8 Aralık 2010

Amy Winehouse - Back to Black @ HMH Amsterdam

Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri... itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.

Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri... itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.
<Gautama Buddha

iconoclasm ne demek???

Bugün oyun oynamak istiyorum... hadi eve bi sürü insan çağıralım, güzel yemekler yapalım, müzik dinleyelim, sohbet edelim dedim. Evi bir güzel temizledim, alışverişleri yaptım, çayı demledim. Herkes yavaş yavaş akmaya başladı eve doğru. Sohbet, gırgır, şamata derken oyun vakti geldi. Oyunu biz biliyoruz, kuralları ara sıra güncelediğimiz oluyor ama sizler için üstünden kısaca geçiyorum. Yanınınzda mutlaka kalın bir İngilizce sözlük olması gerekiyor, onun dışında insan sayısı kadar kağıt ve kalem ve skoru tutan bir görevli seçiyoruz.

Oyunun ilk turu şöyle, oyun kurucusu eline kalın sözlüğü alıyor hiç kimsenin bilmediğini düşündüğü bir ingilizce kelime seçiyor ve onu yükses sesle okuyor. Diğerleri kendi isimlerini taşıyan kağıtlara bu ingilizce kelimenin türkçe karşılığının ne olabileceğini yazıyor ve oyun kurucusuna kağıdı geçiyor. Tüm kağıtlar toplandıktan sonra oyun kurucu yüksek sesle kelimenin gerçek anlamını ve diğerlerinin tahmin ettiği olası anlamları  okuyor. Ve oyunun son etabı başlıyor.Herkes sırasıyla kelimenin gerçek anlamını ve kimin ne demiş olabileceğini tahmin ediyor. Gerçek anlamı bulmak 2 sayı, kimin ne dediğini bulmak 1 sayı. Her el yeni biri oyun  kurucu oluyor.

Müzik sesleri, tazelenen çaylar ve kahkahalar arasında bütün gece çabucak geçiveriyor. Herkes birbirini biraz daha iyi tanıyarak ve yaratıcılığını geliştirerek ayrılıyor evden. Bir dahakine kadar diyerek...

Şimdi bende sizlerle bu oyunu oynamak istiyorum. Bir ingilizce kelime seçicem ve onun gerçek anlamını ve benim yaratıcı uydurmamı okuyup hangisinin gerçek anlamı olduğunu bulacaksınız. Sözlüğe bakmak yok ama. Söz verin. Haaaaahahah... İyi eğlenceler,

Sözcük: iconoclasm:

Olası anlamlar:
yerleşmiş geleneklere karşı çıkma
işlediğiniz suçu başkasının üzerine atma

bezelya yemeği

zeytinyağlı bezelye

malzemeler:
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 2 adet soğan
  • 2 adet havuç
  • 2 adet domates
  • 1 kg bezelye
  • 2 adet patates
  • 1,5 litre kaynar su
  • tuz
hazırlanması:
1. tencereye yağı, yemeklik doğranmış 2 soğanı ve kabukları soyulup küp küp doğranmış 2 havucu alın. soğanlar ölene kadar kavurun.
2. domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayın ve tencereye ekleyin. kavurmaya devam edin.
3. daha sonra bezelyeleri ve havuçtan biraz daha büyük doğradığınız patatesleri tencereye ilave edin. bir iki defa karıştırın. tencereye sebzelerin üzerini geçecek kadar su ekleyip hepsi yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin. (eğer su azalır ve sebzeler pişmezse su eklemeye devam edin.)
4. piştikten sonra tuzunu ekleyip servis

Özgürlüğün bedelinin çok yüksek olduğunu biliyorum, en az köleliğin bedeli kadar yüksek; aradaki tek fark özgürlüğünün bedelinin keyif ve gözyaşlarıyla karışmış bile olsa bir tebessümle ödüyorsunuz. cOELHO...

Image for Paulo Coelho Zahir, The