7 Aralık 2011

Birisi ile konuşurken gözlerine bakın...



Kalpte olanı gözler asla gizleyemez. Kötü niyetli birinin gözleri donuk ve ışıksızdır, Samimi bir insanınki ise derin ve parlak. Birisi ile konuşurken gözlerine bakın.

Guatama Buddha

Resimden Kişilik Analizi...

Size uygun olan resmi seçin sonra aşağıdaki açıklamasını okuyun Aşağıdaki resimler psikologlar tarafından ortaya çıkarılmış. Defalarca test edilmiş şekiller ve renkler değişerek bugünkü halini almış. Hangi resim size yakın geliyorsa seçin 9 ana karakterden hangisi size uyuyor bulun.

1. İçedönük - Hassas - Kolay etkilenen Kendinizle ve çevrenizle ilgili düşüncelere etrafınızdaki çoğu kişiden daha sık ve daha derin bir şekilde dalıyorsunuz. Üstünkörü hareketler ve konuşmalardan nefret ediyorsunuz. Geyik muhabbeti yapmaktansa yalnız kalmayı tercih edebiliyorsunuz. Ama yakın arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz o kadar kuvvetli ki bu da size ihtiyacınız olan uyumu ve gücü getiriyor. Yine de yalnız başına kalmaktan hiç sıkılmıyorsunuz.

2. Özgür - Geleneklere karşı - Tutulamayan Kendinizi geliştirmenizi sağlayacak özgür ve kimseye bağlı olmayan bir hayat peşindesiniz. Hobilerinizde ya da işinizde sizi Başarıya ulaştıracak yeteneklere sahipsiniz. Bağımsızlığa olan düşkünlüğünüz bazen sizden beklenilenin tam tersini yapmanıza neden olabiliyor. Öyle her gördüğünüz şeye üzerinde düşünmeden uyacak tiplerden değilsiniz. Aksine kendi fikirleriniz doğrultusunda gitmeyi yani akıntıya karşı kürek çekmeyi seviyorsunuz.

3. Dinamik - Aktif - Dışa dönük İlginç ve çeşitli işlere girebilmek için risk almaktan kaçınmıyorsunuz. Rutin bir hayat sizi etkisiz hale getirebiliyor. En çok sevdiğiniz şey tüm olaylarda başrol oynamak. Aslında olayları başlatan kişi de siz oluyorsunuz.

4. Ayakları yere basan - Dengeli - Uyumlu Komplike olmayan ve doğal bir yaşamı bir aşkı ve işi amaç edinmişsiniz. İnsanlar size saygı duyuyor çünkü sizin ayaklarınız öyle bir yere basıyor ki herkes sizden destek alıyor. Siz de bu insanlara güven sağlamayı biliyorsunuz. Çok sıcak ve insancıl olarak tanınıyorsunuz. Basmakalıp ve çok abartılı olan her şeyi reddediyorsunuz. Modanın getirdiği yeniliklere de bağlı değilsiniz. Aksine sizin için giyim pratik ve rahat olmalı.

5. Profesyonel - Pragmatik - Kendini tanıyan Hayatını eline alıp şansını kadere bırakmak yerine yaratmayı sevenlerdensiniz. Problemlerinizi pratik ve karışık olmayan yöntemlerle çözüyorsunuz. Günlük hayatınızda gerçekçi olmayı tercih ediyorsunuz. İşte ise herkes sizi sorumluluk sahibi olarak tanıyor. Sizin kendinize olan güveniniz sayesinde etrafınızdakiler de sizden güç alıyor. Fikirlerinizi uygulamaya koyana kadar rahat edemiyorsunuz.

6. Barışçıl - Tedbirli - Agresif olmayan Anlaşması kolay bir insansınız. Kendi özel hayatınıza ve özgürlüğünüze düşkün olduğunuz için de arkadaşlarınızı pek yormuyorsunuz. Bazen hayatın anlamını düşünmek ya da kendi kendinize eğlenmek için her şeyden uzaklaşıp yalnız kalmak istiyorsunuz. Bu yüzden de kaçabileceğiniz güzel mekânlar nerede biliyorsunuz ama siz yalnızlık düşkünü bir insan da değilsiniz. Sadece hayatın size vermiş olduklarını takdir eden dünyayla barışık bir insansınız.

7 . Dikkatsiz - Oyunsever - Neşeli Spontane ve özgür bir hayatı seviyorsunuz. Hayata bir kere gelinir ilkesinden yola çıkarak dolu dolu yaşamayı istiyorsunuz. Çok meraklı ve her yeni şeye açık bir insansınız. Tüm değişikliklerin sizi büyüttüğüne inanıyorsunuz. Bağlı kalmak kadar sizi sıkan bir şey yok. Sürpriz yapmaktan ve sürprizlerle karşılaşmaktan çok hoşlanıyorsunuz.

8. Romantik - Hayalci - Duygusal Çok duygusal bir insansınız. Olayları gerçekçi tarafından görmeyi reddediyorsunuz. Sizin için duygularınızın size söyledikleri önemli. Ayrıca yaşamda hayallere yer olması gerektiğini savunuyorsunuz. Romantizmi reddeden ve her şeyi akılcı bir yolla çözmeye çalışan insanlarla anlaşamıyorsunuz. Hayallerinizi duygularınızı sınırlayacak her şeyi reddediyorsunuz.

9. Analitik - Güvenilir - Kendinden emin Hayatınızı insanların gözden kaçırdığı küçük değerli taşlarla doldurmayı seviyorsunuz. Bu nedenle kültür sizin hayatınızda önemli bir yer oynuyor. Yine de siz şık ve zarif duygularınızın çevreden etkilenmemesini sağlıyorsunuz. Sizin için zarif ve görgülü bir hayata sahip olmak çok önemli. Ve yine aynı tarzdaki insanlarla birlikte olmayı tercih ediyorsunuz.

Aradığın şey zaten sendedir...



Bazen arayışın yüzünden öyle paniğe kapılırsın, öyle endişelenip huzursuz olursun ki görüşün bulanır, gözünün önünde olan şeyi göremezsin... Bu durum gözlük kullanan insanlara olur. Gözlük gözündedir ama gözlüğünü arar. Acelesi vardır, aceleyle her yeri arar ve gözlüğün gözünde olduğunu tümüyle unutmuştur ve paniğe kapılır... İşte böyle zamanlarda sakinleşmek, derin derin nefes almak işe yarar... Kısa bir mola vermek işe yarar... Dikkati başka bir noktada toplamak işe yarar... Bir an gelir gözlüğün zaten gözünde olduğunu anlarsın... Aramana gerek kalmamıştır... Aradığın şey zaten sendedir...

Bir ağacın her yaprağı, kıyıdaki her çakıl taşı eşsizdir...

Bir ağacın her yaprağı , kıyıdaki her çakıl taşı eşsizdir; aynı şeyden iki tane var olamaz... Sen sadece kendin ol işte o an eşsizsin, karşılaştırılamazsın...

Sıradan ol; olağandışı olursun. Olağandışı olmaya çalış; sıradan olursun.

OSHO

...

Her insan kendine yakışanı yapar...

Dünyanın en gereksiz adamı...

İçten içe çevrenizdeki bazı insanlar ile kendinizi kıyaslıyorsunuz...

Başınıza gelen her şeyi, hayatınıza gerçekten siz mi çekiyorsunuz? Kesinlikle hayır? Başınıza gelen bir çok şeyin bir kısmını siz kendinize çekiyor olabilirsiniz ama çekmedikleriniz daha çok. Biz buna “Bumerang Yasası”, Evrenin Bumerang Yasası deriz. Sadece yaptıklarınız değil, yapmadıklarınız da başınıza gelenlerin sorumlusudur. Biz buna aynı zaman da “Tahtereva...lli Paradoksu” da diyebiliriz. Nedir bu?

Kendini varlığınızı başkalarının varlığına göre konumlandırdığınız da başınıza gelecek olan da budur zaten. İçten içe çevrenizdeki bazı insanlar ile kendinizi kıyaslıyor ve kendi başarınızı onlarınki ile tartıyorsanız. Ya da çoğu zaman milyonlarca insanın isteyerek ya da istemeyerek, kıskançlık, haset ya da rekabet duygusu ile başkalarının başarısızlığını istiyorsanız. Bu durumda evreni harekete geçirirsiniz. Artık çarklar dönmeye başlar.

Ama unutmayın, sizin bulunduğunuz yerde başkaları da vardır. Onların da talepleri, istekleri ve tutkuları vardır ve onlar da evrenden dilekte bulunur. Onların istekleri bir şekilde daha güçlü çıkarsa ve evren onların dileklerini yerine getirirse siz o kişilerle bir “Tahterevalli Paradoksu” kurduğunuz için evren sizden alır ve onlara verir.

Birinci kural şudur: Başkalarının kötülüğünü istemeyin, başkalarının kötü duruma düşmesi sizi sevindirmesin. Kendinizi başkaları ile kıyaslama yoluna gitmeyin.Siz tek ve özelsiniz.Ve başkaları için mutlu olmayı öğrenmenin zamanı geldi...

Kendine karşı dürüst olmayı unutma.

Kendine karşı dürüst olmayı unutma. Nasıl? Üç şeyi hatırlamak gerekiyor.

1)Ne olman gerektiğini sana söyleyenleri asla dinleme: hep kendi iç sesini dinle,  sen nasıl olmak istiyorsun? Yoksa hayatın harcanır gider.

Bir dolu insan sana bir şeyler satmaya çalıştığından etrafında bin bir tane  baştan çıkarıcı şey var. Dünya bir süper-market ve  herkes sana malını satmaya çalışmakla meşgul; herkes birer satıcı. Çok fazla  sayıda satıcıya kulak verirsen çıldırırsın. Kimseyi dinleme, gözlerini kapat ve  iç sesini dinle. İşte meditasyon budur: iç  sese kulak vermek. Bu ilk adım.

2) Eğer ilk adımı attıysan ancak o zaman ikincisi mümkün  olur: asla bir maske takma. Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir, ama gülümseme,  çünkü bu dürüst olmaz. Ama sana kızdığında sırıtman öğretildi; oysa o sırıtış  sahte, bir maske gibi… Sadece bir dudak hareketi, hepsi o. Kalp öfkeyle, zehirle  dolu ve dudaklar gülümsüyor – sahte bir fenomen oluyorsun.

O zaman başka bir şey daha oluyor: gülümsemek istediğinde gülümseyemiyorsun.  Tüm mekanizman ters yüz olmuş, çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek  istediğinde etmedin. Şimdi sevmek istiyorsun; aniden mekanizmanın çalışmadığını  fark ediyorsun. Şimdi gülümsemek istiyorsun; bunun için zorlanıyorsun. Aslında  kalbin gülümseme ile dolu ve sen kahkaha atmak istiyorsun, ama gülemiyorsun,  kalbine bir şeyler takılıyor, boğazına bir şeyler takılıyor. Gülümseme bir türlü  gelmiyor, gelse de çok silik ve ölü oluyor. Seni mutlu etmiyor. İçin fıkır fıkır  olmuyor. Çevrende bir ışık yok.

Maske takma; bu yüzden mekanizmanda aksaklıklar yaratıyorsun – blokaj.  Bedeninde bir sürü blokaj var. Öfkesini bastıran bir insanın çenesi bloke olur.  Tüm öfkesi çeneye kadar yükselip orada kalır. Elleri çirkinleşir. Bir dansçının  zarif hareketlerine sahip olmaz; bu da öfkenin parmaklara akmasından kaynaklanır  – ve bloke olur. Unutma, öfke iki kaynaktan boşaltılır: dişler ve parmaklar. Tüm  hayvanlar öfkelendiklerinde dişleriyle ısırırlar veya elleriyle saldırırlar. O  yüzden öfke iki noktadan, tırnak ve dişlerden boşaltılır. Öfkeli insanlar daha fazla konuşurlar;  geveze bile olabilirler, çünkü bir şekilde enerjiyi birazcık boşaltabilmek için  çenenin çalışması gerekir. Ve öfkeli insanların elleri yamuklaşır, çirkinleşir.  Eğer enerji boşaltılırsa güzel ellere sahip olabilirler..

3) Sahici olmaktır; şimdiki zamana sadık kal,  çünkü tüm yalanlar ya geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçen geçmiştir –  üzerinde durma. Bunu bir yük gibi taşıma; öyle yaparsan senin şimdiki zamana  sadık kalmana, otantik olmana izin vermez. Ve henüz olmayanlar olmamıştır –  gereksiz yere gelecekle uğraşma; yoksa gelecek şimdiki zamanı ele geçirip yok  eder. Şimdiye sadık kal, işte o zaman sahici olacaksın. Şimdi ve burada varolmak  sahici olmaktır.

OSHO / Beden ile Zihni dengelemek kitabından

Ben size liderlik değil, eşlik ederim...



Ben son derece sıradan, doğal bir kişiyim.

Kalabalıkta kaybolabilirim ve bulamazsınız.

Ben size liderlik değil, eşlik ederim.

Sizin elinizi tutabilir, sizin dostunuz olabilirim. ---OSHO

Bir kucak dolusu kedim var... Günün fotosu... 07/12/2011

Bilmediğin konuda susmak... Bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep.. .



Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep...

Dedikodudan, haksızlıktan ve ithamdan uzak durmaktır edep...

 Eyvallah kelimesi üzerine kafa yormaktır.. .

Bilmediğin konuda susmak...

Bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep.. .

İnsan ayrımı yapmamaktır...

Aşırılığa gitmemektir...

İnsan kendine rağmen adım atar;cesur olmanın anlamı budur...

Paraşütle Atlamak

Caseret korkusuzluk demek değildir.Eğer bir insan korkusuzsa,ona cesur diyemezsin.Korku vardır ama bu korkuya rağmen insan o riski alır;işte cesaret budur.İnsan titrer,insan karanlığa girmekten korkar ama yinede girer.İnsan kendine rağmen adım atar;cesur olmanın anlamı budur.Bu,korkusuzluk demek değildir.Korku dolu olmak ama onun altında ezilmemek demektir.Eğer cesur değilsen samimi olamazsın,cesur değilsen sevemezsin,cesur değilsen güvenemezsin,cesur değilsen gerçeğin peşine düşemezsin.O yüzden önce cesaret gelir ve diğer herşey onu izler.

Kunter KURT

Dinlediklerinde iyi duymayı...

Erdemli insanların dokuz düşüncesi...

1. Baktıklarında berrak görmeyi

2. Dinlediklerinde iyi duymayı

3. Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı

4. Davranışlarında saygılı olmayı

5. Konuşmalarında doğru sözlü olmayı

6. İşlerinde ciddi olmayı

7. Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını

8. Öfkelendiklerinde sorunları

9. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler...”

~Konfüçyüs