29 Kasım 2011

Yere çizilen üç boyutlu resim...

gözyaşlarınız içinizdeki negatifleri yıkayan pozitif ırmaklardır...



gözyaşlarınız içinizdeki negatifleri yıkayan pozitif ırmaklardır

Bilgi kitabı

Coşkun akan ırmağın köpüğüyüm, Rüzgarda sallanan bir dal, Yere düşen bir yaprağım...

Durgun akan nehrin yatağıyım

Coşkun akan ırmağın köpüğüyüm

Rüzgarda sallanan bir dal

Yere düşen bir yaprağım

O rüzgardaki esintiyim

Kalem tutan bir elim

Beni kim sorasa

Ben O’yum

Çirkinlikler kabuğum

Güzellikler nurumdur

Beni ararsan Ben Senim

Bilgi Kitabı

 

'tencere yuvarlandı, kapağını buldu' atasözü nerden gelir?

Bir zamanlar Bağdad'da çok zeki ve bilgili,  Şenn adında bir adam yaşamaktaydı. Bu adam bir gün kendisi gibi bilgin ve akıllı bir kız bulup evlenmek için atına atlayıp yola çıktı. Yolda birine rastladı. Adam köyüne gidiyordu. Şenn de adama katılıp birlikte yolculuk etmeye başladılar.

Şenn adama sordu: - Ben mi seni yükleneyim, yoksa sen mi beni yüklenirsin? Adam: - Bu nasıl söz? İkimiz de atlıyken birbirimizi nasıl yükleniriz? diye cevap verdi. Biraz ilerleyip köye yaklaştıklarında,

Şenn biçilmiş ekinleri görünce tekrar sordu: - Bu ekinler yenmiş mi yenmemiş mi? - Be cahil adam! Ekini saplarıyla görüyorsun da yenip yenmediğini mi soruyorsun? Köye varınca bir cenazeye rastladılar.

Şenn yine sordu: - Bu tabutun içindeki ölü mü, yoksa diri mi? Adam: - Yahu, senin gibi ahmak ve cahil bir adam görmedim! Diye çıkıştı. Adamcağız, bu sorularına bir mana veremediği yol arkadaşını o gün evinde misafir etti.

Evde Tabaka isminde bir kızı vardı. Kız babasına misafirin kim olduğunu sordu. Adam da onun kendisine sorduğu aptalca soruları sıraladı ve pek ahmak bir adam olduğunu söyledi.

Fakat kız dedi ki: - Baba, o adam ahmak değil.

Birinci sorusu, 'ben mi söze başlayım sen mi?' demektir.

İkincisi, 'ekin sahipleri onun parasını yemişler mi acaba?', üçüncüsü de, 'acaba bu ölü kendi adını yaşatacak evlat bırakmış mıdır?' demektir.

Bunun üzerine adam, Şenn'in yanına dönüp soruların cevabını aktardı. Şenn ise: - Bu sözler senin değil. Sahibini açıklar mısın? deyince, adam kendi kızı olduğunu söyledi.

Şenn: - Ben işte böyle bir kız arıyordum, diyerek onunla evlenmeye talip oldu. Anne-babasının da rızasıyla Tabaka ile evlenen Şenn, kızı alıp ailesine götürdü. Çevre halkı da bu evlilik karşısında, 'vâfeka şenn tabaka', yani 'kap kapağına uygun düştü' dediler. Çünkü 'şenn' su kabı, 'tabaka' ise kapak anlamındadır.

Türkçemizde ise bu söz; 'tencere yuvarlandı, kapağını buldu' atasözüne dönüşmüştür

Fiziksel ve ruhsal arınma...

Bedenimizin en cok neye ihtiyaci vardir, bilir misiniz? Sadece ve sadece SEVGI'ye. Soyle bir bakin; evinizde yetistirdiginiz bitkilerinizle konusursunuz, eger kedi kopek besliyorsaniz onunla sohbet edersiniz. Peki kendinize acaba ayni ozeni gosterir misiniz? Hic organlarinizla konusmak akliniz gelir mi? Mesela her ogun sonrasi yediklerinizi her kosulda ogutmeye calisan mideniz, ya da duzenli olarak calisan bagirsaklarimiz. Biz ne durumda olursak olalim, onlar gorevlerini yerine getirmek zorundalar. Ustelik bizden hic bir sey beklemeden.. Ta ki, onlara uyguladigimiz cesitli baskilara dayanamayip, kucuk tekleme belirtileri verinceye kadar.

MORAL
Her sabah kaktiginizda saglikli bir bedenle ve zihinle gune baslayabildiginiz icin tesekkur edin. Organlariniza ara ara da olsa, tek tek tesekkur edin. Ayaklariniz sizi butun guntasiyor, kalbiniz duzenli atiyor, organlariniz duzgun calisiyor, eh artik bir tesekkuru hak ediyorlar degil mi.. :)

Caninizin istemedigi ve gereklilik uzerine yapmak zorunda oldugunuz isler varsa, yapmayin. Evet..dogru okuyorsunuz, yapmayin! Cunku mutsuz insan, disaridan gelen etkenlere karsi zayiftir. Cabuk hastalanabilir. Cunku ruh yapmak istemiyor, mantik ise yapmasi gerektigini soyluyor. Boylece bedende otomatik olarak kaos basliyor. Beden kendi icinde uyum ve denge icinde olmadigindan zayif dusuyor. Dikkat edin, kendinizi fazlasi ile yordugunuzda ve dinlenmeye ihtiyaciniz oldugu halde kendinize ayiracak zamaniniz yok ise, beden devreye girer, minicik bir nezle ile sizi evde mecburi istirahate alir.

Ruhunuza iyi gelmeyeni yapmayin derken yanlis anlasilmasin; butun gun yan gelin yatin da demiyorum..:). Bugune kadar kendi istegimizle degil de sadece gorev icabi yapmak zorunda oldugumuz davranis kaliplarindan bahsediyorum.

Bir de lutfen Sizi olumsuz yonde etkileyen, ruhunuza iyi gelmeyen televizyon progamlarini, haberleri ve filimleri izlemeyin, gazete okumayin. Sizi neselendiren filimler ve programlar izleyin, muzik dinleyin. Olumlu dusunen arkadaslarinizla birlikte zaman gecirin. Kisacasi frekansinizi yukseltmek icin biraz olsun kendinize destek verin.

ADACAYI

Ikinci onerim, kendinizi yorgun, bitkin hatta biraz da negatif hissettiginizde 'adacayi tutsusu' yapmaniz. Aktarlarda satilan 'adacayi' ni atese dayanikli bir kaba (buyuk kahve fincani olabilir) koyun ve yakin (koydugunuz kabin alti cok isinabilir, dikkat edin).Yavasca tutmeye ve duman cikarmaya baslar. Onu, bedeninizin etrafinda gezdirin. Kendinizi sanki kocaman bir yumurtanin icindeymissiniz gibi dusunun ve yan taraftan ayaginizin disindan yukari dogru, kolunuzun disindan, basinizin ustunden omuzunuzdan asagi diger ayaginiza kadar indirin.
Hatta bacaklarinizi  acin ve aralarindan da gecirin. Bu size inanilmaz bir rahatlik verecektir.

TUZ BANYOSU
Ilk onerim, en azindan haftada bir kez dusumuzu aldiktan sonra, sofra tuzu ile saclarimiz dahil tum bedenimizi tuz ile ovalamak, hani peeling yapar gibi. Birkac dakika cildimizin tuzu emmesini bekledikten sonra son dusumuzu almak. Bu yontem, gun boyu auramiza yapisan olumsuz enerjilerin temizlenmesi icin uygulanir.  Tuz, basta da belirttigim gibi sofra tuzu olabilir. Banyonuzda bir cam kavanoz icinde bu tuzu hep bulundurun ki, erismek ve kullanmak kolay olsun. Vaktiniz ve olanaginiz var ise, kuvetinizi doldurup icine yarim kilo tuz atip 10 dakika icinde yatin.

HAMAM

Bir hamama gidin. Iyi bir keseciye, kese yaptirin. Tum bedeninizi keselettirin. Ne kadar cok kir cikacak, sasiracaksiniz. Ve cikan kirle birlikte cok rahatlayacaksiniz. Fizyolojik, bedensel yani bir yana, kese ile cikan kir ayni anda nedir, biliyor musunuz? Sizin sinirlarinizi olusturan ve dunyayi deneyimlemenizi, algilamanizi saglayan deri uzerindeki gozenekleri kapayan ve kese ile akacak olan 'kir', sizin duygusal bedeninizdeki yaralarin olusturdugu duygusal zehirlerin fiziki ifadeleridir ayni anda. Bu nedenle uc ayda bir yaptirilacak iyi bir kese ile, duygusal olarak da rahatladiginizi goreceksiniz. Ayrica hamamin isisi ile sadece fiziksel bedeniniz degil, duygusal bedeniniz de yumusayacak.

 MASAJ

Kesenin ardindan, uc gun icinde tum bedeninize, uygun bir Masaj yaptirin. Butun kaslarinizi, eklem yerlerinizi bir elden gecirtin. Tercihen bitki yaglarinin da suruldugu ve sonrasinda cesitli aromalar ve kokularla bezeneceginiz bir Masaj, enerji yollarini ve dugumlerini acacagi icin, enerji akisinin dengelenmesi ile birlikte, sadece fiziksel bedeniniz degil, mental bedeniniz de rahatlayacak. Iyi bir masajla birlikte, zihninizin de rahatladigini goreceksiniz.

 Istanbul'da oturanlar icin Cemberlitas Hamamini hararetle tavsiye ederiz. Piril piril, tertemiz, modern, buyuk ve ferah. Metrobusle onunde iniliyor. Iceride cay servisi var. Hemen cikista disaridaki bufelerden birisinde taze portakal - havuc suyu icmeye doyum olmuyor. :)) Bir de tiyo, hamama gitmeden web sitesinden kayit olun ki cok daha uygun fiyata hamamdan faydalanin

Uzun surecek, meyve verecek bir iliski istemistiniz; fakat bu meyve mutfakta kurudugu zaman hala agac dalindaymis gibi davranamazsiniz. ..



Hayatta arzu etmediginiz sinirlarla karsilasmakla kalmaz, bazen de arzu etmediginiz bu sinirlari kendiniz koymak durumunda kalirsiniz. Insan hayati nasil da celiskilerle doludur. Sinirsizlik gayenizdir, buna ragmen sinir koymaniz gereklidir. Asamadiginiz cizgiler vardir ve digerlerinin gecmemesi icin de sizin koymaniz gereken cizgiler vardir.
Yeryuzundeki her bir durumu siz cozemezsiniz. Her zaman mani olamazsiniz. Siz ve Ben, barisi, iyi niyeti, huzuru, her nevi ahengi ne denli cok arzu etsek de bazen cekip gitmeniz gerekir; ofkeyle degil, sikintiyla degil lakin sadece oradan ayrilmaniz, kalkip gitmeniz gerekir. O anin sinirlari cercevesinde ayrilma zamaninizi bilirsiniz. Parti bitmistir. Kavgaya dahil olmak yerine sadece oradan ayrilirsiniz. Uzucu bir sekilde sonlanacak talihsiz bir hadisenin sonuna kadar orada kalmaniz gerekmez.

Kimse gecmise dayali, eski baglarini koparmak istemez fakat kim huzursuzluk, uyumsuzluk icinde olmak ister? Bir iliski icin elinizden gelenin en iyisini yapmissinizdir ve simdi de bu iliskinin sonu gelmistir. Kendi kendini bitirene ya da birisi bu iliskiyi bitirene kadar beklemeniz gerekmez. Bazen de siz bitirirsiniz. Tamamen baris ve huzurdan yanayim Ben, temelsiz bahanelerden degil.Hislerinizle yuzlesirsiniz ve sununla da yuzlesirsiniz ki, tum iyiniyet cabalarina ragmen bir seyler yolunda gitmiyor, bu durum kimseye fayda saglamiyordur. Devam saglamak icin odediginiz bedel cok yuksektir. Otesine gecmek istemediginiz bir de cizgi vardir. Inattan degil; fakat dogruluk ve durustlukten dolayi.İyiniiyetten yola cikin; fakat durum olumsuzsa bunu teslim edin.

Bazi iliskiler, arkadasinizla uzun zamandir zaten konusmamis oldugunuzu farkedene dek, daha siz anlamadan sona erer. Bazen daha fazla ileri gitmek istemediginiz bir kapiyi bilincli olarak kapatirsiniz. Artik var olmayan bir birliktelik adina, hala devam ediyormus gibi davranmak ne sizin ne de bir baskasinin yararinadir. Bu ittifak belki de silahsiz bir muharebeye donusmustur ve simdi de "Hoscakal" diyorsunuzdur.

Mutlak surette ahengin, uyumun arayisinda olun; ama enerjinizi de sarfetmeyin. Bir iliski bitmemis gibi davranmayacaksiniz. Uzun surecek, meyve verecek bir iliski istemistiniz; fakat bu meyve mutfakta kurudugu zaman hala agac dalindaymis gibi davranamazsiniz.

Ve boylelikle zaten olup biten seyi kabul eder, bariz gorunen seyleri de inkar etmezsiniz. Mesele bitmistir.
Bazen bir isveren bir calisanini isten cikarmak zorunda kalir, bunu kizgin oldugu icin degil, devam etmenin bir yararinin olmadigini idrak ettigi icin yapiyordur. Iyi, nazik, comert olmak istersiniz; fakat durum sona yaklastiginda bu sonu idrak etmek de iyiliktir ve bunu uygulamak sizin iyiliginizdir. Nazik olmak ise yaramayan bir durumu tolere etmek demek degildir. Acik yurekli, durust vedalar vardir. Ayaga kalkip "yeter" demeniz gereken zamanlar vardir.

 

 

Doğal sabun yapımını merak edenlere...

Doğal Sabun yapımını madde madde yazıyorum.

  1. Önce ölçüyü vermek      istiyorum.


Her bir litre su için 350 gr toz (kristal) kostik ve3 litrezeytinyağı kullanılıyor.

Suyun saf (kireçsiz) olması öneriliyor.

  1. Cam, plastik veya çelik bir      kapta su ve kostiği karıştırıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şey      kostiği suyun içine yavaş yavaş katmak. Kostik suya katıldıktan sonra      köpürmeye başlayacağı için, taşmasına engel olmak için, kullanılan kabın      irice olmasında fayda var. Bu arada çıkan buharın gözlere gelmemesi de önemli.



  1. Kostik tamamen eriyene      kadar çubukla karıştırıyoruz. Ve karışım soğuyana kadar bekliyoruz. Karışımın      ısısının 40 – 42 dereceye kadar düşmesi gerekiyor. Bu bekleme süresi      birkaç saati bulabilir.



  1. Çelik bir tencerede      zeytinyağını ısıtıyoruz. Onun ısısının da 40 - 42 derece olması gerekiyor.



  1. İki ayrı karışımın da      ısısı aynı olduğu zaman kostikli çözeltiyi zeytinyağına boşaltmak      gerekiyor. Ardından tahta bir kaşıkla karıştırmaya başlıyoruz. Muhallebi (pudding)      kıvamına gelene kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Bu işlem 20 dk ile 90      dk arası sürebilir.


Not: Eğer 90 dakikanın sonunda karışım hala muhallebi kıvamına gelmemiş ise ölçünün suyu fazla gelmiş olabilir. Bu durumda fazla suyu buharlaştırmak için ateşin üzerinde ısıtılarak karıştırmaya devam edilmeli.

  1. Sabunun kokulu ya da      renkli olmasını istiyorsak, istediğimiz kadar esans veya boyayı, elde      ettiğimiz muhallebi kıvamına ekliyoruz ve iyice karıştırıyoruz.


Renk için sıvı gıda boyaları kullanılabilir.

  1. Muhallebi kıvamını yağlı      kağıt serilmiş kalıbın içine döküyoruz. Ve kalıbın kapağını kapatıyoruz.      Kıvamın yavaş soğumasını sağlamak için de üstünü battaniye ile örtüyoruz. En      az 24 saat geçtikten sonra sabunun sertliğini parmağımız ile kontrol      ediyoruz. Eğer sertleşmişse kesme işlemi için sabunu kalıptan alıyoruz.      Yoksa, arasıra kontrol ederek 24 saat daha bekliyoruz.



  1. Kesilen sabunları      birbirine değmeyecek ve her taraftan hava alacak şekilde tahta bir rafa      dizip üç dört hafta kadar  bekletiyoruz.


Not: Gözlerinize ve ellerinize dikkat edin... Somuçta kimyasal maddelerle uğraşıyorsunuz...

Ne gerek var kafiyeli cümleler kurmaya.. Özledim işte, o kadar ...



“Ne gerek var kafiyeli cümleler kurmaya.. Özledim işte, o kadar ..” İlhan Berk

Bugün bütün özlemlerinize kavuşmanız dileğimle...

Ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... DAİMA SENİNLE KALMAZ

dere resimleri

 

Hiçbirşey için "BENİMDİR" deme, sadece de ki; "YANIMDADIR"

Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... DAİMA SENİNLE KALMAZ

Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler...

İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; "Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir!... Bak; dikkat et şimdi..." Berber çocuğa seslenir: ... "Ali, buraya gel!".


Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: "Hangisini istiyorsan alabilirsin?"


Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek:

"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.


Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir : - Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"

İyi ki varsınız!



Ne güzeldir birine " İyiki Varsın" Diyebilmek ..! İyi ki VARSINIZ!!!

Kendin olmayı dene...

Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen

Dostları olmalı insanın,

Ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen

Düşünmediklerini düşündüren

Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen

Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen

Yolunu ışıtan ustan olmalı,

Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini

Sana vermeli soğuk bir kış gününde

Üzerindeki tek gömleğini

Oğuzkan Bölükbaşı