10 Ağustos 2011

Eski eşyaları atmamın vakti geldi artık...Çünkü nereye gidersem gideyim kendimi de yanımda götürecektim ve ben bana yeterdim...

Birkaç gün önce eski eşyalarımı atma vaktinin geldiğini düşünerek etraftaki eski dergileri, katalogları, tarihi geçmiş faturaları toplamaya başlamıştım.  Zaten uzun zamandır eşyalarımı azaltmaya ve yeni eşya almamaya çalışıyordum. Ne kadar az eşya o kadar özgürlük
demekti benim için. Zaman içinde istemeden ne kadar çok şey biriktirmiştim. Karmakarışık çekmeceleri boşalttıkça dejavu üstüne dejavu yaşıyordum. Sakladığım her şeyin bir anısı vardı bende. Ama biliyordumki bugün bunların hiçbirine ihtiyacım yoktu. Çünkü nereye gidersem gideyim kendimi de yanımda götürecektim ve ben bana yeterdim. 


Ziyaret ettiğim müzelerin giriş biletleri, okuduğum okulların öğrenci kimlik kartları, on yıl öncesine ait bir milli piyango bileti vardı karmakarışık çekmecelerin içinde.  Yıllar öncesinin üniversite hazırlık test kâğıtları...  Çöp poşetine atmadan önce içlerinden birkaç soru çözmeye çalıştım. O zamanlar kolaylıkla çözebildiğim soruları şimdi çözemiyordum. O zaman çözemediklerimi ise şimdi rahatlıkla çözebildiğimi fark ettim.

Bütün o çer çöpün arasında atmaya kıyamadıklarım da oldu. Sararmış eski fotoğrafları,  bir zamanlar alıp da hiç okuyamadığım kitapları bir kenara ayırdım. Belki de hiçbir zaman okuyamayacaktım onları biliyordum ama yine de atmaya kıyamadım. Hiç olmazsa ihtiyacı olan birilerine vermeliydim. Kim bilir belki de gün gelecek hepsini okuyacaktım. Belki de kitaplar tarafımdan okunmak için en uygun zamanı bekliyorlardı.

Ve eve gelen arkadaşlarım ne oldu yeni mi taşındın buraya dediklerinde yooo hayır kendime yeni taşındım diyorum yüzümde muzır bir gülümsemeyle...

Siz de kendinize taşının ve evinizi ferah tutun... Rahatlayın ve kurtulun geçmişin o ağırlıklarından...

Güneşi içeri alın...

Cem Özüak'a teşekkürlerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder