4 Şubat 2013

Yüzü Güzel Olan Değil; Bahtı Güzel Olan Mutlu Olur...

Dinlemeyi Öğren...





Dinlemeyi öğren.
• Yaşlan ama paslanma.
• Özür dilemekten çekinme.
• Aynı hatayı ikinci kez yineleme.
• Mükemmeli ara, kusursuzu değil.
• İnsandaki iyiyi ortaya çıkarmayı bil.
• Büyük düşün, küçük zevklerin tadına var.
• Her şeyi bulduğundan daha iyi durumda bırak.
• Sürekli “Ben dürüstüm” diyenlerden kuşkulan.
• İlk kez tanıştığın insanlara önce işlerini sorma.
• Acıyı ve düş kırıklığını, yaşamın bir parçası gibi kabul et.
• Çocuklarını övgüye sahip olabilecekleri biçimde yetiştir.
• Çocuklarına sık sık onlara ne denli çok güvendiğini söyle.
• Kaybedecek bir şeyleri kalmamış insanlardan kendini koru.
• İnsanların her zaman gerçeği duymak istediklerini sanma.
• Köprüleri atma. Aynı nehri yine geçmek zorunda kalabilirsin.
• Başarılarının sana sağladığı iç huzuru sağlık ve sevgi ile ölç.
• Ailene “en iyisini vermek” yerine, “verebileceğinin en iyisini” ver.
• Duyurduğun ya da duyduğun haberlerin taraflı olduğunu unutma.
• Asıl savaşı kazanmak için küçük bir çarpışmayı yitirmeyi göze al.
• Maddi durumun çok iyi olsa bile, bırak çocukların kendi harçlıklarını kendileri kazanabilsinler

Gidecek hiç bir yeri yokken sana sığınan değil.. Gidecek çok yeri olmasına rağmen senin yanında kalandır değerli olan...

Fotoğraf: Gidecek hiç bir yeri yokken sana sığınan değil.. Gidecek çok yeri olmasına rağmen senin yanında kalandır değerli olan...Gidecek hiç bir yeri yokken sana sığınan değil.. Gidecek çok yeri olmasına rağmen senin yanında kalandır değerli olan...

“Madem ki alışkanlıklarımızın kölesiyiz, o zaman iyi alışkanlıklaredinelim.”





“Madem ki alışkanlıklarımızın kölesiyiz, o zaman iyi alışkanlıklar edinelim.”

Aristo

Dokuz Canım Var, Bir Tane Bile Kız Arkadaşım Yok...

Ruhun jimnastiği şükretmektir....

Ruhun jimnastiği şükretmektir....

Leyla Hun

KADINLAR İÇİN YAŞLARA GÖRE İDEAL ERKEK

 İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 22)

Yakışıklı, sempatik, maddi durumu iyi, beni ilgiyle dinleyecek, espri anlayışı gelişmiş, gücü kuvveti yerinde, iyi giyinen, her konuda zevk sahibi, sürpriz yapmayı seven, romantik ve hayal gücü gelişmiş biri...


İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 32)

İyi görünümlü, kafasında saçı olan, arabadan inerken kapımı açan, yemeğe gittiğimizde sandalyemi tutan, pahalı bir restorana götürecek kadar parası olan, konuşmaktan çok dinleyen, fıkra anlattığımda katıla katıla gülen, alışverişte paketlerimin hepsini zahmetsiz taşıyacak kadar gücü kuvveti yerinde, en az 1 kravata sahip, yaptığım yemekleri beğenen, doğum günü ve yıl dönümlerini unutmayan, haftada en az 1 kez romantik olabilen biri...


İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 42)

Çok da çirkin değil, tamam kel olabilir, ben binmeden arabayı hareket ettirmeyen, işinde disiplinli, fırsat oldukça aksam yemeğine köşedeki köfteciye götüren, beni dinlerken başını sallayan, anlattığım fıkraların can alıcı yerlerini hatırlayan, evdeki eşyaların yerini değiştirmeme yardim edecek kadar gücü kuvveti yerinde, göbeğini kamufle edecek şekilde kıyafet seçen, çoğu hafta sonu traş olan biri...


İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 52)


Burnunun ve kulağının içindeki kılları fazla uzun olmayan,  para isteme alışkanlığı edinmemiş, ben bir şey anlatırken uyuyakalmayan, aynı fıkrayı tekrar tekrar anlatmayan, hafta sonları poposunu koltuktan kaldırabilecek kadar gücü kuvveti yerinde, aynı renk çorapları seçebilen, ve temiz iç çamaşırı giyen, televizyon karşısında akşam yemeğinden hoşlanan, adımı unutmayan, bazen tıraş olan biri...


İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 62) Küçük çocukları ürkütmeyen, banyonun nerede olduğunu hatırlayan, bakımı fazla masraflı olmayan, mümkün olduğu kadar gürültüsüz horlayan, neye güldüğünü birden unutmayan, yardım almadan ayağa kalkabilecek kadar gücü kuvveti yerinde, lapa yiyeceklerden hoşlanan, dişlerini nereye koyduğunu unutmayan biri...


İdeal Erkeğim Nasıl Biri (Yaş 72) Yaşayan ve arada bir nefes alan biri...

DÖRT EŞLİ KRAL!!!!!

Fotoğraf: .Bir çizgin yok diyorlar.. Doğrudur.. Belki de Nokta oldum her çizgiye..</p><br /><p>kevseryeşiltaş..
Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış.Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez her şeyin en iyisini, en güzelini ona verirmiş. Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edeceğininden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. İkinci eşini de severmiş kral.Kendisine karşı... her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, kralın ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında bulunur, sorunun çözümünde ona destek verirmiş. Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın.Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümdarlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral biririnci eşini sevmezmiş ve onunla hiç ilgilenmezmiş.

Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yapayanlız kalmaktan korktuğu için, eşlerinden hangisinin ölüm yanlızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş.

En çok sevdiği dördüncü eşine ölüm yolculuğunda kensine eşlik etmek ister mi diye sorduğunda aldığı yanıt kalbine bıçak gibi saplanan kısa ve net "mümkün değil " olmuş.

Hayatım boyunca seni sevdim.Senden benimle birlikte ölmeyi kabul edermisin, sorusuna üçüncü eşi de " Hayır, hayat çok güzel.Sen ölünce ben yeniden evleneceğim,"diye yanıt vermiş.

Kral ikinci kez yıkılmış.

Her sorunumda her zaman yanında olan, bana yardım eden sendin, bu sorunumda da bana yardımcı olur musun, talebine karşı ikinci eşinden; "Bu sorunun için hiçbir şey yapamam, olsa olsa sana mezarına kadar eşlik eder, güzel bir cenaze töreni yaptırır ve yasını tutarım." karşılığını almış.

Büyük bir hayal kırlıklığı yaşamakta olan kral birinci eşinin sesi ile irkilmiş.

"Nereye gidersen git seninle olurum, seni takip ederim..."

"Ah! diye inlemiş kral."Keşke bir şansım daha olsaydı...

Yaşamda hepimiz 4 eşliyiz aslında;

Dördüncü eşimiz vücudumuz.
Onun güzel görünmesi için ne kadar zaman, kaynak ve çaba harcarsak harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir.

Üçüncü eşimiz servetimiz ve statümüzdür.
Ölür ölmez başkasına yar olacaktır.

İkinci eş; ailemiz ve dostlarımızdır.
Tüm sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.

Birinci eşimiz ise ruhumuzdur.

Bizimle gelir.

UNUTMAYIN!!!...

Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü kılar.
Kazandıklarımız para değil, biriktirdiklerimiz sevgi bizi zengin yapar.
Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar.

Başkalarına verdiğimiz öğütler değil,
Bizzat uyguladıklarımız bizi
insan yapar.

Kendi Kutup Yıldızını bul - Nüvide Gültunca Tulgar 'ın kitabından..

Herkesin Saygısını Kazanmak İçin Ne Yapmalıyım?

Enerji Alanımızı Korumak: Eterik Kordon Bağları



Hani bir arkadaşınızla dertleşirsiniz, o size içini döker rahatlar ya... Sonra da size sarılır "Çok teşekkür ederim, ne kadar iyi geldi seninle konuşmak bilemezsin" der. Siz de mutlu mesut kalkarsınız oradan ama bir bakarsınız bir süre sonra kendinizi çok yorgun, enerjiniz tükenmiş hissediyorsunuzdur.

Eğer doktor, psikolog, yaşam koçu gibi mesleklerdeyseniz, ikili çalışmalarınızdan sonra karşınızdaki ile bağlarınızı kesmeniz çok önemli. Bu bağları kendiniz de kesebilirsiniz. Benim en sevdiğim yöntem, "Seni seviyorum ve seni kaynağına bırakıyorum. Seninle olan bağlarımı kesiyorum" diyerek sağ elimi vücudumun önünde, yukarıdan aşağıya indirmek.

Başka bir seçenek de, Başmelek Mikail'den kordon bağlarını kesmesini rica edip, güzel bir nefes almak...

'Meleklerle Yaşamak El Kitabı Sayfa 36'

Mesnevi'den Hikayeler...



Bir zamanlar bir yerde iyi bir usta vardı ,

Yanında bir de çırak , gözleri biraz şaşı .


Şaşılık bir özürdür , ne bir suç , ne de bir kusur ,

Noksanını bilmemek , işte kabahat budur. ...


Usta bir gün çırağa , dedi '' içeriye gir ''

Orada bir şişe vardı , al onu bana getir ''


Çırak içeri gitti ve sesi geldi derin ,

'' Burda iki şişe var , hangisini istersin ?


'' Usta dedi , '' İyi bak , şişe çift değil , bir tek ,

Yanlış görmeyi bırak , gözünden perdeyi çek .''


'' Beni aşağılama '' diye seslendi çırak ,

Burda iki şişe var , inanmazsan gel de bak

'' Öyleyse dedi usta kır şişenin birini ,


Sonra getir bakalım buraya diğerini ''

Bir şişe kırılınca ikinci de kayboldu ,


Çırak bu işe şaştı , anlamadı ne oldu .

Bazı yanlış duygular insanı şaşı eder ,


Sonu gelmez arzular , kızgınlık ve öfkeler .

Bir tek olan şişeyi çırak görmüştü iki ,


Birinciyi kırınca ikinci uçup gitti.

Şaşı eder insanı aşırılık ve öfke ,


Ruhu dönemez olur , gerçeğe doğru yöne .

Garaz öne çıkınca altlarda kalır hüner ,


Perdeler yer değişir , gönülden göze iner.

Vicdanını karartıp rüşvet alırsa hakim ,


Farkedemez kim mazlum , göremez kimdir zalim .

Kırmak istemiyorsan içerdeki şişeyi ,


İyi anlamalısın çok önemli bir şeyi :

İki tane gözün var , biri semaya bakar ,


İkincinin bakışı hep yere doğru akar .

Kapat iştah ve istek , eleştri gözünü ,


İbret ve şükürle bak , iyi tanı özünü .

Nasihate kulak ver , iyi görürüm sanma ,


Hep gönül gözüyle bak , toprak gözüne kanma .

Madde gözü tembeldir , hep kolayını arar ,


Yanlış yola götürür , insanı kolay yollar .

Üşenme kaynağı bul , zor gelse de nefsine ,


Doğru yollarda ara , yokuş ve dik gelse de.

Bırak zannı şüpheyi , hedefin olsun gerçek ,


Varınca göreceksin , her zahmete değecek .

Asıl şaşılık budur , budur gözdeki mercek ,


Zannetmekle bilmenin farkını görememek .

Bulanıktan uzak dur ,her işin olsun berrak ,


Anca temiz bir kalptir yüzü ak çıkaracak .

Hele de vesveseye aman sakın kapılma ,


Güvenilmez bilgiyi kendine rehber kılma .

Vehimden de uzak dur , doğru bilgi zannetme ,


Hele de evhamları ona buna iletme .

Doğru olsun her işin , doğrudan uzaklaşma ,

Doğru bil , doğru düşün , doğrudan asla şaşma .

* Mesnevi'den Hikayeler *

BEYNİNİZİ DAHA İYİ ÇALIŞTIRMANIN YOLLARI



1-İnsan beyninin ayaktayken ve açık havadayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir.Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız,
''volta atmayı''deneyebilirsiniz.

2-Yürüyerek kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor.Önemli kararlarınızı açık havada,kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz ?

3-Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor.Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.

4-Zihinsel jimnastik/antrenman yapın.Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.

5-Rutinden kurtulun. Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.

6-Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin.

7.Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.

8-Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekaya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.

9-Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.

10-Bir konu hakkında düşünürken,nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek,beyin ve düşünce kapasitesini arttırır.

11-İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein'in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.

12-Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25'ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.

13-Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.

14-Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.

15-Beynin en tehlikeli yanı ''ters çaba'' kuralına göre çalıştığı anlardır.Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir.Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile,bunu gerçekleştirmek için çalışır.Topluluk önünde konuşma yaparken ''acaba heyecanlanır mıyım ?'' diye düşünürseniz,heyecanlanırsınız.

16-Beyni yoran monotonluktur.Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirebilirsiniz.

17-Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince,bu bilgilerden birini atar. Buna ''sihirli sayı'' kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz ''servis dışı'' olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken ''kafadan'' değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kağıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.

(ALINTI : Genç Beyin Sayfası

MİDE SORUNLARININ ARKASINDAKİ PROBLEM NEDİR?

 Fotoğraf: MİDE SORUNLARININ ARKASINDAKİ PROBLEM NEDİR?<br /><br />Yenilen besinlerin içeriye kabulünün öncelikli organı midedir. Mide, dışarıdan gelen tüm etkileri alır ve sindirebildiklerini kabul eder. Kabul edebilmek, açıklık, pasiflik ve fedakarlık gerektirir. Bu nitelikleriyle mide, dişi kutbu temsil eder. eril (erkeğe ait) prensip hareketlilik ve ışıldamak (ateş elementi) ile özdeşleşirken, dişi prensip, kabul etmenin, fedakarlığın, etkilenebilirliğin temsilcisidir (su elementi). Bu prensip dişi kutba ait duyarlılığın ve hissetme yeteneğinin dünyasıdır. İnsan hissetme işlevini bilinçdışına itmeye çalışırsa, bu işlevler bedensel boyutta ortaya çıkarlar. Böylece, mide, fiziksel besinlerin yanısıra ruhsal duyguları da kabul etmek ve sindirmek zorunda kalır. Böylece aşkın yolu mideden geçer.<br /><br />Midenin alma ve kabul etme görevlerine ilaveten sahip olduğu bu kez eril kutba ait bir işlevi daha vardır: Üretim ve mide asitlerinin salgılanması. Asitler yakalar, parçalar, yakar ve eritir; açıkça saldırgandır. Eğer insan birşeylere kızar, fakat bu kızgınlıkla bilinçli olarak başedemezse, ya da bu kızgınlığı bir saldırganlığa dönüştüremezse bu hisler mide ekşimesi olarak cisimleşir. Mide ekşimesinin nedeni, saldırgan mide asitlerinin fazla miktarda üretilmesidir. Maddesel boyuttaki bu tepkinin esas hedefi, maddesel olmayan hislerin işlenmesi ve sindirilmesidir. Bilincin yapamadığını beden telafi etmeye çalışır. Mide asiti yukarı doğru yükselir, çünkü kendini ifade etmek istemektedir. Bu noktada mide hastalanır.</p><br /><p>Alıntı: Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur, Mozaik yay.Yenilen besinlerin içeriye kabulünün öncelikli organı midedir. Mide, dışarıdan gelen tüm etkileri alır ve sindirebildiklerini kabul eder. Kabul edebilmek, açıklık, pasiflik ve fedakarlık gerektir...ir. Bu nitelikleriyle mide, dişi kutbu temsil eder. eril (erkeğe ait) prensip hareketlilik ve ışıldamak (ateş elementi) ile özdeşleşirken, dişi prensip, kabul etmenin, fedakarlığın, etkilenebilirliğin temsilcisidir (su elementi). Bu prensip dişi kutba ait duyarlılığın ve hissetme yeteneğinin dünyasıdır. İnsan hissetme işlevini bilinçdışına itmeye çalışırsa, bu işlevler bedensel boyutta ortaya çıkarlar. Böylece, mide, fiziksel besinlerin yanısıra ruhsal duyguları da kabul etmek ve sindirmek zorunda kalır. Böylece aşkın yolu mideden geçer. Midenin alma ve kabul etme görevlerine ilaveten sahip olduğu bu kez eril kutba ait bir işlevi daha vardır: Üretim ve mide asitlerinin salgılanması. Asitler yakalar, parçalar, yakar ve eritir; açıkça saldırgandır. Eğer insan birşeylere kızar, fakat bu kızgınlıkla bilinçli olarak başedemezse, ya da bu kızgınlığı bir saldırganlığa dönüştüremezse bu hisler mide ekşimesi olarak cisimleşir. Mide ekşimesinin nedeni, saldırgan mide asitlerinin fazla miktarda üretilmesidir. Maddesel boyuttaki bu tepkinin esas hedefi, maddesel olmayan hislerin işlenmesi ve sindirilmesidir. Bilincin yapamadığını beden telafi etmeye çalışır. Mide asiti yukarı doğru yükselir, çünkü kendini ifade etmek istemektedir. Bu noktada mide hastalanır. Alıntı: Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur, Mozaik yay.