31 Ağustos 2011

Bir Bilene Sormuşlar...

Sormuşlar bir bilgine:

Hayat ne diye?
Demiş bilgin; iki yönlü bir yol
devam eder bilinmeze.
Sen görmemezlikten gelsen de
vardır bir yoldaş her köşesinde
Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan
bazen de aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.

Peki, sevgi nedir, demiş biri
Kalbine sığmayacak kadar geniş
Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz,
kokusunu alamayacağın kadar uzak
hayal edemeyeceğin kadar yakın...

Ya korku nedir, diye atılmış diğeri
Bir yağmur damlasındaki barut kokusu.
Belki de saklanılan bir hayal yontusu
ya bir miniğin haykırışı,
ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı...

Peki ya umut nerededir, diye atılmış bir umut avcısı.
Bilinmezde değildir bilirim, demiş
yerini kaygılı ve tasalı.
Aradın boşuna her yeri ama unuttun en kolay yeri besbelli
bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini...

Peki, dost kimdir, diye sormuş biri.
Demiş; paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini, verdin mi desteğini, sordun mu halini, yolladın mı yüreğini,
ağladın mı onun gibi.

Hissettin mi dostluğu, demiş diğeri.
Bilgin demiş:
Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?
Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder