15 Ağustos 2011

Dile benden ne dilersen...

 

Aslında tüm yaralarımız içten bir ilgi ve şefkat görene dek gizli kalırlar...

 

Yaşlı ve çirkin bir mandarin, karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için olağanüstü güzel, ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş. Sabaha karşı, yaşlı adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın, soyguncu dostlarını çağırmış. Ne var ki mandarin, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı koymaya, dövüşmeye başlamış.

Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin ehliymiş. onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa vursunlar, bu zayıf, çirkin bedende yara açılmadığını, can alıcı darbelerin iz bırakmadığını görmüşler. Bıçaklarını, kılıçlarını çekmişler, ama en keskin bıçak, en acımasız kılıç bile mandarine hiçbir şey yapamıyormuş. Sonunda korkup kaçmışlar.

Dövüşü izleyen kadın, yaşlı adamın mucizevi gücünden etkilenmiş, bir kez daha, bu sefer aşk adına sevişmek istemiş. Onu hayranlıkla, arzuyla, şefkatle okşamaya başlamış. Gelgelelim güzel kadının her dokunuşunda mandarinin bedeninde yeni bir yara beliriyormuş, dövüşün, darbelerin, bıçakların, kılıçların açtığı yaralarmış bunlar. İçten bir ilgi ve şefkat görene dek gizli kalmışlar. Sonunda mandarin kanlar içinde kadının kollarında yığılmış, ölmüş.

Bir zamanlar izlediğim Mucizevi Mandarin adındaki bir balenin, eski Çin efsanelerinden alınma öyküsüdür bu...

Aslı Erdoğan-Mucizevi Mandarin

Bir şeye başlamak istiyorsan...ŞİMDİ BAŞLA... Elindekilerle başla...



Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; Şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla."
Aldous Huxley

 

Hiçbir zaman doğru ortamı ve uygun ruh halini bulamayacaksın... Eğer gerçekten başlamak istiyorsan ne duruyorsun?

Dostlarınızı Yarı Yolda Bırakmayın...

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği, bir kaza...da birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onl...arı karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:
"Affedersiniz... Burası neresi?"
Kadın ona gülümsedi:
"Burası Cennet, efendim."
Adam bunun üzerine sevinçle:
"Harika!" dedi. "Peki bana biraz su verebilir misiniz? Ge rçekten çok susadım."
Kadın cevap verdi:
"Tabi efendim, içeri girin... İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz."
Adam köpeğine döndü:
"Hadi oğlum içeri giriyoruz," diyerek kapıya yürüdü... Ama kadın onu birden durdurdu:
"Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu; düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular. Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla, yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı...
Adam sordu:
"Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz?"
Dede:
"İçeri gel." dedi. "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."
Adam sordu:
"Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?"
Dede:
"Tabii..." dedi. "Çeşmenin yanında köpeğ inin de su içebileceği bir kâse bulacaksın..."
Bunun üzerine adam kapıdan girdi. Biraz yürüdükten sonra sağ taraftaki çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden, köpek de oradaki kâseden kana kana içerek susuzluklarını giderdiler.
Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu:
"Su için çok teşekkür ederim. Peki, burası neresi?"
Dede:
"Burası Cennet." dedi.
Bunu duyan adam şaşırdı:
"Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler."
Dede:
"Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi. "Orası Cehennem."
Adam iyice şaşırmıştı:
"Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?"
Dede gülümsedi:
"Kızmıyoruz. Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar."

Dostlarınızı Yarı Yolda Bırakmayın.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır.
Bir dostun başarısına sevinebilmek ise
sağlam bir karakter gerektirir...

Dostluğun anlamını ve dostlarının değerini bilenlere...

Ve tam o gün çekirdekleri az ve hemen hemen sessiz olan bir ayvanın içine taşındım...

Eskiden, bir narın ortasında yaşadığım sırada tanelerden birisini...n şöyle dediğini duydum: "Bir gün bir ağaç olacağım ve rüzgar dallarımın arasında şarkı söyleyecek ve güneş yapraklarımın üstünde dans edecek ve bütün mevsimler boyunca güçlü ve güzel olacağım."

Sonra bir başkası konuşup dedi ki: "Ben de senin kadar genç olduğum zamanlar böyle hayaller kurardım, ama artık her şeyi ölçüp tartabiliyorum ve bütün umutlariımın boş olduklarını anladım."

Ve üçüncü tane konuştu: "Bize böyle güzel gelecek vaad eden hiç bir işaret göremiyorum."

Ve bir dördüncüsü: "Fakat böyle güzel bir gelecek yoksa hayatımız ne kötü olur!"

Bir beşincisi: "Ne olduğumuzu bile bilmezken niçin ne olacağız diye çekişiyorsunuz?"

Ve yedincisi dedi ki: "Her seyin ne olacağını biliyorum ama bunu sözcüklere dökemiyorum."

Sonra sekizinci konuştu ve dokuzuncusu ve sonra daha bir çokları, sonra hepsi birden konuşmaya başladılar ve bir sürü ses arasında hiç bir şey anlayamaz hale geldim.

Ve tam o gün çekirdekleri az ve hemen hemen sessiz olan bir ayvanın içine taşındım

Her şey birdenbire oldu...

Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birde...nbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.
Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.

Orhan Veli Konuk

Karnım acıktı... Biberonum nerde? Günün fotosu 15/08/2011

''Ne kadar acı çekersen çek. Şunu hiç unutma her zaman çizilecek bir yer ve çizecek bir yer vardır...

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar

''Ne kadar acı çekersen çek. Şunu hiç unutma her zaman çizilecek bir yer   ve çizecek bir yer  vardır...''

Abi eğitim şart...

Tanımadığımız daha kaç kişi var içimizde yaşayan?

 







Tanımadığımız  daha kaç kişi var içimizde yaşayan?

NE söylediğin değil, NASIL söylediğin önemli...

Padişah ve rüya tabircisi...

Padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü..., yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur.

Uyku sersemi tabircibaşı yanına gelince, padişah düşünü anlatıp sorar:
"Tabircibaşı, bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle."

Tabircibaşı biraz düşünür; sonra utana sıkıla:
"Şerdir, Padişahım" der.
"Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp . sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz."

Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer:
"Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!"

Tabircibaşı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar:
"Hayır mıdır, şer midir?" der.

İkinci tabirci de önce biraz düşünür; ama sonra yüzü aydınlanır:
"Hayırdır, Padişahım!" der. "Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz."
Padişah, ağzı kulaklarında buyurur: "Bu tabirciye iki kese altın verin!"

Başından sonuna durumu izleyenler, . tabirciye sorar:
"Aslında sen de tabircibaşı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?"

Tabirci güler:
Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine NE söylediğin değil, NASIL söylediğindir.?

KENDiNi AFFETMEYi öğren...



İlk ve öncelikli şey kendine karşı SEVECEN olmaktır. Katı olma; yumuşak ol. Kendine özen göster . Kendini affetmeyi öğren. Yeniden ve yeniden ve yeniden ve yeniden … yetmiş yedi kere , yediyüz yetmiş yedi kere..

KENDiNi AFFETMEYi öğren. Sert olma kendine karşı ,affedici ol.

OSHO

Kimin var ki kendinden başka...

Balonun patlama anı... Günün fotosu... 18/08/2011

Darildinmi Cicim Bana - Fasl-i Beyoglu

http://youtu.be/Ex88oxPLDmU