26 Mart 2012

Kovalamacan ve koşuşturman yüzünden yaşam ne zaman gelip de kapını çalsa sen evde olmuyorsun...

Sen sadece alacak kapasiteyi yaratırsın; her şey gelir...

Sen sadece kapıyı açarsın. Yaşam sana gelmeye hazır.

Sen o kadar çok engel koyuyorsun ki!

Yaratabileceğin en büyük engel de yaşamı kovalamak.

Kovalamacan ve koşuşturman yüzünden yaşam ne zaman gelip de kapını çalsa sen evde olmuyorsun...

 

OSHO

Vücudumuzda 24 saatte neler oluyor?




















İnsanoğlu 24 saatte 24 kez değişir. Hem ruh hali hem de vücut ısısı, tansiyon, kalp atımı, hormonlar sürekli değişim halindedir. Biologlar, doktorlar ve farmakologlar bu olağanüstü duruma kronobiyoloji adını veriyorlar.
İşte 24 satte vücudumuzda olanlar:
06.00 Kortizon salgılamasıyla organızma uyanır. Bu uyanma vücut için kendini yavaş yavaş kalkmaya hazırlama işaretidir. Metabolizma hareketlenir ve o günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır olur.
07.00 Vücut hala zayıf bir safhadadır. Bu nedenle bu saatte spor yapmaktan kaçının. Çünkü kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenmiş olursunuz. Spor yerine güzel bir kahvaltı edin, çünkü sindirim organları bu saatte iyi çalışır. Karbonhidratlar bizim için yararlı olacak enerjiye çevrilir. (Geceleri ise yağlar)
08.00 Bu saat cinsel yaşamınız için en iyi zamandır. (Geceleri değil). Çünkü bezler fazla miktarda hormon salgılarlar. Romatizması olanlar uzuvlarındaki ağrıyı günboyu daha kuvvetli hissederler. Sigara tiryakileri için de durum farklı değildir. Kahvaltı sigarası damarları her zamankinden daha fazla daraltır.
09.00 Vücudun dinç, kuvvetli olduğu saattir. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zamandır. İğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri ender olarak görülür, vücudumuz röntgen ışınlarına karşı daha dirençlidir.
10.00 Organizma şimdi faaliyete, harekete hazır durumdadır. Fazla enerjiktir, vücut en fazla ısısına ulaşmıştır, verimliliğimiz en üst düzeydedir. “Kısa sure belleği” iyi durumdadır. İnsan yaratıcı ve dinamik olur. Fakat dikkat edilecek nokta şudur; saat 10.00 ile 12.00 arası enfarktus olaylarına sık rastlanır.
11.00 Vücudumuzun tam formunda olduğu bir saattir. Kalp ve dolaşım o kadar zinde durumdadır ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Verimli olmaya programlanmışızdır. Hazır cevaplık ve özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan yapılabilir.
12.00 Vücudun dinlenmeye ihtiyaci vardır. Dikkat azalır ve insani uyku basar. Midedeki asit miktari fazlalaşır. (Hatta birşey yemesek bile) Beyindeki kan akımı azalır. Çünkü kan sindirim organlarını desteklemesi için mide tarafindan kullanılır. Öğle uykusu uyuyabilen kişilerde istatistiklere göre enfarktuse yüzde 30 oranında az rastlanır.
13.00 Vücut formdan bir hayli düşmüştür. Verimlilik gün ortalamasının yüzde 20 aşağısındadır. Bütün organlar en alt düzeyde çalışır, sadece safra öğle yemeğini hazmettirmek için faaliyettedir.
14.00 Kendimizi bitkin hissederiz. Çünkü tansiyon ve hormon düzeyi düşmüştür. Diş doktorundan korkan kişi doktora bu saatte randevu almalıdır. Çünkü bu saatte acıyı daha az hissederiz. Lokal anestezi uzun süre devam eder (30 dk.). Sabahları bu süre 12 dk., aksamları ise 19 dk.'dir.
15.00 Yeni işlere hazır olun. Enerjimiz geri gelmiştir, ellegimiz tam formundadir. İkinci kez verimliliğe yaklaşırız ama bu verimlilik sabahkinden azdır.
16.00 Spor faaliyetleri için en iyi saattir. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Antremanlar için de en iyi zamandır. Asit önleyici ilaçların etkisi bu saatte çok iyidir.
17.00 Organların faaliyeti üst düzeydedir.Kuvvetimiz artar, oksijenin harcanması fazlalaşır. Böbrekler ve mesane özellikle çok calışır. Tırnakların ve saçın en çabuk uzadığı zamandır. Fakat mide ülseri olan hastalar için durum kritiktir. Öğleden sonra geç saatlerde ve akşamın ilk saatlerinde midedeki asit miktarı fazlalaşır. Saat 17.00'ye doğru mide kanamasından dolayı hastaneye gelenlerin sayısı artar.
18.00 Akşam yemeği için iyi bir saattir .Pankreas bu saatte özellikle aktiftir. Karaciğer bile alkole karşı her zamankinden daha hoşgörülü ve dayanıklı sayılabilir.
19.00 Kanbasıncı ve nabız genellikle bu saatte tembelleşir. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlar konusunda dikkatli olmalısınız, bu ilaçlar tehlikeli olabilirler. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçlarin tesiri de bu saatte fazladır.
20.00 Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve kirli kan kalbe her zamankinden daha fazla akar. Allerjisi olanlar ve astımlilar ilaclarini bu saatte almalidirlar. Etkisi hemen görülür. Antibiyotiklerde az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde olur.
21.00 Sindirim organlarının günlük görevi sona ermiştir. Davetleri sevenler dikkatli olmalıdırlar. Gelen herşey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır ve bu durum tehlikelidir. Kalan yemekler barsak sahasındaki mukozaya hücum ederler. O yuzden bu saatte özellikle kilolu olanlar yemek konusunda dikkatli davranmalıdırlar.
22.00 Bu saatte vücudumuzun polisi akyuvarlar özellikle aktiftirler. Dozu azaltılması gereken ilaçlar için bu çok elverişli bir saattir. Bu ilaçlar yanlış zamanda alındığı takdirde enfeksiyon tehlikesi fazlalaşır. Sigara içenler de son sigaralarını içmelidirler çünkü bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri daha zor atar.
23.00 Organizma gün boyunca aktif birşekilde faaliyet gösteren stress hormonunun salgılamasını durdurur. Bu saatte sakinleşiriz, rahatlarız, gevşeriz. Tam dinlenme saatidir. Metabolizmanın faaliyeti en alt düzeydedir. Tansiyon, kalbin atımı ve vücut ısısı düser. Gebelerde doğum sancıları çoğunlukla bu saatte olur. Çünkü sancıya neden olan gebelik hormonlarının salgılanması üst düzeydedir.
24.00 Uyuduğumuz sırada deri hücreleri durmadan çalışır, gündüz olduğundan daha sık bölünürler. İlk rüya safhası başlar, yarım saat içinde rüya görmeye başlarız.
01.00 Verimliliğimiz en alt düzeydedir. Bu saatte hala çalışanlar hata yaparlar, dikkat son derece azalır. Çünkü vücut kendini uyumaya programlamıştır, kısa zamanda en derin uykuya dalınır.
02.00 Araba kullananlar bu saatte çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü görme zayıflar, tepkiler yavaşlar. Bu nedenle trafik kazaları bu saatte daha fazla olur. Vücut soğuğa çok hassastır, çabuk üşür. Fakat derimiz acıya karşı fazla hassas değildir.
03.00 Bedensel ve ruhsal olarak karanlık bir safhadır. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapar. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşır.
04.00 Stres hormonundan enerji kazanırız. Enfarktus krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında özellikle fazladır. Çünkü kan basıncı oldukca yükselir, damarlar gerilir. Gebe kadınlar için de doğum yapma olasılığının en yüksek olduğu zamandır.
05.00 Bu saatte vücuttaki erkeklik hormonu salgılanması artar. Stress hormonun konsantrasyonu bizi faaliyete geçirmiştir. Bu hormon gündüz değerinin tam altı katına çıkar. Vücudumuz harekete geçer kaybolan enerji yeniden geri gelir. Artık yeni bir güne başlamak için hazırızdır

Kendinizi cezalandırmaktan size bir yarar gelmez.

Karşılaştığınız herkesin kalbi sevecenliği hak eder.

*Öfke ve pişmanlıklara bağlı kalmak size istediğiniz şeyi vermez.

*Sevecenliği kendine saklamak, acı çekmeye karar vermektir.

*Nazik olmak sizin yararınızadır.

*Kendinizi cezalandırmaktan size bir yarar gelmez.

*Sevecenlik mutluluğa götürür.

SİZ MUTLU OLMAYA LAYIKSINIZ

Hadi, kendine bir iyilik yap. Herkese Gülümse…

Hayat bir sevdadır… Onu yaşa!

Hayat bir hediyedir… Onu al!

Hayat bir bilmecedir… Onu çöz!

Hayat bir fırsattır… Onu yakala!

Hayat bir şarkıdır… Ona eşlik et!

Hayat bir bahçedir… Onu der! ...

Hayat bir iyiliktir… Ona karşılık ver! …

Kendine bir iyilik yap. Herkese Gülümse…

Çünkü… Samimi bir sevginin yerini başka ne tutabilir bu hayatta…

Birine karşılıksız iyilik etmenin hazzını başka hangi şey yaşatabilir insana…

Hangi intikam daha güçlüdür kötülüğe iyilikle cevap vermekten…

 İnsan yaşadıkça zaten, vazgeçemeyiz ki sevmekten…

Biliyorsun, küçücük bir tebessümle değişebilir bütün dünya bir anda…

Biliyorsun, insanlığımız büyüdükçe büyür iyiliğin sıcacık kucağında…

İyilik üzerine yazılar, hikâyeler, şiirler, öneriler, güzel sözler ve daha neler neler…

Hadi, kendine bir iyilik yap. Herkese Gülümse…

 -Shakespeare-

Dikkat... Dikkat... Bu resimde kaç adam var ? ? ?

Mandala, Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad.

 

Mandala, Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad. Genellikle daire veya kare şeklinde olurlar. Belirgin bir şekilde duran merkez noktası etrafına şekiller ve desenler yerleştirilir.Herşeyin mistik merkezini sembolize eden mandalalar meditasyon nesnesi olarak kullanılabilmektedir.

Budist bağlamda mandalanın amacı insanın acısına onu aydınlanmaya ulaştırarak son vermek ve hakikate ilişkin doğru görüşe ulaştırmaktır.

MANDALANIN YARARLARI      

   Dinlenmek ve konsantre olmayı arttırmak için yapılabilecek çalışmalardan biri de, tam bir sessizlik içinde veya arkaplandaki hafif bir müzik dinlerken birmandala boyamaktır.

• Mandalalar ruh için bir ilaçtır.

• Mandalalar vücut, ruh ve zekânın kaynasmasıdır.

• Kendi yaratıcılığını keşfetmektir.

• Kendinizi ve etrafınızı saran gerçeği farketmektir.

• Günlük yaşantınızla ve streslerinizle daha kolay başetmektir.

• Sakin ve serinkanlı olmayı öğrenmektir.

• Dikkatini toplama süresini uzatmaktır. Mandalalardan özellikle son zamanlarda okullarda da yararlanılmaktadır. Mandala ile öğretmenler öğrencilerin iç dünyalarını daha iyi tanımakta ve çocuğa yaklaşımda çocuğun bu özelliklerinden yararlanmaktadırlar. Ayrıca mandala çalışmasından sonra çocukların, grup çalışmalarında, gruba uyum sağlamalarında ve dinleme becerilerinde olumlu etkilendikleri görülür





Her şeyin ne kadar da kusursuz olduğunu fark ettiğinizde...

Bizim yavuklular feysbukta babaanne...

Sıra geldi bahar yorgunluğunu atlatmaya...

Ruhumun mağaraları hakkında ne söyleyebilirim?

Ruhumun mağaraları hakkında ne söyleyebilirim?
Başımı dinleyecek başka bir yer bulamazsam ruhumun mağaralarına çekiliyorum.
Eğer bu mağaralara girecek cesareti bulan insanlar olursa,
orada sadece bir insanın dizleri üstünde ettiği duaları bulacaktır...

~Halil Cibran

Simon & Garfunkel - The Sound of Silence

http://youtu.be/dTCNwgzM2rQ

Ben başka bir şeye sinirlendim...

"Özledim,Söyleyeceklerim Bu Kadar Kısa Ve Derin..."

Fotoğraf yükleniyor"Özledim,Söyleyeceklerim Bu Kadar Kısa Ve Derin..."

Cemal Süreyya.

Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur.

Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun   önünde bulunur.


> Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık   sistemi buradan yönetilir. ... >


Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık   sistemi sağlam olur.


> Anadolu'da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit   olmuşsunuzdur. Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin   otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır.


> Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir.


> Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının   önüne geçmeye çalışır.


> Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar   ayrıca geç yaşlanır.


> Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs   bezini titreştirebilirsiniz.


> Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. "KAHKAHA" atabilirsiniz. > Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir.


 > Hani yıllar geçerde aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle   tanıdığımız bu insanı görünce  "hiç değişmemişsin, ne gamsızsın..." deriz ya, işte timüs bezinin gücü. > Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar.


Mutluluk ve Timus bezi .. "Mutluluk bir  seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir."

Bugün Dünyanın Son Günü... Siz Ne Yapardınız?

Bir Üniversitede, Profesör derse şöyle başlamış:


- "Düşünün... ki bugün dünyanın son günü. Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız?"


 Tüm öğrencilerden bir çok değişik cevap gelmiş:


- İbadet eder Allah'dan günahlarımı affetmesini dilerdim,


- Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım,

- Ailemle zamanımı geçirirdim,

 - Anneme veya babama giderdim,

 - Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım,

 - Barbekü partisi yapardım,

- Tüm sevdiğim yemekleri son bir defa yerdim.

 - Yatar uyurdum.

- Ormanda son defa dolaşırdım,

- Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim.

- Akşam yıldızları seyrederdim.

- En sevdiğim yemeği hazırlar tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim.

- Piknik yapardım,

- Hayatta en çok gitmek istediğim yere gider orda ölümü beklerdim,

- Jet uçağına binerdim,

- Üzdüklerimi arar özür dilerdim beni affetmesini isterdim vb.......... .

 Hoca bütün hepsini tahtaya yazmış. Sonra gülerek ;

-"Çocuklar bunları yapmak için dünyanın son günü olması şart mı ..?" diye sormuş. Bugün Dünyanın Son Günü... Siz Ne Yapardınız?

ÖNSEZİNİZE KULAK KABARTIN (TEST)

Önsezilerinize ne kadar güveniyorsunuz? Belirsizliğin söz konusu olduğu durumlarda mantığınızı mı iç sesinizi mi dinliyorsunuz? Önsezilerinize duyduğunuz güveni test etmeye hazır mısınız? İşte size önsezi... testi... İÇ SESİNİZE KULAK VERİN Aşağıdaki soruları dikkatlice okuyun ve kimsenin yardımı olmadan 5 saniyede cevap verin. 5 saniye içinde vermediğiniz cevapları 'yanlış' olarak kabul edin.


 1. Eşiniz akşam eve her zamankinden geç geliyor. Niye geciktiğini soruyorsunuz. Size bir cevap veriyor ama yerinde duramıyor, nezle olmadığı halde ikide bir burnuyla oynuyor ve tekpilerinde, cevaplarında yavaş davrandığını görüyorsunuz. İçgüdünüz size ne diyor?


 A. Size yalan söylediğini


B. Yorgun ve aç olduğunu


C. Aslında arkadaşlarıyla çıkmak istediğini ama çıkamadığı için size biraz tepkili olduğunu


2. Bir kaç gündür eşiniz / sevgiliniz sizi sevdiğini her zamankinden sık söylüyor. Onu biraz dalgın buluyorsunuz. Cinsel isteklerinin arttığını, ışığı söndürmenizi istediğini, sık sık terlediğini ve cep telefonunu hiç elinden bırakmadığını gözlüyorsunuz. İçgüdünüz size ne diyor?


 A. İşinde stres altında olduğunu ve dengeyi evinde, sizinle bulduğunu


B. Bu küçük sorunların, aşk hayatının ve bir kadınla bir erkeğin beraberliğinin cilveleri olduğunu


C. Çok dikkatli ve uyanık olmanız gerektiğini


3. İşinizde, bir çalışma arkadaşınıza yeni bir projeden söz ediyorsunuz. Birden çenesini sıkıyor, hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlıyor, kaşlarını çatıyor, yumruklarını sıkıyor ve sert bir tonda konuşmaya başlıyor. İçgüdünüz size ne diyor?


A. Projenizin onu çok heyecanlandırdığını ve merakını uyandırdığını


B. Söylediklerinize çok sinirlendiğini


C. Fikrinizi beğendiğini ve bir an önce uygulamak gerektiğini düşündüğünü


4. Son günlerde davranışlarında bir gariplik sezdiğiniz bir çalışma arkadaşınızla konuşuyorsunuz. Ortam giderek geriliyor ve birden beyninizde bir flaş patlıyor ve çocukluğunuza ait bir anıyı hatırlıyorsunuz. Bu anınızın o anda yaşamakta olduğunuzla hiç ilgisi yok ama aklınızdan bir türlü gitmiyor. İçgüdünüz size ne diyor?


A. Bu anıyı hemen kafanızdan atmanız gerektiğini


 B. Bu anının mutlaka bir anlamı olması gerektiğini


C. Karşınızdaki çalışanı derhal işten çıkarmanız lazım geldiğini


 5. Cuma akşamı. Haftaların verdiği yorgunlukla biraz dinlenmeye, bir güzel banyo yapmaya karar veriyorsunuz. Sizi son derece stresli günler bekliyor. Bu akşam öncelikle ne yaparsınız?


A. Pazartesi sabahı teslim etmeniz gereken dosyayı unutmamaya çalışırsınız


B. Kafanızda hafta sonu için bir güzel program yaparsınız


 C. Kendinizi koyuverir gerçeklerden bir süre için kopmaya çalışırsınız


6. Açık, dengeli, iyimser bir insanla ciddi bir ilişki yaşamayı hayal ediyorsunuz. Bir akşam küçük bir şirketin sahibi olan, güleryüzlü, hoş bir insanla tanışıyorsunuz. Onun evinde bir kahve içmeyi kabul ediyorsunuz. İçgüdünüz size ne diyor?


A. Çok hoş biri


B. Dikkatli olmam lazım, acaba bana uygun biri mi?


C. Karşısında elim ayağım dolaştı, ne olacaksa olsun...


7. Servisinizin başına yeni bir şef getirildi. Kısaca kendinizi tanıttınız ve işinizden neler beklediğinizi anlattınız. Sizi dikkatle dinledi. Ertesi gün, gerekli olduğunu düşündüğünüz bazı ilave bilgileri de e-mail ile gönderdiniz. Cevap vermedi. Tekrar attınız. Yine cevap vermedi. İçgüdünüz size ne diyor?


A. Herhalde çok işi var, adamın başını ağrıtmayayım


B. Gönderdiğinizi dikkatle okudu ve gerekli bilgiyi aldığı için cevap verme gereği duymadı


C. Bir günde insan bu kadar değişir mi, bu adamdan sakınmalıyım


8. Bir arkadaşınıza bir şey anlatıyorsunuz. Sizi dinlerken hareketlerinde, psikolojisinde bir değişim meydana geldiğini fark ediyorsunuz. Burnunu kısıyor, burnunun kenarlarında dikey çizgiler oluşuyor, yüzü birden ciddileşiyor, kaşlarını 'V' yapıyor, gözlerini kısıyor, dudaklarını sıkıyor. İçgüdünüz size ne diyor?


 A. Anlattığım şey onda iğrenme duygusu yarattı


B. Anlattığım şey onda acıma duygusu yarattı


C. Anlattığım şey onda üzüntü yarattı


Doğru Cevaplar: 1.A - 2.C - 3.B - 4.B - 5.C - 6.B - 7.C - 8.A ÖK'nızı nasıl hesaplayacaksınız?


 Yanlış veya boş cevapları dikkate almayın. 8 soruda kaç doğru cevabınız var?


Sonuç ÖK'nız 3/8'den düşük ÖNSEZİNİZ NEREDEYSE SIFIR


Hislerinize hiç mi hiç güvenmiyorsunuz ve bu yüzden, en azından günlük yaşamınızı renklendirebilecek olağanüstü anları ıskalıyorsunuz. Önsezilerinizle değil aklınızla hareket etmeye çalışıyorsunuz. Ama eminim, en küçük bir eleştiri aldığınızda fikir değiştiriyorsunuzdur. Yine de yenilgiyi kabul etmeyin. Biraz zaman ve biraz çalışmayla önsezilerinizi kullanmayı öğrenebilirsiniz.


ÖK'nız 4/8 ila 6/8 arasında İÇ SESİNİZE AZ DA OLSA KULAK KABARTIYORSUNUZ


Başkalarının hareket ve niyetlerini öngörebildiğiniz oluyor. İç sesinizi dinlemeyi biliyorsunuz. Ama etrafta biraz gürültü varsa hatlar karışıyor, iç ses gürültüye gidiyor. Biraz eğitim ve dikkatle daha seçici davranmayı, uyarıyla gürültüyü ayırmayı öğrenebilirsiniz.


 ÖK'nız 7/8 veya 8/8 ÖNSEZİLERİNİZ SİZİN EN İYİ DOSTUNUZ İç sesinizi çok dikkatli dinliyorsunuz. Önsezilerinizi en yakın dostunuz haline getirmişsiniz. Sezgileriniz başkalarıyla ilişkilerinizde size önceden ve doğru kararlar almakta yardımcı oluyor.



Kırk sene sonra gelir alırım seni...

Bugün affetme günü olsun...

"İçimizde öfke ya da pişmanlık ne kadar çoksa verebileceğimiz sevgi de o kadar azdır.

 

Bir çoğumuz kendimizin olabildiğince sevecen olduğumuzu düşünürüz ama kendimize 'hayatımızda hala affetmediğim birisi kaldı mı?' diye sorduğumuz zaman cevabımız çoğunlukla evettir. Şimdi henüz affedemediğiniz birisini düşünün.

 

Şu an onu brıakmaya henüz hazır olmasanız bile, o kişi ya da kişileri düşünüp şöyle söyleyin: 'Seni affetmeye hazır olmayı seçiyorum. Kendime kırgınlığı, acıyı, hüznü ve öfkeyi bırakmak için izin veriyorum.

 

Senin benim affedişime ihtiyacın olduğu için değil ama kendimi daha fazla sevmeye ve huzur ve neşeye hazır olduğum için [♥] .' "

 

:))) çook sevgi!!!

Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün!

Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

 

"Şems-i Tebrizi"