13 Ocak 2012

İyimser ve Kötümser...

Bir zamanlar bir ailenin ikiz çocukları varmış. İkizlerden birisi çok iyimser, öteki ise çok kötümsermiş. Çocuklarının bu durumundan endişelenen aile  onları civardaki bir psikologa götürmüş. Psikolog aileye ikizlerin ruh halini dengelemek üzere bir plan önermiş: “Gelecek yaşgünlerinde onlara hediyelerini ayrı odalarda verin.


Kötümser olana alabileceğiniz en güzel hediyeleri, iyimser olana ise bir kutunun içine at pisliği koyarak onu verin”demiş. Anne ve baba psikologun söylediklerini aynen uygulamışlar ve hediyelerini ayrı odalarda verdikten sonra karamsar olan çocuğun kapısına giderek dinlemeye başlamışlar.


 Çocuk , dışarıdan rahatlıkla duyulabilecek bir sesle mutsuz  bir halde söyleniyormuş: “Bu bilgisayarın rengini de hiç beğenmedim.. Eminim bu hesap makinesi iki günde bozulur… Bu oyunu zaten hiç sevmem.. Arkadaşımın oyuncak arabası bundan çok daha büyük..” Parmaklarının ucunda diğer çocuğun kapısına giderek kapıyı usulca araladık- larında karşılaştıkları manzara karşısında çok şaşırmışlar.


 Çocuk elindeki pislik kutusunu havaya fırlatıyor ve neşe içinde: “Beni kandıramazsınız, bu kadar pisliğin olduğu yerde mutlaka bir tay ya da midilli vardır, mutlaka vardır!” diye bağırıyormuş.


Mutluluğumuz karşılaştığımız olaylar kadar bizim o olaylara bakış tarzımıza da bağlıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder