27 Kasım 2011

Sevginin kokusu. Güvenin kokusu. “İyi ki sen varsın”ın kokusu...

İnsanlar gerçekte konuşmuyorlar. Konuşur gibi yapıyorlar. Öğrendikleri  sözcükler var. Birbirlerine onları söylüyorlar. Gerçekte çok azı, çok az  zaman için konuşuyor. Onlara da dikkat et, duygu sözcükleri yoktur.  Birbirlerine söylemeleri gereken sözleri söylerler, onun için de  çoğunlukla birbirlerini dinlemezler.

Koklamak, öyle incelikli bir  duygudur ki. Zavallı koku alma  duygumuz. Öylesine kötü kokularla bozuldu ki. Biliyor musun, insanlar insan kokusunu bile alamıyor. Bir  kadının kokusu. Bir erkeğin kokusu. Çocuğun kokusu. Yaşlı insanın  kokusu. Umudun kokusu. Bezginliğin kokusu. Hayata kırılmanın kokusu.  Mutluluğun kokusu. İnsanlar bütün bunları unuttular. Dokunma da öyle  insanlar bunu da unuttu.

Bir elin el üstüne konması. Bir omuzun omuza dayanması. Bir sırtın sırta dayanması.

Koku ve dokunma. İşte gerçek iletişimin iki yolu.  İnsanlar ikisini de unuttu.”

Bu  koku yalnız insanda. İnsanın insan da yarattığı koku bu. İnsanı insan  kılmanın kokusu. Sevginin kokusu. Güvenin kokusu. “İyi ki sen varsın”ın  kokusu.

''Bir gün mutluluğun kokusunu tanıyacaksınız. O zaman daha da mutlu olacaksınız, biliyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder