12 Nisan 2011

''Önemli olan, çekirge," dedi, "ne söylediğin değil, nasıl söylediğindir...



Usta Koanzen, çırak ile beraber iken bir köylü geldi. "Büyük usta Koanzen," dedi, "çok mutsuzum, bu yıl tarla hiç mahsul yapmadı, çocuklarım âsi, beni asla dinlemiyor, üstelik karım da beni aldatıyor..."

Koanzen gözlerini kıstı, yanı başındaki ırmakta yüzen alabalığa baktı, sonra başını kaldırıp göklerde süzülen kartala... Ve konuştu: ''Kartallar dâima yükseklerde uçar, sudaki alabalık ise kıvrıla kıvrıla yüzer...'' Sonra gözlerini yumdu. Sustu. Köylü sevinçle ''Sağolun usta Koanzen,'' dedi, ''bu öğretiniz hayatımı değiştirecek.'' Çırak, şaşkın ve anlamsız bakıyordu bir gidene bir kalana.

Ertesi yıl aynı köylü, elinde bir sepet dolusu hamur tatlısı ile geldi büyük usta Koanzen'e... ''Sayende," dedi, ''hayatım yoluna girdi, mahsul bu sene çok iyiydi , çocuklarım artık sözümden çıkmıyor ve karım sadık bir eş oldu.'' Bin bir minnet ile hediyesini sunup büyük ustaya, gözden kayboldu... Çırak gözlerini kocaman açarak; ''Hiçbir şey anlamadım büyük usta Koanzen ," dedi, "siz, çok basit bir şey söylediniz. Ve ben sonucun böyle olacağını hiç ummamıştım."

Büyük usta Koanzen gülümsedi; ''Önemli olan, çekirge," dedi, "ne söylediğin değil, nasıl söylediğindir... Şimdi oradan bir tatlı daha ver bakalım."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder