22 Nisan 2012

Olgun insan:

Aşkın çiçeği Nar çiçeğidir... İşte efsanesi...

Efendim Hindistan'da, hala devam eden Kast sistemi var. Ayrımcılığın en zehirlisi...Hele en alt kasttansanız, yandınız.. Öle ki kurtula..
Mihracenin güzel kızı, aşkın gözü kör ya.. Gitmiş en alt kasttan bir delikanlıya tutulmuş. Mümkün mü?..
Anlaşıp kaçmışlar.. Mihrace bütün adamlarını peşlerine takmış.. Günler sonra yakalayıp huzura getirmişler. Delikanlının kellesi oracıkta kesilmiş. Mihrace, kızının da, sarayın kulesine kapatılmasını emretmiş. Kızı içeri atmışlar. İkinci emir gelmiş.. "Kapıları ve pencereleri örün.."
Kızın ağlamaları, çığlıkları giderek zayıflamış, sonunda kesilmiş.. Yağmur mevsimi gelmiş, sırılsıklam olmuş taş duvarlar.. Yağmurlar bitince kulenin taşlarının arası yeşermiş önce.. Sonra dünya güzeli çiçekler açılmış kuleyi saran.. "Anarkali" demişler çiçeğin adına.. Kızın adı oymuş çünkü..
Anarkali "Nar Çiçeği"nin Hintçesi..Rivayet şu ki; O güzelim ateş rengi nar çiçeklerinin çıkış yeri Güzeller Güzeli Anarkali nin aşk dolu kalbidir.
Anarkali'nin mezarı şimdi Pakistan'a ait Lahore'da.. Yolunuz düşerse..

Ne yapıyormuşuz ?



Karga'nın öğrettiği gibi çöpleri çöpe atıyormuşuz...

İyi bir Türk kahvesi pişirmenin püf noktaları...

kahveyi ocağa koymadan önce oda sıcaklığındaki su ve şekerleri iyice karıştırınız, sonra ise hiç dokunmayınız.

Kahveyi bir taşım kaynatıp, köpürttükten sonra fincana koyuyor, geri kalanı tekrar ocakta pişiriyorsunuz.

Kahve piştikten sonra 30- yada 40 saniye dibinin çökmesini bekliyorsunuz

Sonra kehve fincanının yanına Türk lokumu koyup servis ediyorsunuz

Ay seni ve başlayacağın herseyi kutsasin.

Ay seni ve başlayacağın herseyi kutsasin...

ve güneş aydınlatsın.

Evren enyuksek koruma ve sefkatle seni sarsın.

Meleklerin himayesinde olduğunu hemen simdi hatirla.

Ve ISIK olduğunu.

Ve öyle dir.

Psikolojim Bozuk Sürüye Katılamıyorum...

Topraklanma Egzersizi...

Aşağıdaki egzersiz dünya enerjisine kanal olma uygulaması için iyidir, hem sizin topraklanmanız için hem de gezegenimizi iyileştirmek için. Gezegenden yukarıya enerjiye kanal olduğumuz zaman, bizden geçer ve gezegene geri döner, dünyaya bize sunduğundan farklı dönüştürülmüş ve şifa enerjisi göndermiş oluruz.


 1. Ayaklarınız yere basar durumda sağlam şekilde durun, omuzlar dik, dizler hafif bükülmüş olsun.


2. Gevşeyin ve nefes alın ve tabana basan ayaklarınızın ve sizi ayakta tutan bacaklarınızın farkında olun.


3. Ayaklarınızın farkında olun. Ayaklarınızın yerden aşağıya dünyaya battığını imgeleyin. Ayaklarınız dünyanın içine ekilsin.


4. Bir ağaç olduğunuzu imgeleyin, kökleriniz ayaklarınızdan dünyanın içine uzansın. Bırakın kökleriniz toprak ve kaya tabakalarından, dünyanın derinliklerine, sıcak, titreşen, erimiş merkezine dalsın. Kökleriniz dünyanın merkezine ulaştığında, onlara bir çapa ekleyebildiğinizi imgeleyin, sizin özgürce ilerlemenize, ama dünyaya bağlı kalmanıza izin veren bir çapa.


Yukarıdaki egzersiz sizi topraklar. Eğer topraklandığınızda bu enerjiye kanal olmak isterseniz aşağıdakileri takip edin :
5. Omurganızın ve kökünüzün (ilk çakra) dünyanın enerjisine açıldığını hissedin ve bir ağacın kökleri gibi, dünyanın enerjisinin omurganıza kolayca ve çabasızca yükselmesine izin verin. Her nefes alışınız ile enerjinin size aktığını imgeleyebilirsiniz.


6. Enerjinin tüm omurganızdan akmasına izin verin, tüm bedeninizi doldursun ve başınızın tepesinden dışarı aksın.


7. Enerjinin göğsünüzü ve kalbinizi doldurmasına izin verin ve kollarınızdan ve ellerinizden dışarıya aksın, kollarınız ve elleriniz içinden enerjinin aktığı bir hortum imiş gibi.


8. Enerjinin omurganızdan yukarıya ve kollarınızdan ve ellerinizden dışarı aktığını hissettiğinizde, ellerinizi yere koyun ve bu enerjinin gezegenimizi beslediğini ve iyileştirdiğini bilerek enerjinin geriye dünyaya dönmesine kanallık yapın.


Topraklanmanızı sürdürmenin bir yolu ayaklarınızın tabanlarının farkında olmaktır, özellikle böbrek meridyeninin başlangıcının (ayak kemerinin başlangıcında, ayağınızın topuğunun hemen ötesinde yerleşiktir


Bu dönemde çok önemli. Lütfen her gün yapmaya çalışın.

Hangi organ olurdunuz?

Bedenimiz birer makine gibi. Farklı işlevleri olan onlarca organ, tek bir amaç için çalışıyor: Hayatta kalmak. Her bir organın önemini ve gerekliliğini biliyoruz. Peki siz bir organ olsaydınız, hangisi olurdunuz?

 

http://testyourself.tr.msn.com/olcer/Hangi_organ_olurdunuz/Start.aspx

İzin verdiğin kadar bilebilirler seni ,

İzin verdiğin kadar bilebilirler seni , gerisi sadece " zannettikleri "....:)

Olsun (Halil Sezai)

http://youtu.be/dEWALZQ7rHk

Sana ışık tutanlara sırtını dönersen,

Tanıdık varsa yemem?

SEVGİLİ DÜNYA ANAMIZ;

 Eğer yaradılışımızın başlangıcından şu ana kadar, ben, ailem, yakınlarım ve atalarım senin topraklarında yaşayan canlılara ve bize sunmuş olduğun tüm nimetlere; karşı düşüncelerde, sözlerde, eylemlerde ve hareketlerde bulunduysak, suç işlediysek/kırdıysak, bağışlamanı diliyoruz …

Bunun temizlenmesine, arınmasına, salıverilmesine, tüm negatif anıların, blokların, enerjilerin ve titreşimlerin kesilmesine, silinmesine izin ver ve bu istenmeyen enerjileri saf ışığa dönüştür.

Ve oldu”

(Ho'oponopono)

Aklımın dinginliğini hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya

Aklımın dinginliğini hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya,

Karşılaştığım herkesle sağlık, mutluluk ve başarıdan söz etmeye,

Tüm arkadaşlarımın kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaya, ...

Her şeyin aydınlık yüzüne bakmaya ve iyimserliğimin gerçeğe dönüşmesine çabalamaya,

 Yalnız en iyiyi düşünmeye, yalnız en iyi için çalışmaya ve en iyiyi beklemeye,

Başkalarının başarısından kendiminki kadar coşku duymaya,

Geçmişin yanlışlarını unutmaya ve gelecekte daha büyük başarılara ulaşmak için var gücümle çalışmaya,

Her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup, selamladığım her canlı varlığa gülümsemeye,

Kendimi geliştirmeye,başkalarını eleştirmeye zaman bırakmayacak kadar çok zaman vermeye,

Kaygılanmayacak kadar yüreğim geniş, kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce,

 bozguna uğramayacak kadar güçlü ve üzüntüye kapılmayacak kadar mutlu olmaya

KENDİME SÖZ VERİYORUM!!!

Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur..

Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur..

Buda

Bankadan aradılar...

Ağaçlar Hakkında 14 Bilinmeyen Gerçek

 

 *Ağaçlar besinlerinin % 90'ını atmosferden, % 10'unu topraktan alır.

*Yaşlanarak ölen ağaç yoktur. Ağaçları mikroplar, böcekler, insanlar, yangınlar ve doğal afetler öldürür. ...

*Dünyada 20 bin çeşit ağaç türü vardır.

*Yaprakları hayvanlar ya da böcekler tarafından yenmeye başlanan ağaçlar sinyal göndererek diğer ağaçları tehlikeye karşı uyarır. Uyarılan ağaçlar salgıladıkları kimyasallarla sindirimi çok zor, lezzetsiz yapraklı ağaçlara dönüşür.

*Dünyada yaşayan en büyük canlı California Kızılağaç Ormanı'nda bulunan "sequoia" ağacıdır. 30 katlı bir bina yüksekliğindeki bu ağaç tahminen 2756 ton ağırlığındadır. *Olgunlaşan bir ağaç, bir fidana nazaran havayı temizlemede 70 kez daha etkindir. Yılda 1 tona yakın karbondioksidi absorbe edebilirler.

*Tek bir ağaç yılda 118 kilogram oksijen üretmektedir. Yani iki ağaç 4 kişilik bir ailenin bir yıllık oksijen ihtiyacını karşılamaktadır.

*Tek bir ağaç bir arabanın 4 bin kilometrede oluşturduğu karbon kirliliğini yok edebilme kapasitesindedir.

*Her bir insan yılda sadece kâğıt ihtiyacı için 10-15 yaşlarında yetişkin bir ağacı yok etmektedir.

*Bir ağaç yılda 2 ton suyu çekerek su baskınlarını engellemektedir.

*Ağaçlar insan akciğerini tamamen etkileyecek toz partiküllerini havadan temizler.

*2012'den itibaren her birey 30 ağaç dikse global ısınmanın ortadan kalkacağı tespit edilmiştir.

*Bir ağaçtan yaklaşık 70 bin adet kurşunkalem yapılmaktadır. Bu sebeple yılda 82 bin ağaç kesilmektedir.

*Bir bebek, tuvaletini haber verinceye kadar kullandığı çocuk bezleriyle 25 ağacın ölümüne sebep olmaktadır.

ÖKSÜRÜĞÜ OLANLARIN ,ASTIMI, ALERJİK ASTIMI OLANLARIN DİKKATİNE...

Saf zeytinyağında bir gün bekletilmiş kuru incirden sabahları aç karnına 2 adet yemelerini ve yeniden 2 tane inciri gene zeytinyağına koyarak ertesi günü yiyerek bu kürü en az 6 ay devam etmeliler.(aralık vermeden)

Tazesi de malum tembel mideyi çalıştırıyor,bağırsakları yumuşatıyor,sinirleri kuvvetlendiriyorboğaz ağrılarını kesiyor çıbanları olgunlaştırıyor,bronşları yumuşatıyor.

Ayrıca incir ağacının dallarındaki süt ise siğilleri geçiriyor. Bu bilgileri paylaşmak istedim...

Allah şifa versin

Not: Doktorunuza danışmadan kullanmayınız...

HATALARIMIZI TELAFİ ETMEYİ DENEMELİYİZ....

Uygunsuz davranışların affedilmesini beklemek yerine kusurlarımızı düzeltecek girişimlerde bulunmalıyız...

HATALARIMIZI TELAFİ ETMEYİ DENEMELİYİZ....

Olmuyorsa da en azından denemiş oluruz...

Kim ne olmak istiyorsa onu OLsun mu bu şiirde?...

Kim ne olmak istiyorsa onu OLsun mu bu şiirde?...

Biriniz birkaç yıldız taksın gökyüzüne

Biriniz çay hazırlasın

Biriniz akşam OLsun; içinde atların öldüğü müzik susunca

Biriniz çocukluğuna sarılıp kuyuya insin

Biriniz onun uzattığı şiiri okusun

Ağlamak gerekiyorsa biriniz ağlasın

Biriniz akşam olsun yeniden

Biriniz yağmuru dansa kaldırsın...♥

M.İ.Zengin

Bu uyarı üzerine, ilk defa bir yoğut kabının altındaki işaretlere baktım... Mutlaka siz de bakın...




Bu uyarı üzerine, ilk defa bir yoğut kabının altındaki işaretlere baktım.hepsinin bir anlamı var şüphesiz.Bu uyarı ile,son kullanma tarihi kadar,belki daha önemli bir bilgi sahibi oldum. Benim yoğurt kabımda üçken içinde 5 rakkamı vardı.


 Mesajımı okuduğunuzda,tercihiniz olan markanın kabının altına bir bakmanızı, sevdiklerinize yaymanızı öneririm. Sağlıklı yaşam dileklerimle.


 YOĞURT ALIRKEN DİKKAT... SANIRIM ÖNEMLİ BİR UYARI, ANCAK NEKADAR ÖNEM VERİRİZ BİLEMEM. Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Maalesef aynı firma farklı marketlere farklı plastik gönderebiliyor. Daha ucuz marketlere adi plastiklerde, lüks semtlerdeki marketlere daha kaliteli plastikte gönderiyor. Ne acı. Yani ayırım yapıyor.


Şimdi plastik yoğurt kaplarında, bazı firmalar artık polipropilen kullanmaya başladı. Kabın altına veya yanına baktınız zaman bir üçgen göreceksiniz; üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar, 5 numara polipropilendir altında da zaten "PP" yazar.


7 yazanları almayın, 5 yazmalı. Hangi plastikler zararlı? Plastikte kanser tehlikesi... Plastikler türlerine göre sınıflandırılıyor.


Bu türler 1'den 7'ye kadar numaralandırılıyor.


Özellikle 3, 6 ve 7 no'lu plastiklerden uzak durmak şart! O halde hangi plastik türünün zararlı olduğunu anlamak için öncelikle numarasına bakmak gerekiyor. Herhangi bir plastik ürün alırken ilk işiniz altında bulunan numarayı kontrol etmek olmalı. Ya bağımsız ya da etrafında oklar olan bir üçgen içinde bu numarayı görebilirsiniz. Eğer ürünün altında hiçbir rakam yoksa -ki Türkiye'de özellikle pazarda satılan ürünlerde yokdaha da kötü! Numara varsa işiniz daha kolay. Peki hangi numara, hangi üründe kullanılıyor? Hangileri zararlı, hangileri değil? İşte evde kullanılan plastikleri ayırmanız için üçgen içindeki numaralar hakkında bilmeniz gerekenler:


1. PET veya PETE Polietilen içerir: Genelde su, iki litrelik alkolsüz içecekler ve yağların konduğu pet şişelerde kullanılır. Cam gibi şeffaftır. Zararsızdır.

2. HDPE Yüksek yoğunluklu polietilen: Deterjan ambalajları ve pet süt şişesinde bulunur. Zararsızdır.

3. PVC Polivinil klorid: Streç folyo, dış mekanda kullanılan eşyalar, plastik pipo, zemin malzemesi, duş perdeleri, şeffaf ve kabartmalı plastik ambalajlarda kullanılır. Zararlıdır!

 4. LDPE Az yoğunluklu polietilen: Kuru temizleme ve çöp torbaları, yemek saklama kaplarında bulunur. Zararsızdır.

5. PP Poliproplen: Şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında vardır. Zararsızdır.

6. PS Polistiren: Yemiş paketleri, plastik bardak-tabak, markette etin satıldığı köpük tabak, hazır paket fast food ürünlerdedir. Zararlıdır.

7. DİĞER: Bunlar birden altıya kadar kullanılan plastiklerin dışında kalanlardır. Yemek saklama kapları ve bazı pet şişelerde bulunur. Zararlıdır. 3, 6 ve 7 Bunlardan uzak durun




Bana söylersen unutabilirim...

Elektrik alamadım...