6 Ekim 2010

jeton satanlar nereye gittiler...

eskiden metroya binmenin bir heyecanı vardı...bozuk paranı hazırlardın...kaç tane lazım diye düşünürdün....bozuk paran bazen çıkışır...bazen çıkışmazdı....sonra gişenin oralara vardın mı....hele bide acelen varsa ...genelde bir kuyruk olurdu...söylenirdin kendi kendine...niye meydandan akbilimi doldurmadım ki...niye daha fazla almadım ki...cimriliğin sırasımıydı ..bak geç kalıcam işte..diye düşünceler bi sıra olup akardı....sonra sıraya girerdin..beklerdin...sıradakileri incelerdim....sonra sıra bana gelirdi...gişe memuruyla bazen frekansımız uyardı...günaydın...iyi günler....sıcak bir konuşma ve gülüşle işimiz biterdi...bazen hiç konuşma olmazdı..hah derdim....günü kötü başlamış..gece kesin evde karısıyla kavga edip geldi....bööle bi yığın düşünceyle jetonuma kavuşur..metroya hızla adımlarla iniverirdim...


fakat şimdi bööle diil...


o boş ve karanlık odaların her önünden geçişimde içimde bir sızı oluyor...
içerisi boş..bomboş.....terkedilmiş bir kovboy şehri görüntüsünde........
zihnimde  bir de saman balyası uçuveriyor....


eğer işim o makinalara düşerse....bırrrr...önce içim titriyor..
makinenin önüne geçiyorum...talimatları okuyorum...beşlik koy..onluk koy..parayı koyuyorum..her defasında aynı heyecean...ya paramı yutarsa...yok yutmuyor...işini başarıyla gerçekleştiriyor...olsun..ben yine de sinir oluyorum...


tamam bazen burda da sıra oluyor..ama eski tadım tuzum yok ki..
makinayı sallayasım geliyo..burdan çek git diyesim geliyo.......


aynı şey köprü gişelerinde de geçerli...ne güzel bi köprü gişesi heyecanımız vardı...paramızı bozuk hazırlar öyle geçerdik ...yok bulamadık mı bozuk parayı..o zaman korka korka verirdik paramızı.... ..kimseleri bekletmeyeyim diye de hızlıca alırdık para üstünü...saymadan şimdi  orda da ogs var..kgs var.....ogs kumbaramda yeteri kadar param kaldı mı kalmadı...hiçbir zaman anlayamıyorum....sonra bankaya git...gelecek geçişlerin için para yatır....offff... offf.....


tamam işler çok hızlı..ama ben iletişimi özlüyorum...konuşmaları ..itişi kakışı....bazen güleryüzü..bazen azarlanmayı özlüyorum...


sanırım ben süzme romantiğim....


pazarları hala gazete alıyorum...eklerine uzun uzun dokunuyorum....kokluyorum onları...
yeniyle eski arasındaki dengeyi sanırsam daha tutturamadım......sağlıcakla.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder