27 Ocak 2011

Ahhh şu ilişkiler... Yakından mı yürür? uzaktan mı...

Ahhh şu ilişkiler... Olsa dert... Olmasa dert... Yürüse dert... Yürümese dert...

İlişkilerin en çok ne tarafını seviyorum biliyormusunuz? Başlangıcını... O heyecanını... O tereddütleri... Ne yöne gideceğini bilmeden attığımız o ürkek, umutlu adımları... İlişki yolundayken bize verdiği güveni ve gücü... Güneşin daha bir güzel olduğu, denizin daha bir mavi olduğu o aydınlık günleri... Etrafa saçtığımız mutluluk dolu bakışları... Herkes mutlu olsun isteğimizi... Kendi yarattığımız cenneti seviyorum...

Fakat bir noktadan sonra ilişkiler yürürken bile sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor... Ne güneş öyle güzel parlıyor... Ne gözlerde ışıltı kalıyor... Hatta en ufak şeyler bile batmaya başlıyor...

Şu insanoğlunu çözemedim gitti... Ne değişti bilinmez... ama batmaya başlayınca batıyor işte... Yeşil gömlek giyince de batıyor... Dolabın kapağını açık bırakınca da batıyor... Bulaşık makinesine tabakları yerleştirmeden önce sudan geçirmesi de batıyor... Yemek yerken çıkardığı sesler de batıyor... Belki fazla iç içe geçmiş yaşamlardır buna sebep olan...Hergün, hergün, hergün aynı kişiyi görmektir belkide insanı bunaltan... Tabi ki bunun verdiği güven hissi ve alışkanlığın verdiği rahatlıktır bunu devam ettiren...

Ama ya ilişkiye biraz mesafa konsa... Biraz hayalgücü girse... Herkese yaşam alanı kalsa... Özlem olsa... Yeşil gömleğini  özlesen ... Kirpiğini bile özlesen mesela... Ses tonunu... Mail attımı diye bilgisayara koşsan... Sürekli mesaj geldimi diye cep telefonunu yoklasan... Sanki biraz mesafe ilişkileri besliyormuş gibi geliyor... Kızgınlıklarını da unutursun... Hep iyi şeyler düşer aklına...

Mesela annem ve ben... Ne zaman İstanbul'dan ayrılsam ilişkimiz ballı badem gibi oluyor... Nasılsın kızım... Bir şeye ihtiyacın var mı kızım diye başlıyor telefon konuşmamız... Kendine iyi bak... Bir şey lazımsa göndereyimle bitiyor... Annem aradığında bir başka keyifle açıyorum telefonu...

Halbuki İstanbuldayken öyle mi? Beni görmeye geldin, gelmedinle başlıyoruz... Az kaldın çok kaldınla bitiriyoruz görüşmeyi... Arada da bu kotun üstüne bu kazak olmamış ki diye devam ediyor...Tutamaz annem hiçbir şeyi içinde... Öyle dinler durursun... Sorgulama bitsin diye beklersin...

Yok yok ben o kadar dipdipe ilişkilerden yana değilim... Biraz mesafe iyi bence... Hoşgörüyü de romantizmi de arttırıyor gibi geliyor... Hatta kafamda yarattığım kişiyi kolayca oturtabiliyorum bir başkasının üzerine... Mutlu mutlu yaşayıp gidiyorum kendi köşemde...

Hepimize mutlu, sağlıklı ilişkiler dilerim... Sanırım herkes kendi reçetesini yaratmak zorunda... Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder