26 Haziran 2011

Yaralı ve aç bir aslan yavrusunu kurtardı...

http://youtu.be/fjneCDf7Zx8

Kolombiya'da bir kadın, yaralı ve aç bir aslan yavrusunu kurtardı, eve götürüp besledi. Sonra yerel hayvanat bahçesine götürdü. İşte aslanın ziyaretine gelen kurtarıcısını karşılaması

Kişinin dayanıklığı , zorluklara karşı verdiği mücadele ile artar...

 

 

Kişinin dayanıklığı , zorluklara karşı verdiği mücadele ile artar. Her fırtına , ...her yağmur , her kavurucu güneş ışını insanı güçlendirir. Her reddediliş bir fırtına , bir yağmur , değil mi ?Kimi fırına kadar sarsar, kimi yağmur gibi ıslatarak ürpertir. Ama dağın yükseklerinde yetişen ağaçlar gibi bizi dayanıklı ve nadide kılar. Zorluklar daima geçicidir. Her zorluk kendisi kadar, hatta daha büyük kazancı ve çözümü de için de taşır...

Bu Hemşire Bekar Mı ???

Benim Nurten diye bir kızım yok...

Konu duygular olduğunda, büyük kahramanlar bile aptalca davranabilirler...



Konu duygular olduğunda, büyük kahramanlar bile aptalca davranabilirler...”

– Kaplan ve Ejdarha (2000)

Yani bir ayakkabı yerine kutu oyunu, pahalı bir çanta yerine spor salonu üyeliği, araba yerine seyahat, ruj yerine sinema bileti insanları daha mutlu ediyor...

 



 

Amerika'nın son alışveriş trendi: Alışveriş yapmamak!

     Hatta eldeki mallardan da kurtulup, hayatı sadeleştirmek! Kriz
sonrası, çalışanlar, gelirlerinin daha büyük bir bölümünü harcamayıp
biriktirmeye başlayınca, ABD'li üreticilerin etekleri tutuşmuş! Şu
ara yapılan çoğu tüketici araştırmaları "Bu adamlar ne satın
alırlarsa mutlu olurlar?" la ilgili.

     Ortaya çıkmış ki bir servis almak, mal almaktan daha faydalı insan
doğasına.
     Yani bir ayakkabı yerine kutu oyunu, pahalı bir çanta yerine spor
salonu üyeliği, araba yerine seyahat, ruj yerine sinema bileti,
insanları daha mutlu ediyor! Bir tecrübe satın almak, kişiye daha
yoğun ve uzun süreli bir tatmin sağlıyor. Üstelik 'Mal edinmenin
mutluluk getirmediğini öğrenen 'dünyanın en çok satın alan halkı',
kocaman otomobillerini, dört oda bir salon evlerini, 48 parçalık
yemek takımlarını, doğrayan parçalayan karıştıran onlarca mutfak
aletlerini satıp, ayrı bir oda haline gelmiş gardıroplar dolusu
giysilerini fakirlere bağışlayıp hayatlarını sadeleştiriyor. Bazı
aileler 40 metrekare bir evde, dört tabak, dört bardakla ve işe
bisikletle gidip gelerek yaşamanın onları hiç olmadıkları kadar
mesut ettiğini iddia ediyor. Bu esnada biriktirdikleri parayı yoga
derslerine ve tatillere harcıyorlar.
     YÜZ EŞYAYLA YAŞAMAYA DAVET!

     Bir internet sitesi, tüketicileri sadece ve sadece 100 adet kişisel
eşyayla yaşamaya davet ediyor! Yani kıyafet, kozmetik, ayakkabı,
kitap, kalem, her şey toplam 100 parça edecek. Sitenin çağrısı büyük
ilgi görüyor ve internet kullanıcılarından hatırı sayılır sayıda bir
grup, kişisel eşyalarını hayır derneklerine bağışlayıp
hayatlarındaki kalabalıktan kurtuluyor. Hikâye, psikologlara göre
şu: İnsanlar, iyi ya da berbat, yaşamlarındaki tüm değişikliklere
çabucak alışıyor ve doğalarında var olan sabit mutluluk seviyesine
bir an önce ulaşmaya çalışıyorlar. Ebeveynlerinden  birini kaybeden
bir insanın bir süre sonra eski mutluluk ve neşesine kavuşması da bu
yüzden, yalı alanın birkaç yıl sonra yalıda oturmayı kanıksayıp
eskisi kadar 'mutsuz' olması da! Yani para mutluluk getirmiyor
denemez ama parayla satın alınan mallar mutluluk getirmiyor! Şan
dersleri, seyahatler, piknikler, tiyatro oyunları filansa başka!
Farklı tecrübeler hayatı zenginleştirip memnuniyeti yükseltiyor! Los
Angeles lı filmci Roko Belic dünyayı dolaşıp *Happy *(*Mutlu*)
isimli bir belgesel üzerinde çalışıyor.

     New York Times gazetesinin haberine göre San Fransisco'nun
kalburüstü semtlerinden birindeki evini bırakıp, hayatını tamamen
değiştirip, Malibu plajında bir karavana taşınmış!

     Haftada üç dört gün sörf yapabildiği için şu anda ufacık karavanda
çok daha mutlu bir hayat yaşadığını anlatmış.

Ne güzel şey paylaşmak...

Johann Strauss - Vienna Waltz

http://youtu.be/U4J0MKsG_is