, uyluk ve kalçalarda , ikizler omuzlar, kollar, akciğerler ve sinir sistemine sağlık olarak çok dikkat etmemiz gerekecek.

Yılın ilk ay tutulması; olgunlaşma ve özgür olma temalarını işletecek bize. 4 Haziran - 4 Eylül arası tutulma hayatımıza ışık olup, ayrıca duygusal ilişkilerimize özellikle Yay, İkizler, Balık, Başaklara değişiklikler getirebilir ve kader yolları düzelebilir. Tutulma sırasında Karmik karşı karşıya kaldığımız olaylar ve durumlar hızlı bir saat tiktakları gibi işleyecektir. Toplantılar, kararlar, seyahat, yeni yerler, yeni faaliyetler, üzüntü, sevinçler, başarılar, yenilgiler oluşacaktır çevremizde. Ruhumuzun fısıltılarını iyi dinlemek lazım. Tutulma sırasında Mars ile olumsuz açılar kazalar ve doğal afetleri ayrıca denizlerde oluşabilecek kazaları da beraberinde getiriyor. İkinci dekanda oluşması tutulmanın yıkım ve ölümlere de işaret ettiği gibi büyük baş hayvanlarla alakalı hastalıklar ve telef gibi durumları da gösterecek. Özellikle 24 Haziran da Uranüs - Pluton açısı ile kaza ve doğal afetleri de daha da çoğaltmakta.

Özellikle Çin,Honkong, Bankok ve Singapur daha çok etkilenecek bu durumlardan. Yay burcu ülkeleri olan Irak ve Umman, Etopya, Hindistan, İran,Almanya, Hırvatistan, İspanya, Macaristan, Buda, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Slovenya, Hollanda,Arabistan, Almanya, Hırvatistan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, İngiltere, Slovenya, İspanya, İtalya, Yemen, Tanzanya da etki altındaki ülkeler.
İtalya da deprem riski devam etmekte ve tutulmadan sonra daha büyük bir doğal afetler karşı karşıya kalabilir. Ayrıca inançlar konusunda karmaşalarda başlayacak. Amerikada da bu tutulma ile birlikte güvenlik,iç huzursuzluklar, hava durumunda ani değişimler,uçak kazaları, terör,hacker saldırıları,askeri olaylar ve doğal afetler görülecektir.
Türkiye'de ise eğitim,hukuksal konular,medya,askeri hareketler ve doğal afet riskini göstermekte. ( Ege özellikle dikkat etmeli )
Burçlara bakarsak eğer ;

31 Mart - 9 Nisan doğumlu KOÇlar ; İlişkiler adına sevinçli haberler...Beklediğiniz mükemmel aşk geliyor. Ayrıca diğer Koç ve yükselenler için ruh hallerinizde ,inançlarınızda büyük değişimler olacak. İşlerinizde veya işyerinizde değişimler yaşayabilirsiniz.

Boğa ve Yükseleni ; İlişkilerinizde önemli kararlar alacaksınız. y ilişkiniz bozulacak yada yeni bir ilişkiye başlayacaksınızdır. Tutulma sırasında çok öfkeli olabilirsiniz.İleri gitme cesaretini gösterirseniz finansal konularda kazanacaksınız.
1 - 11 Haziran doğumlu İKİZLER ; İlişkilerde hayal kırıklığı yaşanabilir. öfkeli kavgalar olabilir. Ayrıca diğer İkizler ve yükselenleri ise ; İş de ve ilişkilerinizde yeni heyecanları getiriyor.
Yengeç ve Yükseleni ; işinizde profesyonel anlamada ilerleme döneminiz başlıyor. Tutulma sırasında işdeki arkadaşlarınızla ufak tartışmalar yaşayabilirsiniz. Meslek hayatınızda doyum sağlayacaksınız.
3 - 12 Ağustos doğumlu ASLANlar ; Harika başlangıç ve adımların habercisi bu tutulma. İlişkilerinize uyum ve barış getirecek. Aşk hayatınız aydınlanacak. Karmik ruhdaşlarınızla bir olacaksınız ve yeni ilişkilerinizde mükemmel ve çok derin olacak. Diğer Aslan ve yükselenler için;fiziksel olarak kendinizi iyi hissedemeyebilirsiniz. Kişisel yönde olumlu değişimler de göstereceksiniz.Arkadaşlarınızla tartışmalardan da uzak durun.
3 - 12 Eylül doğumlu BAŞAKlar; Duygusal olarak çok duyarlı bir zamanda olacaksınız. Her zamankinden daha güçlü egolar ve arzular içinde olacaksınız.Arkadaş ve partner ilişkilerinde çok dikkat etmeniz gereken bir zamandasınız. İçsel gerginlikler de sizi bekliyor. Diğer Başak ve yükselenler;eski tüm alışkanlıklarınız sona eriyor ve hayata geleceğe doğru yeni bir kapı açıyorsunuz. Bu tutulma size güven kazandıracaktır.
4 - 13 Ekim doğumlu TERAZİler ; Aşk için daha fazla fırsatlar , mali koşulların iyileşmesi ve daha fazla eğlence sizi bekliyor bu tutulma ile birlikte. Keyifli ilişkiler içinde ve şanslı olacaksınız. Diğer Terazi ve yükselenler ; duygusal anlamda çok iniş çıkış ve huzursuzluklar hakim olacak size. Bazı olumsuz tartışmalar içinde bulunabilirsiniz. Ayrıca hayal ve umutlarınızı gerçeğe dönüştürmede fırsatlar da elinize geçecek.

AKREP ve Yükseleni ; Finansal konularda iç sesinize güvenir cesaretle adımlar atarsanız kazanacaksınız. Sosyal yaşamınızda hareketli değişimler olacaktır. İçinde bulunduğunuz koşullarda iyileşmeye başlayacak doğru düzgün tercihlerde bulunacaksınız.

YAY ve Yükseleni ; Duygularınız bu ay tutulması ile iyice yüzeye çıkacak. İlişkileriniz mutlu şekilde sonuçlanacak. Sorumluluklarınıza sahip çıkarsanız hayal kırıklığı yaşamazsınız. Dengesiz ilişkilerinize bir son vermenizde gerekebilir. kafa karışıklığı yaşasanız da arada önemli sıçrayışlar yapacaksınız.

OĞLAK ve Yükseleni ; Üzerinizde ruhsal güçlü bir tutulma oluşmakta. Psikolojik ve fiziksel olarak bazı dengesizlikler gel gitler yaşamanız mümkün. Gereksiz endişelerinizden kurtulacaksınız ayrıca . Depresyona dikkat. Ayrıca yaşadığımız zorluklardan ders çıkartarak hayatımızda yeni bir dönemde başlanacak.

KOVA ve Yükseleni ; Ruhsal açıdan kendi özümüzü keşfederek kişisel özgürlüğümüzü elde edeceğiz.Kendimizle alakalı değişimlere adım atarken düşünmeden atmayın yalnız. Peşinde olduğumuz güvenli hayata doğru emin adımlar atacağız. Her türlü ilişkimizi yeniden gözden geçirmemiz gereken zamanlardayız.

BALIK ve Yükseleni ; Yeni bir kariyere adım atabilir , yurt dışı bağlantılı fırsatlarda önünüze çıkabilir. Kariyeriniz bakımından önemli eğitimlerden de geçebilirsiniz. İşinden memnun olan Balıklar ise işlerinde daha önemli adımlar atacaktır. Ayrıca iş konusunda yeni deneyimler yaşayarak ne istediğinize net kararlar vereceksiniz.

Tüm sevgimle,Keyifli mutlu bir Ay Tutulması dilerim,
Yıldızlarınız üzerinizde mutluluk ve şansla pırıl pırıl parlasın, Hülya Balıkavlayan

İyi mahsülüm var diye güvenme: Ambarına BUĞDAY girmeden.

İyi evladım var diye güvenme: EVLENDİRMEDEN.

İyi komşum var diye güvenme: Büyük DERDE düşmeden..

İyi arkadaşım var diye güvenme: Başına BELA gelmeden..

İyi eşim var diye güvenme: HASTALANIP yatağa düşmeden.

İyi kardeşim var diye güvenme: Araya MADDİYAT girmeden.

 İyi mahsülüm var diye güvenme: Ambarına BUĞDAY girmeden.

İyi dostum var diye güvenme: Araya DOST görünen biri girmeden...