30 Mart 2013

Önemli bir haber bekleyişinde isek, ya da ileride bizce çok önemli birgünü hedefleşmişsek genellikle yaptığımız şudur: Olacak mı, olmayacakmı? Gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi? Tanrım ne olur olsun, olsunmutlaka olsun, lütfen... Ya olmazsa? Ben ne yaparım... Offf ne ooluryaaaa!!!


Önemli bir haber bekleyişinde isek, ya da ileride bizce çok önemli bir günü hedefleşmişsek genellikle yaptığımız şudur: Olacak mı, olmayacak mı? Gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi? Tanrım ne olur olsun, olsun mutlaka olsun, lütfen... Ya olmazsa? Ben ne yaparım... Offf ne oolur yaaaa!!! Olsun olsun olsun. Lütfen olsun yaaa... O güne kadar kendimizi yer bitiririz. Veya "bıraktım akışına, olsun ha...yrına" deriz de sürekli nedense bunu tekrarlama gereğinde bulunuruz. Çünkü aslında zihnimiz bastırıyordur ve onu rahatlamaya çalışırız...
Yapmamız gereken ise o güne kadar kasılı halde bekleyip, kendimizi yemek değildir. Çünkü defalarca yaşamışsınızdır ki evet, böyle bir durumda o beklediğiniz gerçekleşse bile hayatınız "kurtulmamıştır" Belki belirgin ölçüde rahatlamışsınızdır, oley be! demişsinizdir de bir süre sonra yeni hedefler ve gerilimler başlayacaktır. Bu gerginlik bir ömür boyu sürer... Bu durum, oruç tutup da akşam iftarına kadar saatleri sayan ve bunun gerilimini yaşayan bir adamın halinden farksızdır. O gününü heba eder, orucun da anlamını unutmuştur.
Halbuki yapılması gereken ŞİMDİ'nin doldurulması ve doyurulmasıdır. Sürekli olarak dikkatimiz şu an'a ve çevremize ve yaptığımıza dönük olmalıdır ki ŞİMDİ'miz ne dolu ve doygun olursa, o beklediğimiz zaman da o kadar dolu ve doygun olur. İstediğiniz gibi gerçekleşirse kendinizden geçmezsiniz; gerçekleşmezse de o kadar sizi etkilemez. Almanız gereken mesajı alır ve ilerlersiniz. Hani o adamın iftar topu atılınca yemeklere saldırmasını benzer bu. Ne yediğinden bir şey anlar, ne de sonrasından çünkü mide fesadı geçirmektedir ve yediğine yiyeceğine de pişman olur. Halbuki kendini o gün yaptığı şeylere vermiş oruçlu, vakti gelince sakin sakin iftar sofrasına oturur ve sıcak pide içine çektiği tulum peynirinin tadını çıkartır, aromasını ağzında gezdire gezdire. Saldıran bir adamın yapmadığı şekilde. Hatta öyle bir durumdadır ki o kişi çok fazla birşey yemesine bile ihtiyacı kalmamıştır. Yeteri kadar yer ve sonrasının tadını çıkartır...
Aç olan ŞİMDİ'miz... Onu doyurmayı öğrenelim... :)
Hasan Sonsuz Çeliktaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder