10 Temmuz 2011

Kaş-uyuyan adam kayası…

[slideshow]

Kaş'a uzun yıllar gitmedim. Yok çok uzak dedim, yok yolu kötü dedim, yok oraya gidince uzun kalmak lazım değmez dedim. Şunu dedim bunu dedim. Ahh şimdi ne pişmanım. Kaş'a gitme fırsatını her kaçırışıma şu an içim yanıyor...

Üstelik Kaş’a varmadan meşhur Kaputaj plajında denize girme imkanınız da var… Yalnız Kaputaj plajına varmak için bayağı bir basamak inmek gerekiyor… Arkasından o terle hemen kendinizi mis gibi suya atıveriyorsunuz… Plaj küçük bir alanı kaplıyor ve herhangi bir tesis yok. O yüzden şemsiyenizi yanınızda götürürseniz iyi olur. Denizin suyu ise enfes… Kumları beyaz ve yumuşacık… Orada güzel bir deniz keyfi yaptıktan sonra keyifle Kaş’a doğru yola devam ediyorum.

Kaş ne büyük, ne küçük bir sahil kasabası. Bana göre Ortaköy’ü andıran sokaklardan oluşuyor. Balık lokantaları var, ev yemekleri yapan yerler var, tertemiz bir denize girme imkanı var, dalış yapma imkanı var, kolye ,küpe ıvır zıvır alma imkanı var...Acaip bir yer bu kaş...

Balık lokantalarından Bahçe restoranı tavsiye ederim… Biraz içerde kalıyor deniz manzarası yok. Ama sevimli bir bahçesi var. Ve her daim kalabalık…

Ev yemekleri yapan yerlerden de  Bi lokma’yı tavsiye ederim… Anne böreği ve etli yaprak sarması müthiş. Yalnız bu iki yer de çok kalabalık oluyor… O yüzden ya erken gitmenizi yada rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim…

Kaş’ta nerede kalırım diye endişe etmenize hiç gerek yok… Her yer pansiyon ve otel dolu… Ben odada az vakit geçiricem diyorsanız Kaşın içindeki pansiyonlarda kalabilirsiniz… Biraz daha rahatıma düşkünüm derseniz Küçük çakıl bölgesindeki butik otellerde kalabilirsiniz… Kaş’ın cıvıltısından yürüyerek on dakika uzaklıkta…

Kaş’ın kendine yakışır ufak bir marinası var… Seyir tepesine çıkıp hem marinayı hem de tüm bölgeyi seyredebilirsiniz.Bir de meşhur uyuyan adam kayası var. Aslında bu kaya nedense beni ürpertiyor. Adam sanki huzursuz bir uykuda. Her an kalkıvericek gibi… Uyuyan adam kayasının aşağısında antik bir tiyatro var… Antik tiyatrolara zaafım olduğundan burayı da geziyorum… Yaklaşık 4000 kişi kapasiteli ufak bir tiyatro burası… …

Kaş’ın en civcivli sokağı Uzun Çarşı Sokağı… Yukardan aşağıya doğru uzanan, yolun her iki tarafında da iki katlı  cumbalı evlerin olduğu bir sokak burası… Evlerin  üzerinden begonviller fışkırmış… Pembesi, fujyası, beyazı derken inanılmaz bir görüntü oluşturmuş… Evlerin alt katları dükkana çevrilmiş… Halılar, çantalar, eşarplar, takılar dükkanlardan dışarı taşmış… Yokuşun başında duruyorum, birazdan  o dükkan senin, bu dükkan benim koşturucam . Yorulunca da bir buzlu (frozen) kavun suyu içicem. Ohhh hayat ne güzel...

Buralara gelip de Kekova’ya gitmemek olmaz… Ama o bir sonraki yazının konusu…

Sağlıcakla,

1 yorum:

  1. Paylaşımınız için çok ama çok teşekkürler. Bu türde paylaşımlar bir çok konuda faydalı olmaktadır.

    YanıtlaSil