1 Nisan 2013

Kansızlık İçin Meyve Suyu Şart!


Kansızlık ve ona bağlı olarak demir eksikliğinin özellikle çocukların zihinsel gelişimi üzerinde geri dönülemez etkilere neden olduğunu söyleyen uzmanlar, besinlerden alınan demirin emilimi için C vitaminin ...şart olduğunu, dolayısıyla meyve suyu tüketmenin çok önemli olduğunu belirtiyor.
Hayat kaynağı kanın azalmasıyla ortaya çıkan kansızlık ve ona bağlı demir eksikliği yaşam kalitesini azaltıyor. Demir eksikliğinin özellikle çocukların zihinsel gelişimi üzerinde önemli bir rolü olduğunu ifade eden uzmanlar, besinlerden alınan demirin emilimi için meyve suyu tüketilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kansızlık, kandaki hemoglobin miktarının azalması olarak tanımlanır. Bu da demir eksikliğine neden olur. Demir yetersizliğinin genellikle büyümenin çok hızlı olduğu çocukluk ve ergenlik çağı ile hamilelik döneminde ortaya çıkmaktadır.
C vitamini demir emilimini artırıyor
Demirin hem hayvansal hem de bitkisel besinlerde bulunmaktadır. Ancak besinlerdeki demirin tamamı vücutta emilemez. Aldığımız demirin yararlı olabilmesi için C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketmeliyiz. Örneğin yemekle alınan 500 miligram C vitamini demirin emilimini 6 kat artırır. Bu nedenle vitamin alımını artırmak için meyve suları iyi bir kaynaktır. Özellikle C vitamini içeren portakal suyu, ananas suyu, greyfurt suyu ve limonata gibi meyve sularının yüksek miktarda protein ve demir içeren bir öğünle birlikte tüketilmesi demir emilimini artırır. Kansızlıktan korunmak ve oluştuktan sonra kansızlığı daha etkin ve hızlı bir şekilde tedavi edilebilmek için her yaş grubunda vitamin kaynağı olan meyve suyu tüketimine özen gösterilmelidir.
bitkiblog

Meleklerin Renkleri (Colors of Angels) Uyumlaması


Meleklerin Renkleri

Meleklerin Renkleri 7 Başmelek ve onların ilgili Işınları ile 7 bağlantı sunar. Bu 7 bağlantı tek bir inisiyasyon ile verilir, sizi her bir başmeleğe bağlar ve diledi...ğiniz her zaman bu Başmeleklerden herhangi birini veya hepsini çağırabilirsiniz. Melekler asla sizi terk etmez veya boş vermez ve günü veya gecenin her saatinde sizi dinlerler.

Her bir Başmeleğe bağlanırken, ayrıca Başmeleklerin hizmet ettikleri Işına ve onun ilgili rengine bağlanırsınız. Bağlandığınız Başmeleğin rengini basitçe gözünüzde canlandırarak, bağlantının güçlendiğini hissedersiniz. Bu, imgeleri gözünde canlandırmada zorluk yaşayanlar için idealdir, tüm gerekli olan rengi gözünüzde canlandırmaktır.

Yedi Başmelek ve Işınlar aşağıda anlatılıyor:

Başmelek Mikail: Mavi renkli olan ve Koruma ve Gücün Işını olan Birinci Işında hizmet eder.

Başmelek Jophiel: İkinci veya Sarı renkli olan Aydınlanmanın ve Bilgeliğin Işınında hizmet eder.

Başmelek Chamuel: Sevginin Işını olan Üçüncü veya Pembe Işında hizmet eder.

Başmelek Cebrail: Uyum ve Saflığın Işını olan Dördüncü veya Beyaz Işında hizmet eder.

Başmelek Rafael: Şifa ve Gerçeğin Işını olan Beşinci veya Yeşil Işında hizmet eder.

Başmelek Uriel : Huzurun Işını olan Altıncı veya Altın Işında hizmet eder.

Başmelek Zadkiel: Özgürlüğün Işını olan Yedinci veya Mor Işında hizmet eder.

Her bağlantı sizi daimi olarak her Başmeleğe ve Işına bağlayan uzaktan yapılan tek bir inisiyasyon ile arka arkaya yapılır.

Meleklerin Renkleri İnisiyasyonunu Nasıl Alacaksınız..

Gün içinde uygun olduğunuz zaman diliminde,

30 – 45 dakika boyunca rahatsız edilmeyeceğiniz bir yerde olun.

Telefonlarınızı kapatın ve aileniz veya arkadaşlarınızdan rahatsız etmemelerini isteyin.

Gerekirse, hafif bir müzik çalın ve tütsü ve mum yakın.

Uyumlamayı almadan hemen önce, kendinizi rahatlatın ve tüm bedeninizi ve zihninizi gevşetin.

Sonra yüksek sesle veya içinizden,
“Bana (Ş...Ö...) tarafından gönderilen Meleklerin Renkleri İnisiyasyonunu almaya şimdi hazırım.” deyin.

Sonra gözlerinizi kapatın ve uyumlamanin sizden akmasina izin verin.
Başmeleklerden herhangi birini etrafınızda hissedebilirsiniz, renkler görebilirsiniz veya sıcaklık hissedebilirsiniz.

Uyumlamanın bittiğini hissettikten sonra Başmeleklere teşekkür edin ve yavaşça kalkın. Bol bol su için.

alıntı

Ruhun Yasaları


DENGE YASASI: ORTA YOLU BULMAK Nasıl yerçekimi evreni bir arada tutan bir yapıştırıcı ise, denge de evrenin sırlarının kapısını açan anahtardır. Denge; beden, zihin ve duygularımız, varlığımızın her boyutu için geçerlidir. Y...aptığımız her şeyde, az ya da çok yaptığımızı bize hatırlatır. Yaşam sarkacımız ya da alışkanlıklarımız en uçlara gittiğinde diğer uca gitmemiz de kaçınılmazdır.
SEÇİMLER YASASI: GÜCÜMÜZE YENİDEN SAHİP ÇIKMAK Özgür iradenin sorumluluğu hem yıkıcı hem yapıcıdır. Seçimin gücüdür bu. Geleceğimizi büyük ölçüde belirleyen şimdi yaptığımız seçimlerdir. Koşullarımızı her zaman kontrol edemeyiz ama tepkilerimizi seçebiliriz. Seçim gücümüze sahip çıktığımızda dünyada dolu dolu yaşama cesaretini de buluruz.
SÜREÇ YASASI: HAYATI ADIM ADIM YAŞAMAK Süreç, her seyahatin küçük adımlarıdır. Adım adım her amaca ulaşılır. Süreç, zamanı aşar, sabrı öğretir, dikkatli bir hazırlanmanın sağlam temelini oluşturur. Ve ortaya çıkmayı bekleyen potansiyelimize güvenmeyi sağlar.
ŞİMDİ YASASI: ANDA YAŞAMAK Zaman “geçmiş’ten geleceğe” uzanan bir paradokstur. Zamanın gerçekliği yalnızca zihnimizdedir. Zaman kavramı düşüncenin, dilin ve toplumsal fikir birliğinin bir ürünüdür. İşte daha derin bir gerçek: Yalnızca bu an var.
ŞEFKAT YASASI: İNSANLIĞIMIZIN UYANIŞI Evren bizi yargılamaz; sadece sonuçları ve dersleri gösterir. Neden-sonuç yasasıyla bize öğrenme ve denge kurma olanaklarını sunar. Şefkat her birimizin o andaki inanç ve kapasite sınırlarımız içinde yapabildiğimizin en iyisini yaptığımızın anlayışını kazanmaktır.
GÜVEN YASASI: RUHA GÜVENMEK Güven, evrensel bilinçle doğrudan bağlantımızdır. Güven işittiğimizden, okuduğumuzdan, öğrendiğimizden daha fazlasını bildiğimizi bize hatırlatır. Hepimizin içinde olan Evrensel Ruhun bilgeliğini, sevgisini hissetmek için görmemiz, dinlememiz ve güvenmemiz yeterlidir.
BEKLENTİ YASASI: REALİTEMİZİ GENİŞLETMEK Enerji düşünceyi takip eder. Hayal edebildiğimizin ötesine değil, ona doğru gideriz. İnandığımız, beklediğimiz, umut ettiğimiz şeyler deneyimlerimizi yaratır ve renklendirir. Mümkün olabileceğini gördüğümüz en derin inançlarımızı genişleterek yaşam deneyimizi değiştirebiliriz.
ONUR YASASI: GERÇEK DOĞRULARIMIZI YAŞAMAK Onur, ruhsal yasalarla uyum içinde yaşamak ve davranmaktır. Koşullar bize ne kadar karşı olursa olsun, onurlu yaşamak, içsel gerçeğimizi bilmek, kabul etmek ve ifade etmektir. Başkalarına söylediklerimizle değil, davranışlarımızla ilham vermektir.
EYLEM YASASI: YAŞAMI UYGULAMAK Ne kadar hissedersek ya da bilirsek bilelim, potansiyelimiz ve yeteneklerimiz ne olursa olsun, yalnızca uygulamayla onları gerçekleştirebiliriz. Çoğumuz kendimizi adama, cesaret ve sevgi gibi kavramların ne olduğunu anlıyoruz. Ama ancak bunları uyguladığımızda ne olduklarını bilebiliriz. Yapmak, anlayışı getirir. Uygulamak bilgiyi bilgeliğe dönüştürür.
DEĞİŞİM YASASI: DOĞANIN MÜZİĞİYLE DANS ETMEK Doğanın ritmi, dönemleri, devreleri vardır. Mevsim dönemleri, yıldızların ritmi, gel git hareketlerinin devreleri gibi. Mevsimler birbirini itmez. Bulutlar gökyüzünde yarış etmez. Her şey kendi zamanında olur. Tıpkı yükselen ve alçalan okyanus dalgaları gibi.
TESLİMİYET YASASI: YÜKSEK İRADEYİ KUCAKLAMAK Teslimiyet, açık kollarla bu anı, bu bedeni, bu hayatı kabul etmektir. Teslimiyet, kendi yolunun önünden çekilerek, yüksek irade ile uyum içinde yaşayabilmektir. Teslimiyet, yüreğin bilgeliğidir. Teslimiyet, pasif bir boyun eğme değildir. Teslimiyet, her zorluğa ruhsal gelişim ve genişleyen farkındalık olarak bakabilmektir.
BÜTÜNLÜK YASASI: BAĞLANTIMIZI HATIRLAMAK Dünyada farklı yaşamları olan farklı varlıklar gibi görünüyoruz. Ama her farklı yağmur damlası nasıl okyanusun bir parçasıysa her birimiz de farkındalık okyanusunun, Tanrı’nın bedeninin bir parçasıyız. Hepimizin bir olduğu yüce gerçeğinin derinliklerinde sevgiyi ve huzuru bul. Korku, kıskançlık ve öfkenin ağırlığını geride bırakarak, anlayışın kanatlarında uç. Şefkat ülkesine doğru...
(Dan Millman’ın “Ruhun Yasaları” adlı kitabından alıntıdır.)Devamını Gör

Bezelyenin Faydaları



Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren taze bezelyenin, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından fasulyeden daha üstün olduğunu savunuyor.

Sultani bezelye adı verilen bu çeşit bezelyeler kabuğuyla birlikte yenilir. Bir başka önemli çeşit de, taneleri iri olan araka bezelyesidir. Bezelye taneleri, taze olarak sevilerek çok çeşitli yemekleri yapılıp yenildiği gibi, kurutulup, dondurulup ve konservesi yapılıp ileride tüketmek için saklanmaya da pek elverişlidir. Kurutulmuş bezelyeden yapıları un, pek leziz olan bezelye çorbası ile bazı yemeklerin yapımında kullanılır. Ayrıca yalnızca hayvan yemi olarak kullanılmak üzere yetiştirilen yemlik bezelye çeşitleri de vardır.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. çiğ (pişirilmemiş) taze bezelye tanesinin besin değerleri şöyle sıralanabilir: 84 kalori; 6,3 gr. protein; 14.4 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,4 gr. yağ; 2 gr. lif; 116 mgr. fosfor; 26 mgr. kalsiyum; 1.9 mgr. demir: 2 mgr. sodyum; 316 mgr. potasyum; 35 mgr. magnezyum; 640 IU A vitamini; 0.35 mgr. B1 vitamini; 0.14 mgr. B2 vitamini; 2.9 mgr. B3 vitamini: 0,16 mgr. B6 vitamini; 35.5 mcgr. folik asit; 27 mgr. C vitamini ve 2.1 mgr. E vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda görüleceği gibi bezelye önemli oranlarda içerdiği protein, karbonhidrat, fosfor, potasyum ve A vitaminiyle çok önemli bir besin türüdür. Bunun yanı sıra;

o Kolayca çözümlenebilir çeşitli lif maddelerini çok miktarda içerdiğinden, bezelye, özellikle kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürücü etki yapar, kalp krizi geçirme rizikosunu da azaltır.

o Gene bu yüksek orandaki lif, midede uzun süre kalır: Böylece kandaki şeker düzeyi artma ve azalmalarını bir düzene sokarak bedenin enerji düzeyini sabit tutar.

o Yüksek oranda B1 vitamini içeren bezelye, uykuyu da düzene sokar. İştahı açar ve insanın ruhsal durumunu düzelterek neşeli olmasını sağlar.

o Bezelye tüketmenin hayvanlarda kansere yakalanma rizikosunu azalttığı, araştırmalarla saptanmıştır: Aynı etki insanlar üzerinde de araştırılmaktadır.

o Bezelyeyi çok tüketen kişilerde akut apandisite çok az rastlandığı gene araştırma sonuçlarıyla saptanmıştır.

o Bezelyede, gebeliği önleyici bazı maddeler bulunmaktadır: Bu maddeler, hem kadınlar ve hem de erkekler üzerinde nüfus planlamasına yardımcı olacak etkiler yapmaktadır.

Bu önemli tıbbi etkilerinden yararlanılmak üzere bezelyenin bolca yenilmesi yeterli olur
lezzet vadisi

Karnabahar ile Hastalıklar Kapı Dışarı


Karnabahar; C vitamini ve mangandan zengindir, bu nedenle oldukça güçlü bir antioksidan etkiye sahiptir. Ayrıca beta-karoten, kaempferol, ferulik asit, sinnamik asit, kaffeik asit içerir. Bu antioksid...anlar vücudu serbest radikallerle karşı korur, kanser ve kardiyovasküler hastalıkların oluşumunu önler.
Karnabahar yüksek oranda K vitamini, sülfür, glukoraphanin ve omega-3 içermektedir, bu özelliğiyle varolan enflamasyonu gidericidir. Düzenli olarak karnabahar tüketenlerde artrit, ülseratif kolit, şeker hastalığı, inflamatuvar barsak hastalıkları daha az görülmektedir.
Antioksidan ve anti enflamatuar etkisinin yanı sıra karnabahar kardiyovasküler hastalıklardan da korumaktadır. Bunu damar tıkanıklığını önlemesinden, K vitamini ve omega-3’den zengin olmasından kaynaklı olduğu bilinmektedir. 1 porsiyon karnabaharda ortalama 3,5 g. lif bulunmaktadır. Lif tüketimi sağlıklı bir sindirim sistemi için elzemdir. Karnabaharda bulunan glukoraphanin adlı madde mide yüzey alanını koruyucu etkiye sahiptir. Ülser ve mide kanserine karşı koruyucudur.
Karnabahar içerisinde B1, B2, B3, B5, B6, B9 vitaminleri bulunmaktadır. Sinir sistemini onaran, metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlayan, enerji üretiminde yardımcı etkisi bulunmaktadır.
Karnabahar indol-3 adlı bir madde içerir ve indol-3 anti-kanserojen bir maddedir, özellikle meme kanserine karşı korumaktadır.
Düzenli tüketimi bağırsakların çalışmasını ve idrar atımını sağlayarak vücudu toksik maddelerden temizler, detoks etkisi görür.
Potasyumdan zengin olan karnabahar tansiyonu da dengeleyici özelliğe sahiptir.

bitkiblog

 

Ay'ın Yerinde Diğer Gezegenler Olsaydı!

Gece gökyüzüne baktığımızda Ay'ı görmeye o kadar alıştık ki... Hiç düşündünüz mü diğer gezegenler de bize Ay kadar yakın olsaydı nasıl görünürlerdi?
Uzay üzerine birbirinden güzel çalışmalara imza atan ödüllü grafik tasarımcı Ron Miller, gezegenlerin büyüklüklerini de hesaba katarak bu görüntüyü yansıtmaya çalışmış...
İşte Ay'ın yerini diğer gezegenler alırsa ne olur?

***

Ay'ın Görünümü
Ay, Dünya'dan yaklaşık 240 bin mil uzaklıkta.





***

Ay'ın yerinde Merkür olsaydı...
Merkür, Güneş sisteminin en küçük gezegeni olduğundan Ay ile hemen hemen aynı boyutta gözükecekti.





***

Ay'ın yerinde Mars olsaydı...

Kızıl gezegen Mars, Ay'ın 2 katı büyüklükte olduğundan, daha büyük görünecekti.





***

Ay'ın yerinde Venüs olsaydı...
Halk arasında Sabah Yıldızı, Çoban Yıldızı gibi isimlerle anılan Venüs, Ay'dan 3.5 kat daha büyük ve 6 kat daha aydınlık gözükecekti. Yüzey sıcaklığı 400 dereceyi bulan bu kızgın gezegende atmosferdeki sera gazı etkisi çok şiddetli olduğundan, güneş ışığı büyük oranda geri yansımaktadır.





***

Ay'ın yerinde Neptün olsaydı...
Ay'ın 14 katı büyüklüğünde olan ve adını Roma'daki Deniz Tanrısı'ndan alan Neptün, gökyüzünde kocaman bir mavi küre olarak görünecekti.





***

Ay'ın yerinde Uranüs olsaydı...
Uranüs de Ay'dan 14 kat büyük olduğundan, büyük bir buz devi gibi görünecekti.





***

Ay'ın yerinde Satürn olsaydı
Ay'ın 35 katı büyüklükte olan Satürn, halkalarıyla birlikte nerdeyse bütün bir ufku boydan boya kaplayacaktı.





***

Ay'ın yerinde Jüpiter olsaydı Ay'ın 40 katı ve Güneş sistemi'nin dev gezegeni olan Jüpiter'in ise büyüklüğünden ötürü kuzey ve güney kutbu görüş alanımızın dışında kalacaktı.





fw mail

Tarihe geçen ünlü şakalar

Yoğun bir günün telaşındayken birileri size "ilginç bir şaka" hazırlığında olabilir, zira takvimler 1 Nisan'ı göstermekte. Dünyanın pek çok ülkesinde farklı şakaların gelenek haline geldiği 1 Nisan'ın geçmişine ilişkin farklı rivayetler olsa da "Şaka Günü" olarak adlandırılan bu geleneğinin tarihçesi, 16. yüzyıla kadar uzanıyor.

Rivayete göre, Fransa'da, 1564'e kadar yeni yıl 1 Nisan'da başlarmış. 1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles'ın takvimi değiştirme kararı ile yılbaşı 1 Nisan'dan 1 Ocak'a alınmış. Yeni yılda herkes birbirine hediyeler sunmuş, "mutlu yıllar" dilemiş ancak bazı muzipler ise 1 Nisan'ı unutmamış. Sanki yılbaşı kutlanıyormuşçasına, eskiden olduğu gibi yine hediyeler alıp vermişler.

Bunu muziplik nedeniyle "şaka" niyetine, gülmek için yaptıklarını söylemişler. O günden itibaren, her yılın 1 Nisan günü, büyük-küçük herkes birbirine şaka yapmaya koyulmuş.

1 Nisan'ı hala yılbaşı olarak kabul etmeye devam edenlerle alay etmek amacı ile yapılan şakalar, bir süre sonra gelenek haline gelmiş. 1 Nisan'ı yılbaşı kabul edenlere ise "Nisan balığı" ismi verilmiş.

Tarihe geçen ünlü şakalar

Dünyanın pek çok ülkesinde 1 Nisan'da yapılan şakalar güldürürken, kimileri ise tarihe geçecek kadar ilgi çekti. Güldüren şakaların yanı sıra sonucu mahkemelere kadar uzanan şakalar da bulunuyor.

Ünlü 1 Nisan şakalarından bazıları şöyle:

- İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin 1957'deki 'Panorama' adlı programında, aşırı ılık geçen kış ve spagettilere saldıran böceklerin ortadan kalkması sayesinde, İsviçreli köylülerin ağaçlarından görülmemiş spagetti rekoltesi elde ettiği bildirildi. Bunun üzerine binlerce İngiliz telefona sarılarak, evlerinde nasıl spagetti yetiştirebileceklerini sordu.

- 1962'de İsveç'in siyah beyaz yayın yapan tek televizyon kanalına 1 Nisan'da çıkan bir teknisyen, yeni ve çok basit bir teknoloji sayesinde izleyicilere renkli televizyon izleyebilecekleri müjdesi verdi. Bu yöntem ekranın önüne bir naylon kadın çorabı germekti ve yüz binlerce kişi bu öneriyi gerçekten denedi.

- 1976'da da İngiliz gök bilimci Patrick Moore, 1 Nisan 09.47'de Pluton Jüpiter'in arkasında geçerken sıra dışı bir olay meydana geleceğini, gezegenlerin bu dizilişinin dünyanın çekim gücünü azaltacağını söylemişti. Tam bu anda sıçrayanların havada uçma hissini duyumsayacaklarını söyleyen Moore'un bu açıklaması binlerce kişi tarafından uygulanmıştı.

- 1998'de New Mexicans for Science and Reason dergisi, Alabama Eyalet Meclisi'nin Pi sayısının 3.14159 olan değerini yuvarlayıp 3.0 olarak değiştirmeyi kabul ettiğini yazdı. Haber kısa sürede internette yayıldı. Bunun bir şaka olduğu, Alabama Eyalet Meclisi'nin protesto dolu mektuplar alması üzerine ortaya çıktı.

- 2010'da Kosova'nın Klina kentinde bir banka şubesinde "soygun var" diye bağırarak 1 Nisan şakası yapan bir kişi ise mahkeme tarafından 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
hürriyet aile

Kız ''üşüdüm'' dediğinde erkekler 4 yaklaşım sergiler;

Sürekli discoda, barda, aynanın karşısında çekilmiş resim paylaş,sonrada vay efendim ben neden evde kaldım de !!!

Çinli bilge Chuang-Tzu kendini kelebek olarak görmüş rüyasında veuyanınca sormuş kendine:





Çinli bilge Chuang-Tzu kendini kelebek olarak görmüş rüyasında ve uyanınca sormuş kendine: 'Acaba ben rüyasında kelebek olan bir insan mıyım, yoksa şimdi rüya görüp kendini insan sanan bir kelebek mi?' :)

Noooldu Lan?!! Mart Bitti Hala Manita Bulamadınız mı?

Şu An Evlenmeyi Düşünmüyorum!..

Eeee Bu Bana Hiç Benzememiş Ki?!!

Hayat Dediğin Ne Ki; Bugün Varsın, Yarın Yoksun...Adam Gibi Yaşa Ki; Arkandan ''İyi Bilirdik'' Diyenin Çok Olsun!..

BAŞMELEK MIKAIL İLE NEGATİF ETERİK KORDON KESME ÇALIŞMASI



Yaşadığımız her türlü ilişkide; ister ailemiz, ister iş arkadaşları, ister normal arkadaşlarımız ya da aşık olduğumuz insanlarla aramızda gözle görünmeyen eterik kordonlar oluşur. Ve bu kordonlardan enerji transferi gerçekleşir. Yani eğer karşımızdaki kişi ile kötü birşey yaşadıysak bu kordonlardan bizden ona, ondan bize devamlı negatif düşük enerjiler gidip gelirler. O yüzden o kişiyi unutamayız, o kişi aklımıza her gelişinde ( ki, sık sık gelir ) kendimizi birden çok güçsüz, mutsuz, tükenmiş hissederiz. Motivasyonumuz düşer, kendimize olan inancımız azalır, geleceğe güvenle bakamaz ve herşeyden şüphe duyar vaziyete geliriz. Yani bir anlamda o kişinin esiri oluruz. Hayatımızdan zevk alamayız, her zaman birşeyler eksikmiş gibi hissederiz, hiçbir zaman gerçek huzuru yakalayamayız.



Yani özetle An' ı yaşayamaz, An' da kalamayız.

Günlerimiz geçmişe bağlanıp, üzülmekle ve enerjimizi düşürmekle geçer.

Peki bu durumdan kurtulmak için ne yapabiliriz?



Benim ve benim gibi kişilerden eğitim, danışmanlık ve şifa uygulamaları alabileceğiniz gibi; BaşMelek Mikail' i de yardıma çağırabilirsiniz.



Şunu da belirtmek istiyorum; kesilecek olan kordonlar sadece negatif enerjilerin gidip geldiği kordonlardır.

Sevgi ile ilgili kordonları kesmeniz mümkün değildir, o yüzden içiniz rahat olsun.

İlk önce Baş Melek Mikail' i zihinsel (düşüncesel ) olarak üç kere çağırın.

Ve aşağıdaki yazdığım cümleleri kısık sesle ya da zihninizden alın çakranıza ( iki kaşın ortası, biraz üstü ) yoğunlaşarak üç kez tekrar edin.



" BaşMelek Mikail, negatif kordonlarımın kesilmesi için yardımını rica ediyorum. Allah' ın izni ile lütfen şimdi  ...... ile aramdaki geçmişte oluşan ve beni bugüne kadar engelleyip, tüketen bütün negatif kordonları ve korku bağlarını kes. Şimdi; acıyı, korkuyu, kederi ve bütün olumsuz duyguları huzur ile takas etmeye hazırım. Teşekkür ederim. "



Gözlerinizi kapatın. Derin ve yavaş nefesler alın.

Kordonlarınız kesilirken hiçbirşey hissetmeyebilir, yada ürperti tarzı bir his yaşayabilirsiniz.

Merak etmeyin acı olmayacak :)



Bu uygulamayı istediğiniz sıklıkta, sizi rahatsız eden durum ve kişiler için yapabilirsiniz.

Uygulama sonrası, kısa bir zaman içinde aradaki farkı anlayacaksınız. Gerçekten de büyük bir rahatlama, hafifleme, keyif, huzur ve pozitif enerji hissedeceksiniz. Hatta gece çok daha rahat uyuyabileceksiniz.



Sevgi ve Işık Dolu Zamanlara ...



İLAYDA GÜÇLÜ



Reiki GrandMaster / Teacher

Demlikte Kalan Çayınızı Atmayın...



Saçınız mat mı? Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.
Ayağınız mı kokuyor? Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam ... yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.
Boğaz ağrılarında Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında gargara olarak kullanılır.
Cildiniz çok mu yağlı? Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun,balsam vazifesi görün.
Derinizdeki yaraların temizlenmesi Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
Eliniz balık, soğan mı kokuyor? Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demliçayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
Gözünüz çapak mı yapıyor? Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin .
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız? Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.
Buzdolabınız koku mu yapıyor? Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.
Denemekle bir şey kaybedilmez en azından herhangi bir maliyeti yok

Kaynak: Hayat Güzeldir

''Ebedi'' Mutluluk İstiyorsan...

MUTLAKA OKUYUN ! Hayatın %10'u , başınıza gelenlerden oluşur.Hayatındiğer %90'ı ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızlagelişir.


Hayatın %10'u , başınıza gelenlerden oluşur.

Hayatın diğer %90'ı ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla gelişir.
...
Ailenizle kahvaltı yapıyorsunuz. Kızınız, çay fincanına çarpıyor ve bir fincan çay gömleğinizin üzerine dökülüyor.

Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek:

Lanet ediyorsunuz. Çayı üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde kızınızı azarlıyorsunuz.

Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor.

Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve çay fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz. Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor.

Öfkeyle odaya gidiyorsunuz ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz.

Odadan çıktığınızda kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz.

Kızınız servisi kaçırıyor.

Eşinizin işe gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz.

Geç kaldığınız için, saatte 40 km hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 80 km hızla gidiyorsunuz.

15 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 83 milyon trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz.

Kızınız size "Hoşça kal" demeden binaya koşuyor.

İşyerinize 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz.

Gününüz korkunç bir şekilde başladı!

Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz. Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz.

Eve ulaştığınızda eşiniz ve kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.

Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak!

Neden kötü bir gün geçirdiniz?

A) Çay sebep oldu
B) Kızınız sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz

Cevap "D" şıkkı.

Çayın dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu.

Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.

90/10 Sırrını keşfedin

Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi.

Üzerinize çay döküldü.

Kızınız ağlamak üzere.

Siz nazikçe

"Tamam tatlım, bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek" diyorsunuz.

Havluyu kaptığınız gibi odaya gidiyorsunuz.

Gömleğinizi değiştirip, evrak çantasını aldıktan sonra odadan çıkıyorsunuz ve ayni anda pencereden kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz.

Kızınız geri dönüp el sallıyor. Siz ve eşiniz işe gitmek için birlikte çıkıyorsunuz.

5 dakika önce işe geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz. Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor.

Farka bakın!

İki farklı senaryo.

İkisi de ayni başladı.

İkisi de farklı bitti.

Neden?

90/10 sırrı inanılmazdır!

Çok azımız bunun farkındadır.

Sonuç?

Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve başarısından acı çekmektedir.

Bu sır nedir?

Hayatın %10'u, sizin başınıza gelenlerden oluşur.

Hayatin diğer %90'na ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla karar verilir.

İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar.

İnsanlar hasta olurlar.

Arabalar bozulurlar, uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler.

Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s.

Bu %10'luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir.

Diğer %90'lık kısım farklıdır.

Bunu siz belirlersiniz.

Nasıl?

Olaylara yaklaşımınızla!

Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.

Çocuklarınıza; sahip çıkmayla, sahip olmanın farklı olduğunu öğretin...

Saygın bir firmada yönetim işe girmek isteyenlere bir soru sormuş...



Saygın bir firmada yönetim işe girmek isteyenlere bir soru sormuş ve soruya en uygun cevabı veren kişiyi işe almışlar. Bu soruda doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok sadece düşünce sistemi önemli.
Soru şu: ... Karanlık yağmurlu bir gece yağmur yağıyor fırtına var gök gürlüyor ve siz sabaha karşı 02.00' de tek başınıza ıssız bir yolda araba ile gitmektesiniz. Arabanız iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında 3 kişi bekliyor. Birincisi bir doktor sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış. İkinci kişi çok yaşlı ve hasta neredeyse ölmek üzere olan birisi. Üçüncüsü hayatinizin rüyası her zaman tanışmak için can attığınız birisi. Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişiye yer var. Böyle bir durumda ne yapardınız?
Soruyu iyice düşünün ve en iyi cevabı verin.
(cevap vermeden alt bölümlere geçmeyin.)










Görüşmecilerden bazılarının cevabı şöyle olmuş:
A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm
B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım
C. Manen düşünürsem tabi ki hasta adamı alırdım fakat kendi geleceğim ve hayatım için her zaman tanışmak istediğim hayatımın rüyasını alırdım.
Burada doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok sadece her bir kişinin durumu algılayışı ve ele alisi var
Bu görüşmede cevapların % 90' i "yaşlı adamı alırdım" olmuş olmuş; ama sadece bir kişiyi işe almışlar.
O kişinin cevabı acaba nasılmış?
(Biraz düşünün ve sonra aşağısını okuyun.)








Arabadan inip anahtarı doktora veririm doktor benim hayatımı kurtardığı gibi yaşlı kişiyi de hastaneye yetiştirip iyileştirebilir.
Böylece ben de hayatımın insanıyla otobüs durağında baş başa kalıp onu tanıma fırsatını elde edebilirim.
Bu cevapla o kişi hemen işe alınmış.
İnsanoğlu tabii olarak bencildir bütün verilen diğer cevaplarda kimse arabasını vermeyi akıl edememiş
alıntı