21 Ocak 2011

Şu "Yapmam gerekiyor" endişesini kafamızdan uzaklaştırmalıyız.

Kendimizi yarım hissetmeye çok kaptırdık. Kendimizi sürekli yetersiz hissetmemiz de bu yüzden. İyi bir iş, iyi bir aile kurmak, düzenli bir hayat, hepimizin tam olabilmek için kafamızda kurduğumuz illüzyonel kalıptan öte değil. Çünkü  herkes çalışırken mutlu olamaz, herkes evliyken huzuru bulamaz, heleki düzenli hayat bazılarımızı çileden bile çıkarabilir. Herkes birbirinden farklı olabilir. Farklı deneyimlerle hayata farklı bakış açılarıyla bakıyoruz. Şu "Yapmam gerekiyor" endişesini kafamızdan uzaklaştırmalıyız. Hayatımız boyunca "ne olmamız gerekirdi ne olduk?"mantalitesi ile yaşamamız kadar büyük bir zaman kaybı yoktur. Olan şey o anda her ne ise zaten olmakta. Bunun geçmişe dair kaygısı veya geleceğe dair vesvesesini yanımızda yük gibi taşımak bizleri sadece yaşamdan uzaklaştırır. Şimdi bir kaç öneri:

1-Karar almayı öğrenin
Alacağınız karar her ne olursa olsun başkalarına danışmadan yapın.Başkalarınnı sizin hayatınız hakkında karar vermesi kadar saçma bir şey olamaz.Eğer kendi kararlarınızı kendiniz almazsanız onları sizin adınıza başkalarının alacağına tanık olacaksınız hayatınız hepten sarpa saracak.

2-Mutlu olmak sadece sizin elinizde:
Başkalarından mutluluk beklemeyin. Siz mutlu olmak istemiyorsanız sizi kimse mutlu edemez zaten. İnsan isterse güzel bir sözden de mutlu olur, isterse tonla kahkahanın içinde de kedere boğulur. Başkaları sadece mutlulukları paylaşmak içindir.Kendi duygularınızı başkaları yaratmış gibi davranmayın.

3-Onay Beklemeyin:
Başkalarının kararlarının kendi hayatımızda yeri olmadığı gibi onaylarının da bir değeri yoktur.Bizler kendi dünyalarımızın yaratıcılarıyız.O dünyayı bilmeyen birinden onay beklemek veya onay vermediğinde buna üzülmekten vazgeçmeliyiz.

4-Hata yapmaktan korkmayın:
Unutmayın hatalarımız başarılarımızdan daha değerlidir.Hatalarımız bizleri geliştirir, olgunlaştırır ve hayata bakış açımızı belirler.Hata yapmamak için kendimizi yormayalım.Hatalar keçınılmazdır ve onlarsız bir yere varamayız.

5-Cesaretli olun:
Risk alın. Kendinizi 5. kattan aşağı atmayın ama size deli demelerinden korkmayın. Hayattaki en büyük başarılar her zaman delilerin olmuştur.Kalıplarınızdan çizgilerinizden, monotonluklarınızdan kurtulmanın tek yolucesaretli olmak.Hayatınızı değiştirmekten korkmayın bırakın başkaları sizden korksun.

6-Hayır demekten kaçınmayın:
Şu vicdanımıza sıkı sıkıya sarılmayalım.Başkaları mutlu olacak diye kendimize eziyet etmeyelim.Herkes herşeyi unuturUnutmayınki siz "evet" dediklerinizle yaşamak zorunda kalırsınız.

7-Zayıflıklarınızı paylaşmayın:
insanlar zayıf bölgelere yumruk atmaya bayılırlar ve sizin dertlerinizi ağızlarında salya akarak dinlerler.Zayıf yönlerinizi ailenizle paylaşın ve başkalarına karşı ketum olun

2 yorum:

  1. "Kendimizi yarım hissetmeye çok kaptırdık. Kendimizi sürekli yetersiz hissetmemiz de bu yüzden. İyi bir iş, iyi bir aile kurmak, düzenli bir hayat, hepimizin tam olabilmek için kafamızda kurduğumuz illüzyonel kalıptan öte değil. Çünkü herkes çalışırken mutlu olamaz, herkes evliyken huzuru bulamaz, heleki düzenli hayat bazılarımızı çileden bile çıkarabilir. Herkes birbirinden farklı olabilir. Farklı deneyimlerle hayata farklı bakış açılarıyla bakıyoruz."
    kısmı dışında çok güzel. Ama girişteki o cümleler beni neredeyse bütün gün düşündürüp şu cevabı yazdırdı:

    "Yapmam gerekiyor" endişesini kafamızdan uzaklaştırmalıyız; ama yapmamız gerekenleri unutmadan!

    İyi bir iş, iyi bir aile kurmak, düzenli bir hayat; aslında hepimizin tam olabilmek için kafamızda kurduğu ilüzyonel bir kalıp değil, tam olmanın idealizasyonu; yani ulaşılmasının iyi olacağı varsayılan hedeflerdi.

    Bu hedeflere ulaşmak, tekamül sürecinin düzenli ilerleyebildiği homojen sosyal yapılarda halen zor değil. Zira, tekamül olmaksızın elde edilen iyi iş, iyi aile ve düzenli hayatın ne mutluluk getirdiği, ne de elde edilebilenin korunmasını sağladığının farkında olan aydınlanmış toplumlarda gençlerin kişisel gelişimlerini tamamlayabilmeleri için gereken desteğin verilmesine özen gösteriliyor.

    Ne var ki, direnilen sosyal değişimin kontrolsüz gerçekleştiği geleneksel toplumlarda, ihtiyaç duyduğu desteği bulamayıp ideallerin negatif hipnozuna kapılan modern insan "kendinden geçmiş" durumda: Sonuç herkesin iyi bir iş, iyi bir aile ve düzenli bir hayata sahip olmasının olanaksızlaşmasıdır. Nitekim başarısızlıktan çekinen, karamsarlığa düşme riskinden bile korkan birçok insan artık bunları istemiyor, talep etmiyor.

    Ulaşılması gittikçe zorlaşan ideallerin yarattığı mutsuzluğu engellemek için ideallerden vazgeçmek bence işin kolay yolu; uzun vadeli etkisi ise kültürel yokoluştur.

    Bir ideal insanın nitelikleri, bir de geleceğin ideallerini ancak geçmişin ideallerine ulaşabilenlerin belirleyebileceği gerçeği hiç değişmeyecek.

    Sağlıcakla..

    YanıtlaSil
  2. waoowww yorumun çok etkileyici... gün içinde bir kaç kere daha okumak istiyorum...

    YanıtlaSil