23 Kasım 2012

…Ve Aysun’dan Son Çırpınışlar; ‘’Feryada Gücüm Yok, Feryatsız Duy Beni…’’



Cep telefonu yanımda uyuma alışkanlığım olduğundan saat 03.00’de zır zır eden telefonuma söverek uyandım. Kim arıyor diye ekrana baktım, ‘’Aysun’’ adını görünce hemen açtım. ‘’Aysun hayırdır’’ diyemeden, o ağlayarak anlatmaya başladı. ‘’Dün akşam saat 17.00 gibi dayanamadım Ahmet’i aradım telefonumu bile açmadı. Saat 19.00 a kadar arar diye bekledim aramadı. Arkasından yüzüm gözüm şişti hastaneye gittim, gene serumlar, gene ilaçlar verildi eve dönünce de seni aradım Anette’’ diyen Aysun’un titreyen sesinden söylediklerini zar zor birleştirdim. ‘’Ben bu adamı bu kadar mı mutsuz etmişim, bana karşı bu kadar mı hırsla dolmasına sebep olmuşum’’ diyen Aysun’u teselli edemiyeceğimi artık çok iyi biliyordum.

‘’İlişkimizde iki tane dönüm noktası oldu Anette’’ diye devam etti, ‘’birincisi benim işten ayrıldığım, yeniden iş aradığım ve eski iş koluma dönemiyeceğimi kesin olarak anladığım bir dönem vardı ve çok bunalıma girmiştim. Artık ne iş yaparım, nasıl para kazanırım diye çok üzülmüştüm ve kendimi dağa taşa vermiştim. O gezintinin sonunda Ahmet artık çalışmayan, sadece sırtını kendine dayayan birini istemez diye ondan ayrılmaya çalışmıştım ama bunları ona itiraf edememiştim. Sonra Ahmet’in -tekrar birleşelim mi- çağrısıyla da ona geri koşmuştum. Eğer ondan böyle bir teklif gelmeseydi de kafayı yerdim zaten diye ekledi Aysun. Sanırım o dönem ondan ayrılmam ve olaya doğru dürüst bir açıklama getirmeme onu çok yaraladı. Halbuki tek sebep iş, gelecek endişesi ve kariyerle ilgili durumlardı. Keşki zamanında ona bunu iyice anlatmış olsaydım diye pişmanlıkla sürdürdü konuşmasını…’’

‘’Peki ikinci dönüm noktası neydi’’ diye sordum. Aysun hemen başladı dökülmeye ‘’şimdi bu adam benim ilk erkeğim, tabi bende bu konularda aslında kapalı yetiştirildim, çok utangaç ve uzak ve istemez görünürdüm ona, bir keresinde de bir arkadaşı onla beraber olmaya devam edersen senle evlenmez, istediğini alıyor neden evlensin ki diye kafamı yedi, bende seni artık çekici bulmuyorum gibi saçmalıklar geveledim sonra da ilişkimiz yavaş yavaş sevgililikten arkadaşlığa dönmeye başladı ve durumu nasıl kurtaracağımı bilemedim. Bazen yanyana uyurduk sabahları keşke birlikte olsak, keşke bana yakınlık gösterse diye dualar ederdim, o göstermeyince de ben kendimi dile getiremez, salona gider gizlice ağlardım. İlişki sanırım böyle böyle, yavaş yavaş onun tarafından monotonlaştı, bir de onu istemediğim gibi bir hisse kapıldı, ama alakası bile yok, ben her zaman onu çok çekici buldum. Daima onu erkeğim olarak gördüm. Bu on sene içinde de başka hiçbir erkeğin eli elime bile değmedi. Görüşmediğimiz, ayrı kaldığımız zamanlar oldu hatta başkalarını beğendiğim zamanlar bile oldu ama Ahmet’i kaybedebilme ihtimalini düşünmek bile kalbime bıçak gibi saplandığından asla başka erkeklerle arkadaşlık boyutunu geçmedim’’ diye ilave etti.

Anladım ki Aysun çok dertli ve içini boşaltmaya ihtiyacı var. Belki anlatırsa, anlatırsa ve anlatırsa, içinde kalmış pişmanlıkları dışarı akıtırsa , -durumu- bu ilişkinin artık bittiğini kabul eder diye onu sonuna kadar dinlemeye kararlıydım.

‘’Birde Anette neye yanıyorum biliyor musun’’ diye ekledi, ‘’son iki senedir bana karşı o sevgisinin, şefkatinin azaldığını hissediyordum, hatta birkaç kere ona sordum da, ama verdiği cevaplardan onun benden böyle uzaklaştığını ve arayışa girdiğini anlamamışım. Ben kendi hayatıma, iş arayışıma, sağlığıma, arkadaşlarımla, ailemle olan sorunlarıma takılıp kalmış. Onu o kadar hep yanımda görmüşüm ki onsuz bir hayatı düşünmemişim bile. Var olan sorunlarımızın da çözüleceğini düşünmüşüm hep.’’

Bana en çok koyansa ‘’Ahmet’in karşıma çıkıp; bak Aysun, benim bu ilişkiyle ilgili böyle böyle böyle sorunlarım var, ve bunlar benim için çok önemli, ya bunlar düzelir ve biz bu ilişkiyi düzeltiriz yada ben artık yokum dememiş olması, karşısına yeni bir kız çıkana kadar ilişkimiz şöyle böyle devam ettirip, kızla beraber olmaya başlayınca da beni mail hızıyla terketmesi…’’Organ Gencebay’ın şarkısı var ya; ‘’Hatasız kul olmaz, Hatamla sev beni, Feryada gücüm yok, Feryatsız duy beni, VE BANA GERİ DÖN’’ işte benim durumum da tam olarak bu…

Artık hastanedekiler ‘’ böyle acile gidip gelmekle olmaz seni bir hafta burada tutmamız lazım diye karşıma çıktılar zaten, o yüzden ziyaretime gelirsen sevinirim’’ diye de ekledi…

O kadar üzülüyordum ki Aysun’un durumuna söyleyecek söz bile bulamiyordum. Aysun bir yandan da devam ediyordu ‘’birde altıncı hissim güçlü diye geçinirdim, burnumun dibinde olanları görememişim, yiyeyim ben bu altıncı hissimi diye söyleniyordu ‘’.Halbuki hareketleri ne kadar barizdi bir bilsen. ‘’Bana karşı bağırmaları,  çağırmaları, her hareketimde suç bulması demek ki bundanmış’’ diye ekledi, ‘’Anette inanamazsın nerdeyse nefes almama bile kızıyordu, meğerse başka kadına yelken açmış benden nasıl kurtulacağını düşünüyormuş, on senede son iki ayda etmediğimiz kadar kavga etmeye başlamıştık bende ne oluyor ne oluyor diye anlamaya çalışıyodum şimdi anladım ne oluyor elinin körü oluyor, ben hastanelerde sürünürken adam başka kadınla beraber oluyor. İşte bu oluyor derken’’ Aysun ne olur sakinleş diye yalvarmaya başladım.’’ Üç – beş aydır tanıdığı kadın için 10 senelik yuvamızı yıktı ya, yazıklar olsun diyorum başka da bir şey demiyorum’’ diye ekledi arkasından. Hızını alamadı devam etti, ‘’son zamanlarda onu hiç evde bulamaz olmuştum, nerdesin diye sorduğumda da; anneme kahve içmeye gittim, anneme yemeğe gittim’’ diye cevaplar verirdi. Bende inanırdım. Meğerse kod adı ‘’annemmiş’’. ‘’Hep o kızla buluşurmuş’’ diye feryat ediyordu artık…

Kafasını dağıtmak için ‘’dur’’ dedim sana bu ayki burç yorumunu okuyayım ,ne yazsa beğenirsiniz!.. ‘’Evrenin hayatınıza getirdiği değişikliklere direnmeyin, unutmayın her bitiş daima daha iyi başlangıçlar içindir’’ dedim bana inanmadı. ‘’Yolla yazıyı’’ dedi, gönderdim ‘’tabi’’ dedi ‘’bitiş için nasıl teselli yapacaklar ki’’ dedi arkasından da  gene dertli  bir şekilde söylenmeye başladı ‘’Ahmet, Ahmet’im, şimdi başkasının Ahmet’i oldun, ben seni çok sevmiştim, her yaptığım hata için özür dilerim, feryada gücüm yok ne olur feryatsız duy beni derken’’, telefonu kapadı ve birkaç gün hastanede kalacağı için eşyalarını hazırlamaya gitti…

Sağlıcakla,

Not: Buradaki olaylar tamamen gerçektir, sadece isimler değiştirilmiştir. Ve herşey Aysun’dan izin alınarak yazılmaktadır…

1 yorum:

  1. Gerçekten Aysun için çok üzüldüm, 10 yıl çok uzun bir zaman, umarım yaşananları mümkün olduğu kadar çabuk etmesini diliyorum. Bir an önce kendisini ve onu affedip kendi yarasını kendisinin sarması lazım. Eminim karşısına kendini anlayacak, sevgisini hakedecek biri çıkacaktır.

    YanıtlaSil