5 Ocak 2012

Hakkı Abi neden 2012 de bitiyor bu takvim abi???

Kahve çekirdeklerinin içinde gözüken adamı 3 sn'de bulursanız bir dahisiniz...



 

 

Bir kedi ağaca tırmanmış. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız?

Bir kedi ağaca tırmanmış. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız?

a) Ağaca tırmanırsınız ...

b) Ağaca merdiven dayayıp tırmanırsınız

c) Gel pisi pisi" diye bağırırsınız

d) Dişi bir kedi bulup ağacın altına getirirsiniz

e) İtfaiye gibi kurtarıcı görevlileri ararsınız

Şimdi cevaplara geçelim...

1-Ağaca tırmandıysanız; Cesur ve girişkensiniz. İyi bir satış temsilcisi olursunuz.

2-Ağaca merdiven dayayıp tırmandıysanız; Hedefe nasıl ve ne yöntemlerle ulaşacağınızı planlayabiliyorsunuz. İyi bir halkla ilişkiler müdürü olursunuz.

3-"Gel pisi pisi" diye bağırdıysanız; Saflık derecesinde iyimsersiniz. Ne yaparsanız yapın, sakın kendi işinizi kurmaya kalkmayın.

4-Dişi bir kedi bulup ağacin altına getirdiyseniz; Kendi işinizi kurup çok başarılı ve ünlü olabilirsiniz.

5-İtfaiye gibi kurtarıcı görevlileri aradıysanız; Sorumluluğu başkalarına atmayı iyi beceriyorsunuz. İyi bir üst düzey yönetici olursunuz

Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi,yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.Sevgi, bilinçtir.Sevgi, insan olmaktır


Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür.

Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır.

Bağımlılık sevgi değildir,gereksinmenin karşılanmasıdır.

Sevgi, değer vermesini bilmektir.

Sevgi,yaşama hakkını kabul etmektir.

Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır.

 Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktır.

 Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.

Sevgi, bütün yapay ayrımların hayattan çıkarılmasıdır.

Sevgi, bilinçtir.

 Sevgi, insan olmaktır

Asla kendinden şüphe etme...

Asla kendinden şüphe etme... Sen ne hissediyorsan o her zaman doğrudur. Dünyadaki bütün insanlar toplansa ve sana aksini söylese bile senin hissettiklerin senin için doğrudur. Onlar farklı hissedebilir, farklı düşünebilir ama bu senin hissettiklerinin yanlış olduğunu göstermez, sadece onlardan farklı olduğunu gösterir

Lahana sarma...

malzemeler:

* 1 adet orta boy lahana

* içi:

* 300g kıyma

* 4 büyük baş kuru soğan

* yarım demet maydanoz

* 1 su bardağı pirinç

* yarım yemek kaşığı domates salçası

* tuz

* karabiber

* 1 çay bardağı zeytinyağı

* 1 yemek kaşığı nane

* ayrıca: * yarım çay bardağı zeytinyağı

* yarım yemek kaşığı domates salçası

* kaynamış su

hazırlanması:

1. lahananın tersini çevirip koçan kısmını bıçakla koni şeklinde keserek çıkartın. yapraklarını tek tek ayırın.

2. derin bir tencereye su ve 2 tatlı kaşığı tuz koyup kaynatın. kaynayan suda lahanaları 1-2 dakika bekleterek -3 partide- kaynatın. daha sonra bunları süzgece alıp soğumaya bırakın. bu arada belirtilen malzemeleri karıştırıp dolma içini hazırlayın.

3. sarma işlemine gelince lahananın yapraklarındaki sert damar kısmını bıçakla kesin. çıkan damarları -sarmalar tencerenin altına yapışmasın diye- tencerenin tabanına yayın. yapraklardan bir avuç büyüklüğünde parçalar alıp bir ucuna dolmalık içten bir tatlı kaşığı koyun. yaprağın yan kenarlarından birini kapatıp biraz sarın, sonra öbür kenarı da büküp rulo şeklinde tamamen sarın. -sert kısımlar bazen bükülmeyebilir ama sorun değil, yine de içi taşmıyor-

4. tüm sarmaları tencereye dizin. üzerlerine yarım çay bardağı zeytinyağı gezdirin. yarım yemek kaşığı domates salçasını bir kase suda ezerek sarmaların üzerine dökün. ayrıca sarmalarla yüze yüz gelecek biçimde kaynamış su ekleyin. üzerlerine tencereye oturacak biçimde bir tabak kapatın. (böylece sarmalar üste çıkamaz). su kaynadıktan sonra ateşi orta hararete getirip pirinçler yumuşayana kadar pişirin. (yaklaşık 20 dakika)

Et sevmiyorsanız zeytinyağlı da yapabilirsiniz melek’lerim. Afiyet olsun Melek’ler…

 

Ne kadar kutsal kitap okursanız okuyun ve ne kadar spirutuel egsersiz yaparsanız yapın. Kalbinizi merhamet duygusu ile eritmedikçe tüm yaşantınız boşa harcanmış olacaktır.



 

Ne kadar kutsal kitap okursanız okuyun ve ne kadar spirutuel egsersiz yaparsanız yapın.

Kalbinizi merhamet duygusu ile eritmedikçe tüm yaşantınız boşa harcanmış olacaktır.

Yapmış olduğunuz tüm spirituel çalışmalar kalbinizi yumuşatıp, sevgi ve merhamet ile dolup taşması içindir.

Tanrının yansımaları olan İnsanları görmezden gelip, Tanrıya ibadet etmek neye yarar.

Tanrı Sevgisi İnsanları severek ifade bulur...

SAİ BABA

Para açlığı giderir,mutsuzluğu değil. Yemek,mideyi doyurur, ruhu değil.

 resim

 

Para açlığı giderir,mutsuzluğu değil.

Yemek,mideyi doyurur, ruhu değil."

Bernard Shaw

en zayiflar sesi en gur cikanlar; kendine en cok guvenenler en mutevazi takilanlar,en yardimseverler yardim elini gizlice uzatanlar;

Bazen hayatta en gucluler en sessiz kalanlar,

en zayiflar sesi en gur cikanlar;

kendine en cok guvenenler en mutevazi takilanlar,

guvensizler ise kendinden en cok bahsedenler;

en yardimseverler yardim elini gizlice uzatanlar;

sizi en cok sevenler sizi uzaktan takip edenler

ve en buyuk hayranlariniz ise size hic "like" yapmayanlar olabiliyor :)))

hayatta hicbir sey gorundugu gibi degil,

bu nedenle yargi sadece Ulu Yaradan'a ait

Tüm iyi şeyler ile kutsan…♥

Tüm iyi şeyler ile kutsan…♥

 Sevinçlerin, gece gökyüzündeki yıldızlar gibi sayısız olsun.. ...

 Yengilerin tüm dünyanın okyanuslarının tüm sahillerindeki kum tanelerinden daha bol olsun..

Yoksunluk ve mücadele yaşamından daima yok olsun..

Ve güzellik, düzen ve bolluk daimi yoldaşların olsun..

Seçtiğin her yol saf ve iyi ve latif olana götürsün..

 Her şüphenin ve korkunun yerini, sen etrafında

Yüksek Bir Gücün kanıtını gözlemlerken, derin, ebedi bir güven alsın…

 Ve sadece karanlık olduğunda ve hayatın fırtınaları geldiğinde,

Varlığının özündeki ışık dünyayı aydınlatsın…

Ölçünün ötesinde sevildiğinin daima farkında olasın ve karşılığında koşulsuz sevmeye istekli olasın…

Daima Tanrı’nın kollarında korunduğunu ve sakındığını hissedesin, aziz tutulan bir çocuk gibi…

 Ve yargılamak için baştan çıktığında, hepimizin BİR olduğumuz,

Ve düşündüğün her düşüncenin, herkese ve her şeye dokunarak Evren’de yankılandığı sana hatırlatılsın…

Ve geride durduğunda, kendini alıkoyduğunda, sevginin özgürce aktığında, en iyi şekilde aktığını,

 Ve en büyük armağanı verirken aldığımızı hatırlayasın…

Her zaman müziğin ve kahkahan olsun..

Ve her fırtınayı bir gökkuşağı takip etsin…

Memnuniyet her hayal kırıklığını yıkasın, Sevinç her üzüntüyü çözsün, Ve sevgi her acıyı hafifletsin…

Her yara bilgelik getirsin.. Her sınav zafer getirsin, Ve her geçen gün ile, önceki günden daha çok bolluk içinde yaşayasın..

Kutsanasın.. Ve başkaları da senin tarafından kutsansın. Bu senin için kalbimin dileğidir

Hiç kimse üstün değildir, Hiç kimse aşağı değildir,

Hiç kimse üstün değildir,

Hiç kimse aşağı değildir,

Fakat kimse eşitte değildir.

 İnsanlar yalnızca eşsizdir, karşılaştırılamaz.

 Sen sensin, ben benim.

Ben potansiyelimi hayata vermek zorundayım; sen potansiyelini hayata vermek zorundasın.

Ben kendi varoluşumu keşfetmek zorundayım, sen kendi varoluşunu keşfetmek zorundasın.

Geçmişi değiştiremezsin ama gelecek halen avuçlarının içindedir...




 

Geçmişi değiştiremezsin ama gelecek halen  avuçlarının içindedir...

Hayatın anahtarı: Her durumda dengede kalmayı bilmekten geçer...

Güven ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez...

Feridun Düzağaç - Düşler sokağı || www.buyukrock.com ||

http://youtu.be/jApnEGjoCGk

Zamazingo yeni yılın ilk çiftini sunar...

Kızım bıraksana peşimi...

Yaşı kemale ermiş birine; "Sen artık ihtiyarladın, kendini yormamalı, daha çok dinlenmelisin" demişler...

Yaşı kemale ermiş birine; "Sen artık ihtiyarladın, kendini yormamalı, daha çok dinlenmelisin" demişler...

Bilge ihtiyar cevap vermiş: "Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaşırken yavaşlar mıydınız?"

Çin'de trafik...05/01/2012... Günün fotosu...

Tasavvuf'ta Selamlaşma... Aşk Olsun!



Tasavvuf'ta Selamlaşma... Aşk Olsun!

Tasavvufta şöyle güzel bir adet varmış:
Dervişin biri, yine bir dervişler topluluğu içerisine gelip,  selam vererek oturduktan sonra, topluluk gelen dervişe
“Merhaba!!” yerine
“Aşk olsun!!” dermiş…
Derviş de “Aşkınız cemal olsun efendim!!” diye mukabele edermiş…
Bu sefer topluluk “Cemaliniz nur olsun!!” dediğinde,
derviş “Nurunuz ayn olsun!!”!” dermiş ve böylece selamlaşma bitermiş….
Tasavvufta aşk o derece içselleştirilmiş, o derece özümsenmiş ki…. Selamlaşma bile aşk üzerine kurulmuş…
Tasavvufta bütün diyalogların böyle kalbi incelikler içerisinde  cereyan etmesi ne kadar hoş değil mi?…

Akıl hazır değilse, göz göremez...



 

Akıl hazır değilse, göz göremez

Emilie Serge

Aklına koyduğunu yapma üzerine kısa bir hikaye...

Japonya’da, Tetsugen adlı bir Zen tutkunu o günlerde salt Çincesi bulunan sutraları yayımlamayı aklına koyar. Kitapların, tahta basma kalıplarla yedi bin baskısı yapılacaktır; bu da büyük bir girişimdir.
Tetsugen bu amaçla gezilere çıkıp bağış toplamaya başlar. Bir kaç duygudaş, çıkarıp yüzer altını basarlar; ama çoğu kişi işi bir-iki yenle geçiştirir. O ise hepsine eşit duygularla teşekkür eder. On yıl sonra Tetsugen yeterli parayı denkleştirip işe koyulur.
Ne var ki, o sıralarda Uji ırmağı taşar, kıtlık baş gösterir. Tetsugen kitap için topladığı paraları harcayıp açları doyurur. Sonra, yeniden para toplama işine koyulur.
Aradan yıllar geçer; ülkede tifo salgını çıkar. Tetsugen nesi var nesi yoksa yurttaşlarına yardım için dağıtır. Ve üçüncü kez işe koyulur; yirmi yıl sonra da ereğine ulaşır.

Japonlar çocuklarına Tetsugen’in, sutraları üç takım olarak ürettiğini, ilk iki görünmez takımın sonuncusundan çok daha üstün olduğunu anlatırlar.

Gerçeği gören gözler...Çoğalacak...! Hak edişi alan ÖZlerdeki... Perdeler kalkacak...!!!




Gerçeği gören gözler...

 Çoğalacak...!

 Hak edişi alan ÖZlerdeki...

Perdeler kalkacak...!!!

 _____Hermes Şems______

Kaldıramayacağım_________Yükü, Taşıyamayacağımız________Derdi, Çekemeyeceğimiz_________Çileyi, Gidemeyeceğimiz__________Yolu,

Kaldıramayacağım_________Yükü, Taşıyamayacağımız________Derdi, Çekemeyeceğimiz_________Çileyi, Gidemeyeceğimiz__________Yolu, Aşamayacağımız__________Engelleri, ... Yaşayamayacağımız_______Canı, Sevemeyeceğimiz_________Yari, Veremeyeceğimiz_________Cevabı, Yiyemeyeceğimiz__________Lokmayı, Konuşamayacağımız_______Sözü, Duyamayacağımiz_________Sesi, Gidemeyeceğimiz__________Mekanı, Giremeyeceğiz____________Gönülü, Kavuşamayacağımız_______AŞK-ı

Verme EYY RABBIM...........

Gönül; bir gün olur, seni gönlünü alana ulaştırır.

Gönül; bir gün olur, seni gönlünü alana ulaştırır.

Can; bir gün olur, seni sevgiliye ulaştırır.

Sen de derdin eteğini elden bırakma,

Çünkü o dert, bir gün olur, seni dermana ulaştırır.
Mevlana

Tanrı, yukarıdaki cennetlerde bir yerlerde değildir.

Tanrı, yukarıdaki cennetlerde bir yerlerde değildir.

O, şimdi burada; ağaçlarda, taşlarda, senin içinde, benim içimde, her şeyin içindedir.

Tanrı varoluşun ruhudur, görünmez olan, en içteki özdür...

OSHO

Bizim Metallica'ya biletimiz var.

Burcumuza göre ruhsal gelişim ve kaderimiz...

 


 Yengeç Burcu: Ruhun bedeni dünyada ilk deneyimlediği burç olarak kabul edilir. Ruh, yeni tanıdığı bedendeki duyguları deneyimlerken, ben egolarına sahip olmayan birey sezgi yeteneklerini kullanarak, içinde daha tam anlamıyla gelişmemiş olan güdüleri sezer.


Aslan Burcu: Doğasından ayrılan ruhun bedenlenme süreci içindeki, bireysel ben egosunu tanıdığı yerdir.


 Başak Burcu: Ruh, bireysel bağımsızlığı devam ettirmek için, beden sağlığının önemini fark eder.


Terazi Burcu: Ruh, bedenin toplum içindeki yalnızlığını ve bu yalnızlığın uzun zamanlar önce kaybettiği eksik parçaya olan bağlılığından kaynaklandığının nihayet bilincine varır ve kaybettiği değerleri yeniden aramaya başlar.


Akrep Burcu: Bedeni deneyimleyen varlık, bedenin tatmin edilmemiş şehvet dolu arzularını Terazi Burcunda tezahür eden sevgi açlığıyla gidermeye çalışır. Artık, dünyadaki bedensel etkilerin ve bedenin güvenilirliği konusunda asılsız bir iktidar duygusuna sahip olan ruh, çok yakın geçmişte Kova burcunda kaosu deneyimleyerek uzağındaki bilinmeyenle olan beden tamponunu kaldırmıştır.


Yay Burcu: İnsan aklının en felsefi ve anlaşılmaz olan bireyselliğini, kendi tinselliği içinde açıklamaya çalışır.


Oğlak Burcu: Karmanın başladığı yengeç burcunun karşısıdır. Beden artık bilinçaltı, otomatik arzular ve çocuksu isteklerden kurtulmak zorunda olduğunu, soğuk ve baskıcı, geçmek bilmeyen sınavları içinde öğrenmek mecburiyetinde kalır.


Kova Burcu: “Ben”i öğrenmiş olan ruh artık geriye dönmek için “biz” demeyi öğrenmelidir.


Balık Burcu: Ruh, kendi içsel dönüşüne ve evrensel sezgi yeteneklerine yeniden dönmüştür.


Koç Burcu: Ruh, dünya illüzyonundan kurtulmuş gerçekliğe sahip olmayan tümleşik zihinsel bireyselliğe sahip olmuştur.


 Boğa Burcu: Ruh, bedenin ihtiyacı olan formu ve evrendeki tüm tanrısal olanı keskin, estetik güzelliği ve pi sayısını algılar.


 İkizler Burcu: Ruh, kendi içindeki diğer yanla iletişim kuran varlık, halk deyişiyle eş ruhunu, okültist deyişle gizemli karanlık ikizini bulur.


Dr. Ender Saraç’ın Ruhsal Gelişim ve Kader adlı kitabında

Hekimlerin Hekimi İbni Sina'nın, Talebesi Rob J.'nin Romanı...



 

İsfahan'da Maristan'ın, Hekimlerin Hekimi İbni Sina'nın, Talebesi Rob J.'nin Romanı
"Karım hasta. Onu muayene edersen sevinirim." Rob eğilerek selamladı hocasını. Anlayamamıştı. İbni Sina'nın karısını muayene etmekten onur duyacak seçkin meslektaşları vardı...

Yaşlı kadın samandan bir yatak üzerinde yatıyordu. İbni Sina yatağın kenarında dizlerinin üzerine çöktü. "Reza." ... Takip edilmiyorlardı.

Bir süre sonra kamp ateşleri gerilerde kaldı. Rob bir ara dönüp arkasına baktı. Gökyüzündeki küçük bir karabulutun renginin pembeleştiğini gördü. İsfahan yanıyordu...