26 Kasım 2011

Mütevazı olduğunuz takdirde insanlar doğal bir şekilde size yardım edecekler ve kendi tecrübelerini isteyerek takdim edeceklerdir.


İdeal durum insanın mevcut  durum ile uyum sağladığı andır.


Bir olaydan dolayı sinirli veya rencide olduğunuzda  olayın olumlu yönünü göremezsiniz. Bu nedenle kendinizi, gereksiz bir direniş  göstererek yıpratırsınız. Belki de sizi sinirlendiren veya rencide edip  direniş göstermenize sebep olan olay tamamıyla sizin yararınıza olacaktır.  Bazen şans kendini, sevimsiz bir yüz şeklinde gösterir. Olay, sadece olaydan  ibarettir. Tepkiniz olayın nihai sonucunu yaşama şeklinizi belirler. Geçmişte  yaşanan bir olayı değiştiremezsiniz. Bugün yapabileceğeniz tek şey, geçmişte  yaşadığınız olaya cevap verme şansıdır. O zaman neden menfaatinize uygun olan  cevabı vermiyorsunuz? Bunu başardığınız anda güzel hislere sahip olacak,  nişleriniz doğrultusunda hareket ederek o olayın sonucunu iyi olarak  göreceksiniz. Bu düşünceyi kavrayan ve uygulayan kişi -sanki altı ejderhanın  kanatlarında uçuyormuş gibi- arzu ve isteklerinin doruk noktasına  yükselecektir.


Bilgi için bugün ya da yarında olmak hiç önemli değildir.


Bilgin, zamanını iyi  değerlendirerek kendini geliştirmeye devam eder. Zamanın akışından haberdar  olarak zevk ve sefa içinde yaşamaktan uzak durur, aynı zamanda hüzün ve kederin  ha­yatına hükmetmesine de izin vermez, böylece elindeki fırsatları kaçırmaz.  Her şeyin "birlik düzeni" içinde olduğu inancıyla kendisini, yıldızlar  ve ağaçlar gibi, kainatın bir parçası olarak görür. Zamanın hayalden başka bir  şey olmadığı bilinci -nasıl ki bir odadan diğerine geçmek son derece doğalsa-  korkuyu gereksiz kılar.


Mütevazı olduğunuz takdirde insanlar doğal bir şekilde size  yardım edecekler ve kendi tecrübelerini isteyerek takdim edeceklerdir.


İnsanın doğasında, mütevazı  kişileri sevmek ve yardım etmek, kibirli kişilerden ise uzak durma eğilimi  vardır. İnsanlar sahip oldukları tavsiyeleri bir süre sonra kibirli kişilerden  esirgemeye başlarlar.


.Nefret etmeyin. Nefret, bir nevi zihni işgal etmektir. Ve bu  sizi, nefrete neden olan konuya esir eder


Nefret, negatifin ürünüdür.  Nefreti hissetmek için kendinize ne kadar izin verirseniz, negatifin elinde o  ölçüde oyuncak olursunuz. Birinden nefret etmekle o kişiyi kendi tarafınıza  çekersiniz. Gerçekten istediğiniz bu muydu? Bu teması azaltmak için o kişiyi  düşüncelerinizden çıkartın. Negatifle savaşta, iyiliklere olumlu cevap verin.


Gücün büyük  olabilmesi için, bir eylemi doğru yapmanın temel kuralları ile adaletin,  içinizde birlikte hareket etmesi gerekir.


Bencil kişi yalnızca kendi  rahatına ve eğlencesine düşkündür. Bütün gücünü bireysel amaçlarını  gerçekleştirmek için sarf eder ve başkalarının eziyetine sebep olur. Akılsızca  kullanılan bu güç herkes için -özellikle uygulayan kişi için- olumsuzluklar  getirir. Bilge kişi doğru uygulamaya ve adalete bağlı olduğu için, kendi  gücünden başkalarına yardım etmek ve toplumun refahı için faydalanır. Bu  eylem herkes için -özellikle uygulayan kişi için- iyilik getirir.


Ne elde etmeden sevinç duy, ne de hüsrandan kederli ol.Çünkü insan bir şeye çok değer verse bile, elde ettiği anda o  şey değerini kaybeder.


Sen ne hüsranından ne de elde  ettiğinden sorumlusun. Elde etme ve hüsran iradert dışmda oluşur. Elde etme ve  hüsranın, ruha ve ebedi varlığa kattığı bir anlam yoktur. Tüm elde etme ve  hüsranlar ölüm anında gerçekleşir. Bir an bile elde etme ve hüsran  düşüncesiyle ömrünü heba etme. Ölüm her an kulağına şöyle fısıldar: "Yaşa!  Sana yaklaşıyorum!"


İnsanlar muhalefeti, genelde problem üretme gibi görürler.  Oysa akıllı kişi bu durumdan kendi menfaatleri doğrultusunda faydalanır.


Akılsız yani kainat  kurallarından habersiz kişi zorluklarla karşı karşıya geldiğinde kendi şansından  şikayetçi olur. Başkalarının sahip olduğu mevkilere sitem eder, sonuçta  çabalarından vazgeçer. Akıllı kişi -kainat kurallarına hakim olduğu için-  başkalarının muhalefetinden faydalanır ve düşüncelerini bir süzgeçten geçirerek  doğru davranışlara yöneltir. Bu şekilde muhalefetinin sebebini kendi içinde  arayacak ve bu içsel görünümü ile dışsal muhalefeti, kendi gelişimi için  fırsat olacaktır. Bela, güçlenmeniz için bir fırsattır. Akıllı kişi belanın her  zerresinden kendi iyiliği için faydalanır. Bu eylemle sonsuz bir güce ulaşır ve  kanatlı biri ata binmiş gibi hızla hedeflerine koşar.


İyilik gördüğünüz an o iyiliği kendinize örnek alın. Kendi  kusurlarınızdan haberdarsanız kendinizi o kusurlardan kurtarın.


Huyun gelişmesi şans ve  başarıyla sonuçlanır. Akıllı kişi, nasıl ki bir mücevher ustası pırlantayı  itina ile işlerse, o da içindeki faziletleri iyi yönde işler. Bu şekilde devam  ettikçe başarılı insanların topluluğunda yer bulur.


Akıl ve his el ele dolaşamaz.


Öfke, şehvet, nefret veya aşk insana musallat olduğunda  aydın düşünce ve mantık imkansız hale gelir. Kendinizden bir adım uzaklaşıp  kendinizi seyrettiğinizde ise, akıla düşünce ve sağduyu ortaya çıkar.


Bilge kişinin yolunda sevinç ve düşünce birlikte gider.


Akıllı kişi sürekli  düşünmektedir. Çünkü her çıkışın bir inişi olduğunu ve insanların da olması  gerektiği gibi olmadığını bilir. Bu yüzden başkaları ile giriştiği alışverişte  geleceği düşünür. Geleceği düşünmek, içsel sevinci yok etmez. Çünkü o, evrenin  sevgili çocuğu olduğunu hatırlar.


( Çin Bilgeliği - Dr.Davut İbrahimoğlu )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder