17 Ocak 2011

Kendimi sevme arayışlarım...

Son yedi sekiz senedir bir çığ gibi büyüyen 'ruhsal büyüme' çalışmalarının bir parçasıyım. Kimisi spirütel çalışma diyor, kimi kendini geliştirme diyor... Ben 'ruhsal büyüme' diyorum... Bu yolda nefes çalışmalarına katıldım, chi-gong alıştırmaları yaptım, kitaplar okudum, filmler seyrettim. Bütün bunlar yetmedi seminerlere katıldım, reiki öğrendim, bio enerjiyle tanıştım. Meditasyon yaptım, olumlama çalışmalarına katıldım. Listem böyle uzar da gider.

Bu konularla uğraşırken en tereddüt ettiğim durum hangi yolu izlemeliyim endişesiydi...Sonunda şuna karar verdim, her bir yöntemden kendime uyan kısımları alıp kendi yolumu yaratmalıyım...

Bir başka tereddütüm de etrafta çok fazla bilgi olması... Hangisini okumayı seçeceğimi bulmak bile mesele... Bunu da şöyle çözdüm, okurken yüreğim ısındıysa devam ediyorum, yoksa anında bırakıyorum...

Bir süre öfkemi, kırgınlıklarımı, korkularımı yok saydım. Olumlamalarla sürekli iyiyim, ya da sürekli affettim gibi cümleler söyledim. Sonra baktım bu da yürümüyor, duygularımı kabul etmeyi öğrendim. Öfkemi, kırgınlıklarımı kabul edip, şifalanmalarını dileme yolunu seçtim.

Hasta olduğumda; zihinsel sebepleri araştırdım, şiatsu yaptım. Bir yandan da ilaçlarımı içtim.İyileştim.

Tabi bir de bu konulara hiç ilgi duymayanlar var. Mesela annem... Bu konuların tamamen gereksiz olduğuna inanıyor. Hasta olunca ilacını alıyor. İyileşiyor. Kafamda annem gibi bu konulara ilgisi olmayanlarla ilgili durumu da çözdüm. İnananlar var, inanmayanlar var durumu dengeledik dedim.

Bugünlerde ise 'kendini sevme' alıştırmalarını inceliyorum. Bana göre işin kaynağı kendimizi sevmeyişimizden, sevemeyişimizden kaynaklanıyor. Kendimizi cezalandırma isteği, işler yolundayken herşeyin bozulmasına sebep oluyor. Alttan alta çaşılan kendimize duyduğumuz  bu yakıcı duyguyu çözebilirsek sanki herşeyi yoluna koyabilirmişiz gibi hissetmeye başladım. Bunun için de araştırmalara başladım... Neler yapılabilir diye...

Her sabah aynaya bakıp  'kendimi seviyorum' demelisin diyor bir kitap... İnternette gördüğüm bir video da ise bunu sizin yerinize güzel sesli bir kadın yapıyor...Size düşün bilgisayar başında gevşeyip kadının sesini takip etmek... Başka biri her gün sevdiğiniz bir şeyi yapmak için kendinize izin vermelisiniz diyor... Yöntemler böyle uzayıp gidiyor...

Tabi bir de kendimi çok seversem ne yani bencil bir insan mı olucam diye bir başka endişe alt perdeden kendini göstermeye başlıyor.

Yine de eğer kendimizi sever ve kendimizi affedersek bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilirmişiz gibi geliyor... Siz ne dersiniz...

Sağlıcakla,

2 yorum:

  1. teşekkürler güzel paylaşım için.
    Anneniz konusundaki saptamanız için ben de kendiminkini paylaşmak istedim. herkes tekamül ediyor. yöntem ve hızlar farklı belki. köydeki çobandan kentteki mühendise kadar. o yüzden herkesin yoluna saygım var. benimkiyle aynı olmayabilir. buna farklılık demeyi ve onun da kendi yolunda benle aynı ya da farklı büyümeyi (herkesin kendine özel) gerçekleştirdiğine inanıyorum.
    sezgilerinizi ve kendi rehberliğinizi dinlemeniz kısmını keyifle okudum, ben de en uygun yöntem olduğuna inanıyorum.
    kendinizi sevin, doğru yoldasınız bence. duygularınızı kabul edip onurlandırın. iyi-kötü diye yargılamadan. sadece oldukları için. ve neden o duygular oluştu, farkedip bırakın. gerisi geliyor zaten. her birey gibi siz de çok değerli ve özelsiniz.
    paylaşım için ve paylaşabilme zemini verdiğiniz için de teşekkürler.
    sevgilerimle

    Ying Yang

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yorum... yolumu açan... cesaret veren... ruhunuza sağlık... teşekkür ederim

    YanıtlaSil