16 Ağustos 2011

Kabınızı boşaltmadan size nasıl Zen öğretebilirim?

Bir üniversite profesörü, Zen hakkında bir şeyler öğrenmek için, Usta Nan-in'i z...iyaret eder. Fakat, onu dinlemek yerine durmadan kendisi konuşur; düşüncelerini anlatır. Bir süre sonra Nan-in, misafirine çay ikram eder. Fincanı ağzına kadar doldurduktan sonra, çay servisine devam eder. Çay taşar, tabağı doldurur, oradan da adamın pantolonuna ve yere dökülür.
Profesör haykırır:
- Görmüyor musun fincan dolu? Niye koymaya devam ediyorsun ki daha fazla çay almaz bu kap.
Buna karşılık Nan-in sükûnet içinde cevap verir: "Ve tıpkı bu fincan gibi siz de kendi fikir ve görüşlerinizle dolusunuz. Kabınızı boşaltmadan size nasıl Zen öğretebilirim?"Eğer boş bir yer yoksa yenilikler nasıl hayatımıza girebilir ki?
Kimbilir belki de bu sebepten, yenilikler giremediğinden, hep aynı kısır döngüler, sorunlar hayatımızda süregelir.



Ne dersiniz şartların, yeniliklerin oturup bize gelmesini beklemek yerine hayatımızda yer açıp, onları bizim davet etme zamanımız gelmedi mi sizce de?

Uzundere de dut pestili yapımı... Günün fotoları 16/08/2011



















Hacer Aydın'a teşekkürlerimle...

Serserilik ederek geçirmeli insan serserilik edilecek yaşları...Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını...

Ne zaman üniversitelere konuşma yapmaya gittiysem ya da ne zaman benden daha gen...ç biri benim ondan daha fazla bir şey bildiğimi sanarak bana sorduysa “bu işin olurunu”, dedim ki:
Üniversiteyi bitirince hemen çalışmaya başlama.Git, dolaş, ülkeler gez, aç kal, meteliğe kurşun at, ama ne yap et, koşturmaya başlamadan önce biraz amaçsız yürü.Maceraya çık, bedeli ne olursa olsun bunu yap.Çünkü…Çünkü hayat, onu erken anladığını sananlardan çok fena alır öcünü.

Bir şeyi vaktinde yaşamadan geçersen, çok sonra, seni rezil etme pahasına, sana yaşatır o eksik bıraktığın bölümü. Âşık mı olmadın on altı yaşında? Gelir seni kırk beşinde bulur, en olmaz zamanda.

Maceraya mı çıkmadın yirminde? Sürükleye sürükleye götürür seni otuz beşinde. Yırtık kot, yer bezinden hallice bir kazak giyip, nasıl göründüğüne aldırmadan geçiremedinse öğrencilik yıllarını mesela, elli yaşında, artık kalabalıkların gözleri seni hiç de öyle görmeyi beklemezken, sana giydirir o kot pantolonu.

Hayatı sakın erkenden yaşama, sonradan çok fena komik eder adamı.

Serserilik ederek geçirmeli insan serserilik edilecek yaşları.

Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını.

Kendini yaşatıncaya kadar yapışıp kalır.


Ece Temelkuran

bülent ortaçgil-aşk var

http://youtu.be/732tuq-Bfps

Fedakarlık üzerine ...

Yaşlı bir çift, evliliklerinin altın yılını kutluyordu Kahvaltı yaparken, kadın ...şöyle düşündü:
“Elli yıl boyunca hep kocamı düşündüm ve ekmeğin kabuklu bölümünü ona verdim Hiç olmazsa bugün bu tadı ben tatmak istiyorum”
Kadın bu düşünceyle ekmeğin kabuklu bölümüne yağ sürüp, öteki kısmını kocasına verdi
Düşündüğünün tersine, kocası bu durumdan çok mutlu oldu, karısının elini öptü ve şöyle dedi:
“Sevgilim, bana günün en büyük mutluluğunu verdin Elli yıl boyunca ekmeğin en çok sevdiğim yumuşak bölümünü yiyemedim Çok sevdiğini bildiğim için, o bölümün hep senin olmasını istedim!”

Aaaah anneler...